Oğul içinden “Bu adama kötülük yapılır mı” diye geçirerek koyulduğu yolculukta kuru dallar sayesinde kolayca evine ulaşmış.
Babasının ormanda açlık ve susuzluktan ölmesine gönlü razı gelmediğinden, töreye, yasaya aldırmaksızın yiyecek içecek götürmeye başlamış!..
★★★
Günler günleri kovalarken, oğul her gidişinde, babasını ülkede olup bitenlerden haberdar ediyormuş.
Bir gün tellallar yollara dökülüp “Her kim tokmaksız davul çalmayı başarırsa, hükümdarımız onu vezir yapacak” diye bağırmaya başlamışlar.
Oğul bunu babasına iletince yaşlı adam “Bundan kolay ne var oğlum” demiş. “Davulun içine arı doldur, hükümdarın huzuruna çıkınca, davulu yuvarla, yeter!..”
Oğul da bunu yapmış ve vezirliği kapmış!..
Doğal olarak bunu babasından öğrendiğini de kimseye söylememiş!
★★★
Günler geçmiş, devran dönmüş, tellallar yine yollara koyulup “Her kim külden urgan yapmayı becerirse, padişahımız ona sadrazamlık verecek” diye duyurmuşlar.
Tabii oğul yine babasına koşmuş. Bilge, “Oğlum! Urganı taşa koyar üzerine gazyağı döküp tutuşturursun. Al sana külden urgan!..” demiş.
Böylece oğul sadrazamlık mührünü bu kez de kimseye kaptırmamış!..
★★★
Bir süre sonra yeni bir duyuru yapılmış:
“Her kim kağıtta ateş taşırsa, hükümdarımız kızını ona verecek!.. Yazının tamamı için;
Koca ülkede hiç kimse çözüm bulamayınca oğul, soluğu babasının yanında almış.
Bilge ona da çözüm bulmuş:
“Çok kolay oğlum! Kağıttan bir fener yapar, içinde de mum yakarsın. Al sana kağıt içinde yanan ateş!..”
Oğul bu sınavı da başarıyla geçince padişah “Sen bunları kendi aklınla çözemezsin. Sırrını açıklarsan, hem kızımla evlendireceğim, hem de hiçbir ceza vermeyeceğim” demiş.
Babasını çok seven kadirbilir oğul da her şeyi açıkça anlatmış.
Padişah dikkatle dinledikten sonra “Demek ki yaşlılarımızın beden güçlerinden değilse bile, akıl ve deneyimlerinden yararlanabilirmişiz” diyerek, töreyi kaldırmış!..
★★★
Ege bilgesi değerli yazar Şadan Gökovalı'nın anlattığı masaldan çıkaracağımız pay, büyük filozof Immanuel Kant'tan gelsin:
“Yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır, ama görüş açınız genişler…”
Ayrıca güzel yaşayanlar, güzel yaşlanırlar…https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/ugur-dundar/yaslilik-5725946/
YORUM
Dünya ya korona virüsü; yaşlıları öldürmek üzere üretip yayan, Dünya yı; savaş, terör,silah, ilaç ve dolar gücü ile, yüzyıllardır baskı ve zulüm ile yöneten sermayenin, son yıllarda; işlerinin istediği seviyede iyi gitmeyerek, her hamlesinde; Dünya nın ayrı ayrı ülkelerinde, söz birliği etmiçesine; görünmeyen,bilinmeyen bir aklın, işlerine çomak soktuğunu farkına varması neticesinde; bu olsa olsa; 60 yaşın üzerindeki,tecrübe ve birikime sahip insanların; internet çağında edindikleri bilgileri; geçmiş tecrübeleri ile empati kurarak; Dünya yı sömüren gücü ve uzantılarını teşhis etmeleri sonucunda; tamamen bireysel olarak, yaşadıkları toplumları; internet nimeti sayesinde uyardıkları ve yeni nesli de organize ettiklerini fark etmesi ile; virüsü 60 yaş ve üzerindeki akil insanları öldürecek şekilde tasarladılar.
Bu öngörüden yola çıkacak olursak; ABD başkanı Trump ın her gün birbiri ile çelişen sözlerine baktığımız zaman; hedefleri; ABD de 200 bin; Türkiye de 60 bin ve diğer ülkelerdeki tahminlerini, rakam vererek söylemeleri; korona virüs’e talimat vermiş olduklarını,bize açık ipucu olarak vermektedir. Bu operasyonun hedefinde kimler; niçin olabilir. Adrese teslim virüs ile, biyolojik suikat yaparak; işlerine bilerek veya bilmeyerek çomak sokan akil insanları ortadan kaldırıp; kapitalizmin niyetini bilmeyen, genç nesli, kendi hizmetinde daha rahat kullanabilmek. Ayrıca; sermayenin işlerini aksatıp, istediği ciroya ve amaca ulaşamayan, firma cio ları, futbol organizatörleri, siyasetçiler,yazarlar, şuurlu dindarlar, şuurlu Müslüman milliyetçiler, velhasılı kelam; faizli kapitalist, zalim sömürü düzeni’nin sona ermesi için gayreti olan herkes; sermaye nin hedefindedir.
Adrese teslim virüs’u; hedeflerindeki kişiye nasıl ulaştırabilirler ?
Sokağa çıkma yasağı tamamen ilan edilmemiş olsa dahi; sokağa çıkanlara müdahale edildiğine göre; sokağa çıkma yasağı fiilen ilan edilmiş sayılır. Evinden çıkamayan ve takipte olan, hedef kitleye; kendi talebi halinde, gıda, kapısına getirilecek, maaşı kapısına getirilecek, işte en büyük tehlike burada; bu durumdan, ne gıdayı getiren’ın haberi olur, ne de paketi hazırlayanların; onlar bunun en şeytani yöntemlerini kullanacaklardır, örneğin; eve gelen gıda da, parada veya herhangi bir belge virüslü olur, virüs; ailenin tamamına bulaş sa da; en yaşlı yı öldürünce; amaç hasıl olmuş olur. Bu tehlikeyi ön gören cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayib Erdoğan; olağan üstü hal ilan etmeyerek, milleti sık sık uyararak, tehlikenin ciddiyetini milletine bildirmektedir. Muhalefet ise; tamamen ölüm korkusuna odaklanarak,hiçbir öngörüleri olmadan,ohal ilan edilsin diye bas bas bağırmaktadırlar.
Sermaye nin bir hesabı var sa; Allah ın da hesabı var. Biz; mü'min ler samimiyet le çalıştık ça; sermayenin çöküşü; Allah ın izni le, hızla devam edecek. Zalim sömürü düzeni yıkılacak,Adil ortaklık Kur'an düzeni kurulacak. Tüm insanlık, sermaye hizmetkarları dahil, refah içinde bin yıl yaşayacak.
İtalik ifadeler; yorumlar; Hüseyin BAĞDATLI’YA aittir.