Koronavirüs hem tıp bayramını hem de 60 yaşın üzerine ç
728 Okunma, 1 Yorum
Mehmet Barlas - Sabah
Tayibet Erzen

15/03/2020

Koronavirüs hem tıp bayramını hem de 60 yaşın üzerine çıkabilmeyi anlamsız kıldı

Bu koronavirüs her şeyi alt üst etti... Mesela bütün dünyada 14 Mart Tıp Bayramı olarak kutlanırdı. Ama virüsün yarattığı korku yüzünden bu bayramı da doktorlar, kendi kendilerine evlerinde aileleri ile kutladılar.

60-65 yaşındakiler
Koronavirüse karşı alınması gereken önlemleri hemen her kurum medyada yayınlıyor. Bu arada bizim televizyonlarda haber programları arasında yayınlanan önlemler arasında, 
"60 yaşın üzerindekilerle temas ederken dikkatli olun" şeklinde uyarılar da var. Düşünün ki şu anda 4 milyon Türk 60-65 yaş aralığında. Bunları toplumun izole etmesi pek kolay olmasa gerek. Ayrıca "Yaş 70/ İş bitmiş" şeklindeki tekerlemenin "Yaş 80/ İş bitmemiş" şeklinde düzeltilmesi beklenirken, "Yaş 60/ İş bitmiş" şeklinde değiştirilmesi de pek kolay olmayacak.

Kimler 60 ve yukarı yaşında?

Tamamı için https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2020/03/15/koronavirus-hem-tip-bayramini-hem-de-60-yasin-uzerine-cikabilmeyi-anlamsiz-kildi

Yorum:

Şer zannedilen Hayr

Her şerde bir hayır vardır’ bugünlerde yaşanan Covid-19 salgını için çok da uygun bir çıkarım. İyi bir şeylerin olmasını istersiniz, çok istersiniz, olmaz. Dua edersiniz, olmaz. Çalışır çabalarsınız yine olmaz. Bir anlam veremezsiniz ama durumdan da hoşnut değilsinizdir. İşte tam o sırada kötü bir şey olur. Daha doğrusu seyri itibariyle öyle görünür ve iyice canınızı sıkar ama ilerleyen zamanlarda sonuçları itibari ile o kadar iyi olur ki şaşarsınız, inanamazsınız.

Bana öyle geliyor ki bu salgın insanlarda, toplumda bir terbiyeye sebep olacak. Baksanıza birçok ülkede marketlerde tuvalet kağıdı krizi başlamış bile. Hiç yoktan insanlar temiz olmayı öğreniyor, bu da bir şeydir. Kimisi yiyecek stoku yapıp evine hapsolurken kimisi başkalarına nasıl faydalı olurum diye çırpınıyor. Bu imtihan yardımseverlerle bencilleri ayırmakla kalmayıp bir ‘paylaşım’ zihniyetini de doğuracak. İnsanlar evrende yalnız olmadıklarını, Allah’ın verdiği her nimete ortak olduklarını idrak edecekler, bunu kavrayamayanlar elenecekler ve dünyaya adil bir düzen hakim olacak.

 

Tayibet Erzen


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
16.03.2020
07:30

1967...1968...1969...AKEVLER 54 YILDIR ÇALIŞIYOR...2018...2019...2020

BİZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ...

SİZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM...

ADİL DÜZEN 1055

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 1055. Hafta - 14 MART 2020 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 1055. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?” (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.” (Hadis)

AdresAKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ, Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASIANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

***

*“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

SURİYE ANAYASASI ÖNERİSİ

-İRAN CUMHURBAŞKANI RUHANİ’NİN ÖNERİSİ VESİLESİYLE-

ÖNERIMIZ AŞAĞIDAKI MADDELERI IÇERIR

Süleyman KARAGÜLLE

***

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

‘Gizli Dünya Devleti’ dedikçe Erbakan’ı anmak-12

‘Gizli Dünya Devleti’ dedikçe Erbakan’ı anmak-13

‘Gizli Dünya Devleti’ dedikçe Erbakan’ı anmak-14

‘Gizli Dünya Devleti’ dedikçe Erbakan’ı anmak-15

‘Gizli Dünya Devleti’ dedikçe Erbakan’ı anmak-16

Reşat Nuri EROL

***

FURKAN SÛRESİ- 8. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

تَبَارَكَ الَّذِي نَزَّلَ الْفُرْقَانَ عَلَى عَبْدِهِ لِيَكُونَ لِلْعَالَمِينَ نَذِيرًا (1) الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَمْ يَتَّخِذْ وَلَدًا وَلَمْ يَكُنْ لَهُ شَرِيكٌ فِي الْمُلْكِ وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ فَقَدَّرَهُ تَقْدِيرًا (2) وَاتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ آلِهَةً لَا يَخْلُقُونَ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ وَلَا يَمْلِكُونَ لِأَنْفُسِهِمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا وَلَا يَمْلِكُونَ مَوْتًا وَلَا حَيَاةً وَلَا نُشُورًا (3)وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَذَا إِلَّا إِفْكٌ افْتَرَاهُ وَأَعَانَهُ عَلَيْهِ قَوْمٌ آخَرُونَ فَقَدْ جَاءُوا ظُلْمًا وَزُورًا (4) وَقَالُوا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ اكْتَتَبَهَا فَهِيَ تُمْلَى عَلَيْهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا (5) قُلْ أَنْزَلَهُ الَّذِي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ إِنَّهُ كَانَ غَفُورًا رَحِيمًا (6) وَقَالُوا مَا لِهَذَا الرَّسُولِ يَأْكُلُ الطَّعَامَ وَيَمْشِي فِي الْأَسْوَاقِ لَوْلَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مَلَكٌ فَيَكُونَ مَعَهُ نَذِيرًا (7) أَوْ يُلْقَى إِلَيْهِ كَنْزٌ أَوْ تَكُونُ لَهُ جَنَّةٌ يَأْكُلُ مِنْهَا وَقَالَ الظَّالِمُونَ إِنْ تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلًا مَسْحُورًا (8) انْظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوا لَكَ الْأَمْثَالَ فَضَلُّوا فَلَا يَسْتَطِيعُونَ سَبِيلًا (9)تَبَارَكَ الَّذِي إِنْ شَاءَ جَعَلَ لَكَ خَيْرًا مِنْ ذَلِكَ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَيَجْعَلْ لَكَ قُصُورًا (10) بَلْ كَذَّبُوا بِالسَّاعَةِ وَأَعْتَدْنَا لِمَنْ كَذَّبَ بِالسَّاعَةِ سَعِيرًا (11) إِذَا رَأَتْهُمْ مِنْ مَكَانٍ بَعِيدٍ سَمِعُوا لَهَا تَغَيُّظًا وَزَفِيرًا (12) وَإِذَا أُلْقُوا مِنْهَا مَكَانًا ضَيِّقًا مُقَرَّنِينَ دَعَوْا هُنَالِكَ ثُبُورًا (13) لَا تَدْعُوا الْيَوْمَ ثُبُورًا وَاحِدًا وَادْعُوا ثُبُورًا كَثِيرًا (14) قُلْ أَذَلِكَ خَيْرٌ أَمْ جَنَّةُ الْخُلْدِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ كَانَتْ لَهُمْ جَزَاءً وَمَصِيرًا (15) لَهُمْ فِيهَا مَا يَشَاءُونَ خَالِدِينَ كَانَ عَلَى رَبِّكَ وَعْدًا مَسْئُولًا (16) وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ فَيَقُولُ أَأَنْتُمْ أَضْلَلْتُمْ عِبَادِي هَؤُلَاءِ أَمْ هُمْ ضَلُّوا السَّبِيلَ (17) قَالُوا سُبْحَانَكَ مَا كَانَ يَنْبَغِي لَنَا أَنْ نَتَّخِذَ مِنْ دُونِكَ مِنْ أَوْلِيَاءَ وَلَكِنْ مَتَّعْتَهُمْ وَآبَاءَهُمْ حَتَّى نَسُوا الذِّكْرَ وَكَانُوا قَوْمًا بُورًا (18) فَقَدْ كَذَّبُوكُمْ بِمَا تَقُولُونَ فَمَا تَسْتَطِيعُونَ صَرْفًا وَلَا نَصْرًا وَمَنْ يَظْلِمْ مِنْكُمْ نُذِقْهُ عَذَابًا كَبِيرًا (19) وَمَا أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ مِنَ الْمُرْسَلِينَ إِلَّا إِنَّهُمْ لَيَأْكُلُونَ الطَّعَامَ وَيَمْشُونَ فِي الْأَسْوَاقِ وَجَعَلْنَا بَعْضَكُمْ لِبَعْضٍ فِتْنَةً أَتَصْبِرُونَ وَكَانَ رَبُّكَ بَصِيرًا (20) وَقَالَ الَّذِينَ لَا يَرْجُونَ لِقَاءَنَا لَوْلَا أُنْزِلَ عَلَيْنَا الْمَلَائِكَةُ أَوْ نَرَى رَبَّنَا لَقَدِ اسْتَكْبَرُوا فِي أَنْفُسِهِمْ وَعَتَوْا عُتُوًّا كَبِيرًا (21) يَوْمَ يَرَوْنَ الْمَلَائِكَةَ لَا بُشْرَى يَوْمَئِذٍ لِلْمُجْرِمِينَ وَيَقُولُونَ حِجْرًا مَحْجُورًا (22) وَقَدِمْنَا إِلَى مَا عَمِلُوا مِنْ عَمَلٍ فَجَعَلْنَاهُ هَبَاءً مَنْثُورًا (23) أَصْحَابُ الْجَنَّةِ يَوْمَئِذٍ خَيْرٌ مُسْتَقَرًّا وَأَحْسَنُ مَقِيلًا (24) وَيَوْمَ تَشَقَّقُ السَّمَاءُ بِالْغَمَامِ وَنُزِّلَ الْمَلَائِكَةُ تَنْزِيلًا (25) الْمُلْكُ يَوْمَئِذٍ الْحَقُّ لِلرَّحْمَنِ وَكَانَ يَوْمًا عَلَى الْكَافِرِينَ عَسِيرًا (26) وَيَوْمَ يَعَضُّ الظَّالِمُ عَلَى يَدَيْهِ يَقُولُ يَالَيْتَنِي اتَّخَذْتُ مَعَ الرَّسُولِ سَبِيلًا (27) يَاوَيْلَتَا لَيْتَنِي لَمْ أَتَّخِذْ فُلَانًا خَلِيلًا (28) لَقَدْ أَضَلَّنِي عَنِ الذِّكْرِ بَعْدَ إِذْ جَاءَنِي وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِلْإِنْسَانِ خَذُولًا (29) وَقَالَ الرَّسُولُ يَارَبِّ إِنَّ قَوْمِي اتَّخَذُوا هَذَا الْقُرْآنَ مَهْجُورًا (30) وَكَذَلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا مِنَ الْمُجْرِمِينَ وَكَفَى بِرَبِّكَ هَادِيًا وَنَصِيرًا (31) وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ الْقُرْآنُ جُمْلَةً وَاحِدَةً كَذَلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِ فُؤَادَكَ وَرَتَّلْنَاهُ تَرْتِيلًا (32) وَلَا يَأْتُونَكَ بِمَثَلٍ إِلَّا جِئْنَاكَ بِالْحَقِّ وَأَحْسَنَ تَفْسِيرًا (33) الَّذِينَ يُحْشَرُونَ عَلَى وُجُوهِهِمْ إِلَى جَهَنَّمَ أُولَئِكَ شَرٌّ مَكَانًا وَأَضَلُّ سَبِيلًا (34)وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَجَعَلْنَا مَعَهُ أَخَاهُ هَارُونَ وَزِيرًا (35) فَقُلْنَا اذْهَبَا إِلَى الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَدَمَّرْنَاهُمْ تَدْمِيرًا (36) وَقَوْمَ نُوحٍ لَمَّا كَذَّبُوا الرُّسُلَ أَغْرَقْنَاهُمْ وَجَعَلْنَاهُمْ لِلنَّاسِ آيَةً وَأَعْتَدْنَا لِلظَّالِمِينَ عَذَابًا أَلِيمًا (37) وَعَادًا وَثَمُودَ وَأَصْحَابَ الرَّسِّ وَقُرُونًا بَيْنَ ذَلِكَ كَثِيرًا (38) وَكُلًّا ضَرَبْنَا لَهُ الْأَمْثَالَ وَكُلًّا تَبَّرْنَا تَتْبِيرًا (39) وَلَقَدْ أَتَوْا عَلَى الْقَرْيَةِ الَّتِي أُمْطِرَتْ مَطَرَ السَّوْءِ أَفَلَمْ يَكُونُوا يَرَوْنَهَا بَلْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ نُشُورًا (40)

***

وَإِذَا رَأَوْكَ إِنْ يَتَّخِذُونَكَ إِلَّا هُزُوًا أَهَذَا الَّذِي بَعَثَ اللَّهُ رَسُولًا (41) إِنْ كَادَ لَيُضِلُّنَا عَنْ آلِهَتِنَا لَوْلَا أَنْ صَبَرْنَا عَلَيْهَا وَسَوْفَ يَعْلَمُونَ حِينَ يَرَوْنَ الْعَذَابَ مَنْ أَضَلُّ سَبِيلًا (42) أَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ أَفَأَنْتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَكِيلًا (43) أَمْ تَحْسَبُ أَنَّ أَكْثَرَهُمْ يَسْمَعُونَ أَوْ يَعْقِلُونَ إِنْ هُمْ إِلَّا كَالْأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ سَبِيلًا (44)

***

VE

SEMİNER NOTLARININ SON BÖLÜMÜNDE BİR KISIM:

...

YORUM

Batı teknikte akletmiştir ama hukukta akletmiyor, ilahını hevası olarak ittihaz ediyor.

Sizlerle 25 senedir Kur’an seminerleri yapıyoruz, yaptığımız sıraya uyarak da bunlar yayınlanmaktadır. Kur’an’a inanmış olunuz veya olmayınız, bizi seviniz veya sevmeyiniz, ilim adamları olarak seminerlerimiz üzerinde doktora çalışmalarının yapılması gerekir. Öğrenciler de bu doktoraları yapmalıdır. Diyelim ki bunlar akıllı veya deli olsunlar, yarım asır önce ortaya çıkmış ve uygulamaya başlamışlar. Yirmi seneden beri haftalık yayınları ile bir kitabı yorumlamışlar. Şimdi bu akıllılar veya akıl hastaları elli seneden fazladır bir şey söylüyorlar. Ne dediler diye merak edilip ilmen incelenmesi gerekir.

Elli yıldır ne söylüyoruz, bakılmalıdır.

1) Elli yıllık yazılarda tutarsızlık var mıdır? Bir gün böyle öbür gün şöyle denilmiş midir? Yoksa elli yıllık söylemlerde tutarlılık mı vardır? Hata etmiş olabilirler ama hatalarından dönebilmişler midir? Hata yüzdeleri nedir? Elli yıl önce söyledikleri ile bugün söyledikleri arasında ne kadar fark vardır?

2) Söylediklerini yapmaya çalışıyorlar mı? Söylediler ve yazdılar ama uygulayabildiler mi? Laf olsun diye mi konuşuyorlar ve yazıyorlar, yoksa inanmış ve inandıklarını yapmaya yani uygulamaya mı çalışıyorlar?

3) Seminerlerinde gelecek hakkında tahminleri var mı? Nasıl bir dünyayı tasarlıyorlar? Öngördükleri dünyanın gerçekleşme oranı nedir? Sosyalistler ateist bir dünyayı tasarladılar. Yeni nesilleri dinden uzak tutarsak bir gün eski nesiller biter ve dünya ateist olur sandılar. Bu gerçekleşmedi. Bunların da hayalleri böyle mi olur? Umduklarını bulabildiler mi? Ümitlerini kesip tatil durumuna mı geldiler?

4) Bugünkü durumları nedir? Neleri planlıyorlar? Ne üzerinde çabaları vardır?

Sonuç kısmında da değerlendirme yapılır. İlerde nereye varılacağı üzerinde ilmi sonuçlar varsa ortaya konur. Ekstrapolasyon ile bu sağlanır. Yüzde ihtimali belirtilir.

İlmi çalışma budur, AR-GE budur.

...

DEVAMI

VE TAMAMI İÇİN

http://www.akevler.org/AkevlerSeminerler/1191/SonEk/1/Furkan-Suresi-Tefsiri-41-44-Ayetler






Sayı: 561 | Tarih: 15.03.2020
Ahmet Hakan
Göz yaşartıcı korona kardeşliği
Coronavirüsün hikmeti
768 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Uğur Dündar
Asıl ürkütücü fırsatçılar henüz ortaya çıkmadılar!..
Adil Düzen'in doğum sancıları 2
749 Okunma
1 Yorum
Hüseyin Bağdatlı
Mehmet Barlas
Koronavirüs hem tıp bayramını hem de 60 yaşın üzerine ç
Şer zannedilen Hayr
728 Okunma
1 Yorum
Tayibet Erzen


© 2024 - Akevler