27 Aralık 2019
Uğur Dündar
Ve en vahim tespit:
“Kanal İstanbul ile birlikte; yeraltı sularını besleyen 23 milyon metrekarelik orman alanı ile 135 milyon metrekarelik tarım alanı ve (2 milyar dolar çıkış değerli) İstanbul suyunun yüzde 10'unu sağlayan Sazlıdere Barajı da ortadan kalkacak. Kanal açılırsa, Terkos Gölü ve yeraltı suları hem tuzlanacak, hem de kirlenecek. Sazlıdere Barajı ile Terkos su biriktirme gölü ortadan kalkacağı için, Sazlıdere – Terkos birleşiminin İstanbul'un 1/3'lük kesiminde yaşayan yaklaşık 5 milyon kişiye sağladığı su da kesilecek!..
Bundan daha önemli, daha vahim bir sakınca olamaz!..”
Prof. Ahmet Ercan sözlerine sarsıcı bir uyarıyla son veriyor: Yazının tamamı için https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/ugur-dundar/prof-dr-ahmet-ercandan-sarsici-uyari-kanal-istanbul-turkiye-ve-istanbulun-cikarlarini-yok-edici-bir-eylem-5533253/
YORUM
Sayın Ahmet ERCAN hocamız, kanal İstanbul’un bilimsel sonuçlarını dile getirmiş.
Kanal İstanbul’u tek başına ele alarak, sermayenin; Türkiye üzerinde kurgulamakta olduğu asıl proje’yi gözden kaçırmaktayız. Nedir o proje ?
15 Temuz darbe teşebbüsü ile yenilgiye uğrayan,uluslar arası emperyalist sermaye,cia ve ülkemiz içindeki işbirlikçilerinin 40 yıllık çalışma ve gayretleri sonuç vermeyince; yalnız kanal İstanbul projesi ile Türkiye’yi dize getiremeyeceklerini teşhis eden sermaye; Türkiye’yi tarih sahnesinden silme hamlesine hazırlandığı apaçık ortadadır.
15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden sonra, Güneydoğu sınırlarımızda oynanan oyunlar ile,Türkiye’nin içine çekilmeye çalıştıkları tuzaklara biraz göz atarsak; meselenin ciddiyetine vakıf oluruz.
Ayrıca; Akdeniz sularımızda bize oynanan oyunlar, yetmedi, kanal İstanbul, oda yetmedi, Libya,nın asker talebi, oda yetmedi, yerli ve milli otomobil teranesi. Bunların her birisi ayrı ayrı,birbirine entegre edilmiş ve ileride; hepsini birden çözemeyeceğimiz ayrı bir kangrene dönüşebilecek ve Türkiye’yi top yekün kangrenden öldürmeye yönelik tasarlanmış tuzaklardır.
Fazla uzatmadan; kısa ve öz birer cümle ile;
Güneydoğu da istediği seviyede,bizi örseleyemeyen sermaye; sorunlarımızı Akdeniz e taşıdı, Doğalgaz ve Kıbrıs meselesini kaşıyarak dikkatimizi Akdeniz e çekerken, diğer taraftan Libya'yı karıştırarak, Osmanlı nın derin gücünü test edip çözecek, devamında’da, Kanal İstanbul projesi yarılanmış olacağından, geri dönülemez yola girmiş olduğumuz an, yerli ve milli dediğimiz diye lanse edilen, ( TOGG) T ürkiye’yi ve O smanlı yı G eldiği gibi G öndereceğiz manasına gelen marka ile, Başta Almanya ve otomobil, silah ve makine ithal ettiğimiz tüm dost ülkeler ile aramız açılmış olacağından, tamamen yalnızlaştırıldığımız zaman, bizi masa başında boğmayı deneyecekler, buda olamazsa, yukarıda saydığım tüm kozlarını aktif ederek Türkiye yi tamamen teslim alacaklar. Bunlar tamamen onların hayalleri ve benim tahminlerim, Allah'ın izni ile, biz bu oyunların tamamını bozacak kabliyete ve birikime sahip köklü bir devletiz. Biz; hakka hizmet için canımızı hiçe sayan bir milletiz. İşte bu yüzden bizim dostumuz; bize kurulan oyunları bozmakta,bize yardım eden, Oyun kurucuların en hayırlısı Allahtır.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyib Erdoğan ın bu vb oyunları’da atlatabilecek basiret ve cesareti vardır ancak, içine düştüğü durumlara bakılınca; ferasetten yoksun olduğu anlaşılmaktadır. Sorum şu; Samanı bile ürettirmeyen sermaye,nasıl oldu da yerli araba üretmemize müsaade etti ?
Tez vakitte tercihimizi yapmak durumundayız. Hayatımızı samana mı borçluyuz, arabaya mı ? Başka soru sormaya gerek bile yok.
Not; italik ifadeler yorumlar; Hüseyin Bağdatlı’ya aittir.