Peygambersiz din, cemaatsiz cami, ailesiz cemiyet yaşayamaz!
10 Kasım 2019, Pazar
YUSUF KAPLAN
Diyanet, bu yıl, Mevlid-i Nebi haftasında, “Hz. Peygamber ve Aile” tema’sını bütün yönleriyle işleme kararı aldı.
Dünyada postmodern toplum fikrinin aileyi çökertecek sapkın yönlere sürüklendiği, ülkemizde ise ailenin büyük sarsıntı geçirdiği bir zaman diliminde, stratejik ve hayatî bir karar bu. Diyanet’i, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Hocamızı bu anlamlı girişimlerinden ötürü kutluyorum.
HZ. PEYGAMBER‘İN, CAMİ’NİN VE AİLE’NİN ÇAĞRISI
PEYGAMBERSİZ DİN BİTER!
KİLİSELERİN BUGÜNÜ,CAMİLERİN YARINI!
AİLESİZ TOPLUM ÇÖKER!
Ve son olarak, aile kurumu. Aile çatırdıyor hızla...
İstanbul Sözleşmesi, nafaka yasası, zinayı normalleştiren AB uyum yasaları gibi insanlık düşmanı, hakikat düşmanı “yasal saldırılar”, ailenin köküne kibrit suyu döküyor bu ülkede!
Peygambersiz din, biter. Cemaatsiz cami kapılarını kilitler! Ailesiz toplum çöker!
Diyanet, bu girişimini büyütmeli, gündemden hiç düşürmemeli!
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/peygambersiz-din-cemaatsiz-cami-ailesiz-cemiyet-yasayamaz-2053310
YORUM;
ADİL DÜZENDE DİN VE MEDENİYET KAVRAMI!
Yazarımız peygambersiz din,cemaatsiz cami ve ailesiz cemiyet yaşayamaz başlıklı
yazısında ,ana eksen olarak İslam düşmanlarının peygambersiz bir din projesinden
bahsederek okuyucularını ve müslümanları uyarıyor.
Ben bu yazıdan şunu anladım ki bilerek veya bilmeyerek yazarımız Yusuf Kaplan
din ve düzeni kavramlarını karıştırarak aslında İslam düşmanlarının ekmeğine yağ sürüyor.
Şöyle ki İslamiyet geldi dediğimizde, işin hem bireysel takva boyutunu kastediyoruz
ki buna maalesef toplumumuzda din deniliyor,hem de düzen yönünü kastediyoruz
ki bu da maalesef toplumumuzda hiç bilinmiyor kaale alınmıyor.
Aynı şey din ve medeniyet hususunda da karıştırılıyor, şöyle ki din dediğimizde
Muhammedilik anlaşıldığı gibi medeniyet dediğimizde de Muhammedilerin
kurduğu uzun ömürlü bir yapı anlaşılıyor.
3.bin yıl hakkı üstün tutan İslam=Barış medeniyetini sadece Muhammediler
değil ,hakkı savunan ve üstün tutan diğer inanç mensupları ile birlikte kuracağız.
Kültür nedir, medeniyet nedir,hangisi ulusaldır hangisi evrenseldir bunların
tartışmasını yapıp bunların gerçekleşmesi için çalışılması gerektiğine
inanan bir topluluk oluşmadıktan sonra, ben de müslümanlardanım diyenler
zamanla gurup sayılarını arttırıp birbirleriyle çatışmaya devam edeceklerdir.
Maalesef ülkemizde ve dünyada tavanı ve tabanıyla müslümanlar bu
kısır döngünün içine düşmüş ve çırpınmaktadırlar ve bir arpa boyu da
yol alamamaktadırlar.
bunu ülkemizde ve dünyada tek istisnasını ise 1967 yılında İzmir'de kurulan
Akevler yardımlaşma ve dayanışma kooperatifi mensuplarında görüyoruz.
Gelin Yusuf Kaplan hocam yeni yeni yazılar ve konuşmalarla vakit geçireceğinize
Akevler Adil Düzen çalışanı ,peygamberler zinciri halkalarına eklenip,
sizinde isteğiniz ve dünya mazlum ve mağdurlarının da beklediğini gerçekleştirelim
vesselam.
İlgili bir alıntıyla bitirelim.; Hazreti Muhammed aleyhisselâm 13 yıl Mekke’de kaldı. Hazreti Musa aleyhisselâm da 23 yıl Mısır’da kaldı. Orada yeni medeniyeti kuracak cemaati oluşturdu. Biz şimdi peygambersiz, sadece Kur’an’a dayanarak bir medeniyet kurmaya yönelmiş bulunuyoruz. Bunun da “ilk” olduğunu unutmamalıyız. Bu da ancak bir insanın merkez olmaması ile sağlanır. Hazreti İsa gelmeden önce Hz. Zekeriya ve Hz. Yahya gibi onu müjdeleyici peygamberler gelmiştir. Türkiye’yi ele alıyorum. Türkiye’de yönetimde inkılâp yapan iki zat gelmiştir. Bunlardan biri II. Abdülhamit, diğeri de Mustafa Kemal’dir. Bunlar yaşlanmış Osmanlı yönetiminin ve IV. İslâm Medeniyeti’nin cenazesini kaldırmışlardır. Böylece yeni medeniyetin kurulması yolları açılmıştır. Sonra Hazreti İsa’ya benzer bir ekol kuran kişi olan Bediüzzaman gelmiştir. Bu ekol Nûr Risâleleri Şakirtleridir. Arkasından siyasi çıkışları ile Necmettin Erbakan Harekâtı denenmiştir. Konya Holdingleri ekonomik denemeler içindedirler. Akevler Ekolü de ilmî faaliyetler yapmaktadır. Bütün bunlar bir yere hazırlıktır. Gelecekte “II. Kur’an Medeniyeti”ni kuracak bir cemaat oluşacaktır. Bu kimlere nasip olacak? Nerede nasip olacaktır? Bilemiyoruz. Bunun kurucusu biz olabiliriz; veya olmayabiliriz. Ama bu birikimimiz mutlaka orada değerlendirilecektir. Biz ecrimizi alacağız.
Biz çalışalım; kalanı bizi ilgilendirmez...SÜLEYMAN KARAGÜLLE-2001 YILI YORUMU-
http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/381/38/18-ARAF-138-141-ARAF-SURESI-TEFSIRI7sure