04/07/2019
1-Deniz gücü
Akdeniz’de büyük petrol zenginliği var. Washington Türkiyesiz bunu çözmek istiyor. Dünyanın bütün savaş gemileri Akdeniz’de. ABD’de hazırlanan deniz petrol raporu enerji bakanlığına değil de Pentagon’a sunuldu. ABD’nin Ankara elçiliğine Kemal Derviş atanacaktı. Kabul etmedi. Muhtar Kent atanacaktı kabul etmedi. Bu geldi.
- Öncelikle şu bilinmelidir ki dünya petrolleri tekel sermayenin elindedir. ABD onun bekçiliğini yapıyor. Denizlere ABD hava kuvvetleri hakim olduğu için İran dahil hiçbir ülke ABD’nin izin vermediği bir petrolü pazarlayamaz. Sermaye ile yönetimin arası açık olduğu için şimdilik hükmedemiyorlar. Akdeniz’de petrol falan yok veya her yerde olduğu kadar var. Üçüncü cihan savaşını çıkarmak için Sermaye’nin uydurduğu trilyon rezervlerden söz ediliyor. Bir zamanlar Golan Tepelerinde petrol vardı. Yazarımız yazabilmek için hayali rezervleri gerçekten varmış gibi gösteriyor. Yoktur demiyorum, her yerde olduğu kadar vardır diyorum. Türkiye’yi savaşa sokmak için kurulan tezgahlardır bunlar.
2- Akdeniz mesajı
Trump Japonya’da Erdoğan’la görüştü. Barış mesajlarını verdiler. Hemen cevap geldi Libya’da ve Kıbrıs’ta olay oldu. ABD’de bir gazete Türkiye’yi tehdit etti. “Akdeniz’de petrol çıkarırsan Kıbrıs elden gider” mesajı verildi.
-Savaş Türkiye merkezli değildir. Tam istihdam sağlandığı için faizli işçilik sistemi artık gelişmiş ülkelerin sorunlarını çözemiyor. Silah ile Sermaye çatışmaktadır. Türkiye, İran ve Rusya birliği üçüncü cihan savaşını önlemektedir. İngiltere, Avrupa Birliği ile birlikte. İslam alemi Rusya ile sıkı durmalıdır. Üçüncü cihan savaşı çıkmaz. Türkiye’nin rolü büyüktür. Türkiye’nin yanlış adımları dünyayı yok edebilir.
3- Sahne zamanı
Dünyayı Trump, Putin ve Erdoğan yönetiyor. Bunların arasını açamadılar. Türkiye’deki haberler hep bu birliği bozmayı amaçlıyor.
- Savaşın temeli karşılıksız Dolar ile dünyayı yöneten faizli işçilik sistemidir ve sona eriyor. Yeni düzen ortaklık düzenidir. Ortaklık düzenini 1967’de kurulmuş Akevler Kooperatifi Kur’an’a dayanarak ortaya koydu. Erbakan dünyaya Adil Düzen olarak anlattı. Çözüm Adil Düzen’dir. Erdoğan’ın gücü de buradan gelmektedir.
Türkiye ancak büyük ittifaklarla bu işi başarabilir.
Sermaye dün oynuyordu, Gülen’e fatura ediyordu. Şimdi oynuyor, Bahçeli’ye fatura ediyor. Yakında bir askeri hareket varmış gibi gösterebilir ve yeniden ikinci tip olağanüstü hal ilan edilebilir.
Türk Ordusu bölünmediği takdirde Türkiye birliğini korur ve karlı çıkar. Mesut Yılmaz’ın zamanında Türk Ordusu bölünme aşamasına gelmişti. Akevler olarak Evren’e gittik, onunla tartıştık. Ona “Ordu bölünmek üzere.” dedik. Ankara’ya gitti ve generallere yol gösterdi. Ordu birliğini korudu, bugünlere geldik.
Şimdi bu birliği Hulusi Akar koruyor. Erdoğan’a tuzak kuruluyor. Meclis seçime gidecek, başkanlığı düşecek.
Erdoğan’a önerim var; Hulusi Akar’ı başkan yardımcısı yap yerine geçecek yardımcın olmalıdır. Seni ona tercih edecekleri için ehveni şer diye sana katlanmak zorunda kalırlar. Ordu da birliğini korumuş olur.
4- Gaz sancısı
Dünyada İpek Yolu ve Akdeniz çekişmesi var. Akdeniz’de en büyük sahili olan biziz. Bu da Türkiye’yi gelecekte etkin ülke haline getirecektir.
-Sancı İpek Yolu ve Akdeniz’den ileri gelmiyor. Sancı faizli işçilik sisteminden ileri geliyor. Türkiye’nin etkin olması sahilin uzun olmasından değil, ortaklık ekonomisinin Türkiye’de gelişmekte olmasından ileri gelmektedir. Türkiye henüz tekelleşip kapital veya sosyal seviyeye ulaşamamıştır ama demokraside, laiklikte, halk ekonomisinde ve barış felsefesinde en ileri ülkedir. Üçüncü bin yıl uygarlığına geçme görevi Türkiye’ye verilmiştir. Daha ne Koru ne de Diler bunu ağızlarına alamıyorlar. Asıl işlenecek konu budur.
5-Tehlikeli rapor
Erdoğan ile Trump olumlu görüşme yaptı. Washington Post da Türkiye’nin lehine rapor yayınladı. Pentagon’da iki görüş çekişiyor.
- Son karar Türkiye’nin. Türkiye’de Milli Görüş’ün devamı olan AK Parti gerçeği vardır. Erdoğan orada olduğu müddetçe AK Parti Milli Görüş çizgisinden uzaklaşamaz. Akar orada olduğu müddetçe Türk Ordusu demokrasinin yanında olur, seçimleri AK Parti kazanır.
CHP’nin başarı şansı ortaklık ekonomisine sahip çıkması ve Erdoğan’a karşı olmaktan vaz geçmesi ile mümkündür.
Türkiye ve İran bir kaldığı müddetçe üçüncü cihan savaşı çıkmaz. Çünkü bugün İslam alemi üçüncü güçtür. Birbirlerini vurmadıkça galip olacak İslam’dır. Arap-Acem kavgası başarısızdır. Mısır halkı Türk Ordusu’nu bekliyor, Arabistan halkı Türk Ordusu’nu bekliyor. Bir haftalık direnme güçleri var. Silahlar savaşmaz, askerler savaşır. Türkler tarihte cephe değiştiren birlikler sayesinde pek çok savaş kazanmışlardır. Talas ve Malazgirt ile dünyayı bu sayede değiştirdiler.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
Yeni ufuklar
Bir istikamette yeryüzünde yola çıksak karşımızda ufuk çıkar, oraya varınca dünyanın biteceğini zannederiz. Oysa devam edersek yeni ufuklar çıkar. Eğer dünyanın çapı sabitse bir gün başladığımız yere geliriz ama dünyanın alanı, çapı büyümekte ise ve büyümesi bizim yürüyüş hızımızdan fazla ise ufuklar bitmez, sonsuza kadar yeni ufuklar peşinde koşarız.
Uygarlık da böyledir. Her uygarlık yeni ufuktur, büyüyen ufuktur. Hedefe vardık derken yeni uygarlık hedefi ortaya çıkar ve biz hiçbir zaman hedefimize varamayız. Bugün işçilik ufkuna vardık. Ortaklık ufkuna doğru gidiyoruz. 500 yahut 1000 sene sonra o ufka da varmış olacağız. O zaman karşımıza yeni ufuk çıkacaktır.
Türkiye’nin yapacağı işler çok basittir.
1- Kur’an’ı ana kaynak kabul edecek, her türlü siyaseti Kur’an’a göre yapacaktır.
2-Dış ve iç siyasette hakemliği esas alacaktır. Hakemliği kabuk eden devletlerle iş birliği yapacaktır.
3-Hakemliği kabul etmeyip bize saldırmayan ülkelere biz de saldırmayacağız. Karşılıklı mütarekede yaşayacağız. Mütareke terkleşme anlamına gelir.
4-Yerinden yönetim sistemini benimseyeceğiz. Merkezler hakim değil, hadim olacak. Birleşmiş Milletler olacak ama devletlere hükmetmeyecek, hizmet edecek. Devletler olacak ama illere hükmetmeyecek, hizmet edecek. İller olacak ama bucaklara hükmetmeyecek, hizmet edecek. Bucaklar da semtlere hizmet edecek.
5-Uluslararsı ilişkilerde gümrük ve vizeler kalkacak. Mal, emek, nakit ve bilgi hareketlerinde sınırlar olmayacak. İpekyolu ve Akdeniz savaşın değil, barışın merkezi olacak.
Türkiye tüm dünyaya kapılarını açıp, İpek Yolu’nun merkezi olmaya başlayacaktır. Türkiye’ye herkes vizesiz gelebilecek, mal getirip satabilecek. Gümrük yok, kota yok. Türkiye’nin tamamı serbest bölge olacak, devlet vergisini alacak. Ondan sonra karışmayacak.
Türkiye sıkı durmalı. Bu da büyük ittifakla olur. Kürtlerle Türkler, Gülencilerle Diyanet uzlaşmalıdır. Askerlerinin başına çuval geçirilmesini sineye çeken Türkiye, Sermaye’nin fatura ettiği olayı daha kolay sineye çekebilir.