Son kale Türkiye, düşmemeli; düşmeyecek inşallah!
29 Mart 2019, Cuma
YUSUF KAPLAN
Türkiye, Osmanlı’da ilk kez toprak kaybetmeye başladığımız Karlofça ve Pasarofça anlaşmalarından bu yana ilk defa hiç olmadığı kadar güçlü.
Üç yüzyıldır, savruluyoruz...
Üç yüzyıldır, emperyalistler bizi durdurmak, tarihten uzaklaştırmak için bizimle savaşıyorlar...
Bizimle savaşıyorlar, derken, genelde İslâm dünyasını, özelde biz’i kastediyorum.
Neden bizimle uğraşıyor Batılılar, peki?
Türkiye, bin yıl dünya tarihini yapan bir aktör!
Tarihi önümüze katıp sürükledik bin yıl...
Ama bu bin yılın son üç asrında tarihi sürükleyen aktör konumunu yitirdik; başkalarının yaptıkları tarihin önünde sürüklenen bir figürana dönüştük...
Figüranlık!
.............................................
Ama bütün bunlara rağmen aslâ teslim bayrağı çekmedik ve yarma harekatları gerçekleştirdik Menderes, Özal, Erbakan ve Erdoğan’la...
..........................................................
Toplum derken, toplum adına nefes alıp veren toplumun has çocukları öncü kuşaklarını kastediyorum daha çok.
Uykuyu kendilerine haram eden, gecesini gündüz yapan, geleceği getirmek için dur durak demeden tezekkür eden, tefekkür eden öncü kuşaklar...
Onlar gelecekler...
Yarını getirecekler...
Eğitim, düşünce, bilim, sanat, ahlâk dünyamızda yüz yılın tohumlarını ekecekler, bu toplumun ruhunu yeniden diriltecekler...
Masal mı bunlar?
Aslâ!
Şunu unutmayın: Mazlum dünya, Türkiye’ye umut olarak bakıyor...
Masal değil bu. Gerçek, gerçeğin ta kendisi! Emperyalistleri ürküten de bu tabii!
Bunu bütün dünya görüyor; biz göremiyoruz sadece!
O yüzden emperyalistler ve işbirlikçileri Bosna’yı kan gölüne çeviriyor, Türkiye’den intikam aldık diyor; Yeni Zelanda da masum Müslümanlar katlediliyor, ta Yeni Zelanda’dan Türkiye’yi hedef gösteriyor Kraliçe’nin -henüz adı konulmamış- çocukları!
Mısır, düştü!
Suudların boynuna tasma geçirildi!
Pakistan hadım edildi!
Irak, Suriye, Kuzey Afrika cehenneme çevrildi!
Sadece Türkiye direndi...
Türkiye, umut olduğunu gösterdi...
Gelinen nokta, Türkiye’yi bir kez daha bütün mazlumlar için son kale, son liman hâline getirdi.
Türkiye düşerse, mazlumların umudu biter, dünyadan ruh çekilir gider...
O yüzden Türkiye düşmemeli, düşmeyecek inşallah.
Vesselâm.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/son-kale-turkiye-dusmemeli-dusmeyecek-insallah-2049822
YORUM;
BEKLENEN ÖNCÜ KUŞAK ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARIDIR
Yazarımız mahalli seçimleri kastederek, son kale düşmemeli diyerek devam ettiği
yazısını ,Menderes Özal,Erbakan ve Erdoğan'ın isim silsilesini zikrederek
devam ettirmiş ve bu isimlerin çalışmalarının sonucunda Türkiye son kalesini
düşürmeyecek öncü kuşağın mutlaka geleceğini müjdeleyerek bitirmiş.
Her ne kadar bu isim silsilesinde merhum Erbakan hocamız ortaya çıkardığı ve
dünyaya duyurduğu Adil Düzen'le bir farklılık ifade etse de hedef açısından kabul
edilebilinir.
Bana göre beklenen Kur'an Düzeni hedefleri olan öncü kuşak Adil Düzen
çalışanları ve onların takipçileridir.
Bunlar bir nevi tohum ekme görevi görmektedirler ve bu tohumlar yıllar içinde
olgunlaşmakta ve hasat edilebilir hale gelmektedirler.
2019 ve 2033 yılları arasında bu işin tamamlanarak süratle yayılacağı
kuvvetle muhtemeldir.
Yaşarsak göreceğiz ,yaşamasak ta bizim nesillerimizin görmesi ve bizleri
hayırla yadetmeleri kafidir.
Burada bununla ilgili bir alıntı yaparak yorumumuzu bitirelim;" Geçmişte insanlığı önce dinler idare etti. Sonra hanedanlardan oluşan siyasiler idare etti. Şimdi karşılıksız paranın kâşifi sermaye idare ediyor. Bunlar merhale idi ve gelip geçti. Bundan sonra ilim idare edecektir, âlimler değil ilim idare edecektir. Âlimler çözümleri ortaya koyacaklar. Din adamları, siyaset adamları ve iş adamları bunlardan istediklerini, projelerden istediklerini alıp kendi iradeleri ve yorumları ile uygulayacaklardır. Herkes kendi görevini yapacaktır.
Din adamları nelerin yapılması gerektiğine karar verirler.
İlim adamları ne yapılacağına karar verirler.
İş adamları kimin yapacağına karar verirler.
Siyaset ise bölüşmeyi sağlar, ürünlerin adil dağılmasının bekçiliğini yapar.
Yüz kişilik ilim adamları cemaati oluşacak, bunlar III. binyılın fıkhını meydana getirecekler. Bu âlimler Kur’an Arapçası ile İslâmiyet’i öğrenecekler, Matematikle günümüzün sorunlarını öğrenecekler, içtihat yaparak çözümleri üretecekler. Fıkıh yapacaklar. Sonra muhasebe ile örnek işletmeleri kuracaklardır. Bunlar bu çalışmalarda para kazanmayacaklar ama ilim kazanacaklardır. Kendileri geçinecek kadar imkâna sahip olacaklardır.
Bu yüz kişi arasında yetişenlerin bir kısmı ilmî çalışmalara devam edeceklerdir. Bir kısmı din adamı hüviyeti ile ilmin ortaya koyduklarını halka ulaştıracaklar, onlara anlatacaklardır. Halkı ilmin sonuçlarını göstererek inandıracaklardır. Halk onların söylediklerini örneklerde bulacaktır.
Sonra yine o yüz âlimden birileri çıkacak ve işletmeler kuracak. O işletmeler örnek işletmeler değil, para kazanan ve oradakileri zengin eden işletmelerdir. Bunların ilmi artmaz ama varlıkları artar, imkânları artar ve bu imkânlarla insanlığı Adil Düzene kavuşturmuş olurlar.
Bu yüz âlimden bir kısımları çıkıp Adil Düzen Partisi’ni kuracaklardır. Bunlar yönetimi ele alıp insanlığın güvenliğini sağlayacaklardır. İnsanlık barış ve huzur içinde olacaktır. Düzeni bozanlar müminler tarafından sindirilecektir.
Bu iş için ne kadar zamana ihtiyacımız var derseniz. On yıl ilim yapmamız için gereklidir. Yani yüz müçtehit âlim on sene içinde yetişecektir ve yıl 2023 olacaktır. On yıl da ekonomik, siyasî ve dinî kurumların kurulması, ürün elde edilmesi için gerekecektir. 2033’de insanlık Adil Düzen yönetimine hiç olmazsa Türkiye’de kavuşmuş olacaktır. İnşaallah.SÜLEYMAN KARAGÜLLE-
http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/1396/SonYor/10053/Suleyman-Karagulle/Nesiller-yapilanlar-ve-yapilmasi-gerekenler?seoContent_ASPxGridView1=page11
Gelin Yusuf Kaplan hocam bu işe sizde elverin de insanlığın çektiği zulüm ve gözyaşını dindirmeye vesile olalım vesselam...