Gençlerimizle birlikte geleceğimizi de kaybediyoruz!..
822 Okunma, 0 Yorum
Uğur Dündar - Sözcü
Hüseyin Bağdatlı

Uğur Dündar;8 Aralık 2018

Bu insanlar neden geçim derdini düşünüyor, daha bu yaşta neden bankalara muhtaç hale geliyorlar ve neden en büyük hayalleri bu ülkeden en kısa sürede gitmek?..
Suç benim ve dostlarımın mı? Onlar bu ülkenin geleceğini kurmayı hiç hayal etmediler mi? Yani demem o ki; gençlerimizi kaybediyoruz. Ne yazık ki onlarla birlikte geleceğimizi de kaybediyoruz.

Yazının tamamı için https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/ugur-dundar/genclerimizle-birlikte-gelecegimizi-de-kaybediyoruz-2783153/

 

YORUM

Sayın Dündar; biz sizin yazılarınızı 20 yıldır okuyoruz, 20 yıl önce sermayenin önünü açan, milli imalatçılarımızın açığını araştırıp büyümelerinin önünü kesmeye yönelik programlar yapacağınıza, bu yazıyı 20 yıl önce yazmış olsaydınız, belki samimiyetinize inanırdım. Bugün bu siteminiz, timsah gözyaşından başka bir şey değil bana göre.

★★★

Yakınlarımdan biri Fatih Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 3'üncü dönem öğrencisi. Malum dersleri çok ağır. Onun da tek hayali; okulu bitirip bilimle uğraşmak. Ama burada değil, Avrupa'da!..

 

YORUM

İşin garip tarafı da, öğrenci; milli görüş üniversitesinde eğitim alırken, aynı zamanda, onu eğitenlerin,kendisini milli çizgide düşünmesini, hayaller kurmasını öğretemeyişleri veya bilinçli dışarıya yönlendirmeleri; demek ki. Biz milli üniversite açtığımızı zannederken, üniversitenin yönetimi ve eğitim kadrosunu, kripto Avrupa hayranı, sermayenin elemaları eğitimciler tarafından işgal edilmiş de haberimiz yok. Bu durmun başka izahı olamaz.

★★★

Öte yandan arkadaşlarımdan Halil, Ticaret Odası'nın kurduğu üniversitede 3 yıl mimarlık okudu. 3'ncü sınıfta Mimar Sinan Üniversitesi'ne yatay geçiş yaptı. Ama gelin görün ki burada okuduğu yıllar sayılmadı. İtiraz edince de “İstersen o üniversiteye dönüp, kaldığın yerden devam edersin” denildi. O da dönmedi! Yani dirsek çürütülerek geçen umut ve alın teri dolu koskoca 3 yılı eriyip gitti! Bunlar hep biraz daha kaliteli eğitim için oldu!..

 

YORUM

Ülkemizde; eğitim üzerinde oynanan oyunlar, ülkemizin içini boşaltmak, içi boş, şuursuz nesiller yetiştirerek, derin sermayenin çıkarlarına  hizmet edebilecek, kolay kullanılabilir,teslimiyetçi bir ruh halinde bireyleri yetiştirmeye yönelik çalışmalar apaçık ortadadır. ERDOĞAN ın samimi ve milli Müslüman olarak en üst makamda dahi olması bu durumun önüne geçememektedir. O; kayadan parçacık koparmakla kendisini avutmaktadır.

15 yılda eğitim ve eğitime bağlı beyin göçünü önleyici tek bir tedbir alabildiğine şahit olamadık, bundan sonra da herhangi bir tedbir i karar alabilecek gücünün olduğuna inancımız kalmamıştır.

★★★

Bizim ekibin en hızlısı Seyit, Çukurova Üniversitesi İnşaat Fakültesi 3'üncü sınıfa devam ediyor. Şubat ayında Erasmus ile Polonya'ya gidecek. “Dönersem ancak 2 bin lira maaşlı bir iş bulabilirim. Ama orada kalırsam hem kaliteli eğitim almış olurum, hem de daha yüksek standartlı bir yaşam sürerim” diyor. Bu amaçla harıl harıl Lehçe öğreniyor.

 

YORUM

İşte sorun da, tam bu zihniyetin; vatan millet derdinden geçmiş, sadece kendi geleceğini düşünen, gelecek ve rızık endişesi ile ruhen tehdit altında kendini hisseden bir genç profili bu. Sonuç olarak, sermaye hedefine ulaşmış durumda, şimdilik.

★★★

Ve grubumuzun son üyesi Musa, İTÜ Makine Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi. Sanayide usta olan babasının Bağ-Kur'a borçları var. Bu yaz, ameliyat olmak için dönemsel ödeme yaptılar. Ama şimdi yine borç yüzünden tedavi olamıyor. Hanede kişi başına düşen yıllık gelir; yaklaşık 6 bin lira!..
Yani babası vergisini mi ödesin, kiraya para mı bulsun, Musa'ya destek mi olsun? Gel de çık işin içinden!..
Size çevremdeki en yakın halkada yaşananları anlattım. Bunları ekibin hâlâ ülkede kalmak isteyen tek üyesi olduğum için yazdım.
Şimdi sormadan edemiyorum. 
Bizim gençliğimizin, geleceğimizin hiç mi kıymeti kalmadı da bunları yaşamak zorunda bırakılıyoruz? Ben bir gün güzel Türkiye'de buluşacağımıza yürekten inanıyorum ama gençliğimizin ölümüne karşı çıkmazsak bu nasıl olacak? Okutulan kitaplar, izletilen diziler ortadayken biz o günlere nasıl ulaşacağız…”

 

YORUM

Türkiye’de esnaf, sanatkar, çiftçi, orta direk olarak tarif edilen aileler, ülkemizin milli ve manevi değerlerini yaşatmanın yanında, aslında cihad hükmünde bir duruş ile hayatlarını idame ettiren kesimin aile reisleri nin, Musa’nın babasından maddi olarak kaderleri aynı fakat; bu durumun tesadüf olmadığını, kısa bir araştırma ve kafa yorarak teşhisi ve tedavisi mümkündür.

Musa nın babası yeteneksiz veya tembel değildir; yeterli eğitimi almamış olarak, sadece sanatkar olarak devletin gerekli addi ve manevi,işletme desteği vermeyişi, onu sermayenin uzantısı bankalara, faize muhtaç etmesi, sermayenin tuzağına düşmesine ve sürekli bankalara,bağkur ssk vergi ve piyasaya borçlu olarak üretim yapmasına zemin hazırlamıştır. Demek istediğim o ki, Çanakkale de kazanamadıkları savaşı, ekonomi, eğitim ve şuurun deforme edilmesi yöntemi ile kazanmaya çalışan, derin sermayenin eli var ülkemizin üzerinde.Bu durumu şahısların tek başlarına aşması imkansızdır.

ÇÖZÜM; DAYANIŞMA VE SEMT KOPERATİFLERİ KURARAK, ORTAKLIK SİSTEMİNE GEÇİŞ İLE MÜMKÜNDÜR. BUNUN DIŞINDA SERMAYENİN SÖMÜRÜSÜNDEN ( Gönüllü öğretilmiş kölelik ) ten KURTULMANIN HERHANGİ BİR YOLU YOKTUR. BUNLARLA MÜCADELE ETMEK HER MÜ Mİ NİN VE MÜSLÜMA NIN GÜNÜMÜZDEKİ EN BÜYÜK CİHADLARINDAN EN ÖNEMLİSİDİR BANA GÖRE.

NOT; İtalik ifadeler yorumlar; Hüseyin BAĞDATLI ya aittir.

 

 

 

Hüseyin Bağdatlı






Sayı: 495 | Tarih: 9.12.2018
Ahmet Hakan
Sarı yelek, mor düğme
İsyan-Hicret
1046 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Macron mu yoksa Trump mı daha zor durumda?
Bizde durum farklı mı ki?
914 Okunma
Tayibet Erzen
Ergün Diler
Arıza!
Üçüncü bin yıl uygarlığı
831 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Uğur Dündar
Gençlerimizle birlikte geleceğimizi de kaybediyoruz!..
Ateş sönse de, kor bize yeter.
822 Okunma
Hüseyin Bağdatlı
Yusuf Kaplan
Eski dünyanın çöküşü, yeni bir dünyanın habercisidir...
ADİL DÜZEN'DE YIKIP YAPMA DEĞİL, YAPIP YIKMA VARDIR!
775 Okunma
Ali Bülent Dilek


© 2024 - Akevler