28 Şubat darbesi ve yıkımı...
22 Ara 2017, Cuma
yusuf kaplan
28 Şubat postmodern darbecileri nihayet yargılandı ve aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Karadayı ile 1. Ordu Komutanı, Batı Çalışma Grubu’nun başaktörlerinden Çevik Bir’in de bulunduğu 60 kişi müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
28 Şubat sadece postmodern / örtük bir askerî darbe değildi. Toplumun, ruh köklerini yerle bir eden, İslâmî duyarlıklarını tanınamaz hâle getiren, ayartıcı “irtica tehdidi” numarasıyla İslâmî kimliği bastırarak etnik kimlikleri kışkırtan, dolayısıyla ülkeyi bölünmenin eşiğine getiren ürpertici bir darbeydi.
28 ŞUBAT KÜRESEL BİR PROJEYDİ!
.....................................
EN BÜYÜK DARBE, EN BÜYÜK YIKIM!
Küresel sistemin lordlarının “İslâm’ı küresel sistemin önündeki en büyük tehdit” olarak ilan ettikleri ve alelacele Soğuk Savaşı bitirdikleri bir süreçte, bu ülkenin yapması gereken şey, İslâmî kimlikleri ve söylemleri hedef tahtasına yatırarak tarumar etmek değil, aksine, güçlendirecek adımlar atmaktı.
28 Şubat postmodern darbesiyle, İslâmî kimliklerin ve söylemlerin hedef tahtasına yatırılması, Türkiye’yi dimdik ayakta tutan omurgayı çökertti, tutkal’ı yerle bir etti.
Toplumda, İslâmî kesimler de dâhil hızlı bir sekülerleşme süreci başlatıldı: Kur’ân kursları, İmam Hatip Liseleri (İHL), İslâmî kimlik ve söylemler aşındırıldıkça, etnik bilinç ve kimlikler inanılmaz bir patlama yaşadı.
Böylelikle hem PKK’nın teorik temelleri atılmış hem de ılımlı İslâm projesinin hizmetkârı FETÖ’nün önü alabildiğine açılmış oldu.
Sonuçta canlı, diri bir görünüm arzeden, 1980’lerde ve 1990’larda zirve noktaya ulaşan İslâmî entelektüel yönelimler kurutuldu; kitap ve dergi yayıncılığına büyük darbe vuruldu.
Ardından gelen sefih, vulger popüler postmodern kültür, hayatın her alanında sefih sekülerleşme biçimlerini patlattı!
AK Parti iktidarının köklü fikrî ve kültürel altyapısının olmaması, uygulanan liberalleşme programları, İslâmî kesimlerin hızla sekülerleşme süreçlerinin, konformizmin, oportünizmin eşiğine sürüklenmesine yol açtı.
28 Şubat darbesi, toplumun İslâmî kimliğinin aşındırılması sürecinde topluma çok büyük bir darbe vurdu; diğer darbelerin hepsinden daha yıkıcı sonuçları oldu.
28 Şubat darbecilerinin yargılanması, 20 yıl sonra da olsa olumlu bir gelişme elbette. Ama bu adımın, hâlâ 20 yıldır içerde olan mazlumların serbest bırakılmaları, hâlâ haklarını tam olarak alamayan mağdurların haklarına kavuşabilmeleri gibi adımlarla daha ileri noktalara götürülmesi gerekiyor.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/28-subat-darbesi-ve-yikimi-2041647
yorum;
Mağduru korumayan düzene yazıklar olsun!
Yazarımız 28 şubat darbecilerinin yargılanması olumlu gelişme ama hala içerde olanlar ve mağdurlar var bunlar ne olacak demiş özetle.
Halbuki bugünkü hukuk düzeninin temel problemlerinden birisi
mağdurun korunamamasıdır aslında.
Merhum Erbakan hocamızında Adil Düzeni somutlaştırma süreci
Dr.Süleyman Akdemir hocamızın "Ceza Hukukunda Mağdurun Korunması"adlı
tezini okumasıyla 1985 yılında başlamış ve kesintisiz 6 yıl sürmüştü(1991).
(bakınız-İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde doktora tezi olarak 3.1.1985 tarihinde savunulan bu çalışma, mağdurun korunması sorununu ilk defa makro bir çerçevede ele alması ve sorunu çözecek müessesenin oluşturulması için gereken temel varsayımları ortaya koyması bakımından, orjinal bir eserdir.- http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/1016/85/2-TAKDIM-CEZA-HUKUKUNDA-MAGDURUN-KORUNMASI)
Merhum Erbakan hocamızın Adil Düzen'i ,uygulama noktasında ne kadar ilerledi,neden ilerleyemedi bence bunun sorumlularının düşünüp pişman olması ve tövbesinin
nasıl olacağını düşünmesi zamanıdır bugün.
1.kitapta(Ceza Hukukunda Mağdurun Korunması )sorun masaya yatırılmış;
2.kitapta-1990-İŞARET YAYINEVİ(http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/1037/87/4-ONSOZ-SOSYAL-DENGE--1Devlet-yapisinin-tarihi-seyri) ve
3 .kitapta da-1991-İZ YAYINCILIK(http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/1052/88/4-Sunus-SOSYAL-DENGE--2Devletin-unsurlari-ve-kuvvetler-dengesi)
Dr.Süleyman Akdemir tarafından çözümler Adil Düzene göre anlatılmıştı.
Okumayan ve kendilerini mesul sayan kardeşlerimizin ısrarla okumalarını öneriyorum.
Bunlar akevler.org kitaplar bölümünde mevcuttur.
Oradan okunabieceği gibi isteyene de PDF halini mail yoluyla gönderebilirim.
Adil Düzen kaçkınlığının tövbesi de Adil Düzen çalışmalarına katılıp
canlarla başlarla çalışmakla olur.
Somut olarak ta bir Adil Düzen semti kurmakla olur.
Anlı şanlı gazete köşeli ve hatta tv sahibi, İslam kanaat önderi gözüken
hocalarımız da bu saatten sonra buna yönelseler çok iyi olur kanaatimce .
Çünkü bugün gönüllü ve sulh yoluyla yapılabilecek bu iş,
yarın mecburiyetten ve savaş şartlarında yapılmak zorunda kalınabilir.
Yazarımız Yusuf Kaplan'a da diyorum ki hocam artık somuta gel de şu Adil Düzeni
tartışmaya açalım,eksiklik veya yanlışlarını düzeltip kurmaya başlayalım inşaallah...