28.08.2017
- KEMAL KILIÇDAROĞLU: Aday olmayı pek düşünmüyor ama yakın çevresinden “Artık rüştünüzü ispat ettiniz. Aday siz olmalısınız” türü yaklaşımlarla karşı karşıya... Eğer bu yaklaşımların etkisi altında kalırsa... Olabilir. Ama düşük ihtimal...
- YILMAZ BÜYÜKERŞEN: İsmi dolaşımda... Eskişehir’deki başarılarının seçilmesinde etkili olabileceği konuşuluyor. Kendisi ne düşünüyor? Tutar mı, tutmaz mı? Bunlar belirsiz.
- DENİZ BAYKAL: Aday olmak isterse ve bunun için bastırırsa... Önünde duran olmaz diye düşünüyorum. Referandum kampanyasının en etkili isimlerinin başında gelmesi, özgüvenini artırıyor.
- İLHAN KESİCİ: “Tayyip Erdoğan ile karşı karşıya gelecek olan adayın merkez sağa, cami cemaatine sıcak gelmesi gerekir” yaklaşımı, onun ismini öne çıkarıyor. “Ama Ekmeleddin Bey olayı?” dendiğinde... “İlhan Bey CHP’li” diye cevap veriliyor.
Yazının tamamı için tıklayın
Yorum:
Çatı adayı CHP’liler bile televizyondan öğrenecek
Ahmet Hakan ve diğerleri CHP’nin 2019 adaylarını düşünsün dursunlar. Hatta CHP’liler de düşünsün dursunlar. Nasıl önceki adaylarını televizyonlardan öğrendilerse 2019 adaylarını da televizyonlardan öğrenecekler.
2019 adayı Sermaye tarafından tıpkı Fransa’da Macron’un hazırlandığı gibi çocukluğundan beri hazırlanıyor. Henüz kim olduğunu kimse bilmiyor. Sadece bir ekonomik krizi takiben Kemal Derviş gibi ortaya çıkarılacak ve büyük kurtarıcı (!) olarak Türkiye’ye gelecek. Geldiği zaman CHP’liler de Ahmet Hakan da diğerleri de öğrenecek yeni çatı adayın kim olduğunu.
Erdoğan da seçilmemek için elinden geleni yapıyor. Seçilmek için yaptığı her hamle onu seçilmemeye götürüyor. OHAL uygulaması ve sanki Erdoğan yapıyormuş gibi gariban insanlara da yapılan Fetöcü muamelesi bunların en başında gelenler. Bunların dışında çıkarılan kanunlar Sermaye’yi etkin kılıp küçük ve orta esnafı ezme üzerine kurulu ve sanki bunu Erdoğan bilinçli yapıyor izlenimi oluşturuluyor. Böylece yavaş yavaş ekonomik ve siyasi krize doğru ilerliyoruz ve farkında olmadan Erdoğan buna yelken açmış durumda.
İslamiyet’in en temel prensibi serbestliğin esas olması, yasakların istisna olmasıdır. Bu nedenle yasak bir fiilin cezası vardır ve yasak fiilin gerçekleşmesi önlenmeye çalışılmaz, sadece cezası uygulanır. Böylece insanlar yasak olan fiili işlemekten korkarlar. Bunun dışındakiler serbesttir.
Günümüz kanun sisteminde ise yasak esastır, serbest olan bir tanedir. O serbest olan uygulama dışında her şey yasaktır. Bu yasakları önlemek için koruma tedbirleri alınır. Yüzlerce kanun ve yönetmelik çıkarılır. Yüzlerce ve hatta binlerce memur istihdam edilir. Korkunç cezalar kesilir ve işletmeler kapatılır. Ama bu tek çeşit olan serbestlik herkes tarafından uygulanabilir bir serbestlik değildir. Bunu uygulamak için özel elemanlar istihdam etmeniz gerekir ve bunun maliyetini ancak Sermaye karşılayabilir. Böylece halk artık iş yapamaz hale gelir ve ancak büyük sermayenin işçisi olarak yaşamını idame ettirmek zorunda kalır.
İşte Erdoğan Kuran’ın getirdiği sistemi uygulayacağı yerde Sermaye’nin istediği kanunları çıkarmakta ve bunların iyi olduğunu zannetmektedir. Bunun sonunda ekonomik ve siyasi kriz meydana gelmesi kaçınılmazdır. Bu krizi takiben de Sermaye tarafından bir çatı adayın ortaya çıkarılacağı da aşikardır.
Allah sonumuzu hayretsin.