Dik duracağız ama teyakkuzu elden bırakmayacağız!
Yusuf Kaplan
25 Kasım 2016
Batılılar, terörü kullanarak ülkede önce sosyal bir kaos çıkarmak, ardından ülkeyi siyasî istikrarsızlığa sürüklemek ve sonra da ekonomiyi çökertmek istiyorlar.
HER YERİ ÇÖKERTTİLER AMA TÜRKİYE'Yİ ÇÖKERTEMEDİLER!
……………..
DİK DURACAĞIZ AMA HER DÂİM TEYAKKUZDA OLACAĞIZ!
Bütün bunlara rağmen Türkiye'nin ekonomisinin sarsılmaması gerekiyor.
Çünkü karşı karşıya kaldığımız en yakın en büyük tehdit, Türkiye'nin ekonomik olarak çökertilmesi tehdididir.
Etrafımız ateş çemberi. Balkanlar, Kafkaslar ve özellikle de Türkiye'nin güneyi çok kırılgan ve her tür yeni, beklenmedik ve olağanüstü kaoslara, işgallere gebe...
Batılılar, Türkiye'nin ekonomisini vurarak, Türkiye'ye diz çöktürmek istiyorlar. Adana'daki terör saldırısı, bunun başlangıcı; sonucu değil.
Şunu aslâ unutmamak gerekiyor: Ekonomi sarsılırsa, Türkiye sosyal ve siyasî kaosa sürüklenir -Allah korusun!
Önümüzdeki süreçte izlememiz gereken strateji, bir yandan dik durmak ama öte yandan da aslâ teyakkuzu elden bırakmamak olmalı.
Teyakkuz'dan kastettiğim şey şu: Türkiye, jeo-ekonomik stratejileriyle, jeo-politik stratejilerini eşgüdümlü götürmek zorundadır.
Yaklaşık bir yıldır söylediğim ve hükümette karşılık bulduğunu gördüğüm şeyi, bir kez daha altını çizerek hatırlatıyorum: Türkiye, kendi yörüngesini çizmeye devam etmeli ama öte yandan da düşmanlarını azaltmalı ve müttefiklerini çoğaltmalı. Vesselâm.
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/dik-duracagiz-ama-teyakkuzu-elden-birakmayacagiz-2034364
yorum;
Dik durmayı bilen kim?
Yazarımız Yusuf Kaplan teşhis ve taleplere
devam ediyor fakat çözümlere bir türlü giremiyor.
Her halde bilmediğinden olsa gerek.
Önerilerde bulunmuyor değil fakat çözümler projeleri sunamıyor .
Eskiden bir bilen diye bir şahıstan bahsedilir
fakat ismi telafuz edilmezdi.
Hz.Ali(RA) peygamberimize(SAV) sizden sonra sorunları nasıl
çözelim dediğinde ;bilenlerden bir heyet oluşturun
onlara danışarak hareket edin demiş.
Tabiin döneminde müçtehitler içtihatlarıyla
problemleri çözmüşler.
Ama artık zamanımıza gelindiğinde bir müçtehitle
değil içtihat okullarıyla-ekolleriyle sorunları
çözmek bir zaruret haline gelmiştir.
Elbette her Müslüman veya topluluk bu işe aday olabilir.
Ve olmalıdır da ilmi usullere bağlı kalındığı sürece.
İşte Akevlerin bence bu husustaki en önemli
öncülüğü bu ekol ve okulun nasıl oluşması
gerektiğini ilmi, ameli ve tarihi olarak
göstermiş olmasıdır.
Yazarımıza ve refiklerine tavsiyemiz “gelin bu 50 yıllık
deneme ve örneği ve çözümlerini köşeleriniz ve ekranlarda tartışın ve
bunların çoğalmasına ve insanlığın ve ümmetin problemlerinin
çözümüne en büyük katkıyı sağlayın” demek olacaktır.
Zaman daralıyor sosyal tufan son hızla yaklaşıyor.
İyi ki Akevler var ve Adil Düzen Çalışanları var.
Allah sayımızı ve çalışmalarımızı bereketlendirsin.
Duamız budur…