25/04/2015

Yazının tamamı için http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/ergundiler/2015/04/24/mimar

Yorum:

Oyunu kim kurdu?

Yazarımız, batıda olan bazı buluşmaları uzun uzun anlatmaktadır. Ben onları takip etmiyorum. Soros’un Hillary Clinton’ı desteklediğini, Hillary Clinton ise dünyanın %1’den kurtulması gerektiğini söylüyor. Bunu nasıl değerlendireceğiz?

Sorunuza cevap vereyim.

Bugünkü batı medeniyeti Yahudilerin eseridir. İslamiyet’ten aldıkları uygarlığı batıya taşımışlar ve bugünkü uygarlığın mimarı olmuşlardır. Önce sermaye terakümünü sağlamak için faizi meşrulaştırmışlar, gelir vergisini getirmişlerdir. Tevrat’ta ve Kuran’da haram olduğu halde hahamlarından aldıkları fetvalarla Yahudi olmayanlarla faizli işlemleri meşru saymışlardır.

Karşılıksız paranın kaşifi Polatkan’dır. 1957’de doları 2,80’den 9,80’e çıkarmış ve Türkiye ekonomisine bir şey olmamıştı. Bunu gören Sermaye 70’lerde doları altınla değiştirme taahhüdünden vazgeçmiş ve böylece tarihte bir daha göremeyeceği bir zenginliğe ulaşmıştır.

ABD’de Yahudi sermayesi, ikiye ayrılmıştır. Bankerler karşılıksız dolarla dünyayı sömürüyor, aldıkları kredilerle Patron Sermaye iş yapıyordu. Sonunda sermaye zengin olmaya başlamış yeni dolara gerek kalmamıştır. Sermaye ekonomik sıkıntıya girmiştir. Bu yetmiyormuş gibi dolar yeter miktara ulaşınca devletin sermayenin karşılıksız dolarına ihtiyacı kalmamıştır. Böylece Sermaye’ye kafa tutmaya başlamıştır.

İşte bundan rahatsız olan banker Sermaye bir taraftan patron Sermaye ile arasını açmış diğer taraftan devletlerle arası açılmıştır. ABD’de Bush Banker Sermaye’yi, Obama Patron Sermayeyi temsil etmiştir. Amerika’daki seçimler Patron Sermaye tarafına taşınmıştır. Bugün Banker Sermaye hala karşılıksız dolar gücüne sahiptir. Ona karşı da silahlı Patron Sermaye bulunmaktadır.

Soros patron sermayedar olduğu için Hillary Clinton’ı desteklemiştir. Clinton’ın kastettiği %1 Yahudilerdir. Oysa Yahudiler, hiçbir zaman hakim değildir. Bugün patron Yahudilerin de sıkıntıya girmemesi için patronların siyasilerle iyi geçinmesi gerekmektedir.  Sayın yazarın sorusunun cevabı budur.

Bugün Obama ve Putin siyasi gücü temsil etmektedirler.  Sermaye’nin patronları yani Rothschild ile Rockefeller de sermayeyi temsil etmektedirler. Aralarında çok derin bir savaş vardır.  Para ve silah yarışıyor. Sermaye’nin başka bir avantajı da illegal çalışabilmesi, fitne ve fesat çıkarabilmesidir. Oysa siyasiler legal hareket etmek zorundadırlar.

Sermaye fitne ve fesat çıkarmak için parası ile Müslümanları kullanmayı istemektedir. Müslümanların yöneticileri işbirlikçi oldukları halkına kolay ulaşmaktadır.  Bunun tek engeli Müslümanların imanlarıdır. Okulları ile dünyaya yayılan Cemaat, bulunduğu devletlerin yönetimi ile beraber bulunma durumundadır. Türkiye’de de böyle idi.  Bizden başka kim iktidar olursa onun yanında yer alırdı. Bizden korkmadığı için bize her zaman karşı olmuştur.

Sermaye’nin elinde ırkçılık ve mezhepçilik vardır. Ermeni ve Rumlar hem dinen hem de ırken Türklerden ayrıdır. Bunları Türkiye aleyhinde kullanmayı denemektedir. Bunda da başarılı olamamaktadır. Çünkü bizimle Ermeniler arasında bir sorun yoktur. Biz onları kovmadık onlar kendileri gittiler.

Sermaye Ermenileri ve Rumları Anadolu’dan uzaklaştırmak için önce onları devletimize karşı isyan ettirmiş, sonunda da onların Anadolu’dan tamamen uzaklaşmasını sağlamıştır. Hedefi şu idi; Ermeni ve Rum gidecek, biraz sonra kendisi gelecek,  Türkiye onun olacaktı.

İşte Türkiye şimdi Anadolu’yu teslim etmek durumundadır. Etmiyorsa Ermenileri, Kürtleri kışkırtarak sorun çıkarmaktadır. Kuran diyor ki; “Onlar mekr ederler, Allah da mekr eder. Allah makirlerin en hayırlısıdır.”

Sonuç Sermaye’nin sömürü dönemi sona ermiştir. Ömrü tamamlanmıştır. Biz şimdiye kadar bunu tarihi gelişme ve Kuran’ın haberleri ile biliyor ve yazıyorduk. Şimdi bu sonun nasıl olacağını öğreniyoruz.

Evet, faizli sistemde devamlı para çıkarmak gerek yoksa ekonomi çalışmaz. Ne var ki çıkan para Bankerlerden Patronlara geçer. Patronların yeni paraya ihtiyaçları kalmaz, Sermaye kredi verecek kimse bulamaz. Dolayısıyla sömürü ömrü sona erer. Patronlar da para çıkarmayacakları için faizli iş kuramazlar. Çünkü elde ettikleri faizi tekrar piyasaya iade edemezler çünkü yeni işçi yoktur.

Sonunda Sermaye kazandıklarını, kendiliğinden kazandıklarını taşınmazlara yatırmak zorunda kalır. Bu da sömürme aracı değildir. Çünkü yatırım çoğalıyor demek, kiralar düşüyor demektir. Sonunda gelen kiralar ancak yapıların kirasına yetmeye başlar. Böylece Sermaye sadece varlığını korumak için çalışmak zorunda kalır. Bu da İslami düzendir.