Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024
871 Okunma, 0 Yorum

Bedenimize,   “beynimizin ihtiyaç  uzantısı”, demiştik.

Organlarımız bedenin dış  dünyaya ve kendine yönelik;   fakat  “siyah- beyaz” şeklinde  olmayan ihtiyaç gidericiler şeklinde   ayrılmıştır.(1)   Biçim ve görevler;  koşullara, ihtiyacın konusuna, miktarına göre;    bazısı eş güdümlü,  bazısı geçişli- sıra özneli kılınmıştır.   Beynimizin  varlığını  sürdürme amacı,   uzantıları ile sağlanıyor.   Bu organlardan   bir kısmı  kısa,  diğer kısmı  uzun süreli ‘görevler’  üstlenmiş.

 

Saçlarımızın, tırnaklarımızın kesilse de uzaması, beynimizin sınırsız  var olma ‘niyetini’ anlatıyor. Diğer yandan dişlerimize iki  ‘hak’ tanımış;  biri  ‘deneme’ kabilinden süt dişler,  diğeri çürümelerini önleyemediğimiz  ‘kalıcılar’.  Beynimizin “olsa dükkan senin!” diyeceği  gerekliliği,  yine onun dolayımı olan teknolojik  protezlerle gideriyoruz.  

 

Bu ‘niyet’ derimizin  hücrelerinde oldukça ‘aktif’; fakat  zamanla onlar da yenilenmiyor.   Beyin varlığımızın  toplamı olan  bedenin zinde kalması, zindeliğin   sürmesi için  beynimiz ‘elindeki olanakları’ en üst düzeyde kullanmayı elden bırakmıyor.  Yenilenmeyi sağlayamadığı durumlarda,  telafi   edici kestirimler buluyor; bunları yaygın sinir ağı, bağışıklık ve  üreme sitemi olarak sayabiliriz.  

 

*

Kısaca  iki  hususa değindim:

Biri,  ruhsal olanın gelişimi için daha  alt düzeydeki  maddi olana ‘mecbur’ edilmesi.(2) Yani ‘hava’ elementinin  ‘toprak’ elementinde  ‘eğitime’ başlaması. Diğer ifadelerle , eterik  yapılı varlıkların,  çürüyen etten bedenler giyinmesi. Profesörün diplomalarını terk ederek,   yeniden ‘ilk okula’ yazılması.  

Mezuniyetten sonra,  tekrar  başlangıca dönülürse,  o başlangıcın  bizim için’ ilk başlangıç’ olmadığını,   yapanların anlayacağı  durumdan  söz ediyorum.  

 

Başka bir anlatımla, sürekli araştırıp,  okuyarak, deneyerek kendini geliştiren birisi;   daha önce okuduğu kitapları tekrar okuduğunda,  aynı kelimelerden, uğradığı aynı yerlerden daha gelişmiş  düşünceler hasat etmesi  çok yaygındır.  

 

Diğeri,  somut olanın,  ruhsal olanı  beynin kendi içinde   keşfetmesi.

Bilim insanları  beynin ayrıksı iki yarım küresini ‘uzay kaşifleri’ gibi araştırırken  kendilerinden geçiriyor. Beynimizin  aynı kafatası içinde görevsel  ‘ayrılığı’ bilim insanlarına  inanılmaz esinler  sağlıyor.  Onları birbirine bağlayan  kemiksi köprü,  rüya alemi,  uyanık durum ya da somut,  soyut ikilisine  temel oluşturuyor.

 Beynin iki yarın küresini bağlayan köprüye, korpus callosum (sert cisim) deniyor. Yarım kürelerin sağ  kısmı bedenimizin sol tarafını;  sol kısmı sağ tarafını kontrol ediyor. Bu ‘çaprazlık’ genom merdiveni ile benzeşim arzediyor.  Sanırım bu, matematikteki   toplama, çıkarma aşamasının bir üst düzeyi bölme,  çarpa işaretlerine tesadüfi göndermedir.  

Yarım kürenin sağ tarafı duygusal, sol tarafı somut duyum ve etki   sağlıyor.   Beynin her  zerresi dikkate değer;  fakat bu bağlamda  ‘köprü’, eşitler arasında birinci” (Primus inter pares) olanı olan   somuttan yana yapıyor; aksi halde beyin  ‘kendini inkar’ etmiş olurdu.

*

Maddeci görüşün:  “Somut soyutu ( özneyi /benliği) yarattı. Soyut olanı,   maddi olan üretti.”   İfadesi,    mutlak değildir.

Bu ifade koşullu yargıdır.  Bu ifadeden,   “maddi dünyada,  somuttan önce soyut yoktu” anlamı çıkmaz.  

Bilindiği üzere  mutlaklık, koşullara bağlı olmayan   demektir. Bu takdirde maddeci görüşü,     “somut kendi kapsamında soyutu var etti” şeklinde anlayabiliriz. Bu da  maddecilik  ile  ruhçuluğu uzlaşmaz çelişiklik olmadığı anlamına gelir.

*

Düş ve  sezgilerimiz, maddi olanaklardan mahrum   umutlarımız,   benliği oluşturan bedensel varlığımızdan kaynaklanıyor. Fakat her şey bu kadar ‘kısıtlı’ değil; dahası bu kadar kasıtlı oluşmadık.

Yüzlerce yıldır  bilim insanları   bedenlerimizde olup biteni anlamaya, hastalıkların sebeplerini  bulmaya,  çözmeye çalışıyor.  

Bu uğraş sonsuz bir alan  gibi görünüyor.   Her öğrendiğimiz, çözdüğümüz konu,   devamında  bizi  farklı  katmanlara  sevk ediyor. Yöneldiğimiz yer,  yine olasılıklar diyarı. Yine  yıllarca deneyler yapılarak oradan   ‘çıkışlar’  aranıyor.  Öyle zamanlar geliyor ki   ulaşılan katman ‘son’ sanılıyor; fakat değişen koşulların değiştirdiği ihtiyaçlar , sorunlar,   o ‘son’u  kabul etmiyor.  

Laboratuvarlarda mikro düzeyde ‘çalınan kapılar’,   daima farklı biçimlerde  ‘çalınmaya’ devam ediyor.  “Olmazlar, oluyor; farklılar bütünleşiyor.” Önceki bulgulara dayanan tarifler, çocukluğumuzun dünyasındaki  anılara dönüşüyor.   

 

İç organlardaki   bakteriler,  zamanla ‘iltica’ ettiği  organ ile uzlaşıp,  yeni istilacıları önlemek için  devşirme çocukların Yeni Çeri’ye dönüşmesine benzer şekilde  bağışıklık ordusuna yazılıyor. (3)  Apandisit ve  deniz yıldızının böyle ‘iltica’ organ(izmas)ı olduğunu,  hatta bu savı ileri süre biyoloğun  zamanın bilim topluluğunca  uzun süre ret edildiğini,   kendisinin ölümünden sonra  savının başka şekilde kanıtlandığını ve yokluğunda ismine  Nobel  ödülü verildiğini okumuştum.

 

Açıklamalar:

(1)“Siyah beyaz”, yaygın olarak zıtlığı ifade eder; somutluğun detayında öyle olmadığı;  geçişli, kontraslı olduğu görülür. Gün ışığının nesneleri aydınlattığı  değişen açılar, gördüğümüzün etkilerinin bizde değişmesi  gibidir. Kısaca ‘siyah-beyaz’  koşulların etkisi sebebiyle yanlışa yol açan görüş ve durumdur.  

(2)Mecburiyet;    Arapça cebir/sentez, üstünlük  (i)kaynaşmış kemik (ii) zorla bir araya getirilmiş. Zorunluk;

Farsça zur, Türkçe zor kökünden ‘güç, kuvvet’ anlamı taşıyor (Nişanyan). Cümlede,  “koşulların iyileşmesi için onları alt edebilecek yeni koşullara ulaşma, yol alma gerekliliği”  olarak kullanıldı.  

(3) Simbiyotik ilişki. Bakteriler genel olarak hastalık yapan patojenlerdir. Oysa insanlar,  bakterilerle ortaklaşım(simbiyo; eski Yun.birlikte yaşam) denge ile yaşar. Bu İbni Haldun’nun “göçerlerin yerleşiklere hakimiyeti” tezini andırıyor. (Turnbaugh,PJ.;Ley R.E.;.. “The Human Microbiome Project.” Nature 449:804-810)

 






Son Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 672 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 1647 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1349 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1107 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 971 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1267 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 699 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 1584 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 1641 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 893 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 904 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 216 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 966 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 871 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 836 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 618 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 891 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 1602 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 818 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1563 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 1814 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2325 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2025 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 3492 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 2579 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 2702 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 2845 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2227 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 2638 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 2932 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2295 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 2685 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 1872 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 2619 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 2633 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2038 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3075 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 3583 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2249 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2300 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 2517 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1099 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1105 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 1665 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 1903 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1332 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 1881 Okunma
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 1677 Okunma


© 2024 - Akevler