İSLAMDA ÖRTÜ
Süleyman Karagülle
1516 Okunma
İSLAM VE BATI

I. ISLÂM VE BATI

Tarih boyunca iki medeniyet varolup gelmiştir: Biri peygamberlerin Hak medeniyeti , diğeri ise filozofların kuvvet medeniyeti dir. Mezopotamya, İbrani, Hıristiyan ve İslâm Medeniyetleri peygamberlerin medeniyetidir. Mısır, Greko-Romen, Bizans ve Avrupa Medeniyetleri kuvvet medeniyetleridir.

Kişilerin nominal ömürleri 100 , medeniyetlerin nominal ömürleri 1000 yıldır. İncil 'de ve Kur'ân 'da böyle yazılıdır _ftn1. Önce peygamberlerin medeniyetleri doğar, gelişir ve zirveye çıkar; sonra yaslanmaya baslar... Bu merhalede kuvvet medeniyeti doğar, gelişir ve zirveye çıkar; sonra o da yaslanmaya baslar... Aralarında ortalama 500 yıllık fark vardır.

Mezopotamya Medeniyeti zirvede iken Mısır Medeniyeti doğmuştur.

Mısır Medeniyeti zirvede iken İbrani Medeniyeti doğmuştur.

Bu devran böyle devam etmiş ve İslâm Medeniyeti zirvede iken Bati Medeniyeti doğmuştur.

Simdi Bati Medeniyeti zirvededir ve yeni bir Hak Medeniyeti doğmaktadır.

Bizim, Bati Medeniyeti 'nden kastimiz 'kuvvet medeniyeti' dir; Hıristiyan Bati değildir. İslâm Medeniyeti derken de, Hıristiyanlık dahil bütün Hak medeniyetleri kastediyoruz. Bu ayırımın böyle olduğu bastan bilinmelidir.

Gelmekte olan yeni medeniyet 'Hak medeniyeti'dir, peygamberlerin getirdiği medeniyettir, o da ortaklık medeniyetidir, ilim medeniyetidir.

Demokratik (=şeriat), lâik (=velâyet), liberal (=karz-i hasen), sosyal (=zekât), çoklu hukuk sistemidir.

Bu medeniyet ve sistemde hakli kim ise kuvvetli odur. Herkes yaptıklarından sorumludur. Sorumluluk şahsidir.

Eski kuvvet medeniyetleri politeist özelliğe sahipti. Mısır 'da Firavunlar 'tanrı' idi. Greklerde siteler vardı ve sitelerin tanrıları vardı. Bizans Medeniyeti Hıristiyanlığı politeizme çevirmiş, tanrıyı üçlü yapmış (teslis inancı) ve azizlerini tanrılaştırmıştı. Avrupa Medeniyeti ise İslâm’ın ilmî verileri karsısında politeizm den bahsedememiş, onun yerine ateizmi savunmuş, sonunda yirminci yüzyılın yetiştirdiği diktatörleri tanrılaştırmış ve onlara taptırmıştır. Ancak içinde bulunduğumuz yüzyılın sonunda bu anlayışı da terketmek zorunda kalmıştır. Böylece ilmin verilerine yönelmeye ve gelmeye başlamıştır.

Bati dünyası nin ateizm medeniyeti tekel kapitalizm veya sosyalizm medeniyetidir. Merkezi kuvvetin çıkarları dışında hiç bir hukuki düzenlemesi yoktur. Bati birtakım operasyonlar yapmıştır. Bunları 'insan hakları' veya 'demokrasi' kılıfı içinde yapmayı başarmıştır. İnsanlar hâlâ Bati dünyasının üstün bir hukuk anlayışına sahip olduğuna inanmaktadırlar. Gözleri ile göre göre Bati dünyasının yalanlarına inanmakta veya kanmaktadırlar.

Bunların neler olduğuna kısaca işaret edelim:

Bati Dünyasının Özellikleri

1- Bati dünyasındaki topluluklar, kilise ve şövalye üst sınıfı ile halk tan oluşuyordu. Kral , aristokratik sınıfın temsilcisi idi. Haçlı Seferleri ile halktan zenginleşenler bu aristokratik sınıf yerine kendileri geçmek istediler ve sermayeleri ile krallıklara, kiliseye ve toprak beylerine saldırdılar ve onları devirdiler. Avrupa’nın cumhuriyet yönetimleri, sermaye ile eski aristokratik sınıfların çatışması sonucunda doğmuştur. İnsan hakları ile veya demokrasi ile bir ilgisi yoktur.

2- Sermaye gücü , kilise ve şövalye sınıfını devirebilmek için 'ekseriyet sistemi' ni önermiştir. Sermayesi ile ekseriyeti sağlamak suretiyle asker ve ruhban sınıfı yerine sermayedarlar hâkim olmuş, böylece bürokrasi onların birer kâhyası olduğu halde faaliyete devam etmiştir.

3- Halkın organize olup sermaye hakimiyetini kurmamalari için sosyalizm düzeni ortaya konmuştur. Dünya ikiye ayrılmış ve verimsiz Sovyet toprakları sosyalizme bırakılmıştır. Sosyalizmi dünyaya nefret ettirip kapitalizmi güven altına almak için hiç ilgisi olmadığı halde sosyalizme ütopik düşünceler sarjetmistir. Sosyalist sistem ateizmi esas almış, aileyi inkâr etmiş, milliyetçiliği tahkir etmiş ve mülkiyeti yok etmeye çalışmıştır.

4- Kapitalist sistemde , birbirine rakip şayili birkaç firma Bu firmalar merkezden kontrol edilmektedir. Üretim fazlalığı olduğu zaman malları ucuz satma zorunluluğu ortaya çıkar ve bu da kapitalizmin sonu olabilir. Bunu önlemek için isçi sendikaları kurulmuş ve gerektiğinde onlar 'grev' yaparak devreye sokulmuş; sendikalar devreye girmezse bu sefer kendileri 'lokavt' yapmış, böylece üretim fazlalığını dengelemiştir. Bütün bu uygulamalar da güya isçinin haklarını korumak için yapılmaktadır.

5- Toprak kapitalizmi köleliğe dayanıyordu. Çiftlik sahipleri yüzlerce köleye sahip olarak büyük üretim yapıyorlardı. Sanayi dönemi ne geçilmeye başlandığı zaman, kölelerin sanayicilerin elinde olmaması, olsa bile artık kölelerle sanayinin yaşatılmasının mümkün olamaması sebebiyle 'kölelik' kaldırılmış ve yerine 'isçilik' ikame edilmiştir. Yani halk isçi olarak köleleştirilmiştir. Kapitalizmde halk sermayedarların kölesidir; sosyalizmde ise devletin kölesidir. Yani köleliğin adi degistiriilmis ve insanların % 90'indan fazlası köleleştirilmiştir. İste Bati'nin köleliği yasaklaması veya ortadan kaldırması bundan ibarettir.

6- Eskiden savaş esirlerinden kadınlar köle olarak alınır ve zengin olanlar köle kadınlardan cariye olarak istifade ederlerdi. Ancak bu durum efendilere birtakım külfetler yükler, efendiler adeta onlarla evli halde olurlardı. Evlilikle tek farkı, cariyelerin ayni zamanda çalışmak ve erkeklerine hizmet etmek durumunda olması idi. Oysa hür kadınların böyle bir mükellefiyeti yani çalışma ve hizmet etme mükellefiyetleri yoktu. Bati dünyasında zenginler istedikleri kadınlarla ilişki kurabilsin ve geçici olarak ödeyecekleri meblağ dışında bir yükümlülükleri olmasın diye, cariyeliği ortadan kaldırmışlar, onun yerine cinsi ilişkiyi serbest hâle getirmişlerdir. Kirlettikleri kızlar için de genel evler ve benzeri müesseseler kurmuşlardır.

7- Orta çağ din medeniyetlerinde kadın her türlü isi yapabilirdi. Ancak çalışmak zorunda değildi. Çünkü geçimi kocası tarafından temin ediliyordu. Kadın evinde iffetini koruyor ve analık yaparak çocuklarını yetiştiriyordu. Artırdığı zamanlarını da kültür ve sanat faaliyetlerinde harcayabiliyordu. Sermayedarlar ise kadınları da ise almak ve çalıştırabilmek, bu kadınlar arasında istedikleri kadınlarla serbest ilişki kurabilmek için 'kadın hakları' veya 'eşitlik' diye birtakım prensipler koymuşlardır. Evlilik müessesesi niş yok ederek onun yerine sokağa düşmüş kadınlar sınıfını ortaya çıkarmışlardır. Bu uygulama sayesinde bir taraftan şehvetlerini istedikleri gibi tatmin etmek imkânını bulmuşlar, diğer taraftan işyerlerine daha uysal ve ucuz isçi bulma şartlarını gerçekleştirmişlerdir.

8- Eskiden insanlar inandırılarak düzene ve devlete itaat ettirilirdi. Bu inancın kaynağında din olduğu kadar aile de yer alıyordu. Özel mülkiyet ve miras insanları devlete sadık vatandaş hâline getiriyordu. Sermaye sahipleri kendi çıkarları için dini inançları yıkmış, aile yapısını bozmuş ve halkı mülk edinemez hâle getirmiştir. Bunun sonucu olarak halkın devlete bağlılığı ortadan kalkmış ve tarihte ilk defa anarşi nine dogmasına sebep olmuştur. Bunu yatıştırmak için de halk içkiye, esrara, fuhşa, kumara, eğlenceye alıştırılarak uyutulmak istenmiştir.

Bütün bu açıklamalarımız gösteriyor ki; Bati dünyası , önce İslâm Medeniyeti 'nine getirdiği yüksek değerleri kendisininmiş gibi ortaya koyarak onları bozmuş, sonra tahrif etmiş ve kendisine propaganda sermayesi yapmıştır. Bugünün Bati taklitçisi yöneticiler de, sermayenin baskısı altında onların yalanlarını değişmez ve dokunulmaz birer kutsal kural olarak benimsemekte ve uygulamaktadırlar.

Ne var ki, dünya değişiyor ve gelişiyor.

Allah’ın ilimde ve haberleşmede sağladığı büyük imkânlar sayesinde halk kitle halinde bilinçlenmekte ve yeni dünyanın oluşması için kitlesel gelişmeler olmaktadır. Dünya olumlu bir değişim ve gelişme içindedir. Nitekim biz de bu değişmeye ve gelişmeye katkı olsun diye bu yazılarımızı yazmaktayız.

Allah vardır ve onu yenecek bir güç yoktur.

Bugüne kadar hep Onun dediği olmuştur;

Bundan sonra da hep Onun dediği olacaktır.

 

 



© 2024 - Akevler