Zor bir yıl
1254 Okunma, 0 Yorum
Zülfü Livaneli - Vatan
Ali Bülent Dilek

Zor bir yıl

25.12.2009

Ne zor bir yıl oldu.

Hem ben ağır bir ameliyatla uçurumun eşiğinden döndüm, hem de ülkem var olma-yok olma kavgasının son aşamasına girdi.

Birçok sevgili dostumu yitirdim. Engin Anadolu kültüründen öğrendiğim gibi arkalarından ağıtlar yazdım.

Hezerine üzerine

Işık yağmış mezerine

Kalk gidelim Kozanoğlum

Bin kıratın üzerine

***



Ne zor bir yıl oldu.

Korktuğum başıma geldi diye diye karamsarlık okyanuslarına daldım çıktım.

Halkımız dediğimiz kitle üç kutba ayrıldı.

Diyarbakır, Konya ve İzmir sanki üç ayrı ülkeye aitmiş gibi bambaşka yapılanmalar içine girdiler.

Hepimizin anası olan sevgili ülkemizin dikişleri atmaya başladı.

Bizim uyarılarımıza niye kimse kulak asmadı diye dövündüm.

***



Ne zor bir yıl oldu.

Yine şehit cenazeleri birbiri peşi sıra geldi, ocaklar söndü, nice ananın, sevgilinin, çocuğun yüreğine ateş düştü.

Kardeş kavgası denilen belanın acısı hepimizin yüreğini dağladı.

***



Ne zor bir yıl oldu.

Devleti ele geçirme kavgasında herkesin gözünü kan bürüdü.

Ülkenin askeri, polisi, istihbarat birimleri örtülü bir savaşta birbirlerinin gözünü oymaya çalıştı.

***



Ne zor bir yıl oldu.

UNESCO Genel Direktörlüğü’ne seçilmem kesinlik kazanmak üzereyken, AKP iktidarı bu göreve bir Türk’ün değil, Mısırlı’nın gelmesi için beni engelledi. Aradan Bulgar aday sıyrıldı.

***



Ne zor bir yıl oldu.

Özgürlük melodisi bir mobil iletişim reklamında çalındığı için beni çarmıha germeye çalıştılar. Neredeyse iç savaş eşiğine gelmiş olan memlekette her şey unutuldu ve bu konuda otuzdan fazla köşe yazısı yayınlandı.

***



Zor bir yıl oldu ama benim için yine de mutlu bitti.

Hayatımın en büyük görevi olarak gördüğüm, Atatürk konulu VEDA filmini yaptım.

Artık ölsem de gam yemem.

***



2010 yılı hem ülkemize, hem sizlere mutluluk getirsin.

 

YORUM:

YORUM YOK.

Ak parti temel:belge 4) müslüman 1 delikten 2.defa ısırılmaz.

MUSTAFA KARAHASANOĞLU’ndan mektuplar

(Milli Görüş 40 yılın muhasebesi)

Bu mektuplar bütün Refah Partisi il,ilçe,belde ve önemli şahıslara(2500 cıvarı)

Gönderilmiştir.

 

2.mektup sh:1

 

29.08.1988

 

 

 

 

 

Bismillahirrahmanirrahim

 

 

AZİZ GÖNÜLDAŞIM MUHTEREM KARDEŞİM

Takriben bir ay önce göndermiş olduğum mektuba gerek teşkilatımızın, gerekse teşkilatta halen aktif görevde olmıyan gönüldaşlarımızın gösterdikleri duyarlılık ve alakayı davamızın selameti bakımından teminat olarak görüyorum.

Mektup, telefon ve bizzat ziyaretime gelerek bu hassasiyetlerini ifade eden kardeşlerime teşekkür edi­yorum.

Aziz kardeşim, teşkilatımızın söylenen ve yazılanları Milli Görüş sisteminin gözlüğü ile görüp kulaklığı ile dinleyerek karar vermesi başarımız için çok önemli bir unsurdur. Cenab-ı Hakkın "...NE KADAR DA AZ DÜŞÜNÜYORSUNUZ? Mümin Süresi Ayet-58 " hitabına muhatap olduğumuzu unutmamalı­yız.

Aziz gönüldaşım. Milli Görüş harekeline  1968'lerde Muhterem Erbakan'ı omuzlayıp "BAŞBAKAN ERBAKAN" sloganlarıyla MTTB'den Nuriosmaniye'ye götürürken 19 yaşlarında saçları gür bir delikan­lıydım. Şimdi 21 yıl sonra kırkını aşmış saçları dökülmüş, özlediği neticeye ulaşamayan bir insanın ızdırabını hissederek mektubumu değerlendireceğinize inanıyorum.

Allah Resulü başladığı iman davasını 23 yılda tamamlayıp en kamil noktaya getirmiştir. Almanya 1.ve 2. Dünya savaşlarından sonra her iki seferinde de taş taş üstünde kalmayan ülkelerini, kendilerini yenen devletlere meydan okuyacak seviyeye getirmişlerdir. 15 yıllık  zaman diliminde.

Mustafa Kemal 1920'lerden 1935'lere kadar 15 yıllık süre içinde 1300 yıllık Hilafeti kaldırmaktan, 1000 yıllık harfleri değiştirmeye kadar yaptığı devrimlerle arzu ettiği sistemi kurmuştur.

Bir Japonya' atom bombasını yediği 2. Dünya Savaşından sonra 20 yıllık zaman içinde başarabil­diklerini tespit ederek, düşünerek Milli Görüşün zaferini göçüp gitmeden, görme arzu ve iştiyakiyle, kim­seyi ilzam etmeyi hedeflemeden Davamızın stratejisini, sevk ve idaresi ile ulaştığı merhaleyi tahlil ve te­fekkür etmenin seçim dönemi dışındaki zamanlarda, seçim çalışmaları kadar yapılması gereken önemli bir çalışma olarak görüyorum.

Muhterem Kardeşim. (Cetvel 3'del görüldüğü gibi 1977 ve 1987 seçimlerimle oy oranımız önemli bir ölçüde gerilemiştir. 1977'deki bu gerileyişe bizzat Erbakan Hocanın gösterdiği gerekçeler şöyledir.

a )- Seçimin dış güçlerin etkisiyle erkene alınması b)- Seçimlerde mükerrer oy kullanılması

c)- "1973'de seçmen sağanak yağmura yakalanmıştı gördüğü şemsiyenin altına giriyordu. 1977'debu geçici durum ortadan kalktı." şeklindeki teşbihi.

Gösterilen bu gerekçelerin ciddi bir şekilde tahlilinin yapılması zaruridir. Çünkü HASTALIĞIN TE­DAVİSİNDE EN ÖNEMLİ UNSUR DOĞRU TEŞHİSTİR.

Yukarıda gösterilen gerekçelere katılamıyoruz. 1977 seçimlerinin erkene alınması bilindiği gibi ekim verine 4 ay önceye alınarak 5 Haziran'da yapılmıştır. Aralıklarla 3 yılı aşkın iktidar ortağı olan bir par­tinin 3 yılda yapamadığı icraatları 4 ay içerisinde hem de seçim atmosferine girildiği bir dönemde yapa­cağını iddia etmesi  bize göre inandırıcı değildir.

Kaldı ki bu 4 ay içerisinde neticeye müessir olacağı ümit edilen bir kaç ağır sanayii tesisinin tamam­lanması da yine bize göre netice için müessir bir faktör değildir. Çünkü Afyon Şeker ve Çimento. Bolu Çimento. Gerkonsan. Balıkesir Seka tesislerinin büyük ölçüde tamamlanmış olmasına rağmen bu illerde 1977 de MSP, I973'de aldığı reyi alamamıştır. Fabrikasız haliyle birer milletvekili çıkarılan bu illerde, fabrikaların bacalarının yükselmiş olmasına rağmen 1977'de l'er milletvekili dahi çıkarılamamıştır. (Cetve - 3)

Seçmen ağır sanayi hamlesinden ziyade daha başka hususlara alaka duymaktadır.

50 Milyonun kardeşliğine talip bir partide 50 milletvekili ile vahdetin sağlanamayıp 22'sinin partiden kopuşuna seçmen çok daha büyük tepki göstermiştir.

Seçimlerde mükerrer oy kullanılması tespitine de katılmamız mümkün değildir. Zira mükerrer oy kul­lanma ve yazılma imkanının en fazla olduğu İstanbul. İzmir. Ankara. Adana gibi büyük illerde MSP'nin

 

                                                                                                                                                      Mustafa KA R A H ASA NOGLU

 

 

 

Ali Bülent Dilek






Sayı: 29 | Tarih: 27.12.2009
Nazlı Ilıcak
Lens ve karınca
1407 Okunma
1 Yorum
Fatma Karuç
Ebubekir Sifil
Hak yahudilik ve hristiyanlık
1312 Okunma
1 Yorum
Zafer Kafkas
Mümtazer Türköne
Mızrak ve çuval
1306 Okunma
Arif Ersoy
Reşat Nuri Erol
Faiz, işsizlik, açlık ve çözüm
1299 Okunma
Ilker Ardic
Hayrettin Karaman
Biz takiyye mi yapıyoruz
1287 Okunma
Hilmi Altın
Can Ataklı
Hiç aklıma gelmeyen bir görüş
1281 Okunma
Mesut Karaaytu
Ahmet Hakan
Bülent Arınç’a dair önemli bir saptama
1271 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Zülfü Livaneli
Zor bir yıl
1254 Okunma
Ali Bülent Dilek
Fikret Bila
Heyecanlı saatler
1253 Okunma
Harun Özdemir
Mehmet Şevket Eygi
Türkiye’de Din ve Hürriyeti var mıdır?
1243 Okunma
2 Yorum
Emine Hocaoğlu
Fehmi Koru
Sağ el sol elden haberdar mı dersiniz
1234 Okunma
Ahmet Kirtekin
Mahir Kaynak
Gözlemleyicim.
1227 Okunma
Süleyman Karagülle
Yılmaz Özdil
Ağzında lokma varken suikast yapılmaz...
1217 Okunma
Leyla Okta
Gülay Göktürk
Can havliyle
1206 Okunma
Adem Çevik
Oktay Ekşi
Korktunuz Değil mi?
1193 Okunma
Vahap Alma
Mehmet Altan
“AB bir liboş fantezisi mi?”
1179 Okunma
1 Yorum
Mehmet Hikmetumut
Ruşen Çakır
Provokasyon demekle iş bitmiyor
1152 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Niyazi
Bazen zor yazılıyor
1130 Okunma
1 Yorum
Abdurrahman Erol
Ali Bayramoğlu
KCK OPERASYONU: HÜKÜMETİN NİYETİ NE?
1107 Okunma
Özgül Ertuğrul
Ahmet Altan
AKIL
1103 Okunma
Özer Ataç
Toktamış Ateş
AB macerasında son durum
1093 Okunma
Osman Eskicioğlu