"Sihirli formül" her zaman aynı sonucu vermez ki.
993 Okunma, 0 Yorum
Mehmet Barlas - Sabah
Tayibet Erzen

18.05.2013

Nasrettin Hoca'ya sormuşlar,
- Cenaze cemaati mezarlığa doğru ilerlerken, tabutun sağında mı solunda mı durmak doğrudur?
Hoca gülerek cevap vermiş:
- Kardeşim, tabutun içinde olma da, nerede durursan dur!
Suriye Krizi'ni "Dışarıdan" tartışanların aklına "Suriyeli olsaydınız ne yapardınız" sorusu gelmiyor.
Başbakan Erdoğan'la birlikte medya mensuplarının karşısına çıkan ABD Başkanı Obama, Esad'ın gitmesi konusunda Erdoğan'la aynı görüşte olduğunu söyledikten sonra ekledi,
- Ama elimde sihirli bir formül yok...
Bu "Sihirli Formül"ün değişen durumlarda nasıl ortaya çıktığını ve nasıl kullanıldığını defalarca görmedik mi? Irak'ta Saddam'a, Afganistan'da Taliban'a, Libya'da Kaddafi'ye karşı "Sihirli Formül" kullanılmadı mı? Veya Yugoslavya'daki soykırım sihirli formülle durdurulmadı mı?

Sonuç hep aynı değil

Aynı şekilde Sovyetler Birliği de önce Macaristan'a sonra da Çekoslovakya'ya "
Sihirli Formül"le müdahale etmedi mi?
Ne var ki bu sihirli formül her durumda aynı sonucu vermiyor.
Sonuçta ne Sovyetler Birliği kaldı, ne de Demir Perde var artık.
Macaristan da, Çekoslovakya da (Çekler ve Slovaklar) Avrupa Birliği üyeleri şimdi.
Örneğin 2'nci Dünya Savaşı'nda Amerika'nın Japonya'yı pes ettirmek için uyguladığı sihirli formülün içeriğinde iki de atom bombası vardı. Japonya teslim olmakla kalmadı, Amerikanlaştı... Ama aynı Amerika'nın Vietnam'daki sihirli formülünde bulunan napalm bombaları işe yaramadı.
Kısacası Obama bugünün koşullarında "
Sihirli Formül"ün Suriye'de de işe yaramayacağını düşünüyor.

Tamamı için http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/barlas/2013/05/18/sihirli-formul-her-zaman-ayni-sonucu-vermez-ki

 

Yorum:

Türkiye Kimsenin Tetikçisi DE-ĞİL-DİR!

Sıra Suriye’ye geldi. Şimdi de birileri sihirli değneği Türkiye’nin eline tutuşturmaya çalışıyor. Türkiye de bölgenin kahramanı olmaya pek meraklı. Türkiye’nin Suriye ile savaşa girmesi en az Türkiye’ye yarar ama ne hikmetse bunu hükümetimizin görmediği anlaşılıyor.

Başından beri yapılması gereken Suriyeli mültecileri vatandaşlık statüsüyle memlekete kazandırmaktı ama bu yapılmadı. Bunun yerine ülkemize sığınan bu insanlar kontrolsüz ve kayıtsız turist misali Türkiye ve Suriye arasında mekik dokudular ve olanlar oldu. Bu durumda Türkiye fitneye yataklık yapmış oldu, mazlumlara değil.  Tüm bu olanlara siyasi gelişme diyebilir miyiz? Tezgah bu kadar açıkken hala Beşşar Esed yönetiminin zulmünden bahsedebilir miyiz?

Suriye’de yaşananlar çıkarcıların kışkırtmaları sonucu Türkiye’nin oraya girmesiyle son bulamaz, bulmamalı. Türkiye taraflar arasında hakem olmayı, ki bu oldukça zor bir görevdir, üstlenmeli ve adil olmalı. Ancak o zaman Esed yönetiminin mi yoksa muhaliflerin mi haksız olduğu anlaşılır.

Bugün medya neyi görmemizi istiyorsa haber odur, neye inanmamızı istiyorsa gerçek odur. Böyle bir güvensizlik ortamında bizi ancak adil olmak düze çıkarabilir. Hem ülkemiz hem de Suriyeli halk için daha güvenli bir çözüm düşünemiyorum.

 

 

 

 

 

Tayibet Erzen






Sayı: 205 | Tarih: 19.05.2013
Mahir Kaynak
Protestonun Anlamı
İnsanlık nereye gidiyor?
1437 Okunma
10 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Kendinden Büyüğüne ‘Demin Arz Ettiğiniz gibi’ Dem
Kültürümüze Sahip Çıkmalıyız
1073 Okunma
2 Yorum
Emine Hocaoğlu
Yusuf Kaplan
Küresel siistemi'müslümanlaşma've islamı bitirme
SIFIRDAN BAŞLAMAK!
1069 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ahmet Hakan
En zorlu yedi soru
Geçmiş olsun
1064 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
"Sihirli formül" her zaman aynı sonucu vermez ki.
Türkiye Kimsenin Tetikçisi DE-ĞİL-DİR!
993 Okunma
Tayibet Erzen
Hüseyin Gülerce
ABD gezisinden beklediğimiz nedir?
Beklentimiz İçerden
936 Okunma
Zafer Kafkas


© 2024 - Akevler