Sam Adian
.... VE TANRI! - 3
15.08.2012
6438 Okunma, 1 Yorum

 

Rabbi anlamak…

 

Pagan dinlerinin ortaya çıkış sebebinin hemen hemen aynı olduğu, beşerin kendisinden daha güçlü ve daha yetenekli varlıklar ile karşılaşmaları sonucu ortaya çıktıkları artık bilinen bir gerçektir.

 

Beşerin bu varlıkları “Tanrı” olarak kabul etmelerinin sebebi, onların “Rab” özellikleriyle ilgilidir. Çünkü bu güçlü varlıklar, beşerin o güne dek karşılaşmadıkları güçlere, yeteneklere sahiptiler. Kendilerine bildiklerinden farklı bir şeyler öğretmişler idi. Belki yönetmişler, yönlendirmişler, belki eziyet etmişler ve belki onlara merhamet göstererek gelişmelerine katkıda bulunmuşlardı. Yani “RAB” kavramının içine koyabileceğimiz  her şeyi beşer onlarda görmüştü. Bu sebeple de onları Rab edinmişler ve kutsallaştırmışlardı.

 

Bu husus Kur’an da da ifade edilmektedir:

“Ev yekûne leke beytun min zuhrufin ev terkâ fîs semâ, ve len nu’mine li rukıyyike hattâ tunezzile aleynâ kitâben nakreuh, kul subhâne rabbî hel kuntu illâ beşeren resûlâ” (Isra 93)

 

“Ya da altın bir evin olmalı, veya göğe yükselmelisin. Yükselsen bile okuyacağımız bir kitabı üzerimize indirmedikçe ona inanmayız.' De ki: 'Rabbim yücedir. Ben elçi olan bir insandan başka bir şey miyim ki.”

 

Kimse inanmıyor, çünkü onların alışık oldukları Rabler, gökyüzüne yükselebiliyorlardı, güçlüydüler, Güçlü silahları vardı. Yönetebiliyorlardı. Böyle görmüşlerdi.

 

***

 

Bir çizgi film düşünün. Nasıl üretildiğini belki herkes bilmiyordur. Oldukça zahmetli bir iştir. Önce senaryo yazılır. O senaryoda geçen karakterler sanatkarlar tarafından çizilir/resmedilir ve bunlar bilgisayara aktarılır. Elbette bu yetmez. Bilgisayarda yüzbinlerce görüntü üst üste getirilerek hareketlendirilir. Bunun için milyonlarca karakterlik program yazmak gerekir. Ve nihayetinde biz o çizgilerin hareket ettiğini zannederiz. Çünkü ekranda izlerken hareket etmektedirler.  

 

İnsan beyni herşeyi zıttı ile karşılaştırmak üzerine kurulmuş bir algoritmaya sahiptir: Siyah-Beyaz, Gece-Gündüz, Sıvı-Katı….

 

Evren de zıtlık prensibi üzerine kuruludur. Zıttı olmayan yegane varlık Allahtır. Karşılaştıma mümkün olmayınca, insan AKLI tarafından algılanması da mümkün değildir.  Algılamanın mümkün olmadığı varlığa Sempati makbul olabilir ama Empati mümkün değildir.

 

Bu noktada İbrahimin kıssası çok önemlidir. O sorgulamasını yaparken, geçici de olsa şirk ihtimalini de değerlendirmişti. O, Rabbini ararken, güneşi, Ay ve Yıldızı ihtimaller arasına almıştı. Aklı, hatta şirki bir atlama tahtası olarak kullandığını da söyleyebiliriz.  Ama bu bizim için de geçerlidir. Şirki meşrulaştırmak değildir mesele, sistemi anlamaktır.

 

Şirk, "Allah'ı inkâr değil, Allah'ın vermediği yetki ve imtiyazları, –soyut ya da somut– O'ndan başka birine veya bir şeye vermek"tir.

 

Empati, esas olarak bizim "ayna nöronlar" dediğimiz hücrelerin muhteşem bir eylemi...İnsanın kendini karşısında ki kişinin yerine koyabilmesi inanılmaz bir olay. İnsanı insan yapan bir vasıf/özellik...

 

Resulle Empati kurmaya evet, Vahyin ilk muhatapları ile empatiye evet. Ancak Allah ile empati aklın sınırlarını aşan bir şeydir. Zıttı olmayan, tanımı olmayan bir şey ile nasıl empati kurulabilir? Böyle bir şey aynı zamanda egomuzu serbest bırakır. "Kendi nefsini ilah edineni gördün mü?" ifadesi ile muhatap eder. İşte bunun için Rabbi anlamak gerekir.

 

Çizgi filme geri dönersek, biri oturmuş bir program yazmıştır, bu program çizgilerin hareket etmesine olanak sağlıyordur. Başkaları da o programı kullanarak çizgi film üretmişlerdir. Ama çizgi filmi yapanların programı yazanla işleri yoktur.

 

Tıpkı bir çizgi film gibi, 3 boyutlu bir Varlığın kendisini 2 boyutlu varlıklara anlatması nasıl olabilir ki? Bir çizgi film karakteri, Onu çizen kişi ile ne kadar veya nasıl empati kurabilir?

 

Bir çizgi film karakterini yaratan, niçin yarattığı bir karakterle empati kursun? O zaten kendisinin yarattığı bir şeydir, zaten her şeyini bilmektedir, öngörmektedir.

 

Ben çalıştığım şirketin ofisine gitmek zorunda değilim. Aslına bakılırsa bugüne kadar patronu da hiç görmedim. Onu sadece “digital” bir notun altındaki imzasından veya telefondaki sesinden  tanıyorum. Şirketin çalışanlarının çoğunu tanımam, aslında onlar da beni tanımazlar. Çünkü hiç tanışmadık.

 

Çok nadir olarak ofise giderim, o da çok gerekli olursa, bir toplantı varsa. Eğer toplantıya gidebilecek durumda isem. Değilsem dünyanın neresinde olursam olayım, digital ortamda toplantıya katılır söylemem gerekenleri söyler diğerlerini dinlerim.  

 

Ama hepsi bu kadar değildir, benim yaptığım iş oldukça basittir. Niteliğini bir kenara bırakalım, Benim işim sisteme gerekli komutları girmek ve onun çalışmasını sağlamaktır. Bilgisayarımdan girdiğim digital komutlar pek çok şeyi harekete geçirir. Bilgisayarıma düşen üretim taleplerini “işlenebilir” hale getiririm  ve yine bilgisayarım aracılığıyla ilgili birime “komutlar” halinde aktarırım. Sonra benim komutlarımın gerektirdiği hesaplamalar başkaları tarafından yapılır, sonra binlerce kilometre uzaktaki üretim kanadı hareke geçer, yüzlerce insan o komutlardan dolayı çalışır. sonra başkaları devreye girer, her çıkan ürün tanımlanır ve neticede benim bir satırlık komutum bir ürüne dönüşür ve o ürün dünyadaki binlerce insanın kullanımına sunulur.

 

Benim verdiğim direktifi alanlar, ona göre üretimi gerçekleştirenler, hesaplamaları yapanlar, hiç biri, ama hiç biri beni tanımaz. Görmemiştir, görmeleri de gerekmez. Benim de görmem gerekmez, ben sadece şirkette belirli insanlarla iletişim kurarım ve zaman zaman görmem gerektiği ölçüde görürüm onlar da beni görürler ve bu yeterlidir. İşte hepsi budur, yani herkes kendisi için tanımlanan alanda yetkisi çerçevesinde işini yapar. İşleyiş içerisinde anlaşılmayan bir şey varsa veya soru sorulması gerekiyorsa, bu da yine sistem aracılığıyla bana ulaşır ve gerekli cevapları veririm. Tabii yine digital olarak.

 

Her şey sisteme bağlıdır. Sistemi oluşturan zincirden bir veya birkaçı işini yapmadığı zaman onları da yine sistemde görürüm ve gereğini yaparım. Bütün bunlar olup biterken patron da ortalıklarda yoktur. O da olup bitenleri yine sistemden takip eder. Gerekli gördüğü yerde bana bilgi aktarır. Hepsi bu.

 

Sizler veya insanlar bizim ürettiğimiz ürünü aldıkları zaman sadece o ürünün kendilerine olan katkısını bilirler ve öyle tanırlar. Hiç kimse, onun nasıl üretildiğini, hangi aşamalardan geçtiğini, bilmez. Aslında kimse bunu merak da etmez. Bildikleri tek şey, ürettiğimiz ürünün kendisidir. Şekli ve onlara sağladığı faydadır.

 

Tabloyu tamamlayabilmek için başka bir noktayı daha dikkate almak gerekir :  Yapay Zeka

 

Muhtemelen hepiniz çeşitli şekillerde “Yapay Zeka”dan söz edildiğini duymuştur. Günümüzde henüz yaygın olmasa da, oldukça ileri düzeyde uygulanabilir hale gelmiştir. Yapay Zeka, insan beyninin modellemesini yapan, irade ve karar mekanizmalarını birleştiren ve üreten rasyonel bir bilişim terimidir.

 

Yakın Gelecekte.Sibernetik bir yaklaşımla modellenmiş bir Yapay Beyin, Sembolik bir yaklaşımla insan aklına benzetilmiş bilişsel süreçler ve Yapay Bilinç sistemi, insan aklı kadar esnek ve duyguları olan bir İrade ( Karar alma yetisi ), Uzman sistemler kadar yetkin bir bilgi birikimi ve rasyonel yaklaşım haline dönüşecektir. Bunların dengeli bir karışımı sayesinde Yapay Zekâ,  gelecekte insan zekâsına bir alternatif oluşturacaktır. Bu teknoloji her geçen gün gelişmektedir. Pratik uygulamalarının önümüzdeki birkaç yıl içerisinde gerçekleşebileceği düşünülmektedir. Yani “digital insan” böylece  tam anlamıyla yaratılmış olacaktır. Çeşitli robotlar ve otomobillerde güncel ve basit versiyonları uygulanmaktadır.  (Dileyenler konuyu araştırabilirler).

 

Yapay zekanın gücünü kavrayamayacak olanlar için bir iki rakamsal veri aktarmak istiyorum: Yapay zeka ile basit bir bilgisayar, Bir insanın hepsi aynı anda paralel olarak çalışan 100 trilyon nötron bağlantısının toplam hesap gücünün alt sınırı olan saniyede 10 katrilyon (1.000.000.000.000.000 = 1015 ) hesap düzeyine ulaşabilecek kapasitededir ve sürekli gelişmektedir. Bugün bu oldukça pahalıdır ama yakın gelecekte herkes bu tür bilgisayarları edinebileceklerdir. Mesela Google’nin ürettiği bir sistem, otomobillerin kendi kendine hareket etmesine olanak vermektedir. Yakın gelecekte bu sistem muhtemelen yaygınlaşacak ve otomobillerin sürücüye ihtiyacı kalmayacak.

 

Biz en iyi ihtimalle, varlık evreninde tıpkı bir çizgi film karakterleri gibiyiz. Insan eliyle üretilmiş bir yapay zeka ile bu karakterlerin “irade” kazanmaları mümkündür. Belirli ölçülerde alternatifler zaten vardır ancak tam olarak “irade” özgürlüğü anlamında değildir. Nihai hedef budur elbette. Böyle bir filmin karakterleri de bizim gibi davranabilirler mi? Bunun cevabı şaşırtıcı olsa da “Evet davranabilirler” dir.

 

Çok daha ileri düzey uygulamalar vardır. Hayal etmek zor olsa bile, “Hissedebilen bilgisayar”lar halihazırda kullanılmaktadır. Herkesin duyduğunu sandığım Stephen Hawking, hiçbir kasını hareket ettirememektedir. Ama araştırmalarına devam edebilmekte ve konferanslara katılıp konuşabilmektedir. Bunun için ne dilini ne de ağzını oynatması gerekmemektedir. Sadece düşünerek konuşabilmektedir. Şimdilik bu algılama sistemi, boyun sinirlerinden yapılmaktadır ama yakın gelecekte beynin ürettiği sinyallerle de bunun mümkün olabileceği yapılan araştırmalarla anlaşılmıştır.

 

Şimdi soru şudur: Ben şirketin Rabbi miyim? Bunun cevabı, kelime anlamı itibariyle “Evet” tir. (Ama ben rab değilim sadece bir beşerim) Ve benim üstümde de bir patron var. Sistemi geliştirebiliyor olmakla birlikte, sistemi yapan ben değilim ve nihayetinde ben de bilgisayarıma düşen belirli komutlara göre hareket ediyorum. Yani ben patron değilim. Yaptığım şey, sadece gelen komutları işleyip daha büyük kitlelerin yaygın bir şekilde harekete geçmesini sağlamaktır.

 

Allah’ın sistemi de böyle çalışmıyor mu?

 

Bilgiyi çantasında taşıdığını zanneden, ellerinde geçmişten kalma tozlu kuralların yeterli olduğunu düşünenlerin, geleceğin dünyasını tahayyül dahi edemedikleri ortadadır.  Allah ve Rabbi görme sevdasında olanların, bizatihi kendilerinin sadece bir çizgi film kahramanı olduklarının farkında bile değiller. Bunlar raflarda tozlanmış fikirleri pişirip pişirip masaya sürmekten başka bir şey yapmazlar.   

 

Çünkü onlar sadece algılanabilirliklerine inanır ve güvenirler..  Kendi algılarının sınırları dışında kalanlar, onlara göre mümkün  değildir..  Öyle ki Rabbın, beşerin geleceğini bilemeyeceğini dahi kabullenmez ve bunu itham ederler. Çünkü onlara gore Rab Allah’ın kendisidir. Oysa kabul edilmesi gereken şudur, Rab dilerse yön verir ve yönlendirir ve bu kaçınılmazdır..  Fakat Rab, beşerin veya varlığın geleceğini  bilemez ama buna karşılık hesap eder..  

 

İşte tam bu noktada itirazlar yükseliyor. Hey sen be kafir, nasıl olur da Rab, geleceği  bilemez ve nasıl olur da Rab bu noksanlık üzere Rab olur? Nasıl olur da Rabbi Allah’tan gayrı düşünürsün?  Oysa Allah’ı varlık alanına indirgemeyi başaranların bunu nasıl becerdiklerini sorgulamak kimsenin aklına gelmez. Allah kitabında ayrı olduğunu söylemiyor mu?

 

Düşüncenin önüne set çekmeye çalışmak, onu yönlendirmeye kalkmak veya nasıl düşünülmesi gerektiğini tesbit etmek beyhude bir çabadır. Çünkü  Düşünce sınırlanamaz ve engellenemez.

 

Düşünmek aklın salatıdır. İşte tam da bu noktada çok tartışmalı "salat" kavramının önemi ortaya çıkıyor.Çünkü herşey düşüncede başlar...

 

Salat Allahın Sistemine "destek vermek" ve Onunla sistemi içinde  "bağ" kurmaktır, Doğrulayıcı ve kabullenici her düşünce "destek" anlamındadır zaten. EYLEM’ler düşünce ile ateşlenir ve harekete geçer.

 

Düşünmek, insanı, insanca olan algının sınırları ötesine taşır ve insan, işleyişin nasıllığını kavramaya başlar. Her anlamda bir önceki aykırılıkları normalleştirir. Ancak tozlu raflarda duran şeyler o kadar kalın duvarlar örmüştür ki, bunu aşmanın imkanı neredeyse yoktur. Tabii bir o kadar da kutsaldır. İşte bu sebeple her çığlık, sahibine, “keşke ben eski ben olsaydım da bunları söylemez ve düşünmez olsaydım, o zaman daha mutlu olurdum” dedirtir.

 

Oysa ne beşerin yaşamı, ne de Rab, “zan” üzerine kurulu bir algıya layık değildir ve beşerin Rabbi hakkında taşıdığı “Tanrısal” algılar da Rab için geçerli değildir.

 

Galileo dünyanın döndüğünü söylediği zaman “din düşmanı” ilan edilmiş ve idamla yargılanmıştı. Idamdan kurtulmak için yanıldığını söylerken bir yandan da “yine de dönüyor” demişti.

 

Eserler eser sahibi değildir. Eser sahibi eserin dışındadır, eserden başkadır.

 

 

Vesselam

 

 

(Bu makale kimseyi kişisel olarak hedef almaz. Sadece okuyanların üzerinde düşünmelerini amaçlar. Dileyen alınır ama dileyen samimiyetle, düşünceleriyle katkı yapar. Alınanlara da katkı yapanlara da Allah mutlaka karşılığını verir.)

 

 

 


YorumcuYorum
Sam Adian
15.08.2012
21:16

Makale sebebiyle “itham” edecek ve “yargılayacak” veya içinden "hah işte zındık" diyecek olanlar için “PEŞİN ve NAKIT ÖDEME” “Elhamdu lillahi rabbil alemin” Benim hiçbir kuşkum veya tereddüdüm yok. Rabba gelince, Rab tüm eksiklikten uzaktır. Tahayyül edilenlerin hepsinden.. O halde eksiklik nerde? Eksiklik; ansızın üretemeyen veya beşerin veya var olanların geleceğini bilmeyen veya bir süreç ve bilmeyi takip halinde.. Oysa insanı üreten ve en güzel şekilde diye de haber veren o Rab, bir sihirbaz bir kahin bir zalim değildir. İnsanda var olan mükemmmeliyyetçilik belası, algılarının da belasıdır.. İnsan, İzafe edileni bir noksan olarak görmeyi elbette iyi becerir, oysa bu Rabbın tarzını tavrını anlamaktan uzak olma halidir..





Çok Yorumlanan Makaleler
Sam Adian
FINANSMAN MESELESI VE ZEKAT
8.11.2012 27160 Okunma
46 Yorum 28.05.2024 13:53
Sam Adian
IŞLEVSIZ TANRI...!
9.09.2012 15270 Okunma
43 Yorum 28.05.2024 14:10
Sam Adian
EN IYI ANAYASA YAZILI OLMAYANDIR.....
7.07.2012 13502 Okunma
35 Yorum 28.05.2024 14:26
Sam Adian
KAT'a ve NEFY - KAVRAMLAR
7.04.2012 12869 Okunma
32 Yorum 09.04.2012 18:02
Sam Adian
BIR EYLEM OLARAK ZINA
14.07.2012 34559 Okunma
25 Yorum 28.05.2024 13:42
Sam Adian
Varlığın Rabbi....
28.08.2012 12247 Okunma
24 Yorum 05.09.2012 10:43
Sam Adian
SOSYAL KAPITALIZM.
21.03.2012 14451 Okunma
24 Yorum 28.05.2024 14:39
Sam Adian
KAT'A ve NEFY
31.03.2012 14006 Okunma
22 Yorum 11.04.2012 01:44
Sam Adian
DARB-I MESEL VE YETKI GASPI
8.03.2012 10522 Okunma
22 Yorum 11.03.2012 16:10
Sam Adian
HAMR ve HUMR
25.02.2012 53013 Okunma
19 Yorum 28.05.2024 13:50
Sam Adian
HMR ve SONUÇ
16.03.2012 12323 Okunma
18 Yorum 16.03.2012 18:08
Sam Adian
HADIM'DAN ZINAYA
12.07.2012 11416 Okunma
18 Yorum 13.07.2012 10:00
Sam Adian
UTANMAZLIK ZINA MIDIR?
13.07.2012 14310 Okunma
16 Yorum 14.07.2012 21:14
Sam Adian
EKIMUS SALAT - Namaz bir Ritüel midir?
1.02.2012 19559 Okunma
16 Yorum 28.05.2024 14:30
Sam Adian
SLT ve SISTEM Toplu değerlendirme ve cevaplar
19.02.2012 11353 Okunma
16 Yorum 24.02.2012 01:08
Sam Adian
RIBA VE EKONOMI
7.03.2012 12426 Okunma
15 Yorum 09.03.2012 06:04
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - KARAR MEKANIZMALARI
29.03.2012 11477 Okunma
15 Yorum 31.03.2012 20:26
Sam Adian
TANRI'NIN BEDENI....
2.08.2012 7602 Okunma
13 Yorum 08.08.2012 18:26
Sam Adian
RIBA'nın UNSURLARI
11.03.2012 12742 Okunma
12 Yorum 15.03.2012 16:14
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - DIN FAKTÖRÜ
1.04.2012 6900 Okunma
11 Yorum 09.04.2012 23:53
Sam Adian
CINSELLIK VE AKIT
19.07.2012 8099 Okunma
11 Yorum 30.07.2012 06:11
Sam Adian
.... VE TANRI! - 1
12.08.2012 6956 Okunma
10 Yorum 14.08.2012 07:50
Sam Adian
ORTAK REFERANSLAR ve BIR ÖNERI
11.04.2012 8605 Okunma
9 Yorum 21.06.2012 16:27
Sam Adian
Metod ve uygulama
18.03.2012 5605 Okunma
9 Yorum 21.03.2012 10:01
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - INSAN VE DEVLET
26.03.2012 9437 Okunma
9 Yorum 27.03.2012 16:28
Sam Adian
KARAGÜLLE FELSEFESİ.....
13.10.2012 7661 Okunma
8 Yorum 23.10.2012 03:34
Sam Adian
MÜLKIYET MESELESI ve DÜZEN
6.11.2012 7762 Okunma
7 Yorum 21.11.2012 17:28
Sam Adian
"ADIL DÜZEN"IN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI
20.03.2012 5404 Okunma
7 Yorum 23.03.2012 18:49
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - DEVLET ve IKTIDAR
4.04.2012 9680 Okunma
7 Yorum 06.04.2012 09:59
Sam Adian
ŞURA
6.04.2012 9279 Okunma
7 Yorum 06.04.2012 20:27
Sam Adian
HMR HAKKINDA - 2
14.03.2012 7201 Okunma
7 Yorum 15.03.2012 08:14
Sam Adian
RIBA ve EKONOMI-1
9.03.2012 6992 Okunma
7 Yorum 10.03.2012 19:31
Sam Adian
SLT-CEMAAT ŞERHI
15.02.2012 4340 Okunma
6 Yorum 16.02.2012 17:53
Sam Adian
INSAN VE DÜZEN
1.03.2012 4799 Okunma
6 Yorum 01.03.2012 19:11
Sam Adian
.... VE TANRI! - 2
13.08.2012 6999 Okunma
6 Yorum 14.08.2012 03:44
Sam Adian
SÖYLEYECEKLERIMIZ VAR
1.03.2012 4687 Okunma
5 Yorum 10.03.2012 08:24
Sam Adian
Allah Nasıl SLT eder?
2.02.2012 4861 Okunma
5 Yorum 03.02.2012 19:11
Sam Adian
ANLAMAK.....
15.03.2012 6505 Okunma
5 Yorum 16.03.2012 18:21
Sam Adian
DÖRT DELIL
22.02.2012 5279 Okunma
4 Yorum 02.03.2012 07:45
Sam Adian
ORUCUN FAZILETLERI....
9.08.2012 7097 Okunma
4 Yorum 13.08.2012 13:58
Sam Adian
YUNUS-NUH : Mitolojiden Vahye
13.12.2012 12184 Okunma
4 Yorum 14.12.2012 14:59
Sam Adian
BIRKAÇ NOT
15.01.2014 7806 Okunma
4 Yorum 25.07.2014 16:22
Sam Adian
ADEM VE TOPLUMU - 1
4.05.2012 6995 Okunma
3 Yorum 04.05.2012 15:03
Sam Adian
KUR'AN'DA CEZA KAVRAMI
14.04.2012 16952 Okunma
3 Yorum 19.04.2012 20:21
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - KURUMSALLIK
26.03.2012 6441 Okunma
3 Yorum 27.03.2012 20:01
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI FAKTORLER - 15
2.06.2017 12306 Okunma
3 Yorum 03.06.2017 14:51
Sam Adian
CRITICS
27.03.2012 5582 Okunma
2 Yorum 28.03.2012 22:17
Sam Adian
EKONOMIDEKI ENSTRUMANLAR - 1
24.03.2012 5275 Okunma
2 Yorum 24.03.2012 23:10
Sam Adian
YARATILIŞ
29.04.2012 7136 Okunma
2 Yorum 02.05.2012 13:07
Sam Adian
BAZI ELEŞTIRILER
29.04.2012 5602 Okunma
2 Yorum 02.05.2012 20:51
Sam Adian
INSANLIK ANAYASASI HAKKINDA-1
12.03.2012 4092 Okunma
2 Yorum 12.03.2012 17:32
Sam Adian
ANLAMADA YÖNTEM
12.04.2012 6016 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 16:04
Sam Adian
MATERYALIST NIKAH
22.07.2012 5616 Okunma
2 Yorum 24.07.2012 03:40
Sam Adian
RUBUBIYET....
6.09.2012 6706 Okunma
2 Yorum 12.10.2012 11:34
Sam Adian
SLT NEDIR?
3.11.2012 9564 Okunma
2 Yorum 04.11.2012 00:19
Sam Adian
El-Lehu, Lehu ve Mülkiyet
9.12.2012 7499 Okunma
1 Yorum 12.12.2012 11:42
Sam Adian
... VE NIHAYET RAB
12.10.2012 5528 Okunma
1 Yorum 19.06.2019 01:06
Sam Adian
KIYAMET GÜNÜ.....
21.12.2012 7016 Okunma
1 Yorum 19.06.2019 00:43
Sam Adian
DÜZEN MESELESI ve AKEVLER
3.02.2013 6466 Okunma
1 Yorum 06.02.2013 22:28
Sam Adian
.... VE TANRI! - 3
15.08.2012 6438 Okunma
1 Yorum 15.08.2012 21:16
Sam Adian
YARATILIŞ VE SÜREÇ
2.05.2012 5592 Okunma
1 Yorum 03.05.2012 07:38
Sam Adian
SLT ve CEMAAT -
4.02.2012 4357 Okunma
1 Yorum 05.02.2012 08:58
Sam Adian
EKONOMIDEKI ENSTRUMANLAR - 2
25.03.2012 4419 Okunma
1 Yorum 25.03.2012 05:43
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 3
25.05.2017 4988 Okunma
1 Yorum 26.05.2017 00:55
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TOPRAK VE DOĞAL KAYNAKLAR, 18
4.06.2017 5418 Okunma
1 Yorum 05.06.2017 09:35
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - URETIM VE ISHLETME - 19
5.06.2017 4221 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - FIYAT ANALIZI / Ucret, Fiyat, Para 20
6.06.2017 6919 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TUKETIM - 21
7.06.2017 3751 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - SERBEST TICARET ve PIYASALAR - 22
8.06.2017 3709 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - YAPISAL ANALIZ - MAKRO/MIKRO - 23
9.06.2017 4226 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - BUYUME VE ETKILER - 24
10.06.2017 5890 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI DENGELER/REFAH TOPLUMU 25
11.06.2017 3801 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI EVRIM - 26
12.06.2017 4237 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - UYGULAMA - 27
13.06.2017 2552 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISAT VE HUKUK - 28
14.06.2017 3084 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - DONUSUM VE YENI DUNYA DUZENI - 29
15.06.2017 2742 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KAYNAKCA - 30
15.06.2017 4351 Okunma
Sam Adian
FUNCTIONAL CONCEPTS - 1
3.10.2020 3006 Okunma
Sam Adian
AN IMPORTANT EXPLANATION
28.05.2024 276 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TARIHSEL YANILGILAR - 4
27.05.2017 4150 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - RIBA - BIR OZGURLUK DOLANDIRICILIGI 5
27.05.2017 4566 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TOPRAK VE MULKIYET - 6
27.05.2017 4354 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - SADAKA : KAMU MALIYESI - 7
27.05.2017 4714 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE / A - 8
29.05.2017 6369 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE / B- KOORDINASYON 9
29.05.2017 4612 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE/C - MEKANIZMALAR 10
29.05.2017 6565 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - ZEKAT - IKTISADI YONETIM SISTEMI - 11
30.05.2017 6745 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - INFAQ - TASARRUF MEVDUATI - 12
31.05.2017 4083 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KARZ-I HASEN / YATIRIM FONU - 13
31.05.2017 4406 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI PARAMETRELER - 14
2.06.2017 4613 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI YONETIM SISTEMI - BANKA - 16
3.06.2017 3792 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KAYNAK VE YATIRIM YONETIMI - 17
3.06.2017 3161 Okunma
Sam Adian
BAŞÖRTÜSÜ
23.03.2012 5583 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ - 2
30.04.2012 4344 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ KURAMI VE EVRIM
1.05.2012 5683 Okunma
Sam Adian
SLT ve MESCID
25.02.2012 4350 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ VE DÜZEN
3.06.2012 4963 Okunma
Sam Adian
RAMAZAN ve TARIH
11.08.2012 12120 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 1
7.02.2013 5472 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 2
7.02.2013 5066 Okunma


© 2024 - Akevler