Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024
63 Okunma, 0 Yorum

KUR’AN MATEMATİĞİ

65. SEMİNER NOTLARI                                                                                                                                 24 HAZİRAN 2000

 

“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ”

 

Bu söz bir siyasi partinin oy kandırmacası değildir. Bu İslâm’ın, şeriatın, Hak düzeninin, “Adil Düzen”in temeli olan bir düsturdur . Batılılar İslâm düzenine “lâiklik”, şeriat düzenine “demokrasi”, Hak düzenine “sosyal düzen”, Adil Düzene “liberal düzen” diyorlar. Yani tüm insanlığın Doğuda ve Batıda 10 bin yıldan beri uğraşıp kurmak istediği ve Anayasamızın temel dayanağı olan “Hukuk Düzeni”nin adıdır. Ne var ki siyasiler bunu oy aracı yapmışlardır. Bunda da yadırganacak bir şey yoktur. Bu hizmetleri verenlerin elbette oy almaya ihtiyaçları ve hakları vardır. Ne var ki oy almak için bir istismar ve kandırma aracı yapmışlardır. Suç olan budur, günah olan budur. Biz oy talep etmeden sizlere bu “HERKESE İŞ VE HERKESE AŞ”ın ne odluğunu anlatacak ve Halk Teşebbüsü olarak sizleri bu büyük projemize katılmaya çağıracak ve katmaya çalışacağız.

Bir Anayasa maddesi olarak sistemimizi koyalım:

Madde 1- Yeryüzü İnsanlığındır. İnsanlar atalarından devraldıkları yeryüzünü  miras ve emek ile paylaşarak ondan yararlanırlar ve karşılığında onu imar ederek çocuklarına devrederler. Hereksin yeryüzündeki payının kirası ile yaşama hakkı vardır. Çalışanların ayrıca emeklerinin hakkı olarak da payları vardır. İşgal yararlanmanın, ihya mülkiyetin kaynağıdır. İslâmiyet, lâiklikle (hereksin başkasına zarar vermemek şartı ile istediği gibi çalışması ve yaşaması), Şeriat/ Demokrasi (halkın kendi kendilerini kendi içtihat ve sözleşmeleri ile yönetmesi) ile, Hak Düzen/ Sosyal Düzen (herkesin üretimden yeryüzündeki kira payını alarak yaşaması) ile, Adil Düzen/ liberalizm (Herkesin kendi emeğini kendi istediği yerde değerlendirme imkanı) ile sağlanır.

Yeryüzü: Kelimenin Arapçası “arz”dır. Bu yer yuvarlağının yüzeyini ifade ettiği gibi derinliklerini de ifade eder. Yerin kara ve denizlerini de ifade eder. Hatta gökteki ayı ve seyyarelerini içine alır. Yıldızlar “sema”, gezegenler “arz”dır.

İnsanlık: İnsanlık, Hz. Adem ile eşinin çocuklarına verilen addır. 23 çift kendine özel genleri taşıyan canlıların adıdır. Bu ifade gelmiş ve geçmiş kişileri ve topluluklarını da içerir. Yeryüzü sadece insanların değil tüm insanlığın malıdır. Ölülerin de doğacakların da hakkı vardır. Kimsenin tahrip etmeye hakkı yoktur. Kimse çevre kirliliğine çanak tutamaz. İnsanlar değil ekseriyetle, ittifakla bile karar alıp yeryüzünü bozamazlar. Peki insanlar nasıl karar alacaklardır? Hangi güç onu koruyacaktır? Önce haklıyı ve haksızı tarafların seçtiği iki hakem ile onların seçtiği baş hakem belirleyecektir. Buna uymak “hukukun üstünlüğü ilkesié ile belirlenmiştir. Hakemlerin kararlarına uymayanlara karşı cihad her mü’mine farzdır. Önce uyarır. Dinlemezlerse, aralarından ayrılıp gider ve yeryüzündeki payını ister. Vermezlerse, birleşip savaşırlar. İşte meşru savaş budur. Kimse hakem kararları yokken kendi kendine ihkak-ı hak edemez. Hakem kararlarına uymayanlara karşı herkes kendi müeyyidesini uygular. Bu da en büyük ibadettir.

İnsanlar: Yaşayan kimselerdir. Yararlanma hakkı bunlarındır. Karşılığını imar etmek sureti ile vererek daha fazla hak kazanırlar. Bunlar yeryüzünü ilk işgal ile bölüşmüşlerdir. İşgal eden çıkıncaya kadar orada kalır. Ancak işgal ettiği yerden fazlasından yararlanamaz. Başka yerde hakkı kalmaz. Ancak herkesin emeği kendisinindir. Eğer bir taşınmazda emeği geçmiş ise o emeğin hakkı ödeninceye kadar orasını kullanmakta evleviyet hakkı vardır. Bu hakkını istediği kimseye devreder. İşgalde devir yok, mülkiyette devir var.

Atalar: Ölmüş olan insanlardır. Herkesin yakın ataları ve çocukları vardır. Uzak ata ve çocuklar ortaktır. Herkes bütün uzak ataların çocuğudur. Bütün uzak çocuklarının atasıdır. Miras yakın ata ve çocuklarına intikal eder. Bu insanlığa bıraktığı kira karşılığı imardır. Bütün insanlığın olur. Nüfus artmazsa, bir kimse on nesil sonra bin kişinin, yirmi nesil sonra bir milyon kişinin, otuz nesil sonra bütün insanların atası olur.

Miras: İnsanların insanlığa olan kira borcu, yaptığı ürünü sağ kalanlara emanet etmesidir. Varisler onu insanlığın emaneti olarak alırlar. Mülkiyet yoluyla onlara geçmiş olur, ondan yararlanır ve yaşarlar, sonra çocuklarına emanet ederler. İnsanlar yeryüzünün mallarına mâlik değil emanetçidirler. Yöneticilerin yönetme yetkileri vardır, imha yetkileri yoktur.

Emek: Kişilerin ürettikleri ürünlerdeki kendi paylarıdır. Kişiliklerinin ve bedenlerinin paylarıdır. Bunda kendilerinin diledikleri gibi tasarruf hakları vardır. Kimse kimseye rızası olmadan bir iş buyuramaz. Kendi işgal ettiği yerde istediği gibi yaşar. Dört temel kuralla topluluğa başlanır. Herkes kendi hayatını kedisi düzenler ve yaşama ve çalışma kurallarını koyar. Bu emeğine sahip olma gereğidir. Ancak koyduğu kurallara onları değiştirmedikçe uymak zorundadır. Bu da insanlığın toprağından yararlanması karşılığı vecibedir. Herkes istediği kimselerle istediği sözleşmeyi yapar veya sona erdirir. Bu kendi emeğinin teşebbüs hakkıdır. Ancak sözleşme yürürlükte iken sözleşmeye uymak zorundadır. Bu da insanlığa olan kira borcunun gereği böyledir. İstediği topluluğa katılmak veya ayrılmak hakkına sahiptir. Merkezi yönetim yoktur. Küçük (30-100 kişilik) ve orta (3000-10000 kişilik) topluluklar vardır. İsteyen istediği topuluğu oluşturabilir, istediğinden ayrılıp diğerine katılabilir. Ama hiç kimse katıldığı bir topluluğun oluşmuş ortak sözleşmelerine karşı gelemediği gibi, yetkili yöneticilerini de dinlemek zorundadır. Bu da o topluluğun işgal ettiği toprağına kira payı karşılığı olarak bunu yapma zorunluğu vardır. Nihayet herkes kendi davranış ve sözlerinden sorumludur ve hakları vardır. Yöneticileri dahil herkes aleyhine herkes dava açma hakkına sahiptir. Davalı olmaya da ehildir. Taraflar kendi hakemlerini kendileri seçerler. Baş hakemi de kendi seçtikleri hakemler seçer. Bu onun emeğini dilediği gibi koruması anlamınadır. Ancak hakem kararlarına uyma zorunluğu vardır. Bu da topraktan yararlanma karşılığı yüklenilen yükümlülüktür.

İmar: Toprağın daha verimli hâle gelmesini sağlamak için insan emeği ile ona verilen yeni şekil olup, ilk insandan bugüne kadar yeryüzü bu evrimi geçirmektedir. Kıyamete kadar bu evrim devam edecek, böylece yeryüzü daha çok insan besleyebilecektir. Denizlere dalıp kentler kuracaktır. Göklere çıkıp orada güneş enerjisinden doğrudan üretim yapacaktır. Uzaya açılıp hidrojen enerjisinden yararlanacaktır. Bu Allah’ın insanlığa verdiği görev ve imkandır. Bizim görevimiz elimizden geldiği kadar bu evrime hizmet emek yani daha çok insanın doğup yaşaması için katkıda bulunmaktır.

Çocuklar: Gelecek nesildir. Çocuk erkek ve dişinin birleşmesi olmaksızın oluşmaz. Evlilik, çocuk yetiştirme ortaklığıdır. Anne doğurup büyütme, erkek ise besleyip koruma görevlerini yüklenmişlerdir. Kadın kendi görevini kendi ocağındakilerin yardımı ile başarabilmektedir. Oysa erkek bunu ocak içinde başaramadığı için; bucak, il, ülke ve insanlık olarak örgütlenmiştir. Devleti erkekler kurar, dolayısıyla onu yönetme de onların hakkıdır, ama devlet çocukların yetişmesi için kurulur, bu da kadınların görevidir. Dolayısıyla devlet kadınlara hizmet eder. Bu öncelik kuralıdır. Ancak birbirine dayandığı için hem erkeğin hem kadının devleti yönetme hakkı ve ondan yararlanma hakkı vardır. Kadın yönetmeye ehildir; yönetme yükümlülüğü yoktur. Erkek devletten yararlanmaya ehildir; yararlanma yükümlülüğü yoktur. Bir çocuğun doğmasına sebep olanlar onu büyütmek ve korumakla da yükümlüdürler. Çocuklar atalarına borçlanmış olurlar. Sonra onlar insanlığa çocuk yetiştirerek borçlarını öderler. Erginler yaşlılara bakar alacaklı olurlar, yaşlandıkça onu çocuklarından alırlar. Bu görev de öncelikle yakınlara düşer, ancak kademe kademe tüm  insanlığın ortak borcu hâline gelir. Sosyal dayanışma bu ilkeden doğar.

Pay: Hayvanlar ya topluluk hâlinde üretip topluluk hâlinde tüketirler, ya da teke tek üretip teke tek tüketirler. İnsanlar ise kollektif olarak üretirler. Yapılarını, emeklerini, mallarını veya hizmetlerini katarlar, sonunda paylarını alırlar. Para ortak üretimdeki pay belgesidir. Kapitalizmde her ülkenin bir parası vardır. Sosyalizmde tüm insanlığın bir parası vardır. Adil Düzende  ortak üretimle katılanlara işletme pay belgesi verilir. Sonunda ürünler ortak ambara konur. Kişiler pay belgelerini istedikleri kimselere devredebilirler. Tüketici ambara pay belgesi ile gelir ve malını alıp gider. Adil Düzende para mal alıp satmaz, sadece pay belgelerini alıp satar.

Yaşama: Çalışabilsin, çalışamasın yahut çalışsın veya çalışmasın, insan olduğu için insanlığın yeryüzündeki topraklarda payı vardır. Bu paydan elde edilen kira tüketiciye kişi başına ihtiyaca göre bölüştürülür. Böylece insanın yaşaması garantiye alınır. Bu bugün “vergi” yoluyla düzenlenmektedir.

Çalışma: Çalışmadan yeryüzü hiçbir şey vermez. Çalışanlara daha fazla vermek gerekir. Yoksa çalışmazlar. Bu emeklerine karşı aldıkları ile daha yüksek hayat yaşarlar veya daha fazla üretim yaparlar, imar yaparlar. Böylece yeryüzü de daha fazla kira getirir. Bu bugün “kredi” yoluyla düzenlenmektedir.

İşgal: Kişinin kendisine düşecek kadar parseli kullanmasıdır. Kendisine düşecek miktar, tüketim yerlerinde nüfusa göre eşitlik ilkesi içinde bölünür. Üretimde ise üretim kapasitesine göre bölünür. İşgal kalkınca kişinin oradaki bütün hakları sona erer.

İmar: Bir yerin verimini artırmakla ölçülür. İki misline çıkarmakla imar edilmiş olur. Değeri de iki misline çıkar. Eşit olarak bölüşürler. Bir fabrika bir ayda 1000 ton üretirken, eğer ilave olarak yaptığı tesislerle 2000 ton üretirse, o fabrikayı ihya etmiş olur. Yarısı onun olur.

İslâm: Barış içinde yaşama demektir. Bu barış korkudan emin olma barışıdır. Kişiler tek başlarına hürriyetlerini koruyamadıkları için bir araya gelir ve yaptıkları sözleşmelerle topluluğu oluştururlar. Yöneticilerini seçerler. Aralarında çıkacak ihtilafları hakemler yoluyla çözerler. Hakem kararlarına herkes uyar. Uymayanları topluluk dışlar. Onlar da beldelerini terk edip giderler. Savaş düzeninde ise hiyerarşik usulle bir korku mekanizması oluştururlar. Yöneticilere başkanın zulmünden, halk da yöneticilerin zulmünden korkarak itaat eder. Kişilerin kendi istekleri ile topluluk düzenine ve yetkililere uyması için kendi istediği gibi yaşamaya imkan vermek gerekir. Devlet bir dinin veya ideolojinin jandarmalığını yapmamalıdır. Bir din de devletin sözcüsü olmamalıdır.

Şeriat: Şeriat, halkın kendi içtihatları ve sözleşmeleri ile yönetilmesi, yerinden yönetilmesidir. Tarafsız ve bağımsız yargının üstünlüğüdür. Ekseriyet düzeninde demokrasi yoktur. Lâiklikle tam çelişki halindedir Batı demokrasiyi bir slogan olarak mekanizması olmadan kullanıyor.

Hak: Bâtıl karşılığıdır. İnsanların kendilerini sorumlu kabul etmesidir. İnsanlığın hakemlerin içtihat kararları ile getirdiği dinamik hukuk sistemi içinde insanların sorumluluk yüklenmeleridir. Ben bu görevi yapmazsam sorumlu olurum. Yanlışa karşı doğruyu, zararlıya karşı yararlıyı, kötüye karşı iyiyi ve zulme karşı adaleti kabul etmek demek, Hakkı kabul etmek demektir. İnsanın görevi, hakkın yanında bâtıla karşı cihat yapmaktır. Neyin hak neyin bâtıl olduğunu hakemler belirlerler.

Adil: Denge demektir. Bilhassa bölüşümü öyle yapmalıyız ki denge bozulmamalıdır. Mesela, zenginler daha çok zengin olmamalıdır. Fakirler de daha çok fakirleşmemelidir. Adalet yalnız kişilerin haklarını korumak demek değildir. Topluluk içinde dengeleri bozmamak demektir.

İşte dünyadaki tüm anayasaların ve hukuk sisteminin hedefi bu esaslara ulaşmaktır. Bunların nasıl gerçekleşeceğini Kur’an öğretmiştir. Bunların mekanizmalarını bulma yolunu öğretmiştir. İlim de bu mekanizmayı bulma gücüne sahiptir. Kur’an ilme yardımcıdır. Zorlayıcı değildir. Kur’an’ın koruyucusu Allah’tır. Kimsenin Kur’an’ı resmen yorumlama yetkisi yoktur. Kur’an’ın resmi yorumu yoktur. Kur’an sadece uyarma ve haber verme yükünü yüklenmiştir. Kendisini savunmak için orduların teşkil edilmesini yasaklıyor.

 

 

AKEVLER İSTANBUL TÜKETİM

ve

AKEVLER İSTANBUL KONUT YAPI KOOPERATİFLERİnde

halk olarak bu hususta yapabileceğimizi yapmak için faaliyetteyiz.

 

“Ahşap Evler”den oluşacak siteler kuracağız...

Halk Ekonomisi Sistemi ile işleyen “Satış Merkezleri” zincirini kuracağız.

 

Hedefimiz budur.

 

 

 






Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-6; kooperatiflerin dünyadaki durumu
25.04.2024 237 Okunma
1 Yorum 25.04.2024 09:57
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-5; sürdürülebilir kalkınma modelidir...
24.04.2024 247 Okunma
1 Yorum 24.04.2024 07:28
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-4; Akevler ve kooperatiflerin özellikleri…
23.04.2024 267 Okunma
7 Yorum 23.04.2024 06:29
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-3; Kooperatif tasarruf ettirerek kazandırır
22.04.2024 263 Okunma
7 Yorum 22.04.2024 09:12
Mete Firidin
Abdestsiz Kuran Okumak!
20.04.2024 118 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 20:19
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-1; kısa tarihçe, tarif, özellik, öneriler
20.04.2024 319 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 07:04
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-2; özellikleri anlamaya devam edelim
20.04.2024 314 Okunma
8 Yorum 21.04.2024 07:05
Reşat Nuri Erol
‘Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası’ çalışması
18.04.2024 292 Okunma
1 Yorum 18.04.2024 09:47
Ahmet Mermer ( Sosyolog )
BİR FİLMİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
17.04.2024 253 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol’
17.04.2024 283 Okunma
1 Yorum 17.04.2024 10:08
Reşat Nuri Erol
“Yeni Bir Anayasa” ve anayasa seminerlerimiz
16.04.2024 309 Okunma
1 Yorum 16.04.2024 08:29
Reşat Nuri Erol
Seçim, seçim sonrası ve İsrail’de savaş sirenleri!
15.04.2024 310 Okunma
1 Yorum 15.04.2024 08:56
Hilal Çekmen
ADİL DÜZEN AÇISINDAN KENTSEL DÖNÜŞÜMDE TEMEL İLKELER-2
14.04.2024 185 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1563 Okunma
Reşat Nuri Erol
2024 seçimlerine emekliler damgasını vurdu!
14.04.2024 283 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye, Araplar, İslâm âlemi bayram yaptı mı?-2
11.04.2024 363 Okunma
1 Yorum 13.04.2024 07:52
Mete Firidin
Ebabil
10.04.2024 957 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye, Araplar, İslâm âlemi bayram yaptı mı?
10.04.2024 394 Okunma
1 Yorum 14.04.2024 11:10
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 6
10.04.2024 296 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 5
9.04.2024 292 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 4
8.04.2024 366 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 3
7.04.2024 381 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 2
4.04.2024 332 Okunma
1 Yorum 04.04.2024 09:25
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 1
3.04.2024 403 Okunma
1 Yorum 03.04.2024 10:18
Ahmet Yücel
EMEKLİ ÖĞRETMENDEN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
3.04.2024 102 Okunma
2 Yorum 05.04.2024 23:45
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 7
1.04.2024 297 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 817 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 6
28.03.2024 329 Okunma
1 Yorum 28.03.2024 05:54
Yasin Kılar (Karar Danışmanı - Mentor)
SİNAN OĞAN KADAR OLABİLMEK
27.03.2024 179 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 5
26.03.2024 397 Okunma
7 Yorum 26.03.2024 09:06
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 4
25.03.2024 402 Okunma
1 Yorum 25.03.2024 09:00
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 3
24.03.2024 413 Okunma
1 Yorum 24.03.2024 05:49
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 97 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 46 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 66 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 58 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 45 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 60 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 66 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 43 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 2
23.03.2024 433 Okunma
1 Yorum 23.03.2024 10:16
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” işbirliği - 1
21.03.2024 427 Okunma
7 Yorum 21.03.2024 09:35
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 29
20.03.2024 320 Okunma
Yasin Kılar (Karar Danışmanı - Mentor)
YENİDEN HATA PARTİSİ
18.03.2024 266 Okunma
Hilal Çekmen
ADİL DÜZEN AÇISINDAN KENTSEL DÖNÜŞÜMDE TEMEL İLKELER
17.03.2024 295 Okunma
Bahaeddin Sağlam
Oruç ile İlgili Beş Kavram
17.03.2024 204 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 28
17.03.2024 345 Okunma
7 Yorum 17.03.2024 07:53
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 1599 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 27
16.03.2024 362 Okunma
5 Yorum 16.03.2024 11:10
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 26
15.03.2024 403 Okunma
5 Yorum 15.03.2024 09:14


© 2024 - Akevler