Adil Ekonomik Düzen, İslam Ekonomisi, Para Arzı-6
Önceki dört yazımızda konu ile ilgili olarak TEŞHİS ile ilgili yazılar yazmıştık…
Beşinci yazımızdan itibaren TEDAVİ yani çözümler merhalesine geçtik ve meseleyi özellikle “İslam Ekonomisi” açısında ele aldık; “Adil Ekonomik Düzen” ile devam edelim…
“Bir İslam Ekonomisi Disiplini: Adil Ekonomik Düzen”; Dr. Sema Yaşar.
“Temelini İslam ekonomisinden alan, Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından Türkiye ekonomisi özelinde ileri sürülen, özünde fırsat eşitliği sunan, adaleti benimseyen, sömürüye müsaade etmeyen, ekonomik büyüme ve kalkınmanın önündeki engelleri ortadan kaldırmayı hedefleyen, ekonomik faaliyetleri teşvik eden ve bu anlamda da finans sektöründen ziyade reel sektörü önceleyen Adil Ekonomik Düzen, İslam ekonomisinin bir disiplini olarak değerlendirilebilmektedir.
Adil Ekonomik Düzen, devletin ekonomideki rolü, vergi, para, kredi ve sigorta gibi iktisadi sistemlerin temel konuları üzerinde var olan ve geçerliliğini koruyan sistemlere göre farklı çözümler getiren yeni bir iktisadi sistem olarak tanımlanmaktadır.
Dünya genelinde yaşanan sorunların giderilememesi, çözüme kavuşturulamayan sorunların derinleşmesi ve imtiyazlı grupların oluşmasına bağlı olarak yeni sistem arayışlarının söz konusu olduğu bir ortamda Adil Düzen çalışmaları başlamıştır.
Bu çalışmaların başlangıcı İzmir Akevler Kooperatifi’nde gerçekleşmiş, akabinde Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın liderliğinde sistematiğe kavuşmuştur.
Necmettin Erbakan 1980’li yıllarda İslam esasına dayalı akademik ve uygulamalı çalışmalara girişmiş ve “Adil Ekonomik Düzen” adı altında bir program ortaya çıkarmıştır.
“Adİl Düzen” sistemi, ekonominin yanı sıra siyasi, idari ve sosyal yapı hakkında da fikirler içeren bir sistemdir.
Bu sistemin ekonomik ilkeleri “Adil Ekonomik Düzen” adıyla düzenlenmiştir.
Erbakan, Adil Ekonomik Düzen’i, ekonominin hiçbir aşamasında sömürüye izin vermeyen, fırsat eşitliği sunan, herkese hakkını veren, eşit davranan, faydalı ve yapıcı faaliyetlere destek veren, ekonomik gelişmenin önündeki engelleri ortadan kaldıran bir ekonomik düzen olarak tanımlamıştır.
Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere…
İslam ekonomisinde olduğu gibi Adil Ekonomik Düzen’de de sosyal refaha, gelir dağılımı adaletine son derece önem verildiği görülmektedir.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a göre Adil Ekonomik Düzen’le birlikte faiz olmayacak, sağlam para sistemine geçilecek ve böylece paranın değeri hak ölçüsü olarak belirlenecek, karşılıksız para basımı gerçekleşmeyecek, paranın değeri düşürülemeyecek, haksız vergiler kaldırılacak, krediler ise adil ölçüler dikkate alınarak ekonomiye faydalı iş yapacak olan herkese verilecektir.
Bu kuralların hayata geçirilmesi ile her şeyin fiyatı üçte birine düşecek ve herkesin alım gücü üç katına çıkacak…
İşletmeler aynı sermayeyle üç kat fazla üretim yapabilecek…
İstihdam üç kat artacak, böylece Türkiye dünya genelinde en ucuz üretim yapan ülke haline gelecek… Bu durum da ihracatın artmasına neden olacak… Müslüman ülkeler arasında bir Ortak Pazar kurulacak ve yaşanan bu gelişmeler neticesine Türkiye dünya genelinde ekonomik anlamda en büyük ülkelerden biri haline gelecektir.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan, 1980 ve 1990’lı yıllarda geçerli olan rant ekonomileri yerine Adil Ekonomik Düzen’le birlikte kâr ortaklığı sistemi ile faizsiz bir üretim üzerine yeni bir sistem inşa etmiştir.”
TEDAVİ ve çözümleri içeren Dr. Sema Yaşar’ın “Bir İslam Ekonomisi Disiplini: Adil Ekonomik Düzen” konusunu kalan bölümü ile kaldığımız yerden devam edeceğiz…