Bu yazı Fehmi Koru’nun 15.02.2021 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/universitelerle-oyun-oynuyoruz-oysa-bildigimiz-anlamda-universitelerin-donemi-bitiyor/
İnsanlık uzun eğitim dönemlerinden geçerek olgunluk yaşlarına ulaşır. İlk insanlar büyüklerini görerek onları taklit etmişler, onların davranışlarına göre kendileri de topluluk içinde uyum sağlamışlar. Buna ‘görerek eğitim’ diyoruz. Toplayıcılık zamanında bu eğitim yeterli olmuştur. Çünkü beşikteki çocuklar da üretim yerlerine götürülmüş ve tüm hayat gözlem yapılarak öğrenilmişti.
Avcılık döneminde çocuklar işyerlerine götürülmedikleri için tedris dönemi başlamıştır. Mağaralarda çizilen avlanma resimleri öğretmenler tarafından çocuklara gösterilmiş, avlanmaya gitmeden önce mağaralarda avlamayı ve avdan korunmayı öğrenmişlerdi. Bu eğitim sistemi on binlerce yıl sürmüştür.
Daha sonra Sümerlerde gelişen sistemde tartışmalı eğitim başlamıştır. Tartışmalı eğitimde öğrenciler kendileri ders hazırlar ve kendilerinden yaşlı olanlarla tartışır ve böylece kendilerini yetiştirirlerdi. Tartışmalı dönemde gruplar oluştu. Ekoller doğdu ve ekollerin ustaları ortaya çıktı. Ne var ki bunlara kimse diploma vermiyordu. İnsanlar istediklerini kendilerine üstat kabul ediyorlardı.
Diploma dönemi: Bugün okullar öğrencilere diploma veriyorlar. Sermaye bu diplomalara dayanarak işyerlerinde kendilerine iş vermektedir. Devletler de bu diplomalara dayanarak kamuda vatandaşlarına görev vermektedir. Resmi okullar vardır, diplomaları onlar vermektedir. Okuttukları öğrencilere diploma veriyorlar, onlar da hayatta o diplomalarla iş buluyorlar.
Bugünkü sistemde diploma verenlerin bir sorumluluğu yoktur. Devletin veya Sermaye’nin görevlisi olan öğretmenler devletin veya Sermaye’nin istediklerini öğretiyorlar ve ona göre eğitiyorlar. Diploma alanlarla aldıktan sonra ilişkileri bitmiş oluyor. Eğitim belli yaşlara kadar yapılmaktadır.
Bu eğitim sisteminin artık ömrü dolmuştur. Birinci sebebi, okullar konulara göre farklılaşmış ve bilgiler birbirinden kopmuştur. Doktor hukuku bilmez, hukukçu mühendisliği bilmez, hatta elektrik mühendisi kimyayı bilmez hale gelmiştir. Parça parça bilgilerde derinlemesine araştırmalar ve gelişmeler devam etmektedir. Ancak bir bütünlük içinde insanlık uygarlaşmada sıkıntılar içindedir.
Beşikten mezara kadar eğitimi ve öğrenimi emreden şeriatın insanlığa getirdiği iki yenilik vardır. Bunlardan biri ilimle eğitimin farklı olmasıdır. İnsanlar ilmi öğrenmek için üniversitelere gidecekler ama aynı yaşlarda örnek olarak öğleden sonra meslek okullarına devam edecekler. Kimileri teoride ileri gidecek ama mesleği de olacak. Kimileri meslekte ileri gidecek ama teorisi de olacak. Bugün üniversiteler birer meslek okulları haline gelmiştir. Üniversite ve liseler öğrenim merkezleri, meslek okulları ise eğitim merkezleri olacaktır.
Bugün yapılan hata öğretmenlerle imtihan edenlerin aynı kimseler olmasıdır. Sermaye ve devletin eğitim ve öğrenimi kendi isteklerine göre yaptırabilmek için öğretmenleri ve eğiticileri diploma veren kimseler halinde tutup öğrenimi ve eğitimi kontrol altında tutmaktalar.
Şeriatta ise eğitimciler ve öğretmenler ortaklık kuruyorlar, çalışarak okuyorlar ve okutuyorlar. Diplomayı ise kamu adına oluşmuş dayanışma ortaklıkları veriyor ve en önemli fark verdikleri diplomanın teminatlı olmasıdır. Mesleki hatalarından dolayı onları sigortalıyorlar.
Dayanışma ortaklıkları arasında yarışmalar vardır. Her dayanışmaya mensup oldukları kimseler sayısınca diploma verme hakkı tanınmaktadır. Böylece başarılı olamayanlar elenmektedir. Yüz yüze veya uzaktan eğitim sistemini her dayanışma ortaklığı yani her üniversite kendisi belirler. Bir bakanın keyfine göre her ay değişen sistemler şeriatta yoktur.
Adil Düzen’e göre İnsanlık Anayasası’nda bütün bunlar düzenlenmiştir. Sosyal olarak hiçbir olay cereyan etmez ki Adil Düzen Anayasası’nda çözümüne değinilmiş olmasın. Adil Düzen Anayasası üzerinde çalışılacağı yerde okullar ve basın-yayın, sivrisinek bataklığında dolaşıp durmaktadırlar.