Sam Adian
MÜLKIYET MESELESI ve DÜZEN
6.11.2012
7823 Okunma, 7 Yorum

 

Düzenin başladığı yer…

Küçük bir anekdot…

 

 

Beşerin yeryüzü tarihinden kendimiz için sıra dışı bir soru çıkaralım: “Düzen nerede başlar?”

 

Mülkiyet egemenliği, beşerin yeryüzü tarihinde uğrunda mücadele ettiği yegane kavramdır. Bütün savaşlar, bilimsel gelişmeler, devrimler ve hatta barış buna dayanır. Bu konuya daha önce geniş olarak değinmiştik, burada sadece kısa bir değerlendirme yapmanın faydası olur kanaatindeyiz.

 

Aynı şeilde “Din” kavramının temellendirilebileceği en önemli karşılığı da yine “mülk”tür. Çünkü mülk olmadan düzen olmaz. Mülk yoksa düzene de ihtiyaç yoktur. Kapitalizmin sınırsız mülkiyet anlayışından Maxizimin (Kur’an-ı) tarihsel analizine varana kadar her şeyin temelini “mülkiyet” oluşturur. Kim ne derse desin, Kur’an “Mülkiyet ve Paylaşım” temeli üzerine inşa edilmiş bir “din” yani düzen öngörmektedir.

 

Genel olarak, “İslam ekonomisi” veya “iktisat” söz konusu olduğunda, mülkiyet hakkının bir “emanet” olduğu kabul edilmekle birlikte,  Vahyin ortaya koyduğu mesajın sadece bir bölümü dikkate alınarak “infak” kelimesi üzerinde yoğunlaşmakta ve bütün çıkarımlar da buna göre yapılmaktadır. Oysa “mülkiyet” yoksa “infak” da yoktur. Beşerin yeryüzündeki mülkiyet hakkı veya  mülkiyeti doğru bir şekilde temellendirilmeden “iktisat”tan söz edilemeyeceği gibi, bir düzende de söz edilemez.

 

Bu çıkarımın önemli dayanakları vardır.

 

En başından başlarsak: Kur’an bir Tanrı tanımlaması yapmaz. Ancak “Mutlak” olana atıfla, kainatın nasıl düzenlendiğini ve sistemin işleyişinin nasıllığını ifade eder. Buna göre Allah, mutlak olandır. Yani tanımlanamaz.

 

Bundan sonra düzenin inşa edilebilmesi için “mülk”e ihtiyaç vardır. Buna göre kainatın mülkiyeti, özelde yeryüzü mülkiyeti de Mutlak olana aittir.

 

Bu manada Kur’an da iki türlü ifade vardır:

“.. lillâhi mulkus semâvâti vel ardı..:” (Maide 17-18-120, Al-i İmran 26,  Nur 42, Şura 49, Casiye 27, Fetih 14, Hadid 2-5, vd.)

 

“..İnnallâhe lehu mulkus semâvâti vel ard..” (Tevbe 116), “ellezî lehu mulkus semâvâti vel’ardı” (Zuhruf 85, Furkan 2) “…ennallâhe lehu mulkus semâvâti vel ardı” (maide 40, Bakara 107) vd.

 

“Mülk kimindir?” sorusuna Kur’an’ın verdiği cevap açıktır: Mülk Allah’ındır. Nasıl bir Allah? “Mutlak olan Allah”.  Peki, ya mülkten beşerin payına düşene ne demeli? Şu bir hakikat ki, bu pay beşere emanet olarak verilmiştir. Çünkü beşer, yeryüzüne “sahip olmak” için değil, “Tanık olmak” için gönderilmiştir. Bu bir tasavvur değil, Vahyin öngördüğü en temel unsurdur. O halde, mülke sahip olmak için değil, yeryüzündeki varlığı için ihtiyacı olan şeyi kullanmakla yetkilidir. Öte yandan bir şeyin mülkiyeti "mutlak" ise, bu kimseye ait olamayacağı anlamına da gelir.

 

Mülkiyet hakkının ne olduğunu anlayabilmek için başka bir kavrama daha bakmak gerekir. O da kaynakların nasıl kullanılacağı ile ilgilidir. Yani “Rızk” kavramı. Bu kavramı iki açıdan ele almak gereklidir.

 

Birincisi, Rızk’ın da mutlak olana ait olduğu gerçeğidir (Hud 6, Kassas 82, Akebuut 60, Furkan 140, Nahl 112, Ankebut 62, Rum 37, Zümer 52, Casiye 12, Mülk 15, Zariyat 22, A’raf 32 vd.) Buna göre, Mülk ve onun içerdiği faydanın sahibi yoktur. Yani mutlak mülkiyet ve mutlak fayda söz konusudur.

 

Ancak mülk üzerindeki faydanın herkes için olması, bunun yönetilmesi gereğini de ortaya çıkarır. Bu durum Vahyin “rab” üzerine inşa ettiği “bölüşüm” veya “tasarruf” hakkının nasıllığına da bakmak gerekir. (bkz. En’am 151, İsra 30-31, Sebe 15, Fecr 16, Bakara 254, Bakara 267, Enfal 3-4, Yunus 93, Rad 22, İbrahim 31, vd.)

 

Önemli bir ayrıntıya dikkat etmek faydalı olabilir. Kur’an da mülkiyet ve ona ait olan fayda tanımı yapılırken, esasen mülkiyetin ve kaynakların Allah’a ait olduğu, yani mutlak olduğu ifade edilir. Ancak bununla birlikte, mülkiyet kavramına dokunmadan, kaynaklardan elde edilecek olan fayda üzerinde tüketilebilir bir hak olduğu da kabul edilir. Yani, Mülk ve mülkün ihtiva ettiği doğal kaynaklar mutlaktır. Bu temel husus gözetilmek şartıyla, bu kaynaklardan elde edilecek olan faydada mülkiyet vardır. İktisaat burada başlar.

 

Tarihsel süreçte, kapitalizmin aşırı mülkiyetçilik anlayışı, izole edilmiş sermaye ve mülkiyeti, Maxiszim'in ortaya koyduğu “devletçilik” anlayışı dengesizliği ve doğunun “fakirizm” anlayışı da sınıfları doğurdu. Ancak tarihsel “İslam” anlayışı da bu çerçevenin fazla dışında değildir. Toprağın “işgal”ine dayanan mülkiyet hakkını tanımakla “güçlüden yana” bir tavır ortaya koymuş oldu. Böylece toprak ağalarının doğmasına, geniş toprak sahiplerinin ortaya çıkmasına neden oldu. Oysa Hz. Osman, savaş ganimeti olarak elde edilen verimsiz toprakların ıslah edilmesi, ekonomiye kazandırılması amacıyla bunları dağıtmıştı.  Bu sınırın genişletilmesi ve “işgale” dayalı bir anlayışın ortaya çıkması Lafzın ortaya koyduğu bir gerçek değil, Resulullah’ın söylediği varsayılan "kim ölü bir araziyi ihya ederse o onundur" hadisine dayanır. Ne var ki bu ifadenin vahiyle örtüştüğünü söylemenin imkanı yoktur.

 

Elbette böyle bir önkabul ortaya çıkıp, mülkü sahiplenme hakkı doğduğu zaman, iktisadi terimlerin de buna göre  düzenlenmesi kaçınılmaz olmaktadır. Bunlardan biri de “infak” meselesidir. Zekat üzerindeki sınırlandırmalar, Vergi ve Sermaye ayırımının ortadan kaldırılması vs. hepsi lafzın aksine popüler anlamda “kapitalist” bir yaklaşımla düzenlenmiş ve sonuçları itibariyle diğerlerinden çok farklı sayılamayacak “çıkara dayalı” bir anlayış doğmuştur. Söylem ne olursa olsun, uygulama realitesi açıktır.

 

Netice itibariyle, bugün eğer bir düzenden söz edilecekse, her şeyden önce kavramların doğru olarak tanımlanması ve sistemin buna göre dizayn edilmesi gerekir. Eğer hareket noktası yanlış ise, sistemin kendisi de yanlış olacaktır. Vahyin öngördüğü temel esasların meseleye ışık tutacağını düşünüyoruz, Kur'an da mülkiyet ile ilgili ayetler birbirine bağlı bir bütün teşkil eden üç gruba ayrılmaktadır. Birinci gruba giren ayetler göklerde ve yerde ne varsa hepsinin mutlak olduğu; ikinci gruba giren ayetler, rızk, daha doğru bir ifade ile yaşama hakkının dayanağı olan mülk üzerindeki faydanın topluma ait olduğunu; üçüncü grup ayetler ise, mülk üzerinde çalışarak elde edilen faydanın ise özel olduğudur ki, bu da “yaşam süresi” ile sınırlandırılmıştır.  Buna göre:

 

  1. Mülk mutlaktır. Dolayısıyla Toprakta mülkiyet yoktur. Buna göre herkesin toprak üzerinde eşit olarak hakkı vardır. Bu mutlak bir haktır ve devredilemez.
  2. Toprak miras değildir, mirasçı olan rububiyettir. Dolayısıyla beşerin toprak üzerindeki hakkı, veya kullanma yetkisi “yaşam süresi” ile sınırlıdır.  
  3. Aynı şekilde doğal kaynaklar da mutlaktır. Bunlar üzerinde de mülkiyet yoktur ve herkesin bunlar üzerinde hakkı vardır.
  4. “Yaşama hakkı” doğal kaynaklardan elde edilen faydaya dayanır. Doğal kaynakların işletilmesinden dolayı elde edilen faydada mülkiyet olmakla birlikte, ortaya çıkan artı değer herkese aittir. Yani bu kaynaklar herkes için işletilir ve fayda eşit olarak bölüştürülür.
  5. Özel mülkiyet, ancak ve ancak, “çalışarak” elde edilen fayda ile sınırlıdır. Zaten doğası gereği geçicidir.

 

Bir düzen ve bu düzen içerisinde bir ekonomiden söz edilecekse eğer, vahyin ortaya koyduğu temel esaslar üzerinde olmalıdır. Tarihselcilik bir çözüm değildir, olmadığı zaten kanıtlanmıştır. Yanlışta ısrar etmek bir hak sayılmaz. Vahyi verileri göz ardı eden bir düzen diğerlerinden zaten farklı olmayacaktır.

 

Bu manada, Akevler’in “anayasa” önerisinin ilk maddesinde ifade edilen “işgale dayalı mülkiyet” anlayışı veya kabulü, Lafzi bir yaklaşım değildir. Bu tamamen tarihsel bir anlayıştır ve zaten çıkış nedenleri de bellidir. Böyle bir anlayış üzerine inşa edilmiş bir düzenin veya sistemin “adil” oluşu, fazlasıyla tartışmalıdır. Çok şey söylenebilir ama zaten bilinen şeylerin tekrarı olacağı için manasızdır. Lafzi veriler dayanaksızlığı ortaya koymak için yeterlidir.

 

Vesselam

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


YorumcuYorum
Cüneyt Özcan
07.11.2012
18:55

Şimdi Sam bey, burda akla gelen sorular şunlar:

- Madem mülk Allah'ın ve insanlar sadece ölene kadar faydalanma hakkına sahipler o vakit miras haram mı?

- Veya mülkteki sınır nedir? Yani sadece toprakla mı sınırlandırılacaktır?

- Üçüncü olarak ta; sadece toprakla sınırlandıracak olsak(neye istinaden olduğu kısmını hesaba katmıyorum şu an) üzerine yapılan bina yararlanılmış olduğunu mu gösteriyor örneğin metruk bir bina da olsa?

Sam Adian
07.11.2012
19:49

Sayın Ozcan

Eğer mülk Mutlak ise, ve her doğan beşerin toprak üzerinde diğerleri ile eşit olarak hak sahibi ise, ortada devredilmesi gereken bir mirastan sözedilemez. Miras mal/eşya üzerindedir. Toprak bir mal veya eşya değildir, doğal kaynaklar mal veya eşya değildir. Dünyada kaynakların en çok tüketildiği alan toprak ve barınma ile ilgili alanlardır. Herkesin yaşama ve barınma hakkı vardır. Ama bu hak, kendilerine verilmediği için büyük emekler ve çabalar ile kazandıklarını bu yolda boş yere harcarlar. Aslında islam hukukunda da toprak üzerindeki mülkiyet “emanet” ile sınırlandırılmıştır. Ancak bu bir mal veya eşya gibi mirasa konu edilerek “mülkiyet” sınırları içine alınmış ve böylece lafzın dışına çıkılmıştır. Bana gore konut da miras olamaz çünkü konutun da kullanım süresi vardır. Belli bir sure sonar yıkılmalıdır aksi halde içinde oturanların başına yıkılır. Ancak kişiye ait bir konut varsa ve bu konutun kullanım süresi dolmamışsa bu hakkın devredilmesi mümkün olabilir ancak. Al-I İmran 180, Hadid 10 vd. Ayetlerde “göklerin ve yerin mirası Allah’ındır” ifadesi yer alır. O halde toprak ve doğal kaynaklar üzerinde de miras söz konusu değildir. Miras nerededir? Terekededir. Yani kişinin çalışıp kazandığı ve harcamadığı mal/eşyadadır. Toprak kazanılamıyor ise, terekeye konu da olamaz. Kenz yani biriktirme, çuvala doldurup saklama yasaklanmış olduğuna gore, ihtiyaç gröup ayırdığı para, infak ettiklerinin geliri, kullandığı eşyalar vs. mirasa konu olabilir ancak. Burada başka sorular da gündeme gelmelidir. Mesela tarım ihtiyacı, kentleşme vs. gibi ihtiyaçların nasıl karşılanacağı sorulabilir. Kur’an da Rızk rabbe atfedilmektedir. Yanii kullanımı için tahsis edilebilir. Bunu topluluk yapar. Topluluk içinde tarım yapmak isteyenlere işleyebilecekleri kadar toprak tahsis edilir ve elde edilen gelirden pay alınır. Veya topluluk belli arazileri konut için belli arazileri tarım için ve belli arazileri sanayi için üretim için ayırabilir. Bu araziler üzeride fayda üretecek olanlara tahsis edilir. Kişi kendisine tahsis edilen toprak üzerinde dilediğini yapmakta serbesttir. İsterse oraya bir bina yapar ve içinde oturur. Eğer metruk ise zaten kullanılmıyor demektir ve tartışmaya gerek yoktur. Yaptığı konutu içinde yaşadığı sürece kullanmış ve fayda elde etmiştir. Elbette bunlar meselenin daha çok hukuki boyutlarıdır. Kur’an ın ortaya koyduğu temel prensiplere gore düzenlenmesi mümkündür. Ne var ki, toprak ve doğal kaynaklar üzerinde mülkiyet olmadığı gibi, mirasa da konu olamaz. Çünkü üzerinde mülkiyet olmaayan bir şey terekeye de konu edilemez.

Vesselam

Cüneyt Özcan
13.11.2012
10:29

Sam bey,

Öncelikle teşekkür ederim. Yazınıza göre. Şunu doğru mu anladım acaba?

- Konut miras kalabilir ancak işlenmemiş arsa ve kullanılmayan ev miras kalamaz. Makul gözüküyor. Ancak ev miras kaldı diyelim ancak 3 kardeşe 1 ev kaldı bu durumda ne olacak acaba? Yardımcı olur musunuz bu konuda?

Sam Adian
13.11.2012
22:19

Sayın özcan

Her doğan beşerin Yaşama hakkı vardır. Bu lafzın belirlemiş olduğu doğal bir haktır. Buna göre, "Toprak ve doğal kaynaklar" üzerinde mülkiyet ve miras yoktur.

Yani, İster işlenmiş ister işlenmemiş olsun, araziler, yeraltı ve yerüstü doğal zenginlikler Kimseye ait değildir ve mirasa konu edilemez. Doğal kaynaklardan, doğal zenginliklerden elde edilecek olan gelir, bireyin yaşama hakkı için ayrılması gereken bir paydır. Bu herkese aittir.

Bana göre konut da miras olmaz. Ancak konut kendiliğinden olmadığı ve çalışarak üretildiği için onun üzerindeki hak mirasa konu edilebilir. Fakat bu süreli bir haktır. Toprağı yıkıp yeniden yapmanız gerekmez, ama konut belli bir süre sonra yıkılmak zorundadır. Yenilenmesi gerekir.

Ben fetva makamı değilim, Bu manada konut üzerindeki "kullanım hakkı" ancak mirasa konu edilebilir. Miras taksimatının nasıl yapılacağı da yine lafzın bize aktardığı bir bilgidir. Mirasa konu edilen bir mal nasıl taksim edilecekse o şekilde taksim edilir. bir konutu üçe parçalayamayacağınıza göre, dengeli bir hak paylaşımına gidersiniz. Konut üretilmiş olduğuna göre bir değeri vardır. Bu değer üzerinden taksimat yaparsınız.

Bir otomobili miraasa konu edersiniz, üçe bölemeyeceğinize göre değeri üzerinden paylaşıma gidersiniz. Ancak hurda bir otomobil, çürümüş artık çalışmayan bir otomobil kimsenin işine yaramadığı gibi bir değeri de yoktur.

Saygılar

Cüneyt Özcan
14.11.2012
08:47

Teşekkürler Sam bey, Hayırlı günler

Sam Adian
14.11.2012
13:23

Yanlış anlaşılma olmasın

Biz " toprakta ve doğal kaynaklar üzerinde mülkiyet yoktur ve mirasa konu edilemez" derken bu "işgal edilebileceği" anlamına asla gelmez. Bunlar üzerinde herkesin hakkı vardır ve bu hakkın gözetilme sorumluuluğu topluluğa, yani kamuya aittir. Kamu, herkesin hakkını teslim etmekle mükelleftir. Yani bu toprak ve doğal kaynaklar işgal yoluyla mülk edinilemez.

ozer atac
21.11.2012
17:28

SAM BİRADERİMİZ,

MÜLKİYET "SENARYONUN" BAM TELİDİR. BASTIĞINIZ YERDE, TINI HEP SÜRECEKTİR.

YARARLI OLAN DA BUDUR: "STARWAY TO HAVEN"





Çok Yorumlanan Makaleler
Sam Adian
FINANSMAN MESELESI VE ZEKAT
8.11.2012 27270 Okunma
46 Yorum 28.05.2024 13:53
Sam Adian
IŞLEVSIZ TANRI...!
9.09.2012 15369 Okunma
43 Yorum 28.05.2024 14:10
Sam Adian
EN IYI ANAYASA YAZILI OLMAYANDIR.....
7.07.2012 13601 Okunma
35 Yorum 28.05.2024 14:26
Sam Adian
KAT'a ve NEFY - KAVRAMLAR
7.04.2012 12955 Okunma
32 Yorum 09.04.2012 18:02
Sam Adian
BIR EYLEM OLARAK ZINA
14.07.2012 34674 Okunma
25 Yorum 28.05.2024 13:42
Sam Adian
Varlığın Rabbi....
28.08.2012 12328 Okunma
24 Yorum 05.09.2012 10:43
Sam Adian
SOSYAL KAPITALIZM.
21.03.2012 14544 Okunma
24 Yorum 28.05.2024 14:39
Sam Adian
KAT'A ve NEFY
31.03.2012 14100 Okunma
22 Yorum 11.04.2012 01:44
Sam Adian
DARB-I MESEL VE YETKI GASPI
8.03.2012 10606 Okunma
22 Yorum 11.03.2012 16:10
Sam Adian
HAMR ve HUMR
25.02.2012 53325 Okunma
19 Yorum 28.05.2024 13:50
Sam Adian
HMR ve SONUÇ
16.03.2012 12411 Okunma
18 Yorum 16.03.2012 18:08
Sam Adian
HADIM'DAN ZINAYA
12.07.2012 11503 Okunma
18 Yorum 13.07.2012 10:00
Sam Adian
UTANMAZLIK ZINA MIDIR?
13.07.2012 14391 Okunma
16 Yorum 14.07.2012 21:14
Sam Adian
EKIMUS SALAT - Namaz bir Ritüel midir?
1.02.2012 19773 Okunma
16 Yorum 28.05.2024 14:30
Sam Adian
SLT ve SISTEM Toplu değerlendirme ve cevaplar
19.02.2012 11440 Okunma
16 Yorum 24.02.2012 01:08
Sam Adian
RIBA VE EKONOMI
7.03.2012 12490 Okunma
15 Yorum 09.03.2012 06:04
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - KARAR MEKANIZMALARI
29.03.2012 11549 Okunma
15 Yorum 31.03.2012 20:26
Sam Adian
TANRI'NIN BEDENI....
2.08.2012 7673 Okunma
13 Yorum 08.08.2012 18:26
Sam Adian
RIBA'nın UNSURLARI
11.03.2012 12825 Okunma
12 Yorum 15.03.2012 16:14
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - DIN FAKTÖRÜ
1.04.2012 6974 Okunma
11 Yorum 09.04.2012 23:53
Sam Adian
CINSELLIK VE AKIT
19.07.2012 8174 Okunma
11 Yorum 30.07.2012 06:11
Sam Adian
.... VE TANRI! - 1
12.08.2012 7021 Okunma
10 Yorum 14.08.2012 07:50
Sam Adian
ORTAK REFERANSLAR ve BIR ÖNERI
11.04.2012 8674 Okunma
9 Yorum 21.06.2012 16:27
Sam Adian
Metod ve uygulama
18.03.2012 5673 Okunma
9 Yorum 21.03.2012 10:01
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - INSAN VE DEVLET
26.03.2012 9510 Okunma
9 Yorum 27.03.2012 16:28
Sam Adian
KARAGÜLLE FELSEFESİ.....
13.10.2012 7730 Okunma
8 Yorum 23.10.2012 03:34
Sam Adian
MÜLKIYET MESELESI ve DÜZEN
6.11.2012 7823 Okunma
7 Yorum 21.11.2012 17:28
Sam Adian
"ADIL DÜZEN"IN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI
20.03.2012 5473 Okunma
7 Yorum 23.03.2012 18:49
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - DEVLET ve IKTIDAR
4.04.2012 9745 Okunma
7 Yorum 06.04.2012 09:59
Sam Adian
ŞURA
6.04.2012 9343 Okunma
7 Yorum 06.04.2012 20:27
Sam Adian
HMR HAKKINDA - 2
14.03.2012 7275 Okunma
7 Yorum 15.03.2012 08:14
Sam Adian
RIBA ve EKONOMI-1
9.03.2012 7059 Okunma
7 Yorum 10.03.2012 19:31
Sam Adian
SLT-CEMAAT ŞERHI
15.02.2012 4393 Okunma
6 Yorum 16.02.2012 17:53
Sam Adian
INSAN VE DÜZEN
1.03.2012 4866 Okunma
6 Yorum 01.03.2012 19:11
Sam Adian
.... VE TANRI! - 2
13.08.2012 7069 Okunma
6 Yorum 14.08.2012 03:44
Sam Adian
SÖYLEYECEKLERIMIZ VAR
1.03.2012 4748 Okunma
5 Yorum 10.03.2012 08:24
Sam Adian
Allah Nasıl SLT eder?
2.02.2012 4924 Okunma
5 Yorum 03.02.2012 19:11
Sam Adian
ANLAMAK.....
15.03.2012 6564 Okunma
5 Yorum 16.03.2012 18:21
Sam Adian
DÖRT DELIL
22.02.2012 5330 Okunma
4 Yorum 02.03.2012 07:45
Sam Adian
ORUCUN FAZILETLERI....
9.08.2012 7163 Okunma
4 Yorum 13.08.2012 13:58
Sam Adian
YUNUS-NUH : Mitolojiden Vahye
13.12.2012 12296 Okunma
4 Yorum 14.12.2012 14:59
Sam Adian
BIRKAÇ NOT
15.01.2014 7871 Okunma
4 Yorum 25.07.2014 16:22
Sam Adian
ADEM VE TOPLUMU - 1
4.05.2012 7071 Okunma
3 Yorum 04.05.2012 15:03
Sam Adian
KUR'AN'DA CEZA KAVRAMI
14.04.2012 17027 Okunma
3 Yorum 19.04.2012 20:21
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - KURUMSALLIK
26.03.2012 6509 Okunma
3 Yorum 27.03.2012 20:01
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI FAKTORLER - 15
2.06.2017 12372 Okunma
3 Yorum 03.06.2017 14:51
Sam Adian
CRITICS
27.03.2012 5646 Okunma
2 Yorum 28.03.2012 22:17
Sam Adian
EKONOMIDEKI ENSTRUMANLAR - 1
24.03.2012 5346 Okunma
2 Yorum 24.03.2012 23:10
Sam Adian
YARATILIŞ
29.04.2012 7206 Okunma
2 Yorum 02.05.2012 13:07
Sam Adian
BAZI ELEŞTIRILER
29.04.2012 5668 Okunma
2 Yorum 02.05.2012 20:51
Sam Adian
INSANLIK ANAYASASI HAKKINDA-1
12.03.2012 4157 Okunma
2 Yorum 12.03.2012 17:32
Sam Adian
ANLAMADA YÖNTEM
12.04.2012 6080 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 16:04
Sam Adian
MATERYALIST NIKAH
22.07.2012 5681 Okunma
2 Yorum 24.07.2012 03:40
Sam Adian
RUBUBIYET....
6.09.2012 6768 Okunma
2 Yorum 12.10.2012 11:34
Sam Adian
SLT NEDIR?
3.11.2012 9641 Okunma
2 Yorum 04.11.2012 00:19
Sam Adian
El-Lehu, Lehu ve Mülkiyet
9.12.2012 7570 Okunma
1 Yorum 12.12.2012 11:42
Sam Adian
... VE NIHAYET RAB
12.10.2012 5589 Okunma
1 Yorum 19.06.2019 01:06
Sam Adian
KIYAMET GÜNÜ.....
21.12.2012 7090 Okunma
1 Yorum 19.06.2019 00:43
Sam Adian
DÜZEN MESELESI ve AKEVLER
3.02.2013 6529 Okunma
1 Yorum 06.02.2013 22:28
Sam Adian
.... VE TANRI! - 3
15.08.2012 6503 Okunma
1 Yorum 15.08.2012 21:16
Sam Adian
YARATILIŞ VE SÜREÇ
2.05.2012 5656 Okunma
1 Yorum 03.05.2012 07:38
Sam Adian
SLT ve CEMAAT -
4.02.2012 4410 Okunma
1 Yorum 05.02.2012 08:58
Sam Adian
EKONOMIDEKI ENSTRUMANLAR - 2
25.03.2012 4483 Okunma
1 Yorum 25.03.2012 05:43
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 3
25.05.2017 5053 Okunma
1 Yorum 26.05.2017 00:55
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TOPRAK VE DOĞAL KAYNAKLAR, 18
4.06.2017 5490 Okunma
1 Yorum 05.06.2017 09:35
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - URETIM VE ISHLETME - 19
5.06.2017 4284 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - FIYAT ANALIZI / Ucret, Fiyat, Para 20
6.06.2017 6994 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TUKETIM - 21
7.06.2017 3814 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - SERBEST TICARET ve PIYASALAR - 22
8.06.2017 3770 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - YAPISAL ANALIZ - MAKRO/MIKRO - 23
9.06.2017 4301 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - BUYUME VE ETKILER - 24
10.06.2017 5954 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI DENGELER/REFAH TOPLUMU 25
11.06.2017 3872 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI EVRIM - 26
12.06.2017 4302 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - UYGULAMA - 27
13.06.2017 2592 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISAT VE HUKUK - 28
14.06.2017 3122 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - DONUSUM VE YENI DUNYA DUZENI - 29
15.06.2017 2786 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KAYNAKCA - 30
15.06.2017 4400 Okunma
Sam Adian
FUNCTIONAL CONCEPTS - 1
3.10.2020 3051 Okunma
Sam Adian
AN IMPORTANT EXPLANATION
28.05.2024 324 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TARIHSEL YANILGILAR - 4
27.05.2017 4219 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - RIBA - BIR OZGURLUK DOLANDIRICILIGI 5
27.05.2017 4636 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TOPRAK VE MULKIYET - 6
27.05.2017 4425 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - SADAKA : KAMU MALIYESI - 7
27.05.2017 4780 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE / A - 8
29.05.2017 6433 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE / B- KOORDINASYON 9
29.05.2017 4683 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE/C - MEKANIZMALAR 10
29.05.2017 6633 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - ZEKAT - IKTISADI YONETIM SISTEMI - 11
30.05.2017 6810 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - INFAQ - TASARRUF MEVDUATI - 12
31.05.2017 4157 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KARZ-I HASEN / YATIRIM FONU - 13
31.05.2017 4467 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI PARAMETRELER - 14
2.06.2017 4674 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI YONETIM SISTEMI - BANKA - 16
3.06.2017 3864 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KAYNAK VE YATIRIM YONETIMI - 17
3.06.2017 3214 Okunma
Sam Adian
BAŞÖRTÜSÜ
23.03.2012 5651 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ - 2
30.04.2012 4417 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ KURAMI VE EVRIM
1.05.2012 5747 Okunma
Sam Adian
SLT ve MESCID
25.02.2012 4420 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ VE DÜZEN
3.06.2012 5025 Okunma
Sam Adian
RAMAZAN ve TARIH
11.08.2012 12197 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 1
7.02.2013 5537 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 2
7.02.2013 5133 Okunma


© 2024 - Akevler