Süleyman Karagülle
İslamiyet'e Doğru...
16.01.2010
4437 Okunma, 1 Yorum

Türkiye 1800’lerden başlayarak İslâmiyet’ten uzaklaştı. En fazla dinsiz olduğu dönem ise Celal Bayar’ın başbakan olduğu döneme rastlar. Gerçi Mustafa Kemal 1933’de inkılapları sona erdirerek dinsizleşmenin bittiğini ilan etmiştir ama, çeşitli entrikalarla Mustafa Kemal ile İsmet İnönü’nün arası açılmış ve en koyu dinsizlik o yıllarda yapılmıştır. Ondan sonra ikinci CHP hükümetleri gelmiştir. Bunlar İslâmiyet’e deha yakın olmuşlardır.

Demokrat Parti’nin Menderes hükümeti İslâmiyet’e daha çok yaklaşmıştır. Sonra Demirel hükümeti gelmiştir; Menderes’ten daha çok İslâmiyet’e yakın hükümetler kurmuştur. Daha sonra Özal hükümeti gelmiş; Demirel’den daha çok İslâmiyet’e yakınlaşmıştır. Sonra AK Parti hükümetleri gelmiş ve daha çok İslâmî olmuşlardır. Bu arada Erbakan, Yılmaz ve Ecevit hükümetleri gelmiştir. Ancak bunlar ya çok kısa zaman iktidarda kalmış veya etkisiz olmuşlardır. Halkın desteğiyle gelip uzun zaman iktidarda kalan başbakanlar bunlar olmuştur. 

Son 80-90 senelik dönem göstermiştir ki, Türkiye hep İslâmiyet’e doğru yönelmiştir. Demek ki AK Parti’den sonra gelen İslâmiyet’e daha yakın olacaktır, “Adil Düzen”e daha yakın olacaktır. “Adil Düzen”e doğru adım adım gidilmektedir.

Birinci kural İslâmiyet’e doğru daha çok yönelmektir.

İkinci kural ise; ömrünü tüketen parti iktidardan gider ve bir daha geri gelmez. O halde AK Parti iktidardan gidince, şimdi mevcut olan partiler onun yerini alamazlar. Nitekim  Demokrat Parti’den sonra Demirel’in partileri gelmiş ve eski demokratlarla geçinememişlerdir. Sonra Özal gelmiş ve Demirel’le geçinememiştir. Yalnız ismen değil şeklen de değişmiştir. 28 Şubat müdahalesi CHP’yi iktidar etmek istemiş ancak beş senelik çabada bir başarı elde edilememiştir. İktidar Millî Görüşçülere devredilmiş ama bu yeni Millî Görüşçüler Erbakancı olmamışlardır.

Tarihteki tekerrürden ders alınarak diyoruz ki; AK Parti’nin yerine gelecek iktidar AK Parti’den daha çok İslâm’a yakın olacaktır, daha çok “Adil Düzen”e yaklaşacaktır. Tamamen yenilik yapıp daha ileri seviyede bir “Adil Düzen Projesi” ile ortaya çıkmayan bir parti de AK Parti’nin yerini alamayacaktır. AK Parti’nin yerini alan parti daha ileri seviyede İslâmiyet’e yaklaşan parti olacaktır.

AK Parti’nin 28 Şubat gibi darbelerle gitmesi ve mevcut partilerin suni olarak iktidara getirilmesi Türk devletinin beş senesine mâl olur. Bunların içinde Saadet olsa da beş sene içinde sadece çöküş olur. Taşıma su ile değirmen dönmez. Erbakan’ın dediği gibi; ıspanaktan yağ çıkmaz. Saadet Partisi adam olmaz. Ben bunu söylerken üzülerek söylüyorum.

Orduya tavsiyem; bu partilere  güvenerek AK Parti iktidarı ile oynamamasıdır. AK Parti’yi millî güvenlik yoluyla iktidara zorlayarak Türkiye’ye “Adil Düzen”in gelmesini sağlamsıdır. “Adil Düzen”i ordu ancak AK Parti ile getirebilir.

Neler yapılmalıdır?

Bir “Ocaklar Kanunu” çıkarılıp “Adil Düzene göre ocak yönetimleri” oluşturulmalıdır.

Bir “İller Kanunu” çıkarılıp  “Adil Düzene göre iller yönetimleri” oluşturulmalıdır.

Bir “Bölgeler Kanunu” çıkarılarak Türk Silahlı Kuvvetleri 12 orduya çıkarılmalıdır. Bölge merkez illerin yönetimi oranın ordu komutanına verilmelidir. Ordu komutanları doğrudan Genel Kurmay Başkanı’na bağlanacak, başbakanın emrinden çıkarılacaktır.

Bir “Hakemler Kanunu” çıkarılarak ülkemizde hakemlerden oluşmuş tarafsız, bağımsız, etkin ve saygın yargı sistemi oluşacaktır.

Ordu Batı menşeli ve İslâmî medreselerden gelen ilim damaları ile istişare ederek “Adil Düzen Anayasası”nı hazırlayacak ve siyasilere önerecektir. Bu anayasayı benimseyen partiler seçime girer, aldıkları oy nisbetinde söz sahibi olur, böylece “Adil Düzen Anayasası” hazırlanmış olur.

Bunun dışında yapılan müdahaleler artık bir çare olmayacaktır.

Şimdiye kadar yapılan müdahaleler 1997 İsrail istilası hazırlığı olarak yapılıyordu.

Sömürü sermayesi ümidini yitirmiştir.

Dünyada olup bitenler tek sermaye devleti olma planını boşa çıkarmıştır.

Türkiye şimdiye kadar sömürü sermayesine bağlı/bağımlı bir devletti. Şimdi ise o sermaye imparatorluğu yıkılmıştır. Bizim bağımsızlığımızın kesinleşeceği zamandır.

Henüz sermayenin yerine geçen/geçecek güçler belirmemiştir.

Bu boşluktan istifade ederek, Mustafa Kemal’in ‘yurtta sulh cihanda sulh’ ilkesine uyarak, Türkiye kendi topraklarında büyük ve güçlü devlet olma fırsatını yakalamıştır. Bundan yararlanmamız gerekmektedir.

Yarın sömürü sermayesinin gücü sıfırlandığı zaman İsrail oğullarına herkes saldıracaktır. İsrail oğulları tarihte yaşadıkları acıları bir daha yaşar hâle gelmek üzeredir.

O gün onları koruyacak yine Türkiye olabilir. Bu sebepledir ki tekel sermaye Türkiye ile iyi geçinmek zorundadır.

 

 


YorumcuYorum
Süleyman Karagülle
24.01.2010
18:34

Cengiz -AKP’nin ısrarla “Milli Görüş”çü olduğu vurgusuna anlam veremedim. Kendileri bizzat “Milli Görüş gömleğini çıkarmakla” farklarını vurgularken, böyle bir tanımlama gereğineden? Milli Görüş terimindeki kriterleriniz nelerdir?

Karagülle- Ak Parti Milli Görüş gömleğini çıkarmıştır. Bunun iki manası vardır. Milli görüş bir din, kuruluşu imiş gibi İslam dinini savunuyordu. AK Parti dini cemaat olmadığını siyasi kuruluş olduğunu idrak etmiştir. İkinci manası ise İslam dini yaşamak bir haktır. Ama İslam düzeni artık tarih olmuştur. Dolayısıyla adil düzen bir safsatadır. Bu bakımdan da milli görüş gömleğini çıkarmıştır. Ancak Milli görüş Osmanlılardaki İslamı akımı sürdüren bir görüştür. Ak parti bütün davranışları ve felsefesi ile İslamcıdır. Gömlek çıkartma bu yönüyle takıyyedir. Bu gün saadet partisi iktidarda olsa bunların yaptığı kadarını da yapamaz

Cengiz-Kurtuluş reçetesi olarak AKP’ye MGK’da yapılacak ordu telkinleri (baskısı) ile Adil Düzene geçilmesini önermişsiniz, bu bir yöntemdir. Ama halkın sindiremediği bir düzen hak da olsa başarma şansı var mı sizce ? Daha önceki yazılarınızda bize bariz görünen husus inkılâpların yukarıdan değil aşağıdan halka sindirilerek yapılması başarının unsuru idi. İctihat değişikliği mi var bu hususta?

Karagülle- Halk bir yeniliği benimser. Ama siyasi baskıdan dolayı eskisinde direnir. Ancak karşı baskı halkın isteğini ortaya çıkarmasını sağlar. Kırk yıllık adil düzen mücadelemizde halk hep bize doğru adım atmıştır. Son adım Mekke’nin fethi ile olacaktır. O da Türk ordusunun resmen adil düzeni benimsemesi ile olur. Halk zaten benimsemiş durumdadır. Adil düzenin ne olduğu hususunu ordunun benimsemesinden sonra da öğrenebilir

Cengiz -“Zaruretler haramları mübah kılar” benzeri külli kaideler aslen menşeini Hz Peygamberin uygulamalarından alır. Buna göre her bir hükmün uygulanabilirliğinin zamanı, özel şartları, zemini vardır, ve topluluk hangi aşama, şart, seviye ve algılama kıvamında ise içinde bulunduğu o şartlara göre hareket etmekle yükümlüdür. Domuzun haramlığı, savaşlarda yenilecek başka gıda bulunamaması ile mübah hale gelmesi buna örnektir. Aynı şekilde siz de içinde bulunduğumuz bu şartlar gereği, aslen değil de arızi olarak, zaruret gereği, yıkımdan en kestirme kurtuluş reçetesi olarak mı bu usulü öneriyorsunuz ? O zaman Erbakan Hoca’ya eleştirdiğiniz “Refahyol” uygulamasında hak verebilir miyiz ? Çünkü siyasi kararlarda hareket tarzı dogru-yanlış kriterleri üzerine değil, adalet-zulüm üzerine oturduğundan aslolan doğruların korunması değil zulmün engellenmesidir.

Karagülle- Bir olay cereyan ederken olaya yön vermek için eleştirirsiniz. Bu hakkı tavsiyedir. Olay olduktan sonra eleştiri kadere imansızlıktır. Ben bugün Erbakan’ı geçmişte yaptıklarından dolayı eleştirmiyorum. Olan her şey iyidir. Askerlere olan önerilerim kendi şartları ve mantıkları içindedir. Müdahalesiz sorunları çözmeye çalışıyorlar. Ama olaylar öyle cereyan ediyor ki müdahale zorunluluğu doğabilir. Müdahale etmezlerse devlet yıkılır. O takdirde ne yapacaklarını söylüyorum. Onlar adil düzen getirmeyecekler. Adil düzene engel olmaktan çıkacaklardır. Nitekim, AK Partiyi onlar getirmediler. Engel olmadılar, geldi.

Cengiz-Bunu şuna benzetebiliriz. 3 yaşında bir çocuk var ve 3. kattaki korkuluklara çıkmış dengesini kaybedip düşebilir, siz de uzaktan bunu gördünüz, öyle bir eylem içine girmelisiniz ki çocuk kurtulsun, korkuluklarda ne sesinizden telaşlanıp düşsün ne de pozisyonunu bilinçsizce değiştirsin ve tehlikeli bir hareket içine girsin, işte siyasiler kritik dönemlerde aldıkları karar ve tavırlarda buna benzer öncüllerle harekete geçerler, onlar için aslolan o an ki badirenin atlatılabilmesi ve arabanın devrilmemesi. “Niye bağırdın, telaşlandın, dengesiz bir atraksiyona geçtin” diye eleştirmek o şartlarda anlam ifade etmez. Her olay genel değil, anlık özel şartları içinde değerlendirildiğinde sağlıklı değerlendirmeler yapılabileceği kanaatindeyim. Eksikliğini çok duyduğumuz “çocuk fıkhı”nın geliştirilmesinin en fazla siyasi reflekslerin açıklanmasına ve “siyaset fıkhı”nın gelişmesine zemin hazırlayacağı inancındayım.

Karagülle- Tarihte amelin fıkhı yapılmıştır. İmanın fıkhı yapılmıştır. Kelam ilmi budur. Dinin fıkhı yapılmıştır. Bu tasavvuftur. Ama saltanatın hâkim olması nedeniyle siyasetin fıkhı yapılmamıştır. Bu gün bu fıkıhların hepsi yeniden ele alınmalıdır. İnsanlık adil düzene nasıl geçecektir. Askerlerin buradaki rolü ne olacak? Bunların üzerinde durulmalıdır. Kuranı bize getiren nebi son on yılını askeri güce dayandırmıştır. Biz şimdiye kadar Mekke devrini yaşıyorduk. Artık Medine devrine geçmeye hazırlanıyoruz. Bunun üzerinde durmamız gerekir. Adil düzen partisi kurulmalıdır.

Cengiz- Anayasayı onaylamayan partilerin seçimlere girememesi ise bir sindirme gibi algılanabilir. Acaba kastınız daha önceki gibi “her partiden önceki oy nispetlerine göre ilim adamları göndermelerine imkan sağlanması ve bu ilim adamlarının askerle ortak bir metin hazırlayarak partililere sunmaları, buna rağmen ittifak edilen metne itiraz eden onaylamayan partiler mi” ? O takdirde kendi hakemlerine uymayan partilere bir müeyyide olarak görülebilir bu uygulama… Açıklarsanız sevinirim…

Karagülle- Bir anaysa ilmi kuruluyor. Buraya siyasi partilerden ilim adamı göndermeleri isteniyor. Her % de beş oy için bir ilim adamı gelecektir. Partiler artan oylarını veya değerlendiremedikleri oylarını başka partilerle uzlaşarak birleştirebilirler. Bu çalışmalara katılmayan ilim adamlarını atamada katkıda bulunmayan seçime bir anayasa önerisi ile gitmeyen parti o seçimdeki mecliste oy sahibi kılınmaz. Çünkü o meclis aynı zamanda kurucu meclis olacaktır. Anayasada yürürlüğe girdikten sonra yapılacak seçimde böyle bir dışlama olamaz.

Cengiz -AKP’nin ısrarla “Milli Görüş”çü olduğu vurgusuna anlam veremedim. Kendileri bizzat “Milli Görüş gömleğini çıkarmakla” farklarını vurgularken, böyle bir tanımlama gereğineden? Milli Görüş terimindeki kriterleriniz nelerdir?

Karagülle- Ak Parti Milli Görüş gömleğini çıkarmıştır. Bunun iki manası vardır. Milli görüş bir din, kuruluşu imiş gibi İslam dinini savunuyordu. AK Parti dini cemaat olmadığını siyasi kuruluş olduğunu idrak etmiştir. İkinci manası ise İslam dini yaşamak bir haktır. Ama İslam düzeni artık tarih olmuştur. Dolayısıyla adil düzen bir safsatadır. Bu bakımdan da milli görüş gömleğini çıkarmıştır. Ancak Milli görüş Osmanlılardaki İslamı akımı sürdüren bir görüştür. Ak parti bütün davranışları ve felsefesi ile İslamcıdır. Gömlek çıkartma bu yönüyle takıyyedir. Bu gün saadet partisi iktidarda olsa bunların yaptığı kadarını da yapamaz

Cengiz-Kurtuluş reçetesi olarak AKP’ye MGK’da yapılacak ordu telkinleri (baskısı) ile Adil Düzene geçilmesini önermişsiniz, bu bir yöntemdir. Ama halkın sindiremediği bir düzen hak da olsa başarma şansı var mı sizce ? Daha önceki yazılarınızda bize bariz görünen husus inkılâpların yukarıdan değil aşağıdan halka sindirilerek yapılması başarının unsuru idi. İctihat değişikliği mi var bu hususta?

Karagülle- Halk bir yeniliği benimser. Ama siyasi baskıdan dolayı eskisinde direnir. Ancak karşı baskı halkın isteğini ortaya çıkarmasını sağlar. Kırk yıllık adil düzen mücadelemizde halk hep bize doğru adım atmıştır. Son adım Mekke’nin fethi ile olacaktır. O da Türk ordusunun resmen adil düzeni benimsemesi ile olur. Halk zaten benimsemiş durumdadır. Adil düzenin ne olduğu hususunu ordunun benimsemesinden sonra da öğrenebilir

Cengiz -“Zaruretler haramları mübah kılar” benzeri külli kaideler aslen menşeini Hz Peygamberin uygulamalarından alır. Buna göre her bir hükmün uygulanabilirliğinin zamanı, özel şartları, zemini vardır, ve topluluk hangi aşama, şart, seviye ve algılama kıvamında ise içinde bulunduğu o şartlara göre hareket etmekle yükümlüdür. Domuzun haramlığı, savaşlarda yenilecek başka gıda bulunamaması ile mübah hale gelmesi buna örnektir. Aynı şekilde siz de içinde bulunduğumuz bu şartlar gereği, aslen değil de arızi olarak, zaruret gereği, yıkımdan en kestirme kurtuluş reçetesi olarak mı bu usulü öneriyorsunuz ? O zaman Erbakan Hoca’ya eleştirdiğiniz “Refahyol” uygulamasında hak verebilir miyiz ? Çünkü siyasi kararlarda hareket tarzı dogru-yanlış kriterleri üzerine değil, adalet-zulüm üzerine oturduğundan aslolan doğruların korunması değil zulmün engellenmesidir.

Karagülle- Bir olay cereyan ederken olaya yön vermek için eleştirirsiniz. Bu hakkı tavsiyedir. Olay olduktan sonra eleştiri kadere imansızlıktır. Ben bugün Erbakan’ı geçmişte yaptıklarından dolayı eleştirmiyorum. Olan her şey iyidir. Askerlere olan önerilerim kendi şartları ve mantıkları içindedir. Müdahalesiz sorunları çözmeye çalışıyorlar. Ama olaylar öyle cereyan ediyor ki müdahale zorunluluğu doğabilir. Müdahale etmezlerse devlet yıkılır. O takdirde ne yapacaklarını söylüyorum. Onlar adil düzen getirmeyecekler. Adil düzene engel olmaktan çıkacaklardır. Nitekim, AK Partiyi onlar getirmediler. Engel olmadılar, geldi.

Cengiz-Bunu şuna benzetebiliriz. 3 yaşında bir çocuk var ve 3. kattaki korkuluklara çıkmış dengesini kaybedip düşebilir, siz de uzaktan bunu gördünüz, öyle bir eylem içine girmelisiniz ki çocuk kurtulsun, korkuluklarda ne sesinizden telaşlanıp düşsün ne de pozisyonunu bilinçsizce değiştirsin ve tehlikeli bir hareket içine girsin, işte siyasiler kritik dönemlerde aldıkları karar ve tavırlarda buna benzer öncüllerle harekete geçerler, onlar için aslolan o an ki badirenin atlatılabilmesi ve arabanın devrilmemesi. “Niye bağırdın, telaşlandın, dengesiz bir atraksiyona geçtin” diye eleştirmek o şartlarda anlam ifade etmez. Her olay genel değil, anlık özel şartları içinde değerlendirildiğinde sağlıklı değerlendirmeler yapılabileceği kanaatindeyim. Eksikliğini çok duyduğumuz “çocuk fıkhı”nın geliştirilmesinin en fazla siyasi reflekslerin açıklanmasına ve “siyaset fıkhı”nın gelişmesine zemin hazırlayacağı inancındayım.

Karagülle- Tarihte amelin fıkhı yapılmıştır. İmanın fıkhı yapılmıştır. Kelam ilmi budur. Dinin fıkhı yapılmıştır. Bu tasavvuftur. Ama saltanatın hâkim olması nedeniyle siyasetin fıkhı yapılmamıştır. Bu gün bu fıkıhların hepsi yeniden ele alınmalıdır. İnsanlık adil düzene nasıl geçecektir. Askerlerin buradaki rolü ne olacak? Bunların üzerinde durulmalıdır. Kuranı bize getiren nebi son on yılını askeri güce dayandırmıştır. Biz şimdiye kadar Mekke devrini yaşıyorduk. Artık Medine devrine geçmeye hazırlanıyoruz. Bunun üzerinde durmamız gerekir. Adil düzen partisi kurulmalıdır.

Cengiz- Anayasayı onaylamayan partilerin seçimlere girememesi ise bir sindirme gibi algılanabilir. Acaba kastınız daha önceki gibi “her partiden önceki oy nispetlerine göre ilim adamları göndermelerine imkan sağlanması ve bu ilim adamlarının askerle ortak bir metin hazırlayarak partililere sunmaları, buna rağmen ittifak edilen metne itiraz eden onaylamayan partiler mi” ? O takdirde kendi hakemlerine uymayan partilere bir müeyyide olarak görülebilir bu uygulama… Açıklarsanız sevinirim…

Karagülle- Bir anaysa ilmi kuruluyor. Buraya siyasi partilerden ilim adamı göndermeleri isteniyor. Her % de beş oy için bir ilim adamı gelecektir. Partiler artan oylarını veya değerlendiremedikleri oylarını başka partilerle uzlaşarak birleştirebilirler. Bu çalışmalara katılmayan ilim adamlarını atamada katkıda bulunmayan seçime bir anayasa önerisi ile gitmeyen parti o seçimdeki mecliste oy sahibi kılınmaz. Çünkü o meclis aynı zamanda kurucu meclis olacaktır. Anayasada yürürlüğe girdikten sonra yapılacak seçimde böyle bir dışlama olamaz.





Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42329 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29582 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 28033 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19895 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18892 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Devlete faiz haram mıdır?
9.11.2013 17987 Okunma
Süleyman Karagülle
İlmîlik Demek “Usul” Demektir
3.10.2015 16875 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden Arapça; Neden Kuran Arapçası
9.02.2013 15668 Okunma
1 Yorum 10.02.2013 15:18
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14314 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 14022 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13837 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
Akit ve Ahit (Tekrar)
12.04.2012 13755 Okunma
1 Yorum 13.04.2012 17:57
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13723 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13598 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13597 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
R.T.Erdoğan ve F.Gülen
8.02.2014 13515 Okunma
2 Yorum 27.07.2017 01:05
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13492 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Evlilik ve Kanun Önerisi
5.03.2016 13451 Okunma
1 Yorum 06.03.2016 01:18
Süleyman Karagülle
Akhan ve Tokul Ailelerine Açık Mektup!
5.09.2015 13000 Okunma
1 Yorum 05.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12361 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12335 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12153 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Kesilen Hayvanlar (Mete Firidin’in görüşü üzerine)
14.04.2015 12110 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 20:19
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12097 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-1
1.10.2011 11889 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11779 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11766 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11522 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11478 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Sam'a cevap: Kuran'daki müşküller, müteşabihler
3.01.2016 11446 Okunma
1 Yorum 16.01.2016 14:15
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016 11420 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Parti’nin Kötülük ve İyilikleri
25.06.2016 11408 Okunma
Süleyman Karagülle
Sam Adian'a cevap
15.11.2015 11284 Okunma
2 Yorum 19.11.2015 21:27
Süleyman Karagülle
İki Merkez; Sermaye ve Kur’an
3.10.2015 11266 Okunma
2 Yorum 05.10.2015 08:11
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11265 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11259 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11169 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Riba/Faiz ve Katılım Bankaları
24.01.2015 11105 Okunma
Süleyman Karagülle
Mümin kimdir?
9.05.2015 11091 Okunma
Süleyman Karagülle
Kiralar Neden Yüksek?
31.01.2015 11048 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi bekleyen tehlike; uçurum!
6.06.2015 11025 Okunma
2 Yorum 09.06.2015 08:56
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10938 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Söz ver, oy vereyim
9.05.2015 10910 Okunma
1 Yorum 11.05.2015 09:51
Süleyman Karagülle
Akit Yorumcularına
21.07.2015 10904 Okunma
1 Yorum 22.07.2015 13:24
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10893 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10868 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Çağımızın sorunları
4.05.2013 10819 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:10
Süleyman Karagülle
Türkiye’nin Yeri ve Görevi
27.06.2015 10796 Okunma
1 Yorum 29.06.2015 14:04
Süleyman Karagülle
Kuran'ın değeri, Muhammed'in varlığına dair cevaplar
11.06.2016 10747 Okunma
1 Yorum 12.06.2016 17:31
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10671 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10658 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10648 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10647 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
F. Gülen ve İbtihal
26.03.2016 10638 Okunma
Süleyman Karagülle
Medine Vesikası-Taha Akyol’a Cevaplar-2
25.07.2015 10634 Okunma
Süleyman Karagülle
Çözüm Süreci ve PKK sorununun çözümü
8.08.2015 10536 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 12:00
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10424 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Akevler ve AK Parti
14.06.2015 10297 Okunma
Süleyman Karagülle
Vergisiz Devlet
26.12.2015 10210 Okunma
2 Yorum 26.12.2015 20:11
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10181 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10106 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Elektrik Kesintisi ve Çözüm Önerisi
4.04.2015 10104 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10067 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 10061 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Ruslar ve Türkler
20.12.2015 10044 Okunma
2 Yorum 25.12.2015 14:57
Süleyman Karagülle
Mısır’daki İdamlar ve Yapılması Gerekenler
23.05.2015 10009 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:09
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 10003 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
Vadeli satış, taksit ve murabaha
22.12.2012 9919 Okunma
Süleyman Karagülle
Kenan Evren
16.05.2015 9902 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:30
Süleyman Karagülle
KUR’ANÎ ÇÖZÜM
18.04.2016 9884 Okunma
1 Yorum 18.04.2016 10:52
Süleyman Karagülle
Kıssadan hisse ve devlet yönetimi
17.05.2014 9874 Okunma
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9862 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
Altın Bono
17.12.2016 9857 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 21:21
Süleyman Karagülle
Milletvekili Yemini
14.03.2015 9829 Okunma
Süleyman Karagülle
Yeni Bir Dünya İçin Yapılması Gerekenler
19.11.2016 9720 Okunma
1 Yorum 19.11.2016 22:39
Süleyman Karagülle
IŞİD ve PKK ile Neler Oluyor?
1.08.2015 9686 Okunma
Süleyman Karagülle
Sermaye ve siyasi güç, para ve silah
24.05.2014 9619 Okunma
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9618 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
Son Ümit!
4.07.2015 9576 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden matematik?
16.02.2013 9527 Okunma
1 Yorum 17.02.2013 00:40
Süleyman Karagülle
İslâm Hukuku-Taha Akyol’a Cevaplar-1
25.07.2015 9515 Okunma
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9462 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Adil Kur’an Düzeni ve çağımızın sorunları
5.09.2015 9414 Okunma
2 Yorum 07.09.2015 17:54
Süleyman Karagülle
Vergi indirimi ve vergi iadesi
22.02.2014 9344 Okunma
Süleyman Karagülle
Ayı öldürmek yasak
4.05.2013 9344 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:25
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Çin
1.08.2015 9288 Okunma
1 Yorum 03.08.2015 09:13
Süleyman Karagülle
Rockefeller Ailesi ve Hidrojen Enerjisi
2.04.2016 9236 Okunma
2 Yorum 11.04.2016 08:19
Süleyman Karagülle
Partilere Tavsiye
30.05.2015 9211 Okunma
1 Yorum 01.06.2015 08:08
Süleyman Karagülle
Mehmet Hikmetumut, Ölüm ve Ötesi
5.07.2015 9184 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Rüya
20.02.2016 9175 Okunma
2 Yorum 21.02.2016 11:34
Süleyman Karagülle
Yeni Hükümet ve Devlet Başkanı
20.06.2015 9154 Okunma
2 Yorum 23.06.2015 14:03
Süleyman Karagülle
PKK Mikrobu Üreten Sebepler ve TEDAVİ
6.02.2016 9136 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 23:11
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeninde Başkanlık
21.05.2016 9109 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:10
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni; Çözümü Halk Üretebilir
14.11.2015 9063 Okunma
1 Yorum 16.11.2015 08:32
Süleyman Karagülle
Akevler ve Araştırmacı
12.01.2013 9022 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir Adil Düzen Eleştirisi ve Cevabı
15.11.2011 8930 Okunma
Süleyman Karagülle
Tanrı ve Olasılık
3.10.2015 8849 Okunma
Süleyman Karagülle
Akevler Ekolü ve ...
18.04.2015 8815 Okunma
2 Yorum 20.04.2015 17:09
Süleyman Karagülle
AK Partinin başarıları
16.11.2013 8814 Okunma
Süleyman Karagülle
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 8737 Okunma


© 2025 - Akevler