-Biz BU DÜZENE “adil düzen” diyoruz-
Kur’an, “Allah nurunu tamamlayacaktır…” (Tevbe, 9/32) diyor.
Allah’ın nuru nedir?
Nur aydınlık demektir. Aydınlıkta ortalığı görürsünüz; nerede ne var bilirsiniz, kötülerden korunursunuz, iyilerden yararlanırsınız.
Batılıların “hukuk düzeni” dedikleri “şeriat” da böyledir. Şeriat düzeninde herkes özgürdür, istediği gibi hareket eder ama kurallara göre hareket eder. Kimin hangi şeriat ile ne yapacağını o kişinin çevresinde olanlar bilirler ve ona göre davranırlar. Yani şeriat aydınlıktır, sosyal çevremiz görünmektedir.
Şeriat düzeninin kurulabilmesi için haberleşme, ulaştırma, aydınlanma, makineleşme, bilgisayarlaşmanın olması gerekir. Birinci Kur’an Uygarlığı bu şartları hazırladı. İkinci Kur’an Uygarlığı şeriat düzeninin gelme zamanıdır. Bundan önce saltanat devam ediyordu, bundan sonra devam etmeyecektir.
Üçüncü binyıl Kur’an şeriatı uygarlığı nasıl oluşacak?
Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen, Adil Düzen Medeniyeti nedir?
Bugün sizlere bunları bir kere daha yeniden hatırlatmak istiyoruz.
Üçüncü binyıl Kur’an şeriatı uygarlığında yeryüzü bütün insanlığındır. Hazreti Âdem’den kıyamete kadar tüm insanlardan oluşan insanlığın bedeni yeryüzüdür.
-Yeryüzü ülkelere bölünmüştür.
-Ülkelerillere bölünmüştür.
-İller bucaklara bölünmüştür.
-Her bucak bağımsızdır; iç işlerinde merkezi kuruluşlar bucaklara karışmaz, kendi şartlarını kendileri oluştururlar, kendi yönetimlerini kendileri oluştururlar, kendi mahkemelerini kendileri kurarlar. Yani çok hukukluluk esastır. Yeterli sayıya ulaşan her grup kendi bucağını kurar ve orada kendi şeriatını uygular.
-İller iç güvenliği sağlar,
-ülkeler dış savunmayı yapar,
-insanlık uygarlaşmada birliği temsil eder.
İl, ülke ve insanlık merkez bucaklarını taşra bucaklarının seçtikleri temsilciler kurar ve onlar idare eder. Merkez taşraya hükmetmez, taşra merkezleri oluşturup onlardan hizmet alır.
Bucaklarda, illerde, ülkelerde ve insanlıkta ahlaki, ilmi, mesleki ve siyasi dayanışma ortaklıklarıvardır. (ORTAKLIK SİSTEMİ!)
-Ahlaki dayanışma ne yapılacağına,
-ilmi dayanışma nasıl yapılacağına,
-mesleki dayanışma kimin yapacağına,
-siyasi dayanışma ürünlerin kimin olacağına karar verir.
İşbölümü ve dil ile bölüşme sağlanır.
-Bilgisizlikten doğan zararları ilmi,
-ihmalden doğan zararları ahlaki,
-beceriksizlikten doğan zararları mesleki,
-kasten iras edilen zararları siyasi dayanışma ortaklıkları tazmin eder.
Serbest rekabet sisteminde yapılamayan işler vakıflarca yapılır. Vakıflarda hizmetliler çalışır. Hizmetler kurallara tabidir, kararlar kurallar içinde alınır; bilgisayar alır. Her biri dörder hizmet olmak üzere kayıt, eğitim, İLETİŞİM, koruma, depolama ve uzlaşma hizmetleri olmak üzere 24 genel hizmet vardır. Bu hizmetler için bakanlıklar ve genel müdürlükler bulunur. İşletmeler bu hizmetleri alırlar, Genel Hizmet paylarını öderler. Bu payın yarısı ortak fonda toplanır ve halka karşılıksız Genel Hizmet verilir.
Üçüncü binyıl Kur’an şeriatı uygarlığında yasaları meclisler yapar, halk kendi içtihatları ile yorumlar ve uygular.
Haksızlıklar “hakemler” yoluyla giderilir.
Taraflar birer hakem seçerler, hakemler de başhakemi seçer. Hakemlerin aldığı kararlar kesindir, uygulanır. Yanlış kararlardan mağdur olanların mağduriyetini hakemlerin dayanışma ortaklıkları giderirler, karar bozulmaz.
Hakemlerin kararlarına uymayanları yönetim uymaya zorlar. Yönetim hakem kararlarını icra eden bir kurumdur.
Yönetim uygulamalara karışmaz.
Uygulama bucaklarda oluşan semt kooperatifleri ile yapılır.
-bucaklarda işletme,
-illerde genel hizmet,
-ülkede ihtisas hizmetleri,
-insanlıkta araştırma kooperatifleri tarafından yürütülür.
PARA kamu tarafından verilen KREDİ ile piyasaya çıkar.
Mal, emek, sipariş ve hizmet karşılığı kredi verilir.
Para olarak toprak, demir, buğday ve altın karşılığı çıkarılan bonolar kullanılır.
-Bucaklarda buğday bonosu,
-illerde demir bonosu,
-ülkelerde toprak bonosu,
-insanlıkta altın bonosu “PARA” olarak kullanılacaktır.
Biz İŞTE BU DÜZENE “adil düzen” diyoruz.
Tanımı da tekelleşmenin önlendiği liberal bir ekonomidir.
Miktarlar ekonomisi (Reel Ekonomi) halk tarafından özel sektör olarak,
değerler ekonomisi (Finans Ekonomisi) ise kamu tarafından sosyalizm olarak işletilecektir.
*
Değerli Okuyucularım;
-Yazılarımı okurken beni değil, söylediklerimi eleştirin.
-Bildiklerinize destek aramayın, yanlış bildiklerinizi düzeltmeye çalışın, bu arada benim yanlışlarımı da düzeltmeye, eksiklerimi tamamlamaya çalışın.