“Adil Düzen”in Türkiye’de kurulmaya başlanacağını tarihi gelişme ve Kur’an’ın işaretleri ile birkaç defa beyan ettik.
Türkiye’den sonra acaba hangi devlet/ler “Adil Düzen”in oluşmasında katkılarda bulunacaktır?
Bugün yeryüzünde sermayenin sömüremediği birkaç ülke vardır. Bunların başında İran gelmekte, sonra Rusya gelmekte, onlardan sonra Çin gelmektedir. Demek ki Türkiye’den sonra “Adil Düzen”in ilk uygulayıcıları bu ülkeler olacaktır diyebiliriz.
Nitekim bundan önce Rusya ile Çin arasında doları devreden çıkaran bir anlaşma yapıldı ama o anlaşma uyutuldu ve hâlâ uyuyor. Şimdi de İran ile Rusya arasında benzer bir anlaşma yapıldı ama o da uyutuldu; daha da uyuyacak.
Peki, acaba bu anlaşmalar neden ve nasıl uyutulur?
Artık hiçbir şey el yordamı ile yapılmıyor. Eskiden olduğu gibi dülger ev inşa etmiyor, arabacı kadillak üretmiyor. Önce plan ve proje yapılır, sonra o plan ve projeyi uygulayacak elemanlar yetiştirilir. Sonra altyapısı temin edilir ve sonunda üretime başlanır.
Bugün dünyaya sermaye hâkimdir. Projeleri o üretir. Bütün dünyanın okulları ve üniversiteleri emrindedir, istediği kimseleri istediği şekilde eğitmektedir. Krediler açıp altyapısını o hazırlamakta, uygulamaları da kendisi kredilendirerek yaptırmaktadır.
Sömürü sermayesi dışında yeryüzünde yalnız bir yerde düşünme ve çalışma vardır. Bu çalışma gariban birkaç kişinin çalışmasıdır ama bu çalışma yakında dünyayı değiştirme çalışmasıdır. Nitekim yarım asır içinde eski çalışması ile dünyayı değiştirmiştir.
Ne gariptir ki Akevler çalışması ile iktidar olanlar yahut iktidarda başarılı olanlar Akevler’in adını bile zor hatırlıyorlar.
Rusya ile İran gerçekten doları devre dışı edip iş yapmak istiyorlar mı?
Akevler’de oluşturulan ve Prof. Dr. Arif Ersoy tarafından makaleleştirilen “Devletlerarası Kredileşme” makalesini okuyabilirler.
Biz de şimdi size çok kısa bilgi vereceğiz.
İslâm’ın önerileri o kadar basit ve sadedir ki, anlaşılması için iki üç cümle yeterlidir, bu birkaç cümle adeta makaleler ve kitapların yerine geçer.
Diyelim ki İran ile Rusya ticaret hacimlerini bu sene 20 milyar dolar üzerinde tutmak istiyorlar. 20 000 000 000 dolar 40 000 000 000 TL etmektedir. Bu da yaklaşık 400 000 000 gram altın etmektedir. İşte, İran Merkez Bankası, faizsiz olarak 400 milyar değerinde riyali Rusya Merkez Bankası’na borç verir. Rusya Merkez Bankası da buna karşılık İran Merkez Bankası’na 400 milyon gram altını verir.
Burada iki devlet de kendi paralarını karşı devlete verdikleri için hiçbir sıkıntı çekmezler, faizsiz verdikleri için de herhangi bir zarara girmezler.
Her iki Merkez Bankası bankalara faizsiz kredi olarak karşı devletin parasını gönderir. Bütün Rus bankalarında “riyal” ve bütün İran bankalarında “ruble” bulunur. Merkez Bankası’nın talimatı ile bankalar riyal ve rubleyi değiştirmeye başlarlar.
İran’daki halk Rusya’dan mal alacaklarsa bankaya gidip riyali verir rubleyi alır ve Rusya’daki satıcılara havale ederler. Rusya’da olanlar İran tüccarlarından bir mal alacaklarsa riyali İran tüccarlarına gönderirler. Böylece alışveriş başlar. Havale çok kolaydır. Cep telefonuyla mesaj gönderilir. Sonra telefon açılır ve sesli mesaj gönderirler. Sesli şekilde karşılıklı olarak birbirlerini tanıyanlar konuşur. Bu göndermeler masrafsız yapılır.
Ondan sonra ise mallar yüklenir. Gümrük muayeneleri yüklendiği yerde yapılır. Gümrükten sadece tartılarak geçirilir. TIR’ların açıldığı yerde gümrük muamelesi yapılır. Sadece fatura miktarları tesbit edilir. Mallar hemen serbest bırakılır. İlerde fatura ile mallar arasında fark varsa soruşturma söz konusu olur.
Riyal ile Ruble arasındaki kur başlangıçta “altın değerleri” ile tesbit edilir. Sonra miktarlar artarsa, artan miktarın kuru düşürülür, eksilen miktarın kuru yükseltilir. Sonunda iki taraf aldıkları kredileri iade ederek kredilerini kapatırlar.
Bu sistemde alınan ve iade edilen karşı devletin parası olduğu için enflasyon para sahibi devletin olur.
Eğer iki devlet ticarette bir açık üzerinde anlaşırlarsa o zaman öyle bir fiyat politikası uygularlar ki yıl sonunda borç alacak kimsenin karşı parası açık verir.
Eğer iki devlet bir üçüncü devletin malını devreye sokuyorsa, İran’ın parasını o ülkenin de parası ile değiştirerek malların o devlet üzerinden dönmesini isterler.
Çok basit olan bu sistemin uygulamasını ilgili bürokratlar bilir ama cesaret edemezler.
Akevler olarak biz bu mekanizmayı en geç bir ay içinde kurabiliriz.
İhaleye talibiz ve merak edilmesin ucuza yaparız.
Dikkat edin; bu yazımızı ne İran ne de Rusya okumayacak, çünkü sermaye onların okumasına ve bilgi sahibi olmasına izin vermemektedir.
Süleyman KARAGÜLLE