Kur’an Nizamı, Adil Düzen ve Mustafa Kutlu-1
Bu yazıdan önceki “Kur’an Nizamı, Adil Düzen; İsmail H. Akkiraz-2” başlıklı iki yazımızın en başında ne dedik; hatırlayalım…
“Evet… Kur’an Nizamı…
Yani… Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen…
Devamında da… Adil Dünya Düzeni ve Adil Düzen Göre İnsanlık Anayasası…
Ve bunları her vesileyle dile getiren ve hatırlatan bir yazar; İsmail Hakkı Akkiraz...
İşte, bir taraftan bu konuları önemine binaen hatırlamış ve hatırlatmış olacak, diğer taraftan da muhterem yazarımız İsmail Hakkı Akkiraz’a teşekkür etmiş olacağız…”
***
Benzer bir teşekkürü de Mustafa Kutlu’ya borçluyuz; bilenler sebebini biliyor ama bilmeyenler için yazalım hem de Mustafa Kutlu’ya olan teşekkür borcumuzu eda edelim…
Mustafa Kutlu da bizim gibi dertli ve beşeriyetin dertlerine derman aramakta…
Mustafa Kutlu da bizim teşhislerimize benzer teşhisler ve tedaviler üretmekte…
Mustafa Kutlu’nun bu teşhis ve tedavilerini hatırlattığımı dikkatli okuyucularım bilir.
Mustafa Kutlu bu aybaşında, 1 Haziran 2022 tarihinde, bendenizin uyarı ile çare ve çözüm önerilerine benzer bir yazı yazdı, açıkça “Kur’an-ı Kerim’in mukaddes ışığı” dedi, “Ahlâk Nizamı” dedi, “Tabiatı ve insanı sömürerek bir “süper güç” olan düzenin yerine “Adİl Düzen”i hâkim kılmak hepimizin kalbinde yer etmiştir” dedi…
***
“Bu böyledİr” başlıklı bu yazının önce baş tarafını okuyalım…
“Geçen yılın sonunda bu sütunda “Adını Koyalım” başlığı ile üç yazı yayımladım. Bu yazılar aslında benim öteden beri savunageldiğim fikirlerin tekrarı, özeti gibiydi. Bir inatçı ağaçkakan misali koca gürgenin delinmez gövdesinde bir delik açmak için hep aynı noktaya vuruyorum. Bundan vazgeçecek değilim. Dolayısıyla fikri takip ile düşüncelerimin son geldiği merhaleyi dile getirmeden önce aynı yazıları bu bahiste bir “Giriş” olarak yeniden yayınlayıp okurlara hatırlatacağım.
(Rusya-Ukrayna Savaşı ve ucundan kıyısından ifade edilmeye çabalanan “Yeni Dünya Düzeni” bu hatırlatmaya kılıf hazırladı.)
Aslında bu yaptığım iş “köşe yazısı” olmaktan ziyade “bir kitap”ın tefrika edilmesi gibidir. Gazete yazısının gelip geçici olduğunu biliyorum. Lakin okurlar arasında bu yazıları kesip saklayanlar var. (Gerçi çokları internetten takip ediyorlar ya, o başka.) Dolayısıyla “hep aynı şeyleri tekrar edip duruyor” denilmesine aldırmıyorum. Sonunda Üstad’ın dediği gibi “Surda bir gedik açılacak”.
Yazıların ilerleyen bölümlerinde Kur’an-ı Kerim’in mukaddes ışığı bize yol gösterecek. Âyet meallerini ve bazı tefsir cümlelerini Elmalılı M. Hamdi Yazır’ın “Hak Dini Kur’an Dili” adlı eserinden aldığımı belirtiyorum.
Ahlâk Nizamı
Tabiatı ve insanı sömürerek bir “süper güç” olan düzenin yerine “Adİl Düzen”i hâkim kılmak hepimizin kalbinde yer etmiştir. Bunun adı “Ahlâk Nizamı”dır.
Şu günlerde muhafazakâr mahfillerde “İslâm Medeniyeti’nin yeniden inşa ve ihyası” konuşuluyor. Mazide (tarım toplumunda) kalmış ulemanın eserleri ve isimleri zikredilerek nasıl zengin bir geçmişe malik olduğunuz dile getiriliyor. Batı’yı batı yapan fikirler, buluşlar zaten bizden alınmıştır denilerek 19. asırdan bu yana “medeniyetimiz” güzellemesi yapılıyor.
Olsun. Bu hatırlamanın da “kendini bilmek” yolunda sayısız faydaları vardır.
Lakin bizim “bu gün” için dünyaya söyleyecek bir sözümüz yok mudur?”
Mustafa Kutlu böyle diyor ve yazılarında söylenecek sözleri yazıyor…
Bu yazısında ve sonraki yazılarında da söylenmesi gereken sözleri yazıyor…
Bitmedi; “Bu böyledir” başlıklı bu önemli yazıyı değerlendirmeye devam edeceğiz…