Biliyor, görüyor ve görmezden geliyorlar… - 1
“Millî Gazete, Erdoğan, Erbakan, ekonomi ve” dedik, bundan önceki üç yazımızda; yazılarımızın başlığı böyleydi ve Millî Gazete’nin 50. Yılı vesilesiyle yazıldılar…
“EKONOMİ” de dedik yazı başlığımızda… Çünkü -bize göre- ülkemizde ve bütün dünyada uygulanmakta olan faizci vahşi kapitalizm sebebiyle “ekonomİk krİz” değil “ekonomİk tufan” yaşanmakta ve biz genel olarak “Adil Düzen Çalışmalarımızda” ve özek olarak da “Adil Ekonomik Düzen Çalışmalarımızda” hayatın dinî-ilmî-iktisadî-idarî/siyasî dört alanında yaşananların tamamına “SOSYAL TUFAN” diyoruz…
“ERDOĞAN” da dedik. Neden?
“Recep Tayyip ERDOĞAN” en başından beri “Erbakan Hocamız” ile ürettiğimiz çare ve çözümleri biliyor ama yine de bundan önceki “Erdoğan bu çözümlere neden kulak vermiyor?” başlıklı dört yazı yazmamıza vesile oluyor; detaylar o yazılarda…
Evet…
-Biliyor ve kulak vermiyor!
-Görüyor ve görmezden geliyor!
Neden?
Nedenine KUR’AN VE İLİM çalışmalarımızla cevap verelim; 1141. çalışmamızla…
KUR’AN VE İLİM haftalık çalışmalarımızın 1141. haftasına da ulaşmıştık elhamdülillah; 1141. hafta çalışmamızda Ankebut Suresi 11. hafta seminerimizi gerçekleştirdik ve 12. ayet üzerinde çalışma yaptık... İşte bu haftalık çalışmamızdan notlar sunuyorum…
Önce ayetin Latin harfleriyle Arapçasını ve Türkçe mealini yani anlamını okuyalım: “Vekâle-lleżîne keferû lilleżîne âmenû-ttebi’û sebîlenâ velnahmil ḣatâyâkum vemâ hum bihâmilîne min ḣatâyâhum min şey-/(in)(s) innehum lekâżibûn(e).” / “Görmezden gelenler güvenliği sağlayanlara onlar onların kasıtlı yapılan yanlış işlerinden hiçbir şeyi yüklenenler olmadıkları, kesinlikle onlar yalan söyleyenler oldukları halde ‘bizim yolumuza kendiliğinizden uyun ve sizin kasti yanlış işlerinizi yüklenelim’ dediler.”
“Görmezden gelmede organize olmuş bir topluluk söylüyor.
Bu topluluk neyi görmezden gelmiş?
Allah’ı görmezden gelmiş. Allah’ın helallerini ve haramlarını görmezden gelmiş.
Kendi başına görmezden gelmişlerse bırakalım kendi başına yaşasınlar. Ancak onlar duramıyorlar yerlerinde. Güvenlikte örgütlenenlere bir teklifte bulunuyorlar.
Güvenlikte örgütlenme ne demektir?
Güvenlikte örgütlenme demek o topluluktaki herkesin kendini güvende hissetmesidir. Açlık korkusu yoktur, barınma korkusu yoktur, hastalanınca kendisine bakılmayacağı korkusu yoktur. İşsiz kalırsa aç kalacağı korkusu yoktur. Kimse onu öldürmeye cesaret edemez. Can güvenliği vardır. Hırsızlık yoktur, mal güvenliği vardır. Malı çalınsa bile tazmin edilir. Biri onu zarara uğratırsa zararı giderilir. Yargıya güvenmektedir. Haksız yargılama olursa haksızlığın giderileceğini bilir. Her konuda kendini güvende hissetmektedir.
Görmezden gelmede organize olanların topluluğunda ise denge yoktur. Aşırı zenginler vardır, aşırı fakirler vardır. Zenginler azdır, fakirler çoktur. Zenginler faİzlerle oturdukları yerde daha da zenginleşirken fakirler ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar karınlarını tam doyuramamaktadırlar. İşsiz kalma korkuları vardır. İşten atıldıklarında zenginler anında yerlerine başka işçileri yalvarttıra yalvarttıra işe almaktadırlar.
Avrupa Birliği görmezden gelmede son derece iyi organize olmuş bir topluluktur.
Biz ise güvenlikte örgütlenmemiş bir topluluğuz.
Kendilerine İslam ülkesi diyen ülkelerin hiçbirisi imanda/güvenlikte örgütlenmemiştir.
Avrupa Birliği bu sözü kime söyleyecektir?
Adİl Düzen gelecek ve Adil Düzen’de ve Adil Ekonomik Düzen’de yaşayan imanda örgütlenmiş topluluğa söyleyeceklerdir.”
(DEVAMI VAR; uyarı ve çözüm önerilerimize kaldığımız yerden devam edeceğiz…)