Prof. Dr. Sabri Tekir; “Adil bir düzen için denk bütçe”-2
Kaldığımız yerden devam ediyoruz…
“BANKALAR SİGORTA ŞİRKETLERİNİN KONTROLÜNDE KURULUR”
Prof. Dr. Sabri Tekir, kredi mekanizmasına da değinerek, “Eğer iş yapmak isteyenler istedikleri kredilere erişebilme imkânlarına sahiplerse, makul bir sistem içerisinde bunu yapabiliyorlarsa ve toplum kesimleri arasında eşitlik varsa, orada imkân bakımından bir adalet var demektir. Ancak belli bir kesime yönelik paranın akıtıldığı bir sitem çalıştırılıyorsa, orada adaletsiz bir sistem vardır ve belirli bir kesimin toplum üstünde hâkimiyet kurması isteniyor demektir. Onun için krediler çok önemlidir. Üçüncü bir husus da sigorta müessesesidir. Bizim insanımız genellikle bankacılık sistemi üstünde yoğunlaşan bir dikkate sahiptir ve her şeyin bankacılık sistemi üzerinden gerçekleştirildiğini zanneder. Hâlbuki küresel kapitalist sistem sigorta şirketleri üzerinden faaliyet gösterir. Bankalar da sigorta şirketlerinin kontrolünde kurulurlar” şeklinde konuştu.
***
“HAK ÖLÇÜTÜNÜN OLDUĞU BİR PARA SİSTEMİNE İHTİYACIMIZ VAR”
Prof. Dr. Sabri Tekir, “Kapitalizmin hâkim olduğu ülkelerde asla paranın kontrolü halkın elinde olmaz. Bizim Refahyol Hükümeti’nde uyguladığımız ekonomi politikaları paranın halkın elinde olması yönündeydi. O dönem ortaya çıkan tepkiler de paranın halkın eline geçirilmesini istemeyen kesimler tarafından çıkarılmıştır. O nedenle krizin mahiyetini anlamak istiyorsak, paranın yönünü bilmemiz lazım. Mesela siz sene başında arabanızın deposunu 300 TL’ye doldurduysanız ve şimdide 500 hatta 600 TL’ye dolduruyorsanız şunu sormanız lazım, ‘Aradaki 300 TL fark nereye gitti? Kim verdi?’ Biz bunu sormak mecburiyetindeyiz. Tüm bunlarla birlikte para bir hak ölçütüdür. O yüzden paranın hak ölçütü olduğu bir para sistemine ihtiyacımız vardır” açıklamalarında bulundu.
***
“DEZENFORMASYONLAR TEMELİNDE PARANIN HASTA OLMASI VARDIR”
Prof. Dr. Sabri Tekir, “Para sistemi insan bedenindeki kan dolaşımına benzer. Eğer para toplumun tüm kılcal damarlarına kadar dağılıyorsa o beden sağlıklıdır ve üretim yapılabilir. Ancak para toplumun tüm kesimlerine eşit ve adil bir şekilde dağılmıyorsa o ülkede üretim olmaz. Anemi rahatsızlıkları gibi enflasyon da, kur farkı da para sistemindeki rahatsızlıktır. Bugün tartıştığımız ekonomik sorunlar, para sistemindeki rahatsızlıklardan kaynaklanmaktadır. Ekonomik sıkıntılarla gelecek başka problemler de vardır. Ekonomik sorunlar her zaman siyasi kargaşayı da beraberinde getirmiştir. Ekonomik sorunlar sosyal alan da birtakım sorunları da beraberinde getirir. Yani bütün ahlaksızlıkların getirdiği dezenformasyonlar temelinde paranın hasta olması vardır” dedi.
***
“EĞER BAŞARACAKSAK BU BİZİM GAYRETİMİZE BAĞLIDIR”
Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Ömer Faruk Yazıcı, Millî Görüş Hareketi’nin değerine işaret ederek, “Toprağın altındaki hazine toprağın üstündekilere bir fayda sağlamıyorsa, sadece bir grup insanın tanıdığı, inandığı Millî Görüş’ün topluma bir faydası olmaz. O yüzden Saadet Partililer olarak, Millî Görüşçüler olarak üzerimize düşen sorumluluk bir hayli fazla. Biz bir insana dahi ulaşmasak, davamız bir insana ulaşmamış olur. Eğer başaracaksak bu bizim gayretimize bağlıdır. İnsanımızın arayışı şudur; söylediğiyle eğlediği bir olan Saadet kadrolarının iktidarıdır” şeklinde konuştu.
***
Bu değerlendirmelerin yapılmasının üzerinden üç haftadan fazla bir zaman geçti. Özellikle son günlerdeki iktisadi, siyasi ve sosyal tufan seviyesindeki sorunlar vesilesiyle de bu değerlendirmeler dikkate alınmalı, tek çare ve çözüm oldukları bir kere daha hatırlanmalı…