“Kovid-19’un şerrinde hayır aramak…” - 1
“Virüs dünya düzeni mi, Adil Dünya Düzeni mi?” başlıklı tam 49 (kırkdokuz) yazımın birincisi 23.03.2020 tarihinde yani Kovid-19’un başlarında bu köşede yayımlandı…
Kovid-19 ile ilgili olarak daha sonra da yeri ve zamanı geldikçe yazılar yazdım…
Virüs vesilesiyle hem özel yani şahsımız ve yakınlarımızla ilgili yazı yazdım…
Hem de daha ziyade dünya düzenİ ile ilgili genel uyarılar yaptım…
Yazı ve uyarılarımın faydalı olması dua ve dileklerimle birlikte…
“Kovid-19’un şerrinde hayır aramak” başlıklı Prof. Dr. Faruk Beşer’in yazısı ise 05.11.2021 Cuma günü Yeni Şafak’ta yayımlandı, yazar önemi hatırlatmalar yaptı…
Yazarın yazısı şöyle başlıyor: “Küçücük bir virüs dünyayı sarsmaya yetti. Ekonomiden siyasete, komplo teorilerinden bilime kadar her şeyi etkiledi, hepsi yeniden gözden geçirilmeye ve yeniden yapılandırılmaya başlandı. Dünya hayatının esası bunlar olduğuna göre demek ki, bu küçücük virüs bütün dünyayı sarstı. Bilim, verdiği zararının defedilmesine, ekonomi bir yönden ayakta durmaya, bir yönden de onu kâra çevirmeye, eğitim kendisine yeni yöntemler ve imkânlar aramaya çalışır oldu.” (Dünya hayatı ile ilgili vurgu yazara ait.)
Yazar Kovid-19 şerri ile ilgili ilk hayra şu örneği vermiş:
“Mesela yaygın eğitimde internet dersleri muazzam bir imkân oluşturdu ama hala çoğumuz bunun farkında değiliz.”
Devamını okuyalım…
“Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır”, O isterse bu kadar küçük neferlerden oluşan ordularıyla bile nice yıkılmaz sanılan güçleri devirir. Küçücük mikroplar, çekirgeler, sinekler, böcekler ve daha bilmediğimiz nice varlıklar hep O’nun ordularıdır. Bu sebeple “Allah herhangi bir şeyi; sivrisineği ya da daha âlâsını örnek vermekten çekinmez. İman edenler bunun rablerinden bir hakikat olduğunu anlar. İnkâr edenler ise, Allah bu örneği vermekle neyi kastetti ki, derler. Oysa Allah, onunla pek çok kimseyi dalalete düşürür, pek çoğunu da hidayete erdirir. Ama fâsıklardan başkasını dalalete düşürmez” (2/Bakara 26). ‘Daha âlâsı’ diye çevirdiğimiz kelime ‘fevk’ kelimesidir, ‘fevkalade’ de buradandır. Bir şeyin daha âlâsı, daha büyüğü de daha küçüğü de olabilir. Çünkü harika maharetler ne kadar küçük bir şeyin içine sığdırılabilirse o kadar daha harika olur. Bunun içindir ki, dün atomu parçalamakla hayrete düşen insan, bugün onun çok daha küçüğü olan kuant’ların ve nöronların dünyasını keşfetmekle daha büyük hayretlere düşüyor.
Burada akla şöyle bir soru gelebilir: İyi de biz hep Allah’ın ordularını mı bekleyeceğiz. Tabii ki, hayır. Aksine biz kendimize düşeni yapacağız. O, ordularını ancak kendi görevini yapanların emrine verir. Bedir’de, Huneyn’de olduğu gibi. Bunları sadece O’nun kudretini anlamak ve O’nun desteğine layık olmaya çalışmak için söylüyoruz. Yukarıda verdiğimiz “O fâsıklardan başkasını dalalete düşürmez” sözünün simetriği, “desteğini de ancak istikamet üzere olanlara verir” demektir. İstikamet, olması gereken yolda dosdoğru ilerlemenin adıdır. Söylemek istediğimiz bunlar değildi. Kovid’le ilgili bir kahve sohbeti yapacaktık. Geçenlerde şöyle bir haber gözüme ilişti:
“Kovid-19 geçirenlerin incelendiği geniş ölçekli bir araştırma, sinirbilim camiasında büyük ilgi uyandırdı. Araştırmada, hafif geçirilen Kovid-19’un bile beyinde küçülmeye neden olduğu saptandı”. Sanki Allah’ın verdiği bu harika beyni boş şeyler için kullanıyorsunuz, o halde onun bir kısmını geri alalım denir gibi.
En çok anlamımız gereken ölümü ve sonrasını hiç düşünmez olduk, hep dünyada kalacağımızı sanıyoruz, Kovid-19 sayesinde tekrar hatırlama imkânı bulanlarımız oldu.”
“Virüs dünya düzeni mi, Adil Dünya Düzeni mi?” başlıklı uyarı yazılarımızı yazmaya başladığımız günlerden beri, benzer uyarıları yapanları bulmaya ve siz değerli okuyucularımla paylaşmaya gayret ettim ve etmeye devam edeceğim inşallah…
(“Kovid-19’un şerrinde hayır aramak” yazısının kalan bölümü ile devam edeceğiz.)