Erbakan Sempozyumu ve Adil Ekonomik Düzen-1
ESAM öncülüğünde, Ankara Hacı Bayram Üniversitesi Itri Konferans Salonu’nda düzenlenen “4. Uluslararası Necmettin Erbakan ve Millî Görüş Sempozyumu”nun iki günlük (22-23 Ekim 2021) süresi boyunca 9 oturumda hem fiziki hem de online düzenlenen oturumlarda birçok akademisyen konuşma gerçekleştirdi. Özel olarak davetliydim ama İstanbul’daki programlarım sebebiyle Ankara’ya gidemedim ancak dikkatle takip ettim…
“Adil Düzen ve Adil Ekonomik Düzen Çalışanı Reşat Nuri Erol” olarak, 9 oturumda öncelikle ‘Adil Ekonomik Düzen’ merkezli yapılan konuşmalardan söz edeceğim…
Neden?
Hep yazıyor ve söylüyorum; hem ülkemizde hem de bütün dünyada, hayatımızın dinî-ilmî-iktisadî-idarî/siyasî dört ana alanında da ‘SOSYAL TUFAN’ seviyesinde sorunlar var.
Son iki yıldır pandemi yani Covid-19 sebebiyle sorunlar daha da arttı…
Erbakan Hocamızın ifadesiyle; dünya çapındaki bu sorunları tek çare ve çözümü var: Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen, Adil Dünya Düzeni, Adil Düzen Anayasası...
“4. Uluslararası Necmettin Erbakan ve Millî Görüş Sempozyumu” vesilesiyle girizgâh olarak hatırlatacaklarım şimdilik bu kadar; şimdi bazı detaylara geçelim…
***
Faiz, para, dolar ve TCMB bugünlerde çok gündemde ya; önce bu konuda yapılan konuşma ile başlayalım… Dr. Öğr. Üyesi Sema Yaşar, ‘Adİl Ekonomİk Düzen’de Para Arzı Tanımı ve Para=Mal İlkesi’ başlığı ile yaptığı konuşmada dedi ki…
“Bugün neredeyse bütün ülkelerde paranın oluşturulmasına yönelik kabul gören sistem neo-klasik iktisadi yaklaşım tarafından geliştirilen kısmi rezerv bankacılığı sistemidir. Paranın merkez bankaları tarafından oluşturulup bankalar tarafından çoğaltıldığı bu sistemde, devletin kontrolü altında olmayan ve para arzının büyük bölümünü oluşturan kaydi para ve onun türevi olan faiz, gelir dağılımı adaletsizliği, enflasyon, reel yatırımların azalması, spekülatif yatırımların artması ve finansal istikrarsızlık gibi pek çok iktisadi sorunun kaynağı olmaktadır.
Adil Ekonomik Düzen’de ise, bankalarda paradan para doğurulmasına şiddetle karşı çıkılmakta ve para=mal olması gerektiği vurgulanmaktadır. Para=mal ilkesi, özellikle devlet otoritesi tarafından ve üretim artı servet miktarına denk olacak miktarda para arz edilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Para=mal ilkesi kısmi rezerv bankacılığı ile birlikte karşılıksız para basılmasına da karşı çıkan bir ilkedir.” ifadelerini kullandı.
Dr. Sema Yaşar’ın “Kısmi Rezerv Sistemine Alternatif Bir İslam Ekonomisi Disiplini: Adİl Ekonomİk Düzen ve Para Arzı” isimli akademik çalışmasını profesör arkadaşım bana ulaştırmış bulunuyor; bu konuyu da ayrı bir yazımda yazacağım, inşallah…
***
‘Adİl Ekonomİk Düzen’de iktisadi gelişim seyri ve güncel ekonomik sorunlara yönelik öneriler’ başlığı altında bir konuşma gerçekleştiren Doç. Dr. Musa Öztürk, Adil Ekonomik Düzen teorisi ile sorunların üzerinden gelinebileceğini kaydederek dedi ki…
“Adil Ekonomik Düzen teorisi Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve arkadaşları tarafından şekillendirilmiş olan bir sosyoekonomik ve politik sistem önermesidir.
Temelinde silm nizamı ve ortaklık ekonomisi olan teoriye göre günümüzdeki iktisadi sorunlar salt pozitivist akla dayandığını iddia eden çatışmacı, çarpık zihniyetin doğal sonuçlarıdır.
Bu sorunların üstesinden gelebilmek ve kalıcı çözümlere ulaşabilmek için madde ve manayı bir arada ele alan yeni bir zemine ihtiyaç duyulmaktadır.
Zihniyet farklılıkları ile başlayan bu zeminde dünya görüşleri; ilah, kâinat ve eşya, insan, birey ve toplum, tarih, devlet ve hak ve paylaşım anlayışları üzerinden ayrışmaktadır ve bu ayrışmalar tarihi gelişim seyri üzerinden incelenebilmektedir.”
(Devamı var)