Değerli bilim insanları, sevgili okuyucular;
Elinizdeki akademik ağırlıklı derginin 6. dönem 45. dergi sayısı ile uzun bir aradan sonra yayın hayatına yeniden dönüyoruz.
Bu imkânı bizlere bahşeden Cenab-ı Hakka sonsuz hamdü sena ederiz…
İslam Medeniyeti Vakfı’nın kuruluş amacı; peygamberlerin getirmiş olduğu hakkı üstün tutan medeniyeti kurmak için çalışmak, bu doğrultuda çalışan bilim insanlarına ortam hazırlamak, karanlıklar içinde bulunan insanlığa hakkın ışığını tutmaktan ibarettir. Vakfımız bu amaca erişebilmek için kendi imkânları ölçüsünde ülkemizin ve dünyanın hakkı üstün tutan bilim insanlarının yazılarını bir araya getirmek çabası içindedir.
İbni Haldun’un belirttiği gibi; medeniyetler devletler gibi doğarlar, yaşarlar, büyürler ve dünyaya söyleyecek sözleri kalmayınca insanlık tarihindeki yerlerini yenilerine bırakırlar. Gücü üstün tutan Batı medeniyeti günümüzün sorunlarını çözmek bir tarafa, yeni sorunların kaynağı olarak karşımızda durmaktadır. Süresini doldurmak üzeredir. Yeryüzünde çıkardıkları dünya savaşları ile son zamanlarda geliştirdikleri vekalet savaşları insanlık adına sözleri kalmadığını göstermektedir. Yaptıkları sömürüler ve zulümler ömürlerini uzatma çabalarından başka bir anlam taşımamaktadır.
İslam Medeniyeti kendi döneminde fıkıh/hukuk alanında getirmiş olduğu akit serbestliği ile Roma hukukunun katı kurallarını ortadan kaldırmış ve “ticari dönemin” gelişmesine öncülük etmiştir. Her iki hukuk sistemi kendi dönemleri olan tarım ile ticari yaşamı geliştirmişlerdir. Batı medeniyeti bu iki hukuk sistemi üzerine oturmuşsa da, özellikle “faiz” ve “ekseriyet kararları” ile gücün ve güçlünün yanında yer alarak “sömürü düzenini” beraberinde getirmiştir. Çağımızda “ekonomik dönem” olarak karşımıza çıkan emek mübadelesi bakımından Batı “işçilik sistemini” geliştirmiş, faizin oluşturduğu sermaye birikimi yoluyla teknik alanda büyük gelişmeler yapabilmiştir. Uyguladığı “faizli kapitalist sistem” ile sermaye egemenliğini kurmuş, emeği karın tokluğuna çalıştırmış, gelir dağılımındaki dengeyi bozmuştur. O kadar ki, dünya servetinin %80’i %1’in eline geçmiştir. Sosyalist denemeler de hüsran ile sonuçlanmıştır.
Bütün dünya hak arayışı içine girmiştir. Hukuk ancak hakkın üstün tutulması halinde toplumsal dengeyi sağlayabilir ve adaleti gerçekleştirebilir. Hukukun kaynakları olan “yakınlık, komşuluk, emek ve sözleşmelere dayalı yeni bir dünyanın kurulabilmesi” sadece “doğal hukuk anlayışı” ile olabilir. Bu da ancak “peygamberlerin getirmiş olduğu sistem” ile yeniden kurulabilir. Günümüz hukuk sistemi, hukuku bozan imtiyazlar, güçlünün üstün kabul edilmesi, başkasının zararına çıkarlar ile ekseriyet sistemine dayalı kararlardan arındırılmadıkça “yeni bir adil dünya düzeni” kurulamaz, “yeni bir medeniyet” oluşamaz.
Bu aşamada gelinen noktada yeni bir dünya ve adil bir düzen ancak peygamberlerin vâris bıraktığı bilim insanları tarafından kurulabilir. Üçüncü binyıl medeniyeti yani yeni İslam Medeniyeti doğuş sancılarını yaşamaktadır. Vakfımızın amacı bu medeniyetin gerçekleşmesine hizmet etmektir. Bu anlamda İslam Medeniyeti Dergisi hepimizin dergisidir.
Bütün peygamberler ve özellikle medeniyet kurucusu Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. Davut, Hz. İsa ve Hz. Muhammed peygamberlerin ardından… Çağımızın ihtiyacı olan yeni Hakkı Üstün Tutan Medeniyeti kurmak… Hakkı üstün tutanları ve inananları yeni bir dirilişe hazırlamak ve insanlığa ışık tutmak için İslam Medeniyeti Dergimiz, kendi imkânları ölçüsünde bilim insanlarının yazılarını yayınlamak çabası içerisindedir…
Bunun sadece bizim gayretimizle olmayacağının bilincindeyiz. Bu dava, inanıyorum diyen herkesin davasıdır. Bu tür çalışmalar yapıldığı takdirde, Türkiye yeni bir medeniyet hamlesinin öncüsü ve üçüncü binyıl İslam Medeniyetinin kurucusu olmaya adaydır.
Yeni yayın döneminde daha nice sayılara erişmek dileğiyle Allah’a emanet olunuz…
İslam Medeniyeti Vakfı Başkanı
Reşat Nuri EROL
***
Not: DERGİ konusunda yakında bir sürprizimiz daha olacak, inşallah; çalışmalar devam ediyor...