Orman yangınları; önce teşhis, sonra tedavi…-5
Önceki yazımın ilgili bölümünde şöyle bir bilgi var:
“Beni birkaç yönden umutlandıran sadece bir yazı müstesna; Prof. Dr. Ahmet Maranki’nin “Orada bir köy var uzakta!” (03 Ağustos 2021, Yeni Akit) başlıklı yazısı...”
Bu bilginin öncesi ve sonrası okunursa ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır…
“TEŞHİ VE TEDAVİ metoduyla yazmaya devam edeceğiz” demiştik…
Önceki yazımızda kaldığımız yerden devam edelim…
“Orman köylüsüne bulunduğu rakımda, yükseklikte, bölgenin ekolojik yapısı göz önünde bulundurularak, yıllar önce hazırlanmış haritalarda da kayıtlı olan zeytinlik, cevizlik, kestanelik, meyvelik, makilik, mera vs. gibi kayıtlar yeniden düzenlenmeli. Belki de yüzlerce yıldır bu topraklarda ekilen ağaçlarla orman köylüsüne, ekonomik girdisi yüksek, yukarıdaki ağaç türleri devlet tarafından teşvikle verilip ekilmesi sağlanmalı. Böylece orman köylüsünün ormanda kalarak hem ormanın hem köylünün kente göç işi engellenecek, bir taşla birkaç kuş vurulacak, ülke ekonomisi ile birlikte sosyal yapı ve iskâna olağanüstü katkı yapılabilecektir.
Yangınları önleme ve söndürme
Orman yangınında esas, yangın daha zemindeyken söndürmektir.
Yangın gövdeye sıçradıktan sonra yapılan müdahaleler ilk başta yapılan etkinlikte olmaz. Hele ağaç dallarını sarınca kontrol de edilmesi zordur!
Köyde orman köylüsü kalmayınca yangınlar olur
Akdeniz Bölgesi’ndeki orman alanlarının durumunu gözlerimle gören biriyim.
Türkiye’nin turizm gelirleri ve sağlık turizmi hesabını, kitabını global ısınma ve iklim değişikliğini hesaplayarak teknik bakım, üretim ve yangın söndürme, avadanlık şartları oluşturularak özelleştirme planları yeniden gözden geçirilmeli. Eksik teknoloji, arazöz, helikopter, uçak, İHA vs. ve bölgeyi bilen teknik kadro temini tamamlanmalıdır.
Ağaç dİkme seferberlİğİ
Doğaya müdahale etmeden önce ekolojik bilgiye sahip olmak çok önemlidir.
Akdeniz’de bir orman yangınından sonra, ilk bakışta ölü sandığınız çalılar, uyku halinde bekleyen tohumlar, artan sıcaklık ve duman sayesinde uyarılır; sonbahar ve kışın gerçekleşen ilk yağışlar ile çimlenir ve bölgeye uyumlu doğal fidan olurlar!
Onun için yanan orman alanları dozerlerle asla bir yıl içinde temizlenmemeli, bölgeye uyumsuz fidanlar dikilmemeli, doğanın kendini yenilemesi beklenmelidir…
Bunun yaşanan kötü örneği, Gelibolu Yarımadası’ndaki yangında yaşanmıştır!
“Ağaç kalemdİr, kâğıttır, doğaYA örtüDÜR, insana gölgeDİR, kuşa sığınakTIR, hayvanata barınaktır. Ağacı yakmak İnsanın geleceğİnİ yakmaktır.”
Allah Rasulü (as); “Kıyamet kopacağı zaman bile, birinizin elinde bir fidan varsa onu kıyamet kopmadan dikmeye gücü yeterse diksin” buyurur. (Hadis; Ahmed, Müsned).
Ayrıca yapılması gerekenler olarak…
Yukarıda sayılan tedbirleri almak gerekmekte…
Devamında ormanlarımızı öncelikle köylerimize yani tekrar orman köylüsüne ve yerel muhafaza memuruna teslim ederek geçimlerini sağlayacak şartları oluşturmak gerekmekte…
Ülkemizi iç ve dış mihrakların maksatlı tehditlerine karşı tedbir alıp muhafaza ederek gelecek muhtemel orman yangınlarını ve kuraklığı önlemek gerekmekte…”
Önceki yazımızda şöyle bir bilgi vardı: Yazı şu bilgilendirme ile başlıyor: “Orman yangınları ile ilgili Twitter, Facebook, Instagram hesaplarında yaptığım canlı yayınlarla, değerli dostum, kardeşim, Doktor Bekir Pakdemirli Bakanıma aşağıda da yazdığım pek çok teknik konuyu ilettim ve sağ olsun açıklamalarında da değindiler…”
Bu vesileyle ilgililere ve yetkililer ile bütün halkımıza şu hatırlatmayı yapalım: TEŞHİS VE TEDAVİ metoduyla yazılan uygulanası bu çözümlerin gereği yapılmalı…
Ve’s-SELAM…