Bizim de her şeye sabretmemİz gerekiyor…
Merhum Süleyman Karagülle Hocamızı, kendisiyle yarım yüzyıldır sürdürdüğümüz İLMÎ VE AMELÎ çalışmalarımızı da içerecek şekilde anmaya devam…
Son üç yazımızın başlığını hatırlayalım…
-“Biliyoruz, söyledikleri seni hüzünlendiriyor…” (20 Haziran)
-Sorunların çözülmemesi bizi hüzünlendiriyor… (21 Haziran)
-Bize, size, hepimize Allah’ın yardımı gelecektir... (22 Haziran)
Onların söyledikleri hüzünlendiriyor, sorunların çözümlenmemesi hüzünlendiriyor yani üzüyor ve Allah’ın yardımını beklemekten başka çare ve çözüm kalmıyor…
Bir de yapılan tekziplere yani yalanlamalara ve başka şeylere sabretmek gerekiyor...
Tekzİbe/YALANLAMAYA sabretmek ne demektİr?
Bir şeyi öğrenirler ve önce kabul ederler ama sonra ona buna sorar ve onlara kulak verip onların tezviratlarına uyarak tekzip ederler... Biz işte hep bunlarla karşılaşmaktayız. Önce bizi dinliyorlar, akılları yatıyor, sonra dışarıdan gelen baskılarla bizi tekzip ediyorlar!
İşte, bu durum ve davranışlar da bizi hüzünlendiriyor yani üzüyor...
Elbette bu şeytani tuzağa düşmeyen çok az kimseler olmuştur. Gıybet yapmadan, arkadan dolanmadan, doğrudan tekzip edenler doğrudan açıkladılar ama yakınlığa da devam ettiler. Tekzip edenler de oldu. İşte bunlara karşı yapılması gereken sabır önemlidir.
Tam da burada ilgili ayetin tamamını tekrar hatırlamamız gerekmekte; okuyalım…
“Ve lekad kuzzibet rusulün min kablike fe saberu ala ma kuzzibu ve uzu hatta etahum nasruna, ve la mubeddile li kelimatillah, ve lekad caeke min nebei’l-murselin / Ve senden önce de resuller tekzip edildi. Onlar nasrımız gelene kadar tekziplere ve eziyetlere sabrettiler. Ve Allah’ın kelimatını tebdil edecek yoktur. Ve mürsellerin nebei sana gelmiştir. / Ve senden önce de nice elçiler yalancı yerine kondu. Yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, nihayet yardımımız ulaştı. Allah'ın sözlerini kimse değiştirebilecek değildir. İşte o elçilerin haberinden bir kısmı sana da gelmiş oldu.” (En’am 34)
Ayet “Ve Lekad Küzzibet” kelimeleri ile başlıyor, tekzibin bitmediğini ifade ediyor.
Gerçekten de bu tekzip bitmemiş ve bugün en yüksek dereceye çıkmıştır.
Bir dönem insanları Tanrı’nın olmadığına ve ruhun bulunmadığına inandırmışlardır. Hatta ‘resuller gelip geçmiş gibi anlatılır ama bunlar masal kahramanıdır’ demişlerdir. Ne var ki müspet ilimlerdeki gelişmeler ve yapılan araştırmalar sonunda bunları hep tekzip etmiştir.
Mezopotamya uygarlığı yani Hazreti Nuh Peygamber dönemi ve sonrasındaki Mısır uygarlığı ile ilgili çalışmalar bu yalanlayanları tarihin dışına çıkarmakla kalmamış, bunların ilk kurucu uygarlıklar olduğunu da araştırmacılar ispatlamışlardır.
İlk “Hak uygarlığı” Nuh Peygamber yani Mezopotamya uygarlığıdır. O uygarlıktan 500 yıl sonra onun etkisi ile Mısır’da “kuvvet uygarlığı” kurulmuştur. Yapılan araştırma ve çalışmalarla Mezopotamya’daki tabletler ve Mısır’daki papirüsler okunmakta, hepsini Tevrat ve Kur’an da tasdik etmekte, böylece onlar yani o yalanlayanlar tekzip edilmektedir. Ayeti en başında “Ve Lekad Küzzibet” ifadesi gelmiştir. Yani senden/sizden önceki resuller bugün de tekzip ediliyorlar. Yani bugünkü Firavunlar (Sermaye) yalnız sizi değil geçmiştekileri de tekzip ediyorlar. Resuller ne yaptılar? Sabrettİler...
Evet, geçmişteki resuller yani peygamberler sabrettiler. Neye sabrettiler? Onların tekzip etmelerine, yalanlamalarına sabrettiler. Onların eziyetlerine sabrettiler.
İşte bundan dolayı bizim de her şeye sabretmemİz gerekiyor…
Çalışmalarımıza devam edeceğiz, sabredeceğiz ve zamanı gelince Allah’ın nusreti yani yardımı gelecektir. Semt kooperatifleri fevc fevc kurulacaktır. Allah o zaman iktidarda olanlara ilham edecek ve semt kooperatiflerini destekleyecek veya destekleteceklerdir. Onlar bunu yapmazlarsa Allah onları iktidardan indirecek, onların yerine başkalarını getirecek ve onlar öncekiler gibi olmayacaklardır...
Ve’s-SELAM…