“Şehru Ramazan ellezî ünzile fihi’l’Kur’an”-5
Bakara Suresi’ndeki “Şehru Ramazan ellezî ünzile fihi’l’Kur’an…” yani genel olarak 185’inci ayet ve özel olarak ayetteki kelimeler üzerinde durmaya devam ediyoruz…
“Vela yüridu bikümü’l-USRA / Ve Allah sizin için usru/zorluğu murad etmez.”
İbadetler hep insanları eğitmek, onlara bir şeyler öğretmek içindir. Oruç vesilesiyle USR ile YUSR öğretilmektedir. Hastalık ve sefer bunların belirlenmesinde örnek olmaktadır.
“USR” “zorluk” demektir. “Zorluk” demek ezilmek demektir, sıkılmak demektir. Kamu yararına insanlara zorluk çıkaracak olanlara görev verilmez. Vatandaşlardan nakit olarak vergi almak usrdur. Çünkü elinde para yoktur. Malını ucuz fiyatla satıp onu sana ödeyecektir. Bu durumda kırkta bir değil de belki yarıya kadar zarar edecektir. Gelir vergisi de usrdur. Çünkü gelir var ama gideri çoksa elinde nakit olmaz. Oysa üretimden pay almak usr değildir. Çünkü ürün elde edilmiştir ve elde edilen bu ürün katkıları nisbetinde üretici ortaklara bölüşülmektedir. Ticaret mallarından mal olarak vergi almak da usr değildir. Çünkü depoda veya mağazada o mal vardır. İslâm şeriatı baştan sonuna kadar hep USR ile YUSR hükümlerine dayanır.
Bir taraftan zorluk içinde olmamanız, diğer taraftan da sayılı günler olan Ramazan ayını tamamlayasınız diye başka günlere erteleme yapmıştır. YUSR yani kolaylık iki şekilde yapılmaktadır. Ya tahfif veya tehir olarak yapılmaktadır. Tahfifte ikmal yoktur. Namaz oturularak kılınacaksa, teyemmümle kılınacaksa, sonra onu ikmal etme söz konusu değildir. Ama tehirde ikmal vardır, onu kâmilen yapma durumu vardır. Acaba hangisi tercih edilir?
Buradaki “Li” harfi bize gösteriyor ki eğer tehirde bir zarar yoksa tehir yapılmakta, tahfife de tehir mümkün olmazsa gidilmektedir. Bunlar hayatın kurallarıdır. İnsan ibadetlerde öğrenir. İbadetler için yazılacak kitaplarda bunlar anlatılmalıdır. İnsan oruç tutmayı öğrenirken USR ve YUSR müesseselerini de öğrenmelidir.
“Ve Li Tükebbirullahe / Ve Allah’ı tekbir edesiniz diye.”
Kur’an’da “Allah’ı tekbir etmek” çokça geçmektedir. Fıkıhçıları bu hususun pek fazla üzerinde durmamışlardır. İnsanların nasıl yemeye, içmeye, uyumaya ihtiyaçları varsa, aynı şekilde müziğe de ihtiyaçları vardır. Müzik sesi insanın bedeninde titreşimler yapar ve kılcal damarlardaki tıkanıklıkları giderir. Değirmenlerde tahıl oluk titreştirilerek akıtılır. İnsanın sinir hücrelerindeki bir metreye varan dendritlerde kopmalar yine titreşimlerle giderilir.
İnsan fıtratı için en uygun müzik doğanın sesleridir. Ama Allah insan sesini kendisine yarayacak şekilde var etmiştir. O halde insanın kendisini kendi sesi ile müziklendirmesi doğal ihtiyaçtır. Bu uygulama eğer birlikte yapılırsa titreşimdeki uyum daha kolay sağlanmış olur. Müzik korosundaki kimin sesi ile vücut rezonans ederse ondan yararlanır. O halde koro yani cemaat hâlinde söylenmelidir. Bu seslerden insana en çok uygun ses N, L ve R harfleridir. Çocukları ninni ile uyuturuz. “ELLAH/ALLAH” kelimesi işte bunun için en uygun zikir aracıdır. “Lâİlâheİllallah”da hep “L”lerle söylenmektedir.
Kur’an koro hâlinde zikri istemektedir.
a) Her sabah birlikte istiğfar edilmelidir. Namaz içinde yapmayacaksak, namaz kılmadan önce, mesela imam koro hâlinde kişilere “estağfirullah/nestağfirullah” çektirmelidir.
b) Namazdan sonra tesbih ve dua sessiz yapılmaktadır. Birlikte koro hâlinde tesbih yapılmalıdır; “Sübhanellah”, “Elhamdülillah” ve “Allahu Ekber”. Ancak bu sabah ve yatsı namazlarında yapılmalı, başka zamanlarda yapılmamalıdır.
c) Ramazan aylarında yatsıdan önce namaz kılınmalı ve birlikte mesela onar defa tekbir getirilmelidir. Halkımız bunu teravihlerde biraz şeriattan uzak bir şekilde yapmaktadır.
d) Nihayet Ramazan ve Kurban bayramlarında da tekbirler yapılacak, Hacda da yapılacaktır. Ramazan ayında tekbirin getirilmesi gerektiği hususu burada açıkça emredildiği halde, fukaha bu tekbirleri ketm etmektedir. Kur’an’a dayanmayan hiçbir ibadet yapılmamalıdır ama Kur’an’da mevcut olan emirlere de bir uygulama yeri bulunmalıdır. Kur’an’ın hükümlerine göre ibadetlerimizdeki eksiklikleri tamamlamalı, fazlalıkları da atmalıyız.
Kur’an ve ilim ayı Ramazan’da nice eksikliklerimizi tamamlamamız duasıyla...