“Şehru Ramazan ellezî ünzile fihi’l-Kur’an”-4
Bakara Suresi’ndeki “Şehru Ramazan ellezî ünzile fihi’l’Kur’an…” yani genenel olarak 185’inci ayet ve özel olarak kelimeler üzerinde durmaya devam ediyoruz…
Birinci yazımızda verdiğimiz genel bilgiyi tekrar hatırlayalım:
“KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ haftalık çalışmalarımıza 1999 yılında başladık ve her hafta en az 10 ile 20 sayfa kadar Kur’an tefsirini yazmak için her gün çalıştık… Geçen hafta 1111’inci (binyüzonbir) seminerimizi de yaptık, elhamdülillah… “Şehrü Ramazan ellezî ünzile fihi’l-Kur’an / O Ramazan ayı ki; Kur’an o ayda indirilmiştir.” (2/185) ayetinin de geçtiği Bakara Suresi üzerinde, 16/01/2006 - 12/01/2008 tarihleri arasında tam iki yıl çalıştık. Kur’an’ın Ramazan ayında nazil olduğu ile ilgili Bakara Suresi 185-187’inci ayetleri 394 ve 395’inci seminerimizde ele aldık...
Kaldığımız yerden devam…
***
Kur’an’ın bu ayetleri üzerinde çalışmalar yaptığımız o dönemde olduğu gibi günümüzde de ‘reform’ ya da ‘inkılap’ yapma zarureti var; o bölümleri tekrar hatırlayalım…
Bir toplulukta reform ya da inkılâp yaparken bu şekilde bir yol izlenmelidir.
“Adİl Düzen” bu ülkeye nasıl gelecektİr?
Dünyanın III. bin yılda beklediği en büyük inkılâp, maaşlı görevli yerine, cirodan pay alan “hizmetli” yer alacak, serbest meslek erbabı bürokrasinin yerine geçecektir.
Bunu başarabilmemiz için tedrici bir sistem uygulayacağız. a) Önce bütün vatandaşlar sigortalı hâle getirilecek, aidatsız olarak sigortalı hâle getirilecektir. Memurluğun (bürokratlığın) bir imtiyazı kalmayacaktır. b) Hakemlik sistemi getirilerek memurların dokunulmazlık sistemi kalkacak, var olan memur imtiyazına son verilecektir. c) Sonra geçişi gerçekleştirmek üzere isteyen her memura faizsiz kredi verilerek serbest iş yapmasına izin verilecektir. Memurluk mesaisini azaltıp maaşını da azaltabilecek ve böylece gittikçe işler serbest meslek icraatına döndürülecektir. Memurların serbest iş yapmalarına izin verilecektir. İmtiyaz kalkacak ama imkân genişletilecektir. d) Kamu hizmetleri seri halden çıkarılıp paralel hâle getirilecektir. Vatandaş tapu hizmeti veren kişilerden istediğine muamelesini yaptıracaktır. Kim hizmet görmüşse ona hizmeti sayısınca veya kişi başına bir prim takdir edilecek ve resmen ödenecektir. İşte bu geçiş tedbirleri ile bürokrasi sistemi zamanla ortadan kalkacaktır.
Orucun farziyeti bu geçişin nasıl yapılacağını bize öğretmektedir.
***
Ayette “Allah size yusru (yani kolaylığı) murad eder” (Bakara 185) ifadesi var…
“İrade etmek” bir şeyin yapılmasını istemek demektir.
“YUSR” kolaylık demektir. Sol koldur. “Yesir keyl” demek az ölçü demektir.
“Sıkıntılı ve zorlamalı bir düzen” değil, insanların rahatça bir hayat sürecekleri şekilde kurallar konmalıdır. Haramların mübah olması için zaruret olmalıdır. Iztırar hâlinde haramlar helal olur. Farzlar ise “usr” ile düşer.
Kur’an’da iki hâl birbirinden ayrılmıştır. “Usr” ile bir haram helal olmaz, ancak ıztırar hâlinde haram helal olur. Oysa emirler “usr” ile sakıt olur.
Şimdi “usr” ile “ıztırar”ın tarifleri nasıl yapılacaktır?
Faydasız hâle geldiği zaman usr başlamıştır, zararlı hâle gelmeye başladığı zaman usr başlamıştır demektir. O halde usr ve yusrda kriterimiz “yararlı veya zararlı” olma durumudur. İnsan çıkar beraberliği içinde kendisine yararlı işler yapacaktır. Kimseye, kendisine yararlı olmayan şeyi başkasının yararına yapması yükü yüklenemez.
“Iztırar” ise kendisine zararlı olanı daha az zararlı ile def etmek demektir.
Bu hususta fıkıhta kurallar geliştirilmiştir. a) Zorluk kolaylığı getirir. b) Defi mazarrat celbi menfaatten evladır. (Kötülüğün uzaklaştırılması iyilik kazanmaktan daha iyidir.) c) Ehveni şerreyn ihtiyar olunur. (İki şerrin ehveni seçilir.) d) Zarar ve mukabele bi’z-zarar yoktur.
Allah’ın, Kur’an ve ilim ayı Ramazan’da nice zorlukları kolaylaştırması duasıyla...