Sağlık, sistem, kanal, amiraller vs. ve TEDAVİ-4
Sorunlarımız o kadar çok ki…
Sorunlarımızı anlatırken “sağlık” diye başlıyoruz…
Son bir yıldır “korona-virüs” sebebiyle “sağlık ana sorun” haline geldi…
Sonra “sistem/düzen/denge/nizam” da dediğimiz bir konu var ki; bize göre ‘son bir veya birkaç yüzyıldır hem bizim hem de bütün beşeriyetin ana sorunu budur’ diyoruz…
Sorunları ya da “ana sorunları” önce “teşhis” olarak, ondan sonra da “tedavi” olarak ortaya koyup “çare ve çözümleri” de anlatıp yazmamıza rağmen; “kör-sağır-dilsiz” olma davranışların sürdürenler bu anlayışlarından asla taviz vermemeye devam ediyorlar!!!
Onlar öyle yapınca ne oluyor?
Onlar, sorunlar ya da ana sorunlarla ilgilenip çare ve çözümler üretmek ve bunları uygulamak yerine, “suni sorunlar ve gündemler” oluşturup insanları onlarla oyalıyorlar…
Onlar öyle yaptıkça ne oluyor?
Bizim hayatın dört ana alanı dediğimiz “dinî-ilmî-iktisadî-idarî/siyasî alanlardaki sorunlar”, onların “kör-sağır-dilsiz” denilen vurdumduymaz davranışları yüzünden giderek büyümeye ve artık “SOSYAL TUFAN” seviyesinde her an patlamaya hazır bekliyor…
Oluşturulan “sunİ sorunlar” listesi yapalım desek ve bunları alt alta yazsak, bugünkü köşemiz doluverir, yine de onlar bitmez!
Asıl ana sorunlarla ilgilenilmemesi ve unutturulmaya çalışılması amacıyla her gün ve bazen de her an oluşturulan “suni gündemler” bu günlerde de hep gündemde…
“Amiraller, Montrö, Kanal” vs. sözcükleri var ya yazımızın başlığında…
“Sağlık, sistem” kavramları da var; “TEDAVİ” de var…
“TEŞHİS” de elbette her merhalede var…
Evet, var olmasına var…
Ama bunları görecek göz, işitecek kulak, konuşacak dil ve hepsinden önce akledip düşünecek ve çözüm üretecek “ilim ve iman” ya da “iman ve ilim” ve “amel” de gerek ama…
Bir ara…
Yıllar öncesinde…
10 ana sorun olarak liste yaptık…
Sonra her sorunun 10 ana sebebini de yazdık…
100 sorun ortaya çıkınca, 100 sorunun çözümlerini de yazdık…
SONUÇ olarak “100 SORUN - 100 ÇÖZÜM” çalışmamız ortaya çıktı ama…
O yıl, sonraki yıllar ve halen şimdi ve şu anda da; özellikle ilgililerin ve 18 yıldır iktidarda olanların da -maalesef- ilgisizliği ve vurdumduymazlığı devam ediyor!!!
Uyarılarımızı şöyle bitirelim. Önceki yazımda, geçen yıl Ekim ayında, “Dünya düzeni ya düzelecek ya da batacak ve…” ana başlıklı bir yazı serisi yazdık dedim. O serinin 17.10.2020 tarihli 10’uncu yazısının orta yerinde şunu yazdık: “Genel usulümüz ya da özel metodumuz neydi? Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız ile tam kırk yıl sürdürdüğümüz “Adil Düzen Çalışmaları” süresince uyguladığımız usul/metot neydi? Önce “TEŞHİS”, sonra “TEDAVİ”… ” 11’inci yazıda yazılan ilk ve son paragraf ile bitirelim. JOHN D. ROCKEFELLER’İN MASON İNANCINDAN alınan metnin devamı…
İlk paragraf: “Doğum yaptıklarında aşılarla çocuklarının kanına zehir enjekte edeceğiz ve aslında aşılarla onlara yardım ettiğimize onları ikna edeceğiz! Mümkün olduğu kadar erken yaşlardan başlayacağız, zihinleri gençken çocukları en çok sevdikleriyle, tatlılarla, şekerlerle zehirleyeceğiz...” Son paragraf: “Onları sonsuza kadar esir edecek, onları ve çocuklarını borç içinde tutacak bir para sistemi kuracağız. Onların uyanışlarını yasakladığımızda onları cinayetle suçlayacağız ve dünyaya farklı bir hikâye sunacağız çünkü tüm medyanın sahibi biz olacağız. Medyayı, bilgi akışını ve onların duygularını bizim lehimize kontrol etmek için kullanacağız. Bize karşı ayaklandıklarında, onları böcekler gibi ezeceğiz, çünkü böcekten dahi daha güçsüzler. Bununla ilgili bir şey yapmaktan aciz olacaklar.” Bugün de bu kadar! Ve’s-selam…