3. binyıl medeniyetine Ömerlerle geçilecek ama
“3. binyıl medeniyetine barış içinde geçilecektir” dedik, önceki yazımızda…
Yayın sitemizde haftalık Adil Düzen dergisi yayınımız 614. sayısına, haftalık Kur’an ve İlim Seminerleri 1109. Haftasına ulaştı, elhamdülillah; sıra 1110 ve 1111. haftalarda…
“Üstad, Adil Düzen dergisinde, haftalık yorum olarak yine öz değerlendirmeler yaptı” dedik ve noktaladık: “Akevler’de başlayan ve Millî Görüşçüler tarafından bütün dünyaya anlatılan Adil Düzen, şeriat/hukuk düzeni, Hak düzen, barış düzeni ve ortaklık düzeni güçlü devletler tarafından ele alınmış bulunmaktadır. Artık başarıya ulaşılacaktır, inşallah…”
Bir mimarın uyarısıyla devam ettik: “‘Enerji Mimarlığı’ diye tanımladığım, ‘E=mc2’ formülündeki enerji ve madde dengesini hiç bozmayan, doğanın, rüzgârın, suyun ve güneşin, bilimsel kullanımını sağlayan ve özellikle ahşap gibi bu toprakların kadim bilgilerini de rehber edinen proje tasarımlarımız, özlenen saygın medeniyete ulaşma yolunda insanlara ve bilhassa gençlerimize güven ve ilham verecektir…”
***
Biz bunları yazarken ne oldu?
Biz bu haftalık çalışmalarımızı değerlendirmeyi düşünüp düşlüyorken, Hikmetinden sual olunmaz, Hikmet kardeşimizden “Ömerlerİ beklerken” gönderisi geldi; “Her şey Ömerlerİ beklerken oldu” cümlesiyle başlayan gönderi…
Önceki yazımızda o gönderiden birkaç satır okumuştuk; okumaya devam edelim…
“Önemli işler için ise mücahitlikten gelme, müteahhitten olma Furkancanlar, Mariamsular vardı. Biz Ömerleri beklerken, onlar yatlarda toplantılarını yaptılar. Çakarlı lüks araçlarıyla gittiler... Falanca kurumun müdürüyle selfie çekip, hasbihalde bulundular.
Ömerler yoktu, bulunmuyordu, bilinmiyordu...
Hâlbuki ÖMERLER hep Okçular Tepesi'ndeydi...
Ne zaman ki Reis: "Milletimi meydanlara davet ediyorum" dedi…
Ömerler, Sümeyyeler meydanlara öyle bir indi ki...
Süs havuzundan abdest alıp tankın önüne yattılar.
Jetlere levye atıp uçaklar kalkmasın diye tarlalarını, mahsullerini yaktılar...
Tanklar geçmesin diye yolları reno 12’lerle, şahinlerle kestiler.
Ve tanyeri ağarırken zafer müyesser oldu.
Doğruca Reisin yanına koştular.
Ama Range Roverler, Bmw ve Mercedeslerden park yeri bulamadılar...
Sadakat ve liyakat gerektiren makamlara gelemediler.
Oralara, "güvenilen" eş-dost, akraba ve hemşeriler yerleştirildi.
Ömerlerİn tek görevİ oy vermektİ!
Makamdakilerin de, çalışıyormuş gibi foto paylaşmak!
Şehr-i İstanbul'u çeyrek yüzyıl yönettik.
Çiçeğimiz koptu, ellere gitti...
Müsebbipler görevden alındı, ödül olarak daha yüksek makama getirildi.
***
Ömerlerİ, her şey yolundaymış gibi görünürken bulmazlardı!
Fakat konu enkaz olunca hemen buldular.
Ortalığı toplasın, yıkıntıları imar etsin diye.
Şehr-i İstanbul'u 94 ruhuyla tekrar kazansın diye...
Kazanmak için kaybetmeye gerek var mıydı?
İmar etmek için, yıkmaya gerek var mıydı?
Ömerlerİn makama gelmesi için iyice dibe çökmeye gerek var mıydı?!
Her şey düzelirse, Ömerlerİ o makamda tutacaklar mıydı?!”
“3. binyıl medeniyetine barış içinde geçilecektir” başlıklı yazımızla başladık, “3. binyıl medeniyetine Ömerlerle geçilecek ama” başlıklı yazımızla devan ettik… (Devamı var)