Kapitalizm ve Erbakan metodu ile TEDAVİ-24
Bu günlerde yorumlar yazıldı ama Kazım Erten daha değişiğini yazdı; okuyalım…
“Necmeddin Erbakan, 20. yüzyılda Müslüman kimliğin pozitif ilimlerde zirvede bir âlim olmaya engel olmadığını temsil eden yegâne şahsiyettir. Aydınlanma devriminin bütün birikimini kavramış, mühendislikte icatçı dehâ kimliği ile Dünya'nın tanıdığı birisidir. İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’sında akademik kariyer yapmış, akademi camiasını etkilemiş, bu tecrübesini Türkiye'de 'Gümüş Motor' girişimi ile ülkesinin hizmetine sunmak istemiş, motor üretmiş ama ‘dünya sömürü sistemi’ onun ‘kapitalist faizli ekonomi sistemi’ dışında bir ‘FAİZSİZ ortaklık modelİ’ içerisinde ‘yeni bir yol’ açmasına engel olmuştur.
Türkiye Odalar Birliği Başkanlığı yapmış, oradan da malum güçler tarafından şiddet yolu ile uzaklaştırılmıştır. Bu aşamadan sonra mevcut yapılar ve siyasi hareketler içerisinde kalarak sorunların çözülemeyeceğine arkadaşları ile beraber ikna olmuş ve 'BAĞIMSIZLAR HAREKETİ' ile ‘Türk Siyaset Tarihi’nde yeni bir çığır açmıştır.
Millî Nizam Partisi ve Millî Selamet Partisi döneminde 'Mİllî Görüş' yeni siyasi hareketin felsefesi olarak Türkiye ve Dünya'da tanınmıştır. Partileri kapatılmış ancak bu kapatmalara karşı demokrasi dışında hiçbir yönteme başvurmamış, gençlik kadrolarının silahlı eylemler ve anarşi içerisinde yer almasına engel olmuştur. Hükümetlerin kuruluşunda yapıcı olmuş, Türkiye'nin Kıbrıs Barış Harekâtı’nın başarısının mimarı olmuştur. Milliyetçi Cephe Hükümetlerinde de yapıcı siyaset ile Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunlarının çözümünde etkin olmuştur. 1980 sonrasında Refah Partİsiİ ile sadece Mİllî Görüş olarak değil, 'ADİL DÜZEN' ile de İslam âlemine ve tüm Dünya'ya, İslam Medeniyetinin, Kur’an’ın, ilmin referansında ‘Yeni Bir Sosyal ve Ekonomik Model’ önerisinde bulunmuştur.
Medeniyet vizyonu, çoğulcu demokrasi, inançlara saygılı laiklik, çıkar paralelliği, serbest piyasa ekonomisi, ‘Faizsiz Kredileşme ve Ortaklık Sistemi’ bileşenlerini içeren bu modelin çözüm olduğunu Türkiye kavramış, Refah Partisi’ni birinci parti yaparak Refahyol Hükümeti'nin önü açılmıştır. Refahyol Hükümeti Başbakanı Erbakan Türkiye'nin ekonomik sorunlarını çözebileceğini, 2000 senesinde Türkiye'nin iç-dış borcunu sıfırlamış bir ülke olabileceğini ispatlamıştır. Ama 28 Şubat ile toplu linç ile karşılaştı. Bütün siyasi partiler, FETÖ’cü yapılanmalar, üniversiteler, ülkenin tüm odakları Erbakan karşısında bir araya getirildiler. Erbakan Türkiye'yi düşünerek istifa etti ama görev Tansu Çiller’e verilmedi!
28 Şubat süreci sonrasında Türkiye, gelecek 40 senede belini doğrultamayacağı bir şekilde ekonomik hortumlama ve yağmaya maruz bırakıldı. Refah Partisi kapatıldı. Erbakan, 'bu tarihte sadece bir noktadır' dedi. Taraftarlarını kışkırtmadı. Sonra Fazilet Partisi de kapatıldı. Aynı şekilde Türkiye'yi kutuplaştırmadı. Erbakan insanları kendisine, kişilere, şeyhlere değil; Millî Görüş’e, Adil Düzen’e davet etti. Ama muhafazakâr camianın yarı aydınları ve cemaatler bile O’na muhalif safta yer aldılar! Ne karşısındakiler ne de yakınındakiler ne dediğini ve ne yapmak istediğini tam olarak kavrayamadı. Erbakan siyaset yaparken demokrasi içerisinde siyaset yapmayı itikadi sorun gören FETÖ'cülere, radikal İslamcılara ve diğer tüm unsurlara bir şeyler oldu; Ak Parti kurulduğunda hepsini en ön safta koştururken gördük!
Erbakan Hoca'nın 21. Yüzyıl Yeni Dünya Barış Düzeni'nin mimarı olduğunu Türkiye ve Dünya ümit ederiz bugünden sonra daha iyi kavrayacaktır. Erbakan partizanlık ve klasik gelenekçi taraftarlık ile anlaşılacak bir şahsiyet değildir. O’nu Müslüman kimliği, IQ'sü 180’lerin üstünde dahi bir ilim adamı kimliği, büyük siyasetçi kimliği ile birlikte anlamak gerekir. O’nu sadece tanımakla kalmamış, onunla mutfakta Siyasetin Doktrin Çalışmalarına katılmış, siyasi alanda birlikte siyaset yapmış, Refahyol Hükümeti'nde bir arada olmuş birisi olarak, beraber olduğumuz dönemi, bu çağın Asr-ı Saadeti olarak gördüğümü ifade etmek isterim. Erbakan sadece bir siyasi anlayışa değil, İslam âlemine ve tüm insanlığa aittir. 28 Şubat sürecinde Erbakan'ı bahane edip Türkiye'nin bağımsızlığına zarar veren unsur ve kişiler halen vardırlar! Ama mesele Erbakan meselesi değil, Türkiye'nin ‘Görüş’ ve ‘Düzen’ noktasındaki özgün yeni yaklaşımıdır. Mekânı cennet olsun.” Kazım Erten arkadaşımıza teşekkürler…