Bu yazı Fehmi Koru’nun 09.02.2021 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/yeni-anayasa-deniliyor-da-yine-ali-yazar-veli-bozar-turu-bir-metin-mi-olacak/
Adı ne olursa olsun yapılan bir anayasa günün problemini çözmek üzere yapılırsa o anayasa biraz sonra değiştirilmek zorunda olur. Türkiye’de ilk anayasa Abdülhamit’i iktidar yapanlar tarafından alelacele yapılmış bir anayasadır. Abdülhamit birkaç yıl geçmeden bile 1. Meşrutiyet anayasasını askıya almıştır.
2. Meşrutiyet’in ilanı, Abdülhamit’in uzaklaştırılması sonucu yeni bir anayasa yapmadan bile alelacele faaliyete geçirilmiş ve sonunda İmparatorluk’u mezara gömmüştür. 10 sene içinde 600 senelik İmparatorluk’u kefenlemiştir.
1920’de İstiklal Savaşı yapmak üzere yine alelacele bir anayasa yapılmış, o anayasa o günkü hayati problemi başarıyla çözmüştü. Saltanata karşı olmadığını göstermek için TBMM hükümeti denmiştir. Mustafa Kemal hem Cumhurbaşkanı hem de Meclis Başkanı olmuştur. Başbakan ve bakanlar vardır. Bu İslamidir. Şeriata uygundur.
İstiklal Savaşı Yahudilerin desteğiyle kazanılmış ve Lozan Barışı imzalanmıştır. Sermaye’nin de arzusuna uyularak 1924 Anayasası yapılmıştır. 1946’ya kadar süren anayasa değiştirilmeden çok partili sisteme geçilmiştir. Demokrat Parti de anayasayı değiştirmemiş sadece Halk Partisi yerine Demokrat Parti’yi oturtmuştur. Bununla beraber Halk Partisi’nin halka hâkim olma gücü Demokrat Parti de olmadığı için ikiden fazla parti mecliste bulunabilmiştir. Millet Partisi’ni kapatmakla kalmamış Demokrat Parti, Kırşehir’i ilçe yapma cüretinde de bulunmuştur.
Demokrat Parti Menderes’in etkisiyle Batılılara göre uygun olmayan işler yapmıştır. Biri İslamiyet’in yeniden canlanmaya başlaması ve DP iktidarının bunu önleyememesi. Diğeri ise, Türkiye’yi tarım döneminden sanayii dönemine geçirmeye çalışmasıdır. Batı askerleri ayarlayarak bu anayasayı kökünden değiştirmek istemiş, askerler de çok partili anayasa getirmişlerdir.
1961 Anayasası aşırı şekilde özgürlükçü bir anayasaydı. Anayasa demokratik hareketlere imkân veriyordu ama devletin varlığını ve düzenini koruyamıyordu. 81 Anayasası, 61 Anayasası’nın bütün ilkelerini benimsedi. Çok partili demokratik anayasayı korudu. Devletin varlığını ve düzenini de perçinledi. İleri bir anayasa olmuştu. Halen o anayasa geçerli. Siviller gerektiğinde gerekli değişiklikleri yapıyorlar ancak esas yapısı devam ediyor. Bugün İslamcılar iktidardadır, 81 Anayasası sayesinde iktidardadır. Bugün askerler İslamcıların yanındadır, Evren sayesinde bu böyle olmuştur. AK Parti’nin 18 sene iktidarda kalması hep 81 anayasasının ürünüdür. Belki de 23’ten sonrada AK Parti veya başka bir İslamcı parti iktidar olacaktır.
81 Anayasası öyle sağlam bir anayasa olmuştur ki 40 senedir askeri müdahaleler olmamıştır. 28 Şubat’ı askerler değil, Sermaye Demirel’e yaptırmıştır. Ancak 5 sene sonra Evren’in anayasası tekrar devreye girmiş ve bugün 18. senesinde hükümranlığını sürdürmektedir.
Sermaye askerlere yaptırdığı anayasa ile Türkiye Cumhuriyeti’ni dize getiremediği için şimdi sivil anayasa yaptırarak devleti yıkmaya çalışmaktadır. Ne var ki yeni anayasaya ihtiyaç vardır ve anayasa değişikliğini desteklemeliyiz. Ordu da desteklemeli. Ancak bu anayasa ne askerlerin ne de sivillerin anayasası olmalıdır. Siyasi partiler demokratik usullerle sivil anayasa hazırlamalılar. Onu hazırlarken emekli askerlerden de yardım almalılar. Onlar da hazırlamaya katılmalılar. Hazırlandıktan sonra kanunlaşmadan önce Harp Akademilerinde devletin varlığı ve savunulması yönüyle incelenip onların da muvafakatini aldıktan sonra yasalaştırılmalıdır.