Sömürüyorum; ben kapitalizm! Ve TEDAVİ-15
Bu yazılar Prof. Dr. Necmettin Erbakan HOCAMIZI anma; anmanın ötesinde O’nu anlama, O’nu anlatma ve hayatı boyunca yapmaya çalıştıklarını ve yaptıklarını O’nun bıraktığı yerden devam ettirmemiz gerektiğini hatırlatma yazılarıdır…
14 yazıdır yazmakta olduğumuz “Sömürüyorum; ben kapitalizm! Ve TEDAVİ” başlıklı yazılar da O’nu anma ve anlatma yazıları olup O’nun TEŞHİS ve TEDAVİ metodu ile yazılan yazılardır… ŞUBAT ayında Erbakan Hocamızı anmaya ve anlamaya iyice odaklanalım… Erbakan metodu ile TEŞHİS ve TEDAVİYE devam…
Önceki yazıdan itibaren bazı akademisyenlerin teşhislerine bakıyorduk… Bana ulaştırılan haber başlığı şöyleydi: “Kapitalizme Reset Atma Zamanı...” Prof. Dr. Emre Alkin, Prof. Dr. Işın Çelebi ve Dr. Mahfi Eğilmez, kapitalizmin çıkmazlarını ve yeniden yapılanma ihtiyacını masaya yatırmışlardı, önce onlardan söz ettik. Sonra Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün’ün “Sermaye kavgaları” başlıklı yazısında yazdıkları ile devam ettik.
Prof. Öğün ile kaldığımız yerden devam: “Bu değerlendirmelerde en düşündürücü olan Sermaye’nin iç çelişkilerinin neler olduğu meselesidir. Genel yaklaşım Sermaye’nin mütecanis bir davranış güdüsüne sâhip olduğu yolundadır. Kârın maksimizasyonu odaklı bir güdüdür bu. Evet, ilk bakışta çok da yanlış görünmüyor bu bakış. Ama nasıl ki devletler ve uluslar kendi içlerinde çelişkiler üretiyorsa, Sermaye’nin de kendi içinde çelişkiler yaşadığını tahmin edebiliriz. Millî ve gayrı millî sermaye arasındaki ayırım zayıftır; lâkin Sermaye içinde de bazı çelişkilerin olduğunu hissettirir bize.” Ve yazar şu soruyu soruyor: “Pekiyi bu ayırım nerededir? Meselâ “sınıf-ulus” gerilimi gibi bir iç gerilimi var mıdır Sermaye’nin?”
CEVAP: “Son “Gamestop” hâdisesi bunu görmemizi sağlıyor kanaatindeyim. ABD borsasında, türev piyasalarda yaşanan bir hâdise olduğunu görüyoruz. Wall Street Baronları olarak bilinen finansal çevrelerin senelerdir yürüttükleri bir oyunun ellerinde patlamasını anlatıyor Gamestop işi. Oyun kabaca şu: Bu finans çevreleri, belli şirket varlıklarını hedeflerine alıyor, “kısa” ve “uzun” kıstasları etrafında değerlemelere gidiyorlar. Meselâ bir şirketin belli bir vadede değer kaybedeceğine dair bahis açıyorlar ve bu opsiyona oynuyorlar. Kısacası sun’i olarak belli bir şirkete değer kaybettirerek çökertmek ellerinde. Bunun karşılığında akıl almaz oranlarda paralar kazanıyorlar. Bahsi geçen sürecin ekonomik akılcılıkla bir alâkası yok. Ardında yatan akıl tamamen kumar mantığı. Zaten yeni kapitalizme “kumar kapitalizmi” (gambling capitalism) denmesinin sebebi de bu. Bul karayı, al parayı... 2008 krizinde sönen onca ocak, iflâslar, varlık kayıpları, sokağa düşmeler, intiharlar üzerinden bu “yatırımcı” şirketlerin akıl almaz kârlar elde ettiği de ortaya çıkıyor. Kendi aralarından Lehman Brothers gibi kurban da verdiler, ama neticede kazanan kazandı. Kaybedenler de basılan karşılıksız paralarla yüzdürüldüler. Bunun faturası da vergiler ve borçlar olarak milyonların sırtına yüklendi. Son kurbanları Gamestop adlı bir bilgisayar oyunu üreten bir firma imiş. Ama bu adamlara nefret duyan bİr grup genç yatırımcı aralarında örgütlenerek, yaklaşık 1,5 milyon insanın küçük mali katkılarını nette bir araya getirerek kısaltmacılar yani kısa çubuğa oynayanlar karşısında diğer opsiyonu ayağa kaldırıyorlar. O kadar başarılı oluyorlar ki Baronlara büyük kayıplar verdiriyorlar. Forumlarında pek çoğu, anne babalarının 2008 mağduru olduğu ve bunu ekonomik kazançlar için değil, sâdece bu kan emicilere kaybettirmek için yaptıklarını ifade ediyorlar. Küresel bir hareket bu ve sayıları şimdilerde 6 milyona ulaşmış vaziyette. Bu “genç” hareketin yeni amacı, kâğıtlar ile gerçek değeri baskılanan gümüşü kurtarmak. Başarabilirler mi, emin değilim. Ama yaşananlar bize şunu gösteriyor:
Sermaye’nin iç çelişkisi “para” ile “reel üretim” güçleri arasında. Sanki felsefedeki realistlerle nominalistlerin kavgasının ekonomideki yansıması. İlki diğerini borçlandırarak teslim alabilen, üzerinde kumar oynayan bir güç. Üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken derin bir kavga bu. Büyüyeceği de aşikâr…”
TEDAVİ: “Tek çözüm Adİl Düzen, Adİl Ekonomİk Düzen, Adil Dünya Düzenİ, Adİl Düzen İnsanlık Anayasası…” Necmettin ERBAKAN