Sömürüyorum; ben kapitalizm! Ve TEDAVİ-11
Bu yazılar Prof. Dr. Necmettin Erbakan HOCAMIZI anma; anmanın ötesinde O’nu anlama, O’nu anlatma ve hayatı boyunca yapmaya çalıştıklarını ve yaptıklarını O’nun bıraktığı yerden devam ettirmemiz gerektiğini hatırlatma yazılarıdır…
Mesela, 10 yazıdır yazmakta olduğum “Sömürdüm, hala sömürüyorum; ben kapitalizm!” veya “Sömürüyorum; ben kapitalizm! Ve TEDAVİ” başlıklı yazılar da O’nu anma ve anlatma yazıları olup O’nun TEŞHİS ve TEDAVİ metodu ile yazılan yazılardır…
Evet, bir ŞUBAT ayına yani Erbakan Hocamızın vefat ayına daha ulaştık… Erbakan Hocamızın vefatından önce yaptığı çok önemli bir konuşması ile devam edelim…
“Ey Milli Görüşçüler! İyi biliniz ve katiyen unutmayınız ki, İSLAMSIZ SAADET OLMAZ. Sakın ola ki, her ne pahasına olursa olsun, dünyevi değerler uğruna davanızdan taviz vermeyiniz, çizginizden sapmayınız, dik duruşunuzu sakın ha bozmayınız. Çünkü Millî Görüş dünya ve ahiret kurtuluşunun tek adresi ve tek reçetesidir. Millî Görüşsüz olmaz.
İş birlikçilere itibar etmeyiniz, meyletmeyiniz. Hakk’ın düşmanı bâtıl değildir, Hakk’a en yakın olan yanlıştır. Benden sonra, ben aranızda yokum diye asla cihattan geri durmayınız. Çünkü biz Müslümanlar bu davaya, İslam’a hizmet etmekle şeref bulduk. Sizler de bu şerefe nail olmalısınız ve başkalarının da bu şerefe nail olması için gayret etmelisiniz.
Hiçbir zaman hiçbir sebeple ve hiç bir şekilde asla ye’s ve ümitsizliğe düşmeyiniz. Bizim inancımızda ümitsizliğe yer yoktur. Biliniz ki Allah, kendisine iman edenlerle daima beraber olmuştur, daima beraber olacaktır. Sizler inancınıza uygun olarak yaşayınız ve inancınız uğruna mücadele veriniz, cihad ediniz ve neticeyi Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a bırakınız. Zira sizler, zaferden değil seferden sorumlusunuz. Asla unutmayınız ki, iman varsa imkân da vardır. Millî Görüşçü isterse tekeden süt çıkartır. Bu nedenle bir ülkenin asıl gücü silahı topu tüfeği değil, imanlı gençleridir.
Dünya hayatı gelip geçicidir, bir oyun ve eğlenceden ibarettir; baki olan ise Allah’tır, ahiret hayatıdır. Öyle inanıyorum ve umuyorum ki, inşallah ahirette beraber olacağız, Kevser Havuzu’nun başında Efendimiz(sav)’le buluşacağız, Cennet’in en müstesna yerlerinde ikamet edeceğiz. Unutmayınız… Zafer inananlarındır ve zafer yakındır. Allah’a emanet olunuz, haklarınızı helâl ediniz.” Prof. Dr. Necmeddin ERBAKAN.
(Bu önemli konuşmayı hatırlamamıza vesile olan Şerafettin Akyüz’e teşekkür ederim.)
Farklı bir uyarı ile devam edeceğim. Merhum Erbakan Hocamızın yazdıklarını, yaptıklarını ve anlattıklarını anlamak için bu konulara derinlemesine odaklanmak gerek. Nasıl?
Merhum Fuat Sezgin ile ilgili anlatılan örnek alınası bir hatıra ile bu nasılı anlatalım: “Bir gün enstitüye geç vakitte gelmiştim. 16.00 sularıydı. Kış günüydü. Koca enstitüde hocam ve iki araştırmacı vardı. Işıklar loş bir şekilde yanıyordu. Karanlık bir odada hocam bir kitaba dalmıştı. Nazikçe kapıyı tıkladım. Hocam bir tepki vermedi. Sessizce kendisine seslendim; yine tepki alamadım. Bir adım attım masasına doğru ve tekrar seslendim. Hocam kitabı iki avucu arasına almış, sanki harfleri teker teker seçercesine gözleriyle satırlar arasında hızlıca akıp duruyordu. Haddimi aşarak biraz daha sesli bir şekilde seslendim. Tepki yoktu. Bu sefer korkmaya başladım. En son yanına yaklaştım ve elimle omzuna dokundum hafifçe. Bir an ürktü ve ‘Mehmet!’ diye seslendi. Çok mahcup olmuştum. ‘Ne zamandan beri buradasın’ dedi sessizce. ‘Hocam 2-3 dakikadır, kusura bakmayın bir an endişelendim’ dedim. ‘Sen hiç kitap okudun mu?’ diye sordu. ‘Okudum hocam’ dedim, ‘Sen hayatında kitap okumadın Mehmet. Kitap okumak ibadet gibidir. Allah’ın rızasını kazanmak, ilim yapmak için okuduğun zaman okumuş olursun bir kitabı. Tıpkı namaza durduğun gibi kendini etrafında olan bitenlerden arındırır, kitabın ruhuna verirsin ve tıpkı namaz kılan insana seslenmediğin gibi kitap okuyan insana da seslenmezsin. Bir kenara geçer onun ibadeti bitene kadar beklersin’ dedi. Utancımdan ne yapacağımı şaşırdım. Hafif tebessüm etti, ayağa kalktı ve ensemi şefkatle kavradı. ‘Nasihat ediyorum. Üzülmüyorsun değil mi? Size kitap okumayı unutturdular. İnşallah sizin nesliniz yine kitap okuyan nesil olacak Mehmet. Milletin ve İslam âleminin akıbeti buna bağlı’ dedi.”