Bu yazı Fehmi Koru’nun 06.01.2021 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/katara-ambargo-bitti-bogazici-universitesinde-rektor-tepkisi-msbden-ilginc-aciklama/
KATAR
ABD’de Trump zamanında İsrail ile Arap ülkelerinin barışması siyaseti güdülmüştür. Farklı amaçlı olan bu siyaset derin Yahudi Sermayesi’nin ve Trump yönetiminin anlaşması ile yürütülmektedir. Trump ve damadı, İslam ülkeleriyle İsrail Devleti’ni barıştırmak ve üçüncü bin yıla savaşla değil, barışla girmeyi istemektedir. ABD kendi ülkesine çekilecek dünyaya savaşla değil, barışla hizmet edecek. Derin Sermaye’nin istediği ise, Arap ülkelerini Arapçılık ilkesi içinde toplamak, Arap-Acem çatışmasını meydana getirmek ve bu çatışmadan yararlanarak, dünyayı sömürmeye devam etmek. Trump gider ayak Sermaye’nin istediği bu adımları atmaktadır.
Katar, ABD’nin isteği doğrultusunda Türkiye ve İran tarafı siyasetini götürürken, şimdi birden yönünü değiştirmiş, Arap ülkeleriyle aynı çizgiye girmiştir. Bundan sonra ne olacak? Bundan sonra Biden iktidara gelince Sermaye’nin siyasetini mi yoksa ABD ve dünya çıkarlarını mı öne çıkararak Trump’ın siyasetini sürdürecek? Burası şimdilik bilinmemektedir. Yalnız tarihi gelişme ve Kur’an’ın bildirdikleriyle şunu söyleyebiliyoruz ki üçüncü bin yıl, şeriat düzeni olacaktır. Tüm dinler ve siyaset kanlı veya kansız birleşmeli, ortaklık sistemine geçmeli.
Bu husustaki karar merkezi Türkiye ve Erdoğan’dır. Erdoğan şeriat düzenini kabul eder, altın bonosunu çıkarır ve hakemlik sistemini yurt içinde ve yurt dışında benimserse insanlık kansız olarak üçünü bin yıla girecektir. Benimsemez ve bu iki cepheden birisinde yer alırsa, insanlık büyük bir çatışmaya girecek ondan sonra şeriat düzeni gelecektir.
REKTÖR
Boğaziçi’ne atanan rektör AK Partili birisiymiş. Türkiye’de 100 seneye yakındır atamaları Sermaye ve ateist düşünceler yapmaktadır. 60’tan beri olan bu atamaları şimdi iktidarda olan inanmışların yönetimi yapmaktadır. Birincisine karşı bunlarında bunu yapmaları kadar doğal bir şey yoktur. Eğer bu atamaları kendi zihniyetinde olan kimselerden yapmayacaklarsa neyin iktidarı olacaklar? Bunu eleştirmek yanlıştır.
Sistem yanlıştır. Ülke bütün vatandaşların ülkesidir. Görevliler bütün vatandaşların vergileriyle görev yapmaktadırlar. Daha önce ateist düşüncenin kendi taraftarı kadroyu doldurması ne kadar yanlışsa, şimdi de deist olan zihniyetin kendi kadrosunu doldurması yanlıştır. Biz bunun için ekseriyet sistemi yerine misli sistemi savunuyoruz. Akevler tarafından ortaya konan ve Milli Görüşçüler tarafından benimsenen bu siyasetten dolayıdır ki, Türkiye dinsiz yönetimden dinli yönetime kendi yapısını bozmadan geçebilmekte ve Türkiye üçüncü bin yıl uygarlığına en çok yaklaşan ülke olmaktadır.
AKAR’IN AÇIKLAMASI
Darbe söylentilerine karşı Akar gerekli cevabı vermiştir. Türkiye’de darbe olmaz. Hiçbir zaman olmamıştır. Türkiye’de sivil yönetim gereğini yapmayıp, ülke tehlikeye girince askerler darbe değil, müdahale yaparlar. Bozulmuş düzeni yeniden demokratik düzene koyarlar ve kışlalarına çekilirler. Türk Ordusu’nun bu siyasetini Türk halkı tasvip etmektedir. Derin Sermaye de bunu istemektedir. Bu sayede Türkiye şimdilik varlığını koruyacak ama büyümeyecek.
Türkiye varlığını iki asırdır bu sistem içerisinde sürdürmektedir. Borçlanmakta, borcu artmakta, borcu borçla ödeyerek varlığını sıkıntılar içinde sürdürmektedir. Bugün sanayii dönemine geçme hususunda Türkiye Batı devletleri seviyesindedir. Ne var ki, diğer Batı devletleri gibi Türkiye Devleti de Sermaye’ye borçludur. Karşılıksız dolarla tüm dünyaya hükmetmektedir. Tam istihdam sağlandığı için, faizli dolar da işe yaramamaktadır. Tüm dünyayı büyük bir kriz beklemektedir. Biz buna sosyal tufan diyoruz. Bunun tek çıkarı 100 lojmanlı apartmanlarda semt kooperatifleri kurmaktır. Akevler şimdi bu kooperatifleri kurma çabasındadır. İnsanlık benimserse sosyal tufan kansız biter. Benimsemezse kanlı biter. Gerek siyasilerin gerek ordunun gerek Türk seçmeninin bunu idrak etmesi gerekir.
Bizim elimizde bunları söylemenin dışında makroda bir şey yapma gücü yoktur.