Tarihte toplayıcılık, avcılık, çobanlık ve çiftçilik dönemleri yaşanmış, pazar mübadelesi ve tüccar mübadelesi dönemlerine geçilmiştir. Asya’da tüccar mübadelesi dönemi miladi yıllarda başlamıştır. Avrupa ise tarım dönemini yaşamakta idi. Haçlı Seferleri ile Avrupa birden tüccar mübadelesi dönemine geçmiştir. Ticareti iyi bilen Yahudiler Avrupa’ya hâkim olmaya başlamış, 19. ve 20. asırlarda Avrupa’ya hâkim olmuşlar ve Avrupa’yı tüccar mübadelesi döneminden işçilik dönemine geçirmişlerdir.
İşçilik döneminin temeli kâğıt paraya ve bankacılığa dayanır. ABD Merkez Bankası’nı (FED) elinde tutan Yahudi sermayesi dünyanın ekonomisine mutlak olarak hâkimdir. İkinci Cihan Savaşı’ndan sonra ABD’yi merkez yapan sermaye dünyayı oradan yönetmektedir. ABD’de sermaye ikiye ayrılmıştır. Reel ekonominin sahipleri Obama’yı tutmakta, finans sermayesine sahip olanlar Bush’u tutmaktadır.
Finans sermayesi dünyada ekonomik krizler çıkarıp dünyaya hâkim olmak istemektedir. Reel sermayeye sahip olanlar ise bu krizlerden rahatsız olmaktadırlar. Amerikan halkına reel sermaye temsilcileri hâkimdir, bankalara ise finans sermayesi hâkimdir.
Finans sermayesi üretim yapmadığı, oturduğu yerden dünyayı sömürdüğü için işi kolaydır. Bu işi İsrail’deki Yahudiler yapacak olsa kendi hâkimiyetini kaybeder. Kaybetmemek için İsrail’i devamlı savaş içinde bırakmakta, Filistinlileri ve İsrail Oğullarını kanlar içinde yaşatmaktadır.
İşte, Mavi Marmara olayı da Amerikan finans sermayesinin tezgâhıdır. Türkiye ile İsrail arasında da devamlı huzursuzluğu oluşturup Ortadoğu’nun kalkınmasını önlemeyi hedeflemektedir. Finans sermayesi III. dünya savaşını çıkarmak istiyor. Suriye olayları ve Arap baharı ile ilgili gelişmeleri hep bunu sağlamak amacıyla yapmaktadır. Başbakan Erdoğan da dolduruşa gelmiş ve gereksiz çıkışlar yapmıştır.
Obama ise Ortadoğu’da barış istiyor. Reel sermayenin dünyaya hâkim olmasını istiyor. Bu amaçla İsrail’i ziyaret etmiştir, Arap ülkelerini ziyaret etmiştir. İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi bu siyasetin sonucudur. Sermaye sözcüleri olan basın mensupları Obama’nın kötü niyetli olduğunu iddia etmekte, Mahir Kaynak doğru teşhisler koymaktadır.
Obama’dan beklediğim çıkışı yapmıştır. Obama ABD’deki reel ekonomi Yahudileri ile işbirliği yaparak faiz sermayesine son vermek istemektedir. Er veya geç bu olacaktır. Obama başaramazsa bile ondan sonra gelenler bunu yapacaktır. Amerikan halkı kararını vermiş ve sömürüye karşı oy kullanmıştır. Bundan sonra seçimde ABD’de yine DP kazanırsa sömürü sermayesinin sonu gelmiş demektir.
Biz her zaman İsrail Yahudilerini savunduk. Filistinliler ya hicret edecekler ya da İsrail yönetimini tanıyacaklar dedik. Önerilerde bulunduk. Sina Yarımadası’nda bir Filistin devletini kuralım dedik. Bunu Müslümanlar ve Yahudiler finanse etsin arzı dedik. İşte ona doğru bir adım atılmaktadır.
Kur’an’ın bildirdiğine göre Filistin İsrail oğullarının arz-ı mev’ududur. Kıyamete kadar var olacaklar, ilimde ve ekonomide hep insanlığa hizmet edeceklerdir. Yahudileri sevmeyebiliriz ama ilâhi kadere karşı gelemeyiz. Kötü Yahudiler ile iyi Yahudileri de birbirlerine karıştırmamamız gerekir. Üzeyir Garih’i öldüren de o sömürücü sermayedir.
Türkiye’ye değer veren Obama büyük imkândır.
Başbakan Erdoğan bizi dinlese ve Kur’an’ın dediklerini uygulasa insanlığa hizmet edecek durumdayız. Ben burada nelerin yapılacağını anlatacağım. Siz bunları Başbakan Erdoğan’a ulaştırın. Beni siyasilerin kapılarında bekletmeyin.
a) İstanbul’da bir kredileşme kooperatifi kurulacaktır. Bu kooperatifin kurucuları dünya devletleri merkez bankalarının başkanları olacaktır. Bir devletin nüfusu 30 milyon ile 100 milyon arasında kabul edilecek, katılan devletler her 50 milyon ile 150 milyon arasındaki nüfusları için birer kurucu göndereceklerdir.
b) Bu kooperatif üç sene sonra ödenmek üzere bir altın bonosu senedini çıkaracaktır. Bu senetler kuyumculara kredi olarak verilecektir. On gramlık altını kuyumcular serbestçe değiştireceklerdir. Fark istemeyecekler, buna karşı gelir vergisinden muaf olacaklardır.
c) Bu senetler devlet merkez bankalarına kredi olarak verilecek, merkez bankaları banka rezervi olarak altın veya dolar yerine bu senetleri koyacaklardır.
d) Borsalarda altın senedi serbest piyasa değerleri ile alınıp satılacaktır. Böylece ABD Merkez Bankası uluslararası merkez bankası olmaktan çıkarılacaktır. Zaten sermaye sözünde durmamış, doları altınla değiştirmekten vazgeçmiştir. Faizli düzende bu yapılamaz.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92