Akevlerin de anlaması gereken bir husus var; aslında bunu çoğulcu demokrasi tezinde ortaya koyuyor ancak yine de altını çizmek gerek; "DAHİL" olmak kavramı önemlidir. Katılmak, Katılımcı demokrası gibi anlamlar içerir. Fıkıhta nikah bahsinde duhul konusu anlatılırken, akit/hukuk ile birlikte bu kavram ele alınır. Bizim yazılarımızın hemen hemen tamamında bir üstten bakan "HAKİM" olma psikolojisini yansıtan dil,söylem,tavır,turum algılanıyor psikolojik olarak. Burada sorun çıkıyor; Akevler ile temas etmekten kaçınanların veya çekinenlerin Akevleri görmezlikten gelmekten kaynaklandığını düşünmüyorum. Akevler "hakim"olma, ele geçirme dilini kullanıyor şeklinde algılanıyor. Reşat EROL'un Türkçe dilini hakimiyeti, vukufiyeti benden iyidir. Editör olarak gerek sayın KARAGÜLLE'nin gerekse kendi yazılarının psikolojik algısı üzerinde bir başka pencereden bakarsa dueum anlaşılabilir. Bu sebeple "leste aleyhim bimusaytır" sen üzerlerinde/tepelerinde dikilmiş eli satırlı bir zorba değilsin" diyor. "kur'anı sana eşkiyalık edesin diye inzal etmedik, ancak haşyet edene tezkire/anlama/uyarı olsun diye" diyor. Eğer dilimiz, bugüne kadar yaptıklarımızı,düşündüklerimizi,yapmak istediklerimizi "kavlen leyyinen" dili ile olanı biteni anlatmayı başabilirse sonuca çok yaklaşmış oluruz. Bu sebeple sana çok iş düşüyor, bu hassasiyetleri ortaya koyma noktasanda reşat abi!!! Her bir kelimemizi kuyumcu tartısına koy sonra vitrine çıkar, Kömürcü kantarında tartmayalım!!! selam ve sevgilerimle...

Akevlerin de anlaması gereken bir husus var; aslında bunu çoğulcu demokrasi tezinde ortaya koyuyor ancak yine de altını çizmek gerek; "DAHİL" olmak kavramı önemlidir. Katılmak, Katılımcı demokrası gibi anlamlar içerir. Fıkıhta nikah bahsinde duhul konusu anlatılırken, akit/hukuk ile birlikte bu kavram ele alınır. Bizim yazılarımızın hemen hemen tamamında bir üstten bakan "HAKİM" olma psikolojisini yansıtan dil,söylem,tavır,turum algılanıyor psikolojik olarak. Burada sorun çıkıyor; Akevler ile temas etmekten kaçınanların veya çekinenlerin Akevleri görmezlikten gelmekten kaynaklandığını düşünmüyorum. Akevler "hakim"olma, ele geçirme dilini kullanıyor şeklinde algılanıyor. Reşat EROL'un Türkçe dilini hakimiyeti, vukufiyeti benden iyidir. Editör olarak gerek sayın KARAGÜLLE'nin gerekse kendi yazılarının psikolojik algısı üzerinde bir başka pencereden bakarsa dueum anlaşılabilir. Bu sebeple "leste aleyhim bimusaytır" sen üzerlerinde/tepelerinde dikilmiş eli satırlı bir zorba değilsin" diyor. "kur'anı sana eşkiyalık edesin diye inzal etmedik, ancak haşyet edene tezkire/anlama/uyarı olsun diye" diyor. Eğer dilimiz, bugüne kadar yaptıklarımızı,düşündüklerimizi,yapmak istediklerimizi "kavlen leyyinen" dili ile olanı biteni anlatmayı başabilirse sonuca çok yaklaşmış oluruz. Bu sebeple sana çok iş düşüyor, bu hassasiyetleri ortaya koyma noktasanda reşat abi!!! Her bir kelimemizi kuyumcu tartısına koy sonra vitrine çıkar, Kömürcü kantarında tartmayalım!!! selam ve sevgilerimle...

"tevrat yani kur'andır" derken Kur'an Tevrat mıdır??? Bir ifade düşüklüğü mü var? Bildiğimiz kadarıyla Tevrattan museviler kendilerini dışarıda bırakarak tüm insanlığı faizle nasıl yöneteceklerinin bilgisini Tevrattan çıkarıyorlar.

HER İKİSİ DE "ŞERİAT KİTABI" ANLAMINDA...

Bir diğer konu, kimse kimseye ne bankayı ne de vakıfları verir! Nitekim Musanın eline asayı veren firavun değildir. Musanın asasının fonksyonunu görecek olan enstruman her ne ise o ya zaten elimizde olandır; ya da bütün illüzyonları,yapay sistemleri etkisizleştirecek, yutacak olan henüz elimize verilmemiştir.

VERİLMİŞTİR (KUR'AN) DE; BİZ 1400 SENEYİ ONU SADECE "OKUMAK" VE "YAZMAK" İLE DEĞERLENDİRDİK... MÜSLÜMANLAR VE İNSANLIK HENÜZ ONU "ANLAMA VE UYGULAMA" MERHALESİNE GETİREMEDEİ; AMA AKEVLER ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI 47 YILDIR BÖYLE BİR GAYRETİN İÇERİSİNDE...

Akevlerin bu güne kadar yaptıkları, yazdıkları Musanın asası ile diğerlerinin bütün aktivitelerini yutan ve yönetici erkin yanında en yakınında olanlardan ayrılıp "evet akevlerin dedikleri, yaptıkları hakikattır" deyip taraf değiştiren etkili kimseleri henüz görmedik! Neden? çünkü süreç devam ediyor; yapısallığımızın oluşumu tamamlanmamış henüz. Bu sebeple "acele yoké diyorum.

DOĞRU...

BİZİM ACELEMİZ OLSA BİLE, ALLAH'IN ACELESİ YOK...

İyi oyuncular bazen yedek kulübesinde uzun süre bekletilirler, maçın son kritik anlarında bir kaç dakika içinde maçın seyrini değiştirecek oyun sergilerler, göllerini atarlar ve takımlarını başarıya taşırlar. Akevler yedek kulübesinde maçı izlemeye devam ediyor. Bunun için hüzünlenmeye gerek yok! Herkesle, her şeyle açılım yapanlar, açılımın/Fetih'in Akevlerin de dahil edilerek gerçekleşeceğini anlayacaklardır bundan eminim!

AYNEN KATILIYORUM...

ALLAH RAZI OLSUN...

Akevlerin de anlaması gereken bir husus var; aslında bunu çoğulcu demokrasi tezinde ortaya koyuyor ancak yine de altını çizmek gerek; "DAHİL" olmak kavramı önemlidir. Katılmak, Katılımcı demokrası gibi anlamlar içerir. Fıkıhta nikah bahsinde duhul konusu anlatılırken, akit/hukuk ile birlikte bu kavram ele alınır. Bizim yazılarımızın hemen hemen tamamında bir üstten bakan "HAKİM" olma psikolojisini yansıtan dil,söylem,tavır,turum algılanıyor psikolojik olarak. Burada sorun çıkıyor; Akevler ile temas etmekten kaçınanların veya çekinenlerin Akevleri görmezlikten gelmekten kaynaklandığını düşünmüyorum. Akevler "hakim"olma, ele geçirme dilini kullanıyor şeklinde algılanıyor. Reşat EROL'un Türkçe dilini hakimiyeti, vukufiyeti benden iyidir. Editör olarak gerek sayın KARAGÜLLE'nin gerekse kendi yazılarının psikolojik algısı üzerinde bir başka pencereden bakarsa dueum anlaşılabilir. Bu sebeple "leste aleyhim bimusaytır" sen üzerlerinde/tepelerinde dikilmiş eli satırlı bir zorba değilsin" diyor. "kur'anı sana eşkiyalık edesin diye inzal etmedik, ancak haşyet edene tezkire/anlama/uyarı olsun diye" diyor. Eğer dilimiz, bugüne kadar yaptıklarımızı,düşündüklerimizi,yapmak istediklerimizi "kavlen leyyinen" dili ile olanı biteni anlatmayı başabilirse sonuca çok yaklaşmış oluruz. Bu sebeple sana çok iş düşüyor, bu hassasiyetleri ortaya koyma noktasanda reşat abi!!! Her bir kelimemizi kuyumcu tartısına koy sonra vitrine çıkar, Kömürcü kantarında tartmayalım!!! selam ve sevgilerimle...

ÖNEMLİ BİR UYARI...

TEŞEKKÜR EDERİM, ALLAH RAZI OLSUN....

ÜSTAD'IN VE BENİM BU ÜSLUBUMUN "DERİN SEBEPLERİ" VAR...

ASLINDA BUNLAR BİLİNİYOR, SİZLER DE BİLİYORSUNUZ, HERKES DE GAYET İYİ BİLİYOR...

"SONUÇ" OLARAK "SÖYLEYENLERE" DEĞİL DE "SÖYLETENE" YANİ "ALLAH"A BAK/INIZ...

SADECE "SÖYLEYENLERİN" DEĞİL "SÖYLETENLERİN" YANİ NÂSIN DA .... .... ....

NEYSE...

YİNE SERTLEŞMEDEN TADINDA BIRAKIYORUM...

FERASET SAHİBİ "MÜ'MİNLER" İÇİN BU KADARI YETERLİDİR ÜMİDİNDEYİM...

SELAM, SEVGİ, SAYGI VE DE DUA.. DUA.. DUALARIMLA...

REŞAD

KAZIM KARDEŞ;

DAHA YAZACAK ÇO ŞEY VAR...

DÖNÜP MAKALEMİ YENİDEN OKUYUVERDİM...

ANLAYANLAR, ANLAYABİLENLER İÇİN SADECE BU MAKALEDE BİLE ÇOK ŞEY VAR...

ANLAMAYAN VEYA "NASİBİ OLMAYANLARA BİR ŞEY YOK!!!

TEFSİR YORUM VE DİĞER İLMÎ ÇALIŞMALARA DEVAM...

ELİMİZDEN GELDİĞİNCE UYGULAMAYA DA... ...

AMA...

YAPACAK OLAN BİZ DEĞİL, "ALLAH"TIR...

"O" KUR'AN'I İLE NURUNU TAMAMLAYACAKTIR...

BİZE DÜŞEN DE "KULLUK" VE DE HİZMET; 25 GENEL HİZMET...

SELAM, SEVGİ, SAYGI VE DE DUA.. DUA.. DUALARIMLA...

REŞAD