Reşat Nuri Erol
KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!
19.12.2016
9551 Okunma, 2 Yorum

 

KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!

Ya “KUR’AN VE İLİM” ya da “Eski hâl muhal; ya yeni hâl ya izmihlâl!” dedik ya, bundan önceki yazıda… Ne dersiniz; kaldığımız yerden devam edelim mi, meselenin daha da derinlemesine anlaşılması için biraz daha aynı minval üzere devam edelim mi?..

Bosna (Srebrenitsa) ve Kosova’dan yani Balkanlar’dan başlayan, Antep-Halep’te yani Irak-Suriye-Türkiye’de devam eden bir yazı yazacakken…” diyerek başlamıştım o yazıya… Öyle bir yazıyı artık yazamayacağım; çünkü faydası yok! Neden faydası yok? Balkanlar’da yani Bosna ve Kosova’daki memleketlerimde soykırım ve katliamlar olurken çok yazdım, çok konuştum, çok çırpındım; Halep’teki sonuç ortada!!!

Şunu diyor ve yazıyordum; İstanbul, Ankara, Kayseri, Sivas’ın savunması Bosna ve Kosova’da başlar; siz Bosna ve Kosova için bir şeyler yaparken kendinizi savunuyorsunuz…

Kayseri ve Sivas’ta o yıllarda yaptığım konuşmalarda dedim ve yazabildiğim gazetelerde de yazdım da ne oldu; Gazi Antep’in az aşağısındaki Şehit Halep kurtuldu mu?!.

Böyle bir yazı ve/ya yazılar yazacaktım ama yazsam ne fayda, yazmasam ne fayda…

İyisi mi KUR’AN’a, Kur’an ayetlerine sığınayım, hatırlatmalarımı oradan yapayım:

“Ey iman edenler! Size ne oluyor da Allah yolunda seferber olun dendiğinde yere çakılıp kalıyorsunuz. Yoksa bu değersiz hayatı ahirete tercih mi ediyorsunuz? Bilesiniz ki, dünyanın zevki ahirete göre çok azdır. Eğer seferber olmazsanız Allah size çok acı bir azap verir ve sizin yerinize başka bir kavim getirir, siz de O’na hiçbir zarar vermiş olmazsınız. Allah her şeye kadirdir... / Hafif olsun ağır olsun, seferber olun. Allah yolunda mallarınızla canlarınızla cihat edin. Eğer bilseniz, sizin için hayırlı olan da budur.” (KUR’AN; Tevbe, 9/38-39 ve 41. ayetler) Yorum yapmıyorum, herkes kendince yapsın…

Ama şu hatırlatmayı yapmadan geçemeyeceğim: ‘Siz dünyaya hükmeden zalimlerin zalim düzeni yerine “ADİL DÜZEN” için seferber oluncaya kadar…’ diyeyim, YETER!

Bosna ve Kosova ile başlar gibi yaptım, Irak ve Suriye ile devam eder gibi yapayım, HÜLAGÛ ile devam edeyim ve siz bunu bugünkü BAĞDAT ve HALEP gibi anlayın…

Irak ve Suriye’de olanlar, Hülagû (1258) döneminde olanları hatırlatıyor, yani ibret alınamadığı için tarih tekerrür ediyor… Moğol İmparatorluğu’nun kurucusu Cengiz Han’ın torunu Hülagû, İlhanlı Devleti’nin kurucusu ağabeyi Mengü Kağan tarafından bölgeye gönderilir. Hülagû 1258 yılında Bağdat’a girer ve Abbasi halifesi Mutasım’ı Moğol atlarının ayakları altında ezdirerek öldürtür. Bağdat’ı yağmalar, katliamlara başlar. Kadın, kız, yaşlı, çoluk, çocuk demeden iki yüz bin kişiyi katleder. Cami, hastane, medrese, saray, ne varsa hepsini yıkar, yok eder. Binlerce kitabı Dicle nehrine attırır. Dicle nehri günlerce kan ve mürekkep akıtır... Aynen günümüzde Irak ve Suriye’de olanlara benzer bir katliam…

Hülagû bir gün Bağdat’ın dışında kurduğu karargâhında şehrin en büyük âlimi ile görüşmek istediğini bildirir. Âlimleri bir korku sarar! Hülagû tarafından öldürülmek korkusuyla kimse en büyük âlim sırasında anılmak dahi istemez! Sakalı henüz çıkmamış Kadıhan adında genç ve cesur bir âlim Hülagû’nun dâvetini kabul eder. Yanına bir deve, bir keçi ve bir horoz alarak Hülagû’nun çadırına varır. Hayvanları çadırın dışına bağlar ve huzura girer. Hülagû genci tepeden tırnağa süzer. Beklediği birisi olmadığını düşünerek: “Bana gönderecek birini bulamadılar mı?” der. Kadıhan gayet sakin bir sesle: “Görüşmek için iriyarı birini istiyorsan bir deve getirdim. Sakallı yaşlı birini istiyorsan bir keçi getirdim. Gür sesli birini istiyorsan bir horoz getirdim” der. Hülagû gencin sıradan birisi olmadığını anlar ve şöyle sorar: “Söyle bakalım delikanlı! Beni üzerinize salan şey nedir?” Kadıhan: “Efendim, seni bizim üzerimize salan şey bizim amellerimizdir. Allah’ın bize verdiği nimetlerin kıymetlerini bilemedik. Esas gayemizi unutup makam, mal, mülk, para, şöhret peşine düştük. Zevk ve sefaya daldık. Cenâb-ı Hak da bize verdiği nimetleri almak üzere seni üzerimize saldı!” Hülagû: “Peki, beni buradan kim gönderebilir?” diye sorar. Kadıhan: “O da bize bağlı! Ne zaman kendimize dönüp, kısa zamanda toparlanıp, Allah’ın nimetlerinin kıymetini bilir, zevk ve sefadan, israftan, zulümden ve birbirimizle uğraşmaktan vazgeçersek, işte o zaman sen buralarda duramazsın!” der. …

 

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
19.12.2016
10:26



Reşat Nuri Erol

Reşat Nuri Erol

19.12.2016

Kur’an ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve Halep!

Ya “KUR’AN VE İLİM” ya da “Eski hâl muhal; ya yeni hâl ya izmihlâl!” dedik ya, bundan önceki yazıda… Ne dersiniz; kaldığımız yerden devam edelim mi, meselenin daha da derinlemesine anlaşılması için biraz daha aynı minval üzere devam edelim mi..
 
“Bosna (Srebrenitsa) ve Kosova’dan yani Balkanlar’dan başlayan, Antep-Halep’te yani Irak-Suriye-Türkiye’de devam eden bir yazı yazacakken…” diyerek başlamıştım o yazıya… Öyle bir yazıyı artık yazamayacağım; çünkü faydası yok! Neden faydası yok Balkanlar’da yani Bosna ve Kosova’daki memleketlerimde soykırım ve katliamlar olurken çok yazdım, çok konuştum, çok çırpındım; Halep’teki sonuç ortada!!!
Şunu diyor ve yazıyordum; İstanbul, Ankara, Kayseri, Sivas’ın savunması Bosna ve Kosova’da başlar; siz Bosna ve Kosova için bir şeyler yaparken kendinizi savunuyorsunuz… Kayseri ve Sivas’ta o yıllarda yaptığım konuşmalarda dedim ve yazabildiğim gazetelerde de yazdım da ne oldu; Gaziantep’in az aşağısındaki şehit Halep kurtuldu mu!.
Böyle bir yazı ve/ya yazılar yazacaktım ama yazsam ne fayda, yazmasam ne fayda… 
İyisi mi KUR’AN’a, Kur’an ayetlerine sığınayım, hatırlatmalarımı oradan yapayım: “Ey iman edenler! Size ne oluyor da Allah yolunda seferber olun dendiğinde yere çakılıp kalıyorsunuz. Yoksa bu değersiz hayatı ahirete tercih mi ediyorsunuz Bilesiniz ki, dünyanın zevki ahirete göre çok azdır. Eğer seferber olmazsanız Allah size çok acı bir azap verir ve sizin yerinize başka bir kavim getirir, siz de O’na hiçbir zarar vermiş olmazsınız. Allah her şeye kadirdir... / Hafif olsun ağır olsun, seferber olun. Allah yolunda mallarınızla canlarınızla cihat edin. Eğer bilseniz, sizin için hayırlı olan da budur.” (KUR’AN; Tevbe, 9/38-39 ve 41. ayetler). Yorum yapmıyorum, herkes kendince yapsın… 
 
Ama şu hatırlatmayı yapmadan geçemeyeceğim: “Siz dünyaya hükmeden zalimlerin zalim düzeni yerine ‘ADİL DÜZEN’ için seferber oluncaya kadar…” diyeyim, YETER! 
Bosna ve Kosova ile başlar gibi yaptım, Irak ve Suriye ile devam eder gibi yapayım, HÜLAGÛ ile devam edeyim ve siz bunu bugünkü BAĞDAT ve HALEP gibi anlayın… 
Irak ve Suriye’de olanlar, Hülagû (1258) döneminde olanları hatırlatıyor, yani ibret alınamadığı için tarih tekerrür ediyor… Moğol İmparatorluğu’nun kurucusu Cengiz Han’ın torunu Hülagû, İlhanlı Devleti’nin kurucusu ağabeyi Mengü Kağan tarafından bölgeye gönderilir. Hülagû 1258 yılında Bağdat’a girer ve Abbasi halifesi Mutasım’ı Moğol atlarının ayakları altında ezdirerek öldürtür. Bağdat’ı yağmalar, katliamlara başlar. Kadın, kız, yaşlı, çoluk çocuk demeden iki yüz bin kişiyi katleder. Cami, hastane, medrese, saray, ne varsa hepsini yıkar, yok eder. Binlerce kitabı Dicle Nehri’ne attırır. Dicle Nehri günlerce kan ve mürekkep akıtır... Aynen günümüzde Irak ve Suriye’de olanlara benzer bir katliam… 
 
Hülagû bir gün Bağdat’ın dışında kurduğu karargâhında şehrin en büyük âlimi ile görüşmek istediğini bildirir. Âlimleri bir korku sarar! Hülagû tarafından öldürülmek korkusuyla kimse en büyük âlim sırasında anılmak dahi istemez! Sakalı henüz çıkmamış Kadıhan adında genç ve cesur bir âlim Hülagû’nun davetini kabul eder. Yanına bir deve, bir keçi ve bir horoz alarak Hülagû’nun çadırına varır. Hayvanları çadırın dışına bağlar ve huzura girer. Hülagû genci tepeden tırnağa süzer. Beklediği birisi olmadığını düşünerek, “Bana gönderecek birini bulamadılar mı” der. Kadıhan gayet sakin bir sesle, “Görüşmek için iriyarı birini istiyorsan bir deve getirdim. Sakallı yaşlı birini istiyorsan bir keçi getirdim. Gür sesli birini istiyorsan bir horoz getirdim” der. Hülagû gencin sıradan birisi olmadığını anlar ve şöyle sorar: “Söyle bakalım delikanlı! Beni üzerinize salan şey nedir” Kadıhan: “Efendim, seni bizim üzerimize salan şey bizim amellerimizdir. Allah’ın bize verdiği nimetlerin kıymetlerini bilemedik. Esas gayemizi unutup makam, mal, mülk, para, şöhret peşine düştük. Zevk ve sefaya daldık. Cenâb-ı Hak da bize verdiği nimetleri almak üzere seni üzerimize saldı!” Hülagû, “Peki, beni buradan kim gönderebilir” diye sorar. Kadıhan, “O da bize bağlı! Ne zaman kendimize dönüp, kısa zamanda toparlanıp, Allah’ın nimetlerinin kıymetini bilir, zevk ve sefadan, israftan, zulümden ve birbirimizle uğraşmaktan vazgeçersek, işte o zaman sen buralarda duramazsın!” der.
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

TÜM YAZILARI
Reşat Nuri Erol
19.12.2016
10:27


http://www.milligazete.com.tr/kur%E2%80%99an_ayetleri_kadihan_hulag%C3%BB_ve_halep/resat_nuri_erol/kose_yazisi/32396







Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-46
23.02.2025 270 Okunma
1 Yorum 23.02.2025 10:40
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-45
22.02.2025 403 Okunma
1 Yorum 22.02.2025 05:19
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-44
21.02.2025 458 Okunma
1 Yorum 21.02.2025 11:04
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-43
19.02.2025 484 Okunma
1 Yorum 19.02.2025 08:34
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-42
18.02.2025 527 Okunma
1 Yorum 18.02.2025 08:25
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-41
17.02.2025 562 Okunma
1 Yorum 17.02.2025 08:30
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-40
16.02.2025 622 Okunma
1 Yorum 16.02.2025 17:52
Özer Ataç
Sahtelik 4
15.02.2025 656 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-39
15.02.2025 824 Okunma
1 Yorum 15.02.2025 12:31
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-38
14.02.2025 604 Okunma
1 Yorum 14.02.2025 08:58
Süleyman Karagülle
SEÇKİN SAYILAR VE 19 MUCİZESİ 05.01.2001
12.02.2025 114 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLARIN TASFİYESİ KANUNU 22.12.2000
12.02.2025 74 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLAR 22.12.2000
12.02.2025 76 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ BORÇ(BAKARA278-279) 22.12.2000
12.02.2025 97 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP ARALIK ÇALIŞMALARI 15.12.2000
12.02.2025 155 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL ÇALIŞMA KURALLARI: 15.12.2000
12.02.2025 77 Okunma
Süleyman Karagülle
MUKASSİMÂT(zariyat4.ayet) 15.12.2000
12.02.2025 103 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL DURUM VE ÇÖZÜM 08.12.2000
12.02.2025 84 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLER DENGE KULÜBÜ SÖZLEŞMESİ 08.12.2000
12.02.2025 70 Okunma
Süleyman Karagülle
C Â R İ Y Â T (ZARİYAT3.AYET) 08.12.2000
12.02.2025 64 Okunma
Süleyman Karagülle
K Ü R T Ç E 01.12.2000
12.02.2025 85 Okunma
Süleyman Karagülle
ORUÇ BABA 01.12.2000
12.02.2025 99 Okunma
Süleyman Karagülle
M E S İ H 01.12.2000
12.02.2025 96 Okunma
Süleyman Karagülle
HÂMİLÂT (YÜKLER) 01.12.2000
12.02.2025 81 Okunma
Süleyman Karagülle
“ZÂRİYÂT-1- ÂYETİ”Nİ AÇIKLAYALIM: 24.11.2000
12.02.2025 62 Okunma
Süleyman Karagülle
TESİR ÇİFTİ 24.11.2000
12.02.2025 83 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EVE GETİRİLEN YENİLİKLER 18.11.2000
12.02.2025 91 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETİN AF YETKİSİ VAR MIDIR? 18.11.2000
12.02.2025 83 Okunma
Süleyman Karagülle
İFRAT VE TEFRİT(KEHF28) 18.11.2000
12.02.2025 107 Okunma
Süleyman Karagülle
MATEMATİK İLE İfrat ve tefrit nedir? 11.11.2000
12.02.2025 107 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN MATEMATİĞİ TARİKATI 11.112000
12.02.2025 120 Okunma
Süleyman Karagülle
NEFİSTE SABIR(kehf28) 11.11.2000
12.02.2025 89 Okunma
Süleyman Karagülle
OKUMA/ TİLÂVET EMRİ 04.11.2000
12.02.2025 117 Okunma
Süleyman Karagülle
SÖMÜRÜ VE ÇARE 04.11.2000
12.02.2025 78 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLERDEN HABERLER 28.10.2000
12.02.2025 69 Okunma
Süleyman Karagülle
MESKENLER VE İŞYERLERİ AYETİ 28.10.2000
12.02.2025 79 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA (ENTROPİ) 28.10.2000
12.02.2025 77 Okunma
Süleyman Karagülle
ERMENİ KATLİAMI 14.10.2000
12.02.2025 73 Okunma
Süleyman Karagülle
MARKETTE SELEM UYGULAMASI 14.10.2000
12.02.2025 65 Okunma
Süleyman Karagülle
FAİZSİZ İŞLETME 14.10.2000
12.02.2025 53 Okunma
Süleyman Karagülle
BELGRAD OLAYI 07.10.2000
12.02.2025 83 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜTEŞÂBİH ÂYETLER 07.10.2000
12.02.2025 145 Okunma
Süleyman Karagülle
MEDENİYETLERİN ÖMRÜ 30.09.200
12.02.2025 99 Okunma
Süleyman Karagülle
AHMET BÜLBÜL’ÜN ÖLÜMÜ VESİLESİYLE; 30.09.2000
12.02.2025 88 Okunma
Süleyman Karagülle
Rektör Ethem Ruhi Fığlalıya cevap 23.09.2000
12.02.2025 107 Okunma
Süleyman Karagülle
KURANDA MUCİZE-1 23.09.2000
12.02.2025 105 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-37
11.02.2025 554 Okunma
1 Yorum 11.02.2025 11:49
Bahaeddin Sağlam
Safsata ve Hakikat Kelimelerinin Etimolojisi
9.02.2025 73 Okunma
Bahaeddin Sağlam
Bahane Kelimesinin Etimolojisi
9.02.2025 93 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-36
9.02.2025 467 Okunma
1 Yorum 09.02.2025 09:58


© 2025 - Akevler