Harun Özdemir
İslâmcılığın Sezai Karakoç aşaması
18.12.2015
6949 Okunma, 0 Yorum

              http://www.egedesonsoz.com/yazar/baslik/9409

 1933 Diyarbakır-Ergani’de doğdu. Ortaokulu Maraş’ta, liseyi Gaziantep’te okudu. Kendisi Felsefe, babası İlahiyat okumasını istiyordu; ikisi de olmadı. Kararı; hayatı boyunca yakasını bırakmayacak olan yoksulluk verdi: Parasız yatılı bölümü olan Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesine kaydoldu. Belli aralıklarla Maliye Bakanlığı’nda çalıştı. Birkaç kez istifa etti, tekrar döndü. 1973’te son kez istifa etti. O günden bu yana yaşamını yazılarından elde ettiği gelirlerle sürdürüyor.

Ailesi ile birlikte yaşadığı günlere ait anıları, onun hangi yoksulluklar ve çilelerle büyüdüğünü ve olgunlaştığını gösterir niteliktedir. Orta ve Lise yıllarında ağırlıklı olarak Doğu ve Batı klasiklerini okudu. Bulabildiği Osmanlıca kitap, dergi ve gazeteleri okuduğunu da düşünebiliriz.

Yazılarından anlaşıldığı kadarıyla Meşrutiyet ve Cumhuriyet döneminde yayımlanan meal ve tefsirleri, hadis çeviri ve açıklamalarını, Hukuk-u İslâmiyye ve Istilahat-ı Fıkhiyye Kamusu gibi fıkıh kitaplarını, Risale-i Nûrları, Mesnevî, Mukaddime, Asr-ı Saadet gibi İslam Tarihi eserlerini, önemli tasavvuf  ve Doğu edebiyatına ilişkin kayda değer bütün eserleri okuduğunu söyleyebiliriz.

Karakoç’un , Ankara Siyasal’da okuduğu yıllarda Necip Fazıl’ın her Ankara’ya gelişinde, O’nun hizmetine koşması, Osman Yüksel Serdengeçti’nin yayınevini ziyaretleri, İstanbul’da geçici sürelerle görev yaptığı dönemlerde Mehmet Şevket Eygi ile tanışması, görev icabı Anadolu gezileri… “Diriliş” mefkuresini belirlemesinde etkili oldu.

Diriliş Dergisi’nde 19 ve 20.yüzyılın bazı tanınmış Osman Yahya, Mahmud Ahmed, Muhammed Hamidullah, İnamullah Han, Ebu’l Hasan Ali Nedvî, Resul Hamzatov, Ahdat Suyef… gibi Doğu’lu; T.S. Eliot, A.Sorokin, S.Kirkegaard, Paul Hazard, Virginia Woolf, Gabriel Marcel, W.Faulkner, Rilke, Claudel, Dylan Thomas, Ezra Pound, Hard Crane, W.Blake, Karl Jaspers, Wolfrang Köhler, Arland Ussher, W.B.Yeats, Eugene Ionesco… gibi Batılı düşünürlerden çeviriler yapması, onun hangi kaynaklardan beslendiğini gösterir. Şunu da belirtmek gerekir ki, Karakoç, şarlatanlığını yapmasa da Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat’a muhalif bir görüşü hayatının hiçbir döneminde savunmadı. Bugün de aynı görüştedir.

 

Sezai Karakoç;

1-1839’da başlayan Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet, Demokrasi ve 2023 sürecini değişmeyen Batıcılığın birer aşaması olarak görür. Tanzimat’ın, Meşrutiyet’in, son olarak da Cumhuriyet’in yaptığı yıkımların altından kalkamamışken, daha tehlikeli AB ile nasıl başa çıkılacaktır? Hele İslam’a sıcak baktığını söyleyen bir iktidarın AB ile paralel işler yaptığı bir dönemde… Bunlar Karakoç’u endişelendiren gelişmelerdir.   

2-Mutlaka batıcılık, milliyetçilik ve demokrasi ile hesaplaşmalı ve bize ait ideolojimiz anayasada yerini almalıdır… Demokrasi başı sonu belirsiz bir ideoloji, her kapıyı açan maymuncuk gibi bize empoze ediliyor. Oysa demokrasi, faydaları da sakıncaları da olan bir yönetim şeklidir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yayılmaya başlayan yeni bir rejim denemesidir. Bunun başarılı olacağına da inanmıyorum, görüşündedir. 

3-Karakoç’un; yazılarında “İslâmcı” olduğuna bir beyanı yoktur. 1865’den Cumhuriyet’e kadar tartışılan ve İslâmî kaynaklarla savunulan laiklik, demokrasi, liberalizm, parlamenter sistem, anayasal düzen, insan hakları, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, kadın hakları... gibi kavramlardan hazzetmez! Ancak iki kez siyasi parti kurucusu ve başkanı olmasının zorunlu etkisinden olmalı, parti kurduktan sonra demokrasiye bakışında bir değişiklik olduğu görülmektedir.

4-Karakoç; Namık Kemal gibi ilk dönem İslâmcılarından değildir ve onlara da karşıdır. Ama bir Müslüman olarak siyasal faaliyetlere katıldığı için kabul etmese de, o da bir “İslâmcı”dır ve modern bir Müslümandır!   

5-Karakoç; savcının iddialarına tarihsel savunmalar yaparak ucuz kahramanlıklar peşinde koşmaz. Yazılarında tedbirli ve özenlidir. Rahle-i tedrisinden geçen gençlerin hapse girmesine ve burnunun dahi kanamasına izin vermez. Bu yönüyle 20.yüzyılın en kayda değer Müslüman aydınlarından biridir.

6-Said-i Nursî, Tayyip Okiç, Nuri Pakdil, Mehmet Şevket Eygi… gibi Sezai Karakoç da evlenmemiştir. Bekâr yaşayarak eş ve çocuk yükü taşımadığından, hayatı 3-0 önde sürdürerek daha “ahlâklı(!)” olabilmiştir! Bu durum, Müslüman camiada evlenmeyen üstatların hepsi için geçerlidir! İnsanlar ailelerinin hatırı için hangi yalanlara ve yanlışlara düştüğü üzerinde biraz düşünebilirlerse ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.  

7-Aşk, herkes gibi gün gelmiş Karakoç’un da kapısını çalmıştır. Tek taraflı aşkının en güzel meyvesi ise “Mona Rosa” olmuştur! Yaklaşık 50 yıl gizlenen Mona Rosa’nın öznesi, hiç beklenmeyen bir zamanda, hem de bir banka reklamında birden bire görünüvermiştir! Modern zamanların utangaç, iffetli, bir o kadar da gururlu Müslümanının hem de 75 yaşında, 50 yıl sakladığı en büyük sırrının bir banka reklamında açık edilmesi, belki de bir insanın başına gelebilecek “modern” felaketlerden felaketlerin en ilginci olmalıdır!  

8-Onu saygı ile izleyen Müslüman gençliğin ezber ettiği Mona Rosa’nın, bir banka reklamı ile tılsımını yitirmesi, Karakoç kadar gençlik için de bir düş kırıklığı olmuştur!

9- İslâm’a ilişkin klasik sayılabilecek kitaplar okuması, okuduklarını önemsediğini yaşamında ve yazılarında göstermesi ona; Sağcı, Solcu ve İslâmî camiada özel bir statü ve saygınlık kazandırmıştır.  

10-Necip Fazıl’ın “Baidullah - Allah’a uzak” dediği Muhammed Hamidullah’a ait bazı makaleleri Diriliş Dergisi’nde yayımlaması, Necip Fazıl’ın polemiklerini pek de ciddiye almadığını göstermiştir.

11-Karakoç, bir medreseli değildir. Modern eğitim almış ve iyi derecede Fransızca öğrenmiştir. Makalelerinde ve poetikasında Batılı düşünürlerden alıntılar yapması ilginç olmalıdır. Özellikle Yunus Emre biyografisinde Fransız şairleri ile Yunus’un şiirlerini çözümleme denemeleri, İslâmî camianın alışık olduğu bir açıklama yöntemi değildir. Bu tür hoşgörüleri, Karakoç’a tanınan bir ayrıcalık olarak görebiliriz.

12-Karakoç, İslâmcı ve Milliyetçi çevrelerde Öztürkçeyi umursamadan kullanan ilk yazardır. Nuri Pakdil ve diğerleri ondan sonra gelir. Allah varken, Tanrı demesi, bunu çok da rahat kullanması bir tepkiye neden olmamıştır! Söz konusu Karakoç ise hoşgörünün sınırı yoktur!  

13-Son derece muhafazakar görünse de bazı konularda cidden tabu yıkıcıdır: Yoğun şekilde Öztürkçeyi kullanması, Batılı düşünürlerden düşünce transferi yapması ve “II.Yeni” gibi geleneksel şiir kalıplarının dışına çıkarak dönemin solcu denen genç şairleri ile serbest şiirler yazması… İslâmî camia arasında yıktığı tabulardan bazılarıdır.

14-Gazete ve dergi icat edildiğinden beri polemik yazıları, yazara ün ve tiraj kazandırmıştır. Karakoç;  Necip Fazıl ve Serdengeçtiden farklı olarak hiç kimseyle polemiğe girmemiştir. Karakoç’a Sağ, Sol ve İslâmcı çevrelerin özel bir saygı göstermesi, üzerinde durulması gereken bir konudur. Gördüğü özel muamelenin onu şımartmaması, sahip olduğu ahlâkla açıklanabilir.

15-Türkiye’de şu anda İslâmcı bir edebiyat varsa, bunun çağdaş öncüsü Sezai Karakoç’tur. Ancak bazı konuların fazla abartıldığını da söylemek gerekir. Örneğin; Mona Rosa’da aşkı bulan, Balkon şiirinden de modernizmi ve modern mimari eleştirisini çıkarsayan hayranları, umarım “Hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı” dizesinden de bir siyaset teorisi istidlal etmemişlerdir!

16-Yazılarında sıklıkla başvurduğu yöntem soyutlamadır. Metafor ve mecaz yoğunluklu yazar. Şiirleri ise imgelerle doludur. Analitik bir üslupla yazdığı bir makalesi yok denebilir. Doğada serbest halde bulunan örneğin bir dağ, Karakoç’un yazısına ancak Musa ile birlikte konu olabilir veya Allah’ı zikreder haliyle. Uzman bir maliyeci olmasına rağmen “İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü” adlı eserinin adı iddialı olsa da, hacim ve içerik olarak ancak bir edebiyat denemesi sayılabilir!  

17-Yunus Emre, Mevlana ve Mehmet Akif biyografilerinin İslâmcı gençliğin başucu kitapları arasında yer almaması nedeni üzerinde durulmalıdır. “Leyla ile Mecnun”un beklenen ilgiyi görmemesi de, kitabın tarihsel bir değer taşımadığı anlamına gelmez.

18-Diriliş Partisi’ni kurana kadar röportaj, salon toplantısı, fotoğraf ve TV programlarından uzak durması, yalnızca “şöhret hastalığı”na yakalanma korkusu ile açıklanamaz! Uzak duruşunu; içe kapanık, utangaç kişiliği ve düzgün bir aksanla konuşamaması… gibi nedenlere bağlamak daha doğru olacaktır.  

19-Karakoç’a gösterilen hoşgörünün bir örneğini “evrim” kavramına yüklediği anlamda da görebiliriz: Diriliş Partisi veya ideallerinin iktidara gelme koşullarını “Tabii  evrim tek başına bir ülkenin ilerlemesi için yeterli değildir. Ondan sonraki merhale, gelişme, gelişmeden de bir ileri merhale, diriliş yol ve yordamıdır” şeklindeki açıklaması dikkate değer bir açıklamadır…

 

80 yılı aşkın ömrünü elmas işçiliği özeni ile dolu dolu düşünerek ve yazarak geçiren Sezai Karakoç’un, geç kalmış yaşında Diriliş Partisi’ni kurması… İdeallerinin iktidar olmasını da “doğal evrim”in son aşaması olarak açıklaması… üzerinde konuşulmayı gerektiren yığınla malzemeye bir yenisini eklemiş oldu. 

 






Son Yorumlanan Makaleler
Harun Özdemir
İslamofobinin kaynağı
9.08.2017 4614 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 13:09
Harun Özdemir
Müslümanın adı ne olmalı
9.08.2017 4804 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 12:53
Harun Özdemir
İslamcılık üzerine
9.07.2017 5176 Okunma
1 Yorum 09.07.2017 09:20
Harun Özdemir
İncire ve zeytine yemin olsun mu?!
14.06.2017 5762 Okunma
1 Yorum 14.06.2017 18:49
Harun Özdemir
Kur'an ve bedeni cezalar üzerine
6.06.2017 5583 Okunma
2 Yorum 08.06.2017 11:10
Harun Özdemir
Zor günlerdeyiz...
16.05.2017 5416 Okunma
1 Yorum 16.05.2017 10:26
Harun Özdemir
Fatih kaç yaşında cumhurbaşkanı oldu
12.04.2017 4882 Okunma
2 Yorum 12.04.2017 19:25
Harun Özdemir
Anayasa değişikliğinde neler var
3.04.2017 4798 Okunma
1 Yorum 03.04.2017 23:10
Harun Özdemir
Avrupa'dan vazgeçebilir miyiz?!
20.03.2017 5096 Okunma
1 Yorum 20.03.2017 20:37
Harun Özdemir
Kılıçdaroğlu gıybeti ile sonuç almak
13.03.2017 5296 Okunma
2 Yorum 13.03.2017 21:07
Harun Özdemir
Egemenlik kimin
21.02.2017 5859 Okunma
5 Yorum 23.02.2017 00:29
Harun Özdemir
Cumhuriyet'in kuruluş felsefesi
14.02.2017 5356 Okunma
1 Yorum 15.02.2017 17:05
Harun Özdemir
Kur'an neden tahrif olmadı
31.01.2017 5502 Okunma
1 Yorum 31.01.2017 22:47
Harun Özdemir
Anayasaların öncüsü Hz.Muhammed'dir
23.01.2017 7218 Okunma
1 Yorum 26.01.2017 10:28
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ -2-
22.01.2017 5109 Okunma
1 Yorum 23.01.2017 21:39
Harun Özdemir
Bu terör değil; başka bir şey!
7.01.2017 5614 Okunma
1 Yorum 08.01.2017 01:12
Harun Özdemir
Bir ülkenin barış üretebilme kabiliyeti
2.01.2017 6482 Okunma
8 Yorum 07.01.2017 00:10
Harun Özdemir
Savruluyoruz!
14.06.2016 6058 Okunma
1 Yorum 15.06.2016 01:50
Harun Özdemir
Ahlâk-ı Hamîde mi dedin?!
29.04.2016 7432 Okunma
1 Yorum 30.04.2016 00:58
Harun Özdemir
Beytü'l Hikme ve Nizamiye Medreselerinin etkileri
21.04.2016 8256 Okunma
1 Yorum 22.04.2016 09:08
Harun Özdemir
Müslümandan Burjuva olur mu?!
19.04.2016 6937 Okunma
1 Yorum 19.04.2016 22:36
Harun Özdemir
Ya yenilik ya da çürüme!
14.03.2016 7201 Okunma
5 Yorum 17.03.2016 17:56
Harun Özdemir
Fetva ekonomisi
29.02.2016 7037 Okunma
1 Yorum 29.02.2016 20:58
Harun Özdemir
Karagülle İslâmcı mı?
22.02.2016 7399 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 22:17
Harun Özdemir
Parlamento Dışı İslâmcı anayasa çalışmaları
18.02.2016 7236 Okunma
6 Yorum 20.02.2016 23:32
Harun Özdemir
Her şey çok farklı olabilirdi
16.01.2016 6838 Okunma
2 Yorum 21.01.2016 14:57
Harun Özdemir
Yeni İslam felsefesi mümkün mü
31.07.2012 5556 Okunma
9 Yorum 03.08.2012 09:08
Harun Özdemir
Zina, fuhuş ve azgınlık
13.07.2012 10863 Okunma
13 Yorum 20.07.2012 23:07
Harun Özdemir
Evlenme hakkı üzerine
11.07.2012 11619 Okunma
30 Yorum 18.07.2012 19:12
Harun Özdemir
Şahitlik üzerine
15.07.2012 6187 Okunma
4 Yorum 15.07.2012 14:41
Harun Özdemir
Tüketme Hakkı
30.06.2012 5643 Okunma
5 Yorum 08.07.2012 10:58
Harun Özdemir
"... ve hadîdi inzâl ettik..."
30.06.2012 5980 Okunma
3 Yorum 08.07.2012 10:24
Harun Özdemir
Yeni Anayasanın kapsamı ve öngörüsü
3.07.2012 4790 Okunma
3 Yorum 07.07.2012 01:50
Harun Özdemir
Biyolojik ata ve hukukî anne ve baba
4.07.2012 8008 Okunma
13 Yorum 06.07.2012 14:24
Harun Özdemir
Adem Tiflis'te insan oldu!
26.06.2012 10113 Okunma
17 Yorum 05.07.2012 21:40
Harun Özdemir
Yeni bir Anaysa mı yoksa yeni bir Teşkilât-ı Esas
30.06.2012 5625 Okunma
3 Yorum 01.07.2012 11:03
Harun Özdemir
Hilkatin Mebdei ve Adem
24.06.2012 5990 Okunma
5 Yorum 26.06.2012 04:29
Harun Özdemir
Sünnî İslâm ve Demokrasinin Geleceği
30.11.2015 5823 Okunma
Harun Özdemir
Umarım oyun içinde oyun yoktur
4.12.2015 5963 Okunma
Harun Özdemir
Ahlâksız İslâmcılık Olur mu?!
7.12.2015 5447 Okunma
Harun Özdemir
İlahiyat Fakülteleri kapatılmalı!
14.12.2015 5605 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcılığın Sezai Karakoç aşaması
18.12.2015 6949 Okunma
Harun Özdemir
Alevî İslâmcılık mümkün mü?
22.12.2015 6277 Okunma
Harun Özdemir
Masonluk ve İslâmcılar
28.12.2015 5869 Okunma
Harun Özdemir
Mason olmanın dayanılmaz faydaları?!!!
1.01.2016 6991 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların gelecek beklentisi
8.01.2016 5790 Okunma
Harun Özdemir
Gizli Servis İslâmı Loca İslamını Yendi mi?!
11.01.2016 6013 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların ekonomiden ne anladıkladıklarına dair
26.02.2016 5473 Okunma
Harun Özdemir
Fıkıh Ekonomilerinin Teorisi
5.03.2016 5918 Okunma
Harun Özdemir
Seçim sizin; hangi İslâm?!
9.03.2016 5540 Okunma
Harun Özdemir
Dinimiz işleri; dinleri işimiz mi olmuş?!
13.03.2016 5489 Okunma
Harun Özdemir
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof.Dr.Mehmet GÖRMEZ'e...
21.01.2016 5399 Okunma
Harun Özdemir
Ulemanın "İlm-i siyaset" ile imtihanı
25.01.2016 5516 Okunma
Harun Özdemir
Modern Kadın Müslüman mı?!
2.02.2016 5340 Okunma
Harun Özdemir
Fransız kadın Müslüman olur mu?
7.02.2016 4954 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların Anayasa rüyası!
9.02.2016 5813 Okunma
Harun Özdemir
1921 Anayasasına İslâmcıların katkısı
13.02.2016 5439 Okunma
Harun Özdemir
Atatürk Anayasası, ABD Anayasasına nasıl yenildi?!
16.02.2016 5315 Okunma
Harun Özdemir
ÖSYM Başkanı Sayın Prof.Dr. Ömer DEMİR'e açık mektup
21.03.2016 6183 Okunma
Harun Özdemir
Kadına eziyet dini bir vecibe midir?!
23.03.2016 5552 Okunma
Harun Özdemir
Kıskançlık öldürücüdür!
28.03.2016 6424 Okunma
Harun Özdemir
İki kadını şahit yapmak!
4.04.2016 5165 Okunma
Harun Özdemir
Kur'an'ın şaşırttıkları!
8.04.2016 4955 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların sanata bakışı üzerine
13.04.2016 6470 Okunma
Harun Özdemir
Bilim bizim neyimize!
25.04.2016 5262 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye neden demokratikleşemez?!
7.01.2017 3822 Okunma
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ
8.01.2017 4916 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın özgürleşmesi mümkün mü?
16.01.2017 3620 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın Darwin'le imtihanı
6.02.2017 4490 Okunma
Harun Özdemir
Kim daha akıllı?!
10.02.2017 3544 Okunma
Harun Özdemir
Laiklik mi demokrasi mi?!
3.05.2016 5284 Okunma
Harun Özdemir
Modernleşmeye Müslümanların etkisi oldu mu?
8.05.2016 5735 Okunma
Harun Özdemir
Cumhuriyet ne kadar kalıcı?!
16.05.2016 5388 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcı şehir olabilir mi?!
20.05.2016 3874 Okunma
Harun Özdemir
Alem-i İslâm'da özgürlük sorunu
28.05.2016 3936 Okunma
Harun Özdemir
Marjinal İslâmcıların özgürlük arayışı
30.05.2016 3947 Okunma
Harun Özdemir
Köylü İslâm marjinal İslâm'a karşı
3.06.2016 3733 Okunma
Harun Özdemir
Devlet neden açık hedef?
5.06.2016 4448 Okunma
Harun Özdemir
Bu ne yaman çelişki!
8.06.2016 3804 Okunma
Harun Özdemir
Batı gerçeği!
20.06.2016 4321 Okunma
Harun Özdemir
Doğu gerçeği!
23.06.2016 4848 Okunma
Harun Özdemir
Direnç eğitimi nedir?
27.06.2016 4143 Okunma
Harun Özdemir
İsyan günlerinde zekât!
8.07.2016 4017 Okunma
Harun Özdemir
Kur’an’ı anlama çabaları
8.07.2016 4047 Okunma
Harun Özdemir
Yaşar Nuri İslâmcılığı
17.07.2016 4070 Okunma
Harun Özdemir
Darbenin devamı var mı?
24.07.2016 4738 Okunma
Harun Özdemir
Adalet yönetimin temelidir.
25.07.2016 4077 Okunma
Harun Özdemir
Neden böyleyiz?!
9.08.2016 4797 Okunma
Harun Özdemir
Karanlık çağa doğru
9.08.2016 4478 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali -1-
19.12.2016 4214 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-2-
21.12.2016 4456 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-3- Son şansa zaman yok
27.12.2016 3705 Okunma
Harun Özdemir
Milli uzlaşma uluslararası kararlarla çelişirse
28.02.2017 3469 Okunma
Harun Özdemir
Darbeler önlenebilir mi?
3.03.2017 3771 Okunma
Harun Özdemir
Milli Mücadelede Yahudiler
7.03.2017 3988 Okunma
Harun Özdemir
Terörle bağlantılı seçmen sayısı
15.03.2017 3045 Okunma
Harun Özdemir
1'e karşı 27
27.03.2017 2680 Okunma
Harun Özdemir
Askerlik neden önemsiz olsun ki
10.04.2017 2806 Okunma
Harun Özdemir
Milli Bayramların konsepti değişebilir mi
26.05.2017 2365 Okunma
Harun Özdemir
Atatürk'e annesi üzerinden saldırmak
31.05.2017 2344 Okunma


© 2024 - Akevler