Hüseyin Kayahan
HACCIN ZAMANI
23.08.2015
7823 Okunma, 4 Yorum

HAC HANGİ AY(LAR)DADIR?

Bakara 2/197:

الْحَجُّ أَشْهُرٌ مَعْلُومَاتٌ فَمَنْ فَرَضَ فِيهِنَّ الْحَجَّ فَلَا رَفَثَ وَلَا فُسُوقَ وَلَا جِدَالَ فِي الْحَجِّ وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ يَعْلَمْهُ اللَّهُ وَتَزَوَّدُوا فَإِنَّ خَيْرَ الزَّادِ التَّقْوَى وَاتَّقُونِ يَاأُولِي الْأَلْبَابِ (197)

Hacc ma’lûm aylar, kim o aylarda hacca şuru’ ederse artık hacda ne refes, ne füsuk, ne cidal yok, hayra dair ise nişlerseniz Allah onu bilir ve çünkü azığın en hayırlısı takvadır, azık tedarük edin de bana takva ile gelin ey beyni olanlar[2/197]

Akevler meali (2000-2008):

Hac Malum şehirlerdir. Kim bunlarda haccı farzederse hacda ne rafes, ne fusuk, ne de cidal vardır. Hayr’dan fiil ettiklerinizi Allah ilmeder.  Tazavvud ediniz, zadın hayırlısı takvadır. Ya Lublüler bana ittika ediniz. (2/197)

Kurultay bilinen aylardır. Kim bunlarda kurultayı gerekli görürse kurultayda ne sürtme (sürtüşme), ne kaçkınlık (fışkırma) ne de çekişme vardır.  Ve iyiliklerden yaptıklarınızı Allah bilir. Çoğaltınız, çoğaltmanın iyisi korunmadır. Ve bende korununuz ey loplular. (2/197)

Bilindiği kadarıyla Hac, hicretin 9. Yılında farz olmuş ve o yıl Hz. Peygamber kendisi Hacca gitmemiş, Ebubekir başkanlığında bir heyet haccetmiştir. Medine’de kalan peygamber ve sahabeler hac döneminde nasıl bir program uygulamışlardır? Peygamberin o sene niçin hacca gitmediğini, bununla ilgili hadisleri var mı bilmiyorum. Siyer-i Nebiyi bilen arkadaşlardan katkı koymaları rica olunur.

Peygamber ilk ve son olarak 10. Hicri yılda bir defa haccetmiş ve ondan sonra da vefat etmiştir. Veda Haccında, yaklaşık 100.000 kişiye hitaben irad edildiğine inanılan Veda Haccı Hutbesi “Mütevatir” bile değildir. 9. ve 10. Yıllarda yapılan bu iki haccın aynı günlerde ve aynı ritüelle/ayinle mi yapıldığını bilen arkadaşlardan katkı beklerim.

Şimdi, yukarıdaki ayet üzerinde biraz düşünelim:

Aynı ayette “elHac” kelimesi, belagate aykırı olarak 3 kere söylenmiştir. Bu haclar aynı olsaydı, ilkinde söyledikten sonra tekrar izhar etmeyip, zamir göndermesi gerekirdi. Demek ki, 3 farklı Hac vardır.

Bu haclardan ilki ve en küçüğü, Ramazan Bayramı Namazının kılındığı “İl Kurultayıdır”. Bucak başkanları ve yöneticileri için bu toplantıya gitmek farz/zorunludur. Vatandaşlardan imkanı olanlar için gerekli, hiç olmazsa ömründe bir kere zorunludur.

İkinci Hac ise, Kurban Bayramı Namazının kılındığı “Devlet Kurultayıdır”. İl başkanları ve yöneticileri için zorunlu, vatandaşlar için gerekli ama ömürlerinde bir defa için zorunludur.

Üçüncü Hac ise en büyük Hac olan ve Mekke’deki Arafat meydanında yapılan “İnsanlık Kurultayıdır”. Bu toplantıya katılmak, devlet başkanları ve yöneticileri, devlet düzeyindeki sosyal ve ekonomik kurumların başkan ve yöneticileri için zorunlu, diğerleri için gerekli ama gücü yeten herkes için ömründe bir defa zorunludur.

Her 3 kurultaya katılması zorunlu olanların; mazeretsiz 3 defa üst üste katılmamaları halinde yetkileri hakemler kararı ile düşürülür. Bu Cuma namazına kıyasla böyledir.

Hac, ilam edilmiş aylardır”, denmekte; “Hac, ilam edilmiş aylardadır” denmemektedir. Yani “bi” veya “fi” gibi bir harf-i cerle söylenmemiştir. Bu zamanın kendisi haçtır.

“Elhaccu”; marife, eril, tekil;

“Eşhurun”, nekre, eril, mükesser çoğul;

“Ma’lumat”, nekre, dişil, müennes salim çoğuldur.

Hac; şimdiki gibi değişmeden, her yıl aynı ay ve günlerde olsaydı, şehr/ay kelimesi tekil ve marife/bilinen olarak gelirdi. Günlerce sürebilecek yolculukları kastederek; yolculuğun başlaması ve bitişine kadar geçen süreyi de kast ettiği söylenebilse de, her sene aynı aylar ve günlerde olacaksa en azından “marife çoğul” olarak söylenirdi.

Şehr/ay kelimesi; çoğul (eşhur/aylar) olarak gelmiş, “onlarda(fi hinne)” diye çoğul zamir göndererek, bu ayların çok olduğunu pekiştirilmiştir. “kim haccı farz ederse” diyebilirdi ama öyle demedi ve “kim onlarda/onların içinde haccı farz ederse” dedi. Farz etmenin de kişinin kendi iradesi ile gerçekleşeceğini belirtmektedir.

“Bilinen” diye tercüme edilmesine karşılık, Ma’lumat/i’lam edilmiş/bilgilendirilmiş/kararlaştırılmış manasındadır. Mahkemelerin verdiği “ilamlar” böyledir. Resmi olarak yayınlanması, ilan edilmesi gereklidir.

Ramazan Orucu Hicri ay olarak aynı ayda (Ramazan ayında) olmasına karşılık, Miladi ayların hepsini, her yıl 10 gün önce gelerek gezer ve bir turu 33 yılda tamamlar.

Hac ise her yıl için önceden belirlenip, ilam edilerek (bilgilendirilerek); Miladi olarak tüm insanların en uygun Miladi ayda Hac yapılabilmesi için, Ramazan Orucuna benzer şekilde ama simetrik olarak, tüm Hicri ayları gezmiş olur ve 33 yılda bir aynı Hicri ayın aynı günlerine denk gelir.

Nekre/belirsiz ve tekil değil, çoğul gelmesinin hikmeti bu olmalıdır. Arapça dil kuralı gereği, çoğul olduğu için en az 3 (kesret ise en az 10) ay olması gerekir. Hac esasında bir gündür. Hac; Arefe günü Arafat’ta bulunmadır, farz olan budur. Peygamber de, “Hac, Arafat’tır” demiştir. Öyleyse sadece bir gün olan bu zaman, nasıl “belirsiz aylar” olabilecektir? Bence bu da, Hac gününün ancak bütün ayları gezmesi ile olabilir. Yapılacak konuşma ve görüşmeler en az 3 aya yayılır ve oluşan ortak mutabakatlar Arafat’ta ilan edilir. Sonra Adem’in çocukları olarak hep beraber Kabe tavaf edilir, diğer “şaâirillah/Allah’ın işaretleri” olan yerler ziyaret edilir.

Hac insanlık/nas kurultayıdır. Allah’a inanmayanlar da dahil olmak üzere, tüm insanlığın katıldığı, tüm insanlığı ilgilendiren konuların görüşüldüğü ve her yıl için yeniden ilan edilen bir toplantıdır. “fezkurullah/vezkurullah/Allah’ı zikredin, anın” emirleri gereğince, bu toplantılarda hem sosyal, hem de ekonomik konular görüşülür, tartışılır, seminer ve sempozyumlar/bilgi şölenleri yapılır ve Arafat meydanında canlı yayınlarla tüm dünyaya duyurulur. İnsanlığı ilgilendiren bu konuların ciddiyetine ve katılımcıların çokluğu ve çeşitliliğine binaen hacda sıkı kurallar vaz edilmiştir.

Sosyolojik olarak düşündüğümüzde Allah’ı zikretmek; bucak seviyesinde bucağın meselelerini, il seviyesinde ilim meselelerini, devlet seviyesinde devletin meselelerini, insanlık için ise tüm insanlığın ortak sorunlarını görüşmek, aralarında fikir, hizmet ve mal alışverişinde bulunmak demektir. Bucak, il ve Devletlerin tüzel kişiliği ve bunun sonucunda başkanları var iken, insanlığın tüzel kişiliği yoktur ve sadece “genel sekreter” düzeyinde temsil edilir ve hizmet birimi olarak örgütlenir.

Birleşmiş milletler cemiyeti New York’ta değil, Mekke’de bulunacaktır. Orada insanlar için kurulmuş ilk ev vardır. Hz. İbrahim ve Oğlu İsmail onu onarırlarken, sıfırdan yapmamışlar, “kavaidinin/temellerinin” üzerinde yükseltmişlerdir. Demek ki temeli daha önce atılmıştır. Onu temelini atan da, Yeryüzündeki tüm insanların ortak ceddi olan Hz. Adem ve ona yardım eden çocuklarıdır.

Ümm-ül Kura/karyelerin anası, Mekke’dir. Karye; yerleşilen, devamlı kalınan yer olarak anlaşılmasına karşılık, karye ile kuran kelimesi akrabadır. Okuma, kitaplaşma, yasalaşma burada olmaktadır. Sözler, buralarda yazılı hale gelmekte, okuma ve yazma bu seviyede başlamaktadır. İnsanlığı ilgilendiren yazılar da buradan çıkacaktır, bu şehir buna layıktır. Bu onur başka bir şehrin olamaz.

Mekke ve Medine kralların, Kudüs de Siyonistlerin, tahakkümünden kurtulacaktır. Mekke; bütün insanların, Kudüs; Yahudi, Hristiyan ve Müslümanların (kendilerine kitap verilenlerin), Medine ise Muhammedîlerin kenti olacaktır. Mekke’nin Hac usulü Kuran’da belirtilmiştir, müçtehitler tüm insanlığa uygun yeni içtihatlar yapacaklardır. Onların icmâsı Mekke’nin kamu hukuku haline gelecektir. Kudüs’ün ziyaret usulünü de 3 dinin mensupları olarak İbrahimîler ortaya koyacaktır. Suudiler Hz. Muhammed onların ırkından olduğu için, sadece Medine’nin ziyaret usullerini düzenleyebilirler. İstanbul da benzer şekilde Hristiyan ve Müslümanların ortak şehri yapılabilir.

Yaklaşan Hac mevsimi dolayısıyla konuyu görüşlerinize açmak istedim.

Saygılarımla.

H.Kayahan

 


YorumcuYorum
Hüseyin Kayahan
23.08.2015
14:14

Vurgulamak istedim:

Hac; fiilin, yerin adı değildir; zamanın adıdır. "Hac ma'lum aylardır", demektedir.

Hüseyin Kayahan
23.08.2015
15:02

Oruç; Kamer’i ay olan Ramazan’da tutulur ama 33 yıl içinde Şemsî/güneş ayların hepsini gezer.

Hac ise; Şemsi ay(lar)da yapılır ama 33 yıl içinde Kameri/ay ayların hepsini gezer. Kamerî ayların (şemslerin) hepsini gezeceği için de belirsiz ve çoğul olarak kullanılmıştır.

Kameri aylar (şehr) ayın hareketlerini takip eder. Hilalin görülmesi ile bir ay başlar, yeniden görülmesi ile o ay biter, diğeri başlar. Şemsi aylar ise, güneşin aynı enlemden aynı yönde iki defa geçmesi arasındaki sürenin (365 günün) 12’ye bölünmesiyle elde edilen zaman süreleridir. Kameri aylarla ilgisi, sadece sayısının benzerliği, 12 adet oluşudur. Metrik sisteme uygun olması için 10 adet olması daha uygun olabilirdi…

Ayette geçen Şehr kelimesi; gökteki ayın 2 hilalinin arasında geçen süredir, şemsi ay değildir. Dolayısıyla “eşhurun malumat” kameri ayların çoğuludur. Oruç ayetindeki “Şehri Ramazan” ve devamındaki “eşşehr” kelimeleri şemsi ay olarak anlaşılamaz ve onlardan biri ile tevil edilemez, yer değiştiremez.

Hac için en uygun zaman kuzey yarım kürenin bahar mevsimi olabilir, çünkü Mekke de kuzeydedir. Peygamberin yaptığı tek hac da sanırım bu mevsimdedir (Nisan ayındadır). Sıcak ve soğuk değişik bölgelerde yaşayan tüm insanlığın ortak toplantısı da orta mevsimde olmalıdır.

Saygılarımla.

H.Kayahan

Hüseyin Kayahan
23.08.2015
15:07

Ayette geçen rafes, fusuk, cidal kelimelerini de biraz daha güncelleştirerek; gençlerin de anlayacağı şekilde,  gösteri, yürüyüş, protesto gibi toplumsal çıkışlarla karşılayıp, etimolojik manaya uygun kelimeler yazmak gerekir. Böylece oradaki barış ve güven ortamının hiç bir şekilde istismar edilmeyeceği de belirtilmiş olmaktadır.

Tayibet Erzen
23.08.2015
22:10

 

Şimdi Ruh’ul Kuran’dan bakıyorum da ay kelimesinin çoğulu için iki ayrı kelime geçiyor. Biri أَشْهُرٌ kalıbı(cem-i kılle kalıbıdır, sayılabilecek kadar az olan çoğullar için gelir, genelde 3-10 arası) diğeri ise الشُّهُورِ kalıbıdır(cem-i kesre, çok veya sayılamayacak kadar çok kavramlar için kullanılır). 12 aydan bahsettiğinde kesre kalıbını kullanıyor ama haram aylar(4 tane) ve Hac için kılle’yi tercih etmiş.

مَعْلُومَاتٌ kelimesi mana olarak ‘bilinenler’ anlamına gelse de gramer olarak nekre(bilinmez)dir. Bu önceden belirli olma hali de ancak periyodik olmasıyla anlaşılır. Yani dönemsel olarak belli ama her yıl değişeceği için belli değil.

Dediğiniz gibi hac ifadesi izmar değil de izhar ile gelmiş. Çoğul ifade kılle vezni ile geldiğinden bu da en az 3 farklı toplantı demektir.

İstanbul da benzer şekilde Hristiyan ve Müslümanların ortak şehri yapılabilir.” fikrinize aykırı olarak İstanbul’un da Mekke gibi kutsal olmasa da siyasi olarak tüm insanlığın merkezi olabileceğini düşünüyorum. Ne de olsa Gemi İstanbul’da, dı mı ama?

 





Çok Okunan Makaleler
Hüseyin Kayahan
MÜTEŞEBBİSE DAİR / GELECEĞİN MÜTEŞEBBİSİ
21.02.2013 15235 Okunma
13 Yorum 18.03.2013 21:10
Hüseyin Kayahan
RUH, NEFİS ve DİĞERLERİ
4.05.2012 15152 Okunma
58 Yorum 13.05.2012 06:56
Hüseyin Kayahan
NUH TUFANI (kısa bir özet)
4.10.2013 14807 Okunma
9 Yorum 18.10.2013 14:55
Hüseyin Kayahan
FECR / ALACAKARANLIK ve GÜNEŞ TAYFI
16.07.2015 14152 Okunma
11 Yorum 28.07.2015 00:04
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ YORUMLAR: SALSAL VE TUFAN HK.
13.10.2013 12682 Okunma
22 Yorum 18.10.2013 15:10
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK
27.07.2012 11728 Okunma
32 Yorum 15.08.2012 10:48
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-2, TANRININ AÇMAZI
2.08.2012 10629 Okunma
25 Yorum 06.08.2012 22:06
Hüseyin Kayahan
ONA ÜFLEDİ - NEFEHA FİHA, NEFEHA FİHİ
14.06.2015 9946 Okunma
1 Yorum 18.06.2015 09:29
Hüseyin Kayahan
HARUT ve MARUT, FİRİDİN ve RASYONALİZM
25.03.2012 9891 Okunma
11 Yorum 27.03.2012 08:38
Hüseyin Kayahan
SÖYLEMEK ve YAPMAK
15.11.2013 9565 Okunma
5 Yorum 22.11.2013 21:08
Hüseyin Kayahan
SESSİZ ve SESLİ NAMAZLAR
13.11.2016 9542 Okunma
5 Yorum 01.08.2017 18:04
Hüseyin Kayahan
İSLAM EKONOMİ SİSTEM,-ZEKAT BANKASI
12.09.2014 9536 Okunma
3 Yorum 14.09.2014 22:42
Hüseyin Kayahan
ORUÇ ve RAMAZAN
29.06.2014 9317 Okunma
19 Yorum 20.07.2014 07:59
Hüseyin Kayahan
FIKIH ve KELAM
30.10.2016 9313 Okunma
7 Yorum 18.11.2016 04:58
Hüseyin Kayahan
HACCIN ZAMANI
23.08.2015 7823 Okunma
4 Yorum 23.08.2015 22:10
Hüseyin Kayahan
İLK (ve TEK) SOSYAL/KOLEKTİF KİTAP: KUR’AN
12.06.2016 7551 Okunma
8 Yorum 15.06.2016 23:36
Hüseyin Kayahan
HİKMET ve UYGULAMA (PRATİK)
9.07.2015 7385 Okunma
1 Yorum 09.07.2015 12:13
Hüseyin Kayahan
RUH-ÜL KUDÜS
15.05.2012 7374 Okunma
8 Yorum 17.05.2012 00:58
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFI YOKTU.!?
24.07.2016 7316 Okunma
3 Yorum 26.07.2016 21:04
Hüseyin Kayahan
ŞURA ve Hz. ALİ'nin YAŞI
5.02.2017 7220 Okunma
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE BAŞLARKEN-2
31.07.2013 7111 Okunma
6 Yorum 03.03.2018 15:53
Hüseyin Kayahan
HUKUK ve TAŞKINLIK; MUSA ve HIZIR
7.05.2014 7107 Okunma
7 Yorum 12.05.2014 20:13
Hüseyin Kayahan
FATİHA ve YENİ KOMÜNİZM
4.09.2014 7079 Okunma
4 Yorum 24.09.2014 08:17
Hüseyin Kayahan
KELİME, MUTASYON; TURAB VE TOPRAK
29.04.2012 7011 Okunma
10 Yorum 01.05.2012 11:38
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP
6.06.2013 6956 Okunma
4 Yorum 09.06.2013 18:33
Hüseyin Kayahan
DİYET TAŞI
30.01.2016 6892 Okunma
4 Yorum 16.02.2016 18:06
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN-ZEKAT BANKASI (ÖZET)
13.09.2014 6778 Okunma
2 Yorum 17.09.2014 15:32
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP-2
10.06.2013 6775 Okunma
4 Yorum 25.06.2013 14:51
Hüseyin Kayahan
PARALELE DAİR
18.03.2014 6771 Okunma
4 Yorum 19.03.2014 13:13
Hüseyin Kayahan
2013-2014 KIŞ DÖNEMİ İLK İZLENİMLER
9.09.2013 6720 Okunma
2 Yorum 09.09.2013 11:39
Hüseyin Kayahan
MÜLK ve MAKAM
23.10.2016 6703 Okunma
2 Yorum 24.10.2016 15:38
Hüseyin Kayahan
BAŞKANLIK, YARI BAŞKANLIK YA DA...
27.08.2014 6681 Okunma
5 Yorum 01.09.2014 08:02
Hüseyin Kayahan
ALLAH ve DEVLET
13.07.2014 6625 Okunma
7 Yorum 09.08.2014 20:59
Hüseyin Kayahan
KÖLELİK-1
10.03.2013 6617 Okunma
5 Yorum 14.03.2013 19:54
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE GİRİŞ-1
30.07.2013 6509 Okunma
1 Yorum 10.08.2013 17:54
Hüseyin Kayahan
YENİ (TÜRK TİPİ) BAŞKANLIK
18.03.2015 6463 Okunma
1 Yorum 20.03.2015 11:03
Hüseyin Kayahan
PARALEL OKUMALAR-MUHKEM ve MÜTEŞABİH
17.04.2014 6450 Okunma
1 Yorum 19.04.2014 09:21
Hüseyin Kayahan
4x4 ve HIZIR
12.09.2013 6417 Okunma
1 Yorum 17.09.2013 17:13
Hüseyin Kayahan
İZLENİMLER-2
25.09.2013 6395 Okunma
8 Yorum 28.09.2013 07:31
Hüseyin Kayahan
ÜSTAD KARAGÜLLEYE AÇIK ARZIMDIR
25.06.2013 6373 Okunma
8 Yorum 02.11.2013 05:43
Hüseyin Kayahan
NAMAZI TANIMAK-1
2.11.2012 6354 Okunma
1 Yorum 03.11.2012 09:33
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-2, MUCİZELER
29.10.2012 6338 Okunma
3 Yorum 30.10.2012 07:15
Hüseyin Kayahan
KEVSER
4.08.2013 6298 Okunma
1 Yorum 05.08.2013 05:12
Hüseyin Kayahan
ASLAN OĞLUM ve METOD
11.04.2012 6271 Okunma
13 Yorum 13.04.2012 17:42
Hüseyin Kayahan
KRAL ÇIPLAK (MI?)
28.01.2013 6137 Okunma
7 Yorum 07.02.2013 17:00
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK NASIL ANLAŞILIR?
27.03.2012 6091 Okunma
9 Yorum 29.03.2012 17:53
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-1, KURAN'IN MÜŞKÜLLERİ
7.08.2012 6088 Okunma
3 Yorum 09.08.2012 16:49
Hüseyin Kayahan
YENİ BİR PAVLUS ARANIYOR
25.04.2012 6064 Okunma
13 Yorum 04.05.2012 18:47
Hüseyin Kayahan
YARATILIŞ-DİRİLİŞ ve FELSEFE
6.07.2012 6049 Okunma
4 Yorum 07.07.2012 15:08
Hüseyin Kayahan
YORUMSUZ ve BİR SEZİ ve BİR SORU
17.04.2012 5831 Okunma
5 Yorum 19.06.2012 11:35
Hüseyin Kayahan
KARAGÜLLE'YE MUHALEFET NASIL OLMALI?
4.04.2012 5669 Okunma
2 Yorum 05.04.2012 19:58
Hüseyin Kayahan
AD SEMUD İREM ve ARAFTAKİLER
11.02.2018 5506 Okunma
2 Yorum 24.02.2018 17:11
Hüseyin Kayahan
KURANDA METAFORLAR
13.04.2020 5464 Okunma
3 Yorum 15.04.2020 09:19
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-3 KURAN ARKEOLOJİSİ
6.08.2012 5438 Okunma
1 Yorum 07.08.2012 07:50
Hüseyin Kayahan
DİLİN CİLVELERİ
27.03.2012 5176 Okunma
6 Yorum 29.03.2012 17:18
Hüseyin Kayahan
SÖZ KESTİK, SÜT DE KESİLDİ...
13.04.2012 5123 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 08:56
Hüseyin Kayahan
EVREN ve NOKTA
23.04.2012 5118 Okunma
3 Yorum 29.04.2012 18:11
Hüseyin Kayahan
LİSANE SIDKIN sadık lisan ve İBRAHİM PEYGAMBER
11.02.2018 4987 Okunma
3 Yorum 28.10.2019 21:50
Hüseyin Kayahan
CEBELLEŞMEK-1
4.08.2013 4888 Okunma
1 Yorum 15.08.2013 12:39
Hüseyin Kayahan
HURUF-U MUKATTAA
17.02.2018 4880 Okunma
2 Yorum 21.02.2018 13:02
Hüseyin Kayahan
DİLLER; NELER ANLATIRLAR, NELER...
6.05.2012 4879 Okunma
1 Yorum 07.05.2012 01:01
Hüseyin Kayahan
PARA VE BONO
5.02.2017 4832 Okunma
1 Yorum 13.02.2017 08:43
Hüseyin Kayahan
KUNUT ve HUŞÛ
29.08.2014 4791 Okunma
Hüseyin Kayahan
Suç, Ceza ve Cehennem
21.05.2011 4762 Okunma
4 Yorum 22.05.2011 20:39
Hüseyin Kayahan
MUSA, FETASI ve BULUŞMA YERİ
30.03.2012 4747 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 18:07
Hüseyin Kayahan
DEVİ YOKETMEK
13.10.2013 4676 Okunma
1 Yorum 14.10.2013 16:22
Hüseyin Kayahan
MUHKEM ve MÜTEŞABİH
20.10.2019 4494 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 14:39
Hüseyin Kayahan
ZÜNNÛN – bir muamma
19.05.2020 4410 Okunma
1 Yorum 21.05.2020 18:19
Hüseyin Kayahan
ISTILAHİ DİLLER, MECAZ ve HAKİKİ MANALAR
20.10.2019 4362 Okunma
3 Yorum 29.10.2019 11:19
Hüseyin Kayahan
ALFABELER
11.02.2018 4232 Okunma
1 Yorum 18.02.2018 01:19
Hüseyin Kayahan
SALGINLAR ve PROJEKSİYONLAR
14.04.2020 4218 Okunma
4 Yorum 14.04.2020 16:25
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFİYETİ YOKTU-2
4.08.2016 4212 Okunma
Hüseyin Kayahan
1400 yıllık bir öykünme
1.08.2009 4175 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT SADAK ve FONLAR
7.09.2014 4117 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT ve BANKA
7.09.2014 3969 Okunma
Hüseyin Kayahan
Hakiki, mecazi, ıstılahi MANALAR
12.02.2018 3907 Okunma
Hüseyin Kayahan
Oku kim attı?
23.05.2011 3903 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - RANT ve ÖZEL MÜLKİYET
7.09.2014 3896 Okunma
Hüseyin Kayahan
FİTNE ve KATL
23.10.2016 3851 Okunma
Hüseyin Kayahan
KURAN ve SENARYO
20.10.2019 3836 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - DUYURU ve DAVET
7.09.2014 3767 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - XEKAT ve KAVRAMLAR
7.09.2014 3602 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUŞ DİLİ ve Hz. SÜLEYMAN
19.12.2019 3547 Okunma
1 Yorum 18.02.2020 16:07
Hüseyin Kayahan
DÜŞÜNME VE ANLAMA/FIKH ÜZERİNE
23.03.2012 3511 Okunma
2 Yorum 23.03.2012 11:30
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ
27.07.2020 3499 Okunma
6 Yorum 30.07.2020 09:04
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİK ve KAFİR
1.11.2019 3373 Okunma
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ BİR HOŞGELDİNİZ
23.03.2012 3186 Okunma
1 Yorum 23.03.2012 04:08
Hüseyin Kayahan
BİR AŞK FANTEZİSİ
14.08.2012 3122 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİKLER ve STK (sivil toplum kuruluşları)
19.04.2020 3051 Okunma
1 Yorum 19.04.2020 13:16
Hüseyin Kayahan
AYASOFYA CUMA MESCİDİ OLMALIDIR.
20.07.2020 2945 Okunma
1 Yorum 20.07.2020 16:51
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ-2
9.08.2020 2930 Okunma
1 Yorum 12.08.2020 15:51
Hüseyin Kayahan
TARİF ve BAŞLANGIÇ
12.05.2012 2880 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜZEKKER MÜENNES ve HÜNSA
2.02.2020 2850 Okunma
Hüseyin Kayahan
AKIL SATMALAR
11.07.2019 2761 Okunma
Hüseyin Kayahan
Abdest
12.03.2011 2741 Okunma
Hüseyin Kayahan
ALLAH; KENDİSİNİN VAR OLDUĞUNU NASIL BİLİR?
24.04.2012 2687 Okunma
Hüseyin Kayahan
yorumların çetelesi
26.03.2012 2618 Okunma
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜR ve ÖZGÜN İNSAN
24.04.2012 2590 Okunma
Hüseyin Kayahan
Yeni dünya düzeni
18.07.2019 2524 Okunma
Hüseyin Kayahan
ERGİNLİK TEORİSİ
25.04.2012 2487 Okunma