‘Geçmiş olsun İzmir, Allah korusun Türkiye’-14
‘Sosyal fay hatları sert kırılacak’
On ve on ikinci yazılarımla depremle ilgili farklı uyarılar yaptım. Depremden yola çıkarak hayatımızın her alanındaki sarsıntıları hatırlattım. Bu sarsıntıların “sosyal tufan” seviyesine yükselmekte olduğunu da defalarca yazdım. Bunu başkaları da yazıyor.
Mesela, bir hafta önce (8 Kasım 2020), Yeni Şafak yazarı Yaşar Süngü, işte bu yani “Sosyal fay hatları sert kırılacak” başlıklı bir yazı yazdı. Yazının sadece en başından, ortasından ve en sonundan birkaç cümle aktaracağım.
Yazının en başında şu uyarı var: “Yaşanan pandemi güvenlik dâhil üretim, tüketim, büyüme ve konvansiyonel güç standartlarının değişimi için kritik bir milat oldu. Ulusal ve uluslararası bağışıklık sisteminin yeniden yorumlanması ve stratejik dönüşüm için senaryo ve hazırlıklar artık en öncelikli konumuz.”
Kitabın ortasından gibisinden yazının ortasından bir bölüm: “Devletler ve küresel yönetişim için gıda, su ve sağlık güvenliği en büyük öncelik ve işbirliği alanı hâline geldi. Sıradaki sofistike kriz alanı ya da salgının ne olacağını öngörmek oldukça zor. Sosyal fay hatları, pandemi ile birlikte (başta Batılı ülkelerde olmak üzere) çok daha kırılgan hâle geldi.”
SONUÇ olarak son bölüm: “Küresel ekonomik ve siyasal sistemi taşıyan fay hatları bu kez sert kırılacak. Ve meydana gelen sosyal ve ekonomik depremden herkes etkilenecek. Virüs nasıl ayrım yapmıyorsa, virüsün kırdığı fay hatlarından meydana gelen deprem de ayrım yapmayacak. Yani ya yeniden “insan” olacağız ya da hep beraber yok olacağız.”
Hatırlanacağı üzere, bir yıl önce ufak çapta bir “İstanbul depremi” oldu. O zaman da birkaç uyarıcı “DEPREM” yazısı yazdık. 4 Ekim 2019 tarihli yazımızın başlığı şöyleydi:“DEPREM-1: İstanbul Depremi vesilesiyle uyarı”. Uyarılarımızı hatırlayalım…
“Geçen ay ne dedik ne yazdık, hangi uyarıları yaptık, yazılarımızın ana başlığı neydi?
‘Uyarı: Vatan, toprak, su, gıda ve beka sorunu’; bu başlıkta ‘altı yazı’ yazdık...
Devamında ne dedik ne yazdık, hangi uyarıları yaptık, yazılarımızın başlığı neydi?
‘On yıl önce-on yıl sonra; yine tarım ve tohum’; bu başlıkta ‘sekiz yazı’ yazdık...
Biz bu ‘uyarı yazılarımızı’ yazarken ‘İstanbul depremi’ oldu, şimdi depremi yazalım.
Geçen ay da yirmi yıl önceki 17 Ağustos 1999 ‘Marmara Depremi’ vesilesiyle de iki yazı yazıp hatırlatmalar yaptık. Yazı başlıklarımızı hatırlayarak başlayalım:
-‘17 Ağustos Marmara Depremi vesilesiyle uyarı!’ (18 Ağustos 2019)
-‘İstanbul’un/Dünya’nın Depremi; Sosyal Tufan!’ (19 Ağustos 2019)
Ağustos ayındaki ikinci yazımızın bir bölümü ile hatırlatmalara devam edelim:
“Siz hatırlayana değil de hatırlatan ALLAH’A ve hatırlatan sebeplere bakın…
Hayatımızın dinî/ahlâkî, ilmî, iktisadî, idarî/siyasî sorunlarını hatırlayın…
Sadece İstanbul ve Türkiye’de değil, bütün dünyada yaşanan sorunlar…
“SOSYAL TUFAN” diyoruz biz bütün bu sorunlara; yıllardan beri…
“Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” çare/çözümlerimizle birlikte…
“Summun/bukmun/umyun” müptelaları bu nasihatlere ilgisiz!!!
Binlerce nasihatlerimize ilgisizler bir “musibet” beklemekte…
“Marmara Depremi Musibeti” nasihat olup yetmedi mi?!.”
‘Van Depremi’ vesilesiyle 2011 yılında yazdığımız yazı başlıklarını hatırlayalım:
DEPREM(1): Teşhis var ama ‘tam tedavi’ yok! (27.10.2011)
DEPREM(2): Sorunlar ve SOSYAL TUFAN (28.10.2011)
DEPREM(3): Birinci sorun bilgisizliktir (29.10.2011)
DEPREM(4): İkinci önemli sorun ekonomidir (30.10.2011)
DEPREM(5): Hukuk ve sivil savunma sorunu (31.10.2011)
DEPREM(6): Sistemi, düzeni sağlamlaştırmak (01.11.2011)
Meraklısına not: Bu yazılar TV5’te bir programa da vesile olmuştu…
https://www.facebook.com/tv5haber/videos/10150380748527390/