‘Geçmiş olsun İzmir, Allah korusun Türkiye’-11
Hem İzmirli hem de Bornovalı (Bayraklı da ilçe olmadan önce Bornova’ya bağlıydı) biri olarak, “İzmir (Seferihisar) Depremi” vesilesiyle, depremle ilgili uyarılarımı yapmamın sebepleri var.
İzmir merkezli bütün depremlerde, Bornova (ve Bayraklı) Ovası’ndaki bütün binalarda büyük yıkımlar ve yüksek sayıda can kayıpları yaşanır; bölge ve ovayı iyi bilen biri olarak yazıyorum.
Bornova ve Bayraklı Ovası’nda henüz yapılaşma olmadan önce, 1950’li yıllardan itibaren, altmış yıl boyunca, bölgede yaşanan bütün süreçleri ve gelişmeleri çok iyi biliyorum…
İzmir, sadece deprem dönemlerinde değil, her zaman sürekli olarak belli ölçülerde veya canlı olarak hissedilmeyecek seviyede hep sallanır, deprem sonrası ise daha çok sallanır.
Ne demek istiyorum?
Mesela, İzmir son iki haftadan beri 3 bin 587 artçı depremle sarsıldı.
Bunu ben değil, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, deprem artçıları ile ilgili yaptığı açıklamada söyledi.
Prof. Haluk Özener dedi ki:
“30 Ekim'de saat 14:51'de Ege Denizi'nde Sisam adasının kuzeyi ile Doğanbey’de meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremin ardından 12 Kasım 2020 saat 09.00 itibarıyla bölgede 3 bin 587 artçı deprem çözümü yapılmıştır. Bunlardan 60'ı 4.0 ve daha büyüktür.”
Bu bilgilerden sonra genel olarak İzmir ve özel olarak Bornova’nın deprem açısından ne kadar riskli olduğu anlaşılmıştır, umarım.
Bunları bilen İzmirli/Bornovalı (nüfus kaydım da Bornova’da) biri olarak, “İzmir'deki olası depremde tamamen yıkılacak iki ilçeyi açıkladı!” başlıklı bir haber daha çok dikkatinizi çeker.
Haber şöyle başlıyor: “Deprem uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, İzmir'de meydana gelebilecek şiddetli yeni bir depremde Bayraklı ve Bornova'da yıkımın büyük ve ölümlerin fazla olacağını açıkladı.” Millî Gazete’deki haberin detayı şöyle: Prof. Dr. Ahmet Ercan diyor ki; “Bir yerde kıran yaşanmışsa, yapılar göçmüşse, aynı yer yeniden yapılaşmaya açılamaz. Bu doğrultuda o bölgenin yeniden yapılaşmaya açılmaması gerekiyor. Yapı yasaklı alan olarak ilan edilmesi gerekiyor. Orada kentsel dönüşüm olacaksa, Bayraklı'da değil, Yamanlar'a doğru olması gerekiyor. Yamanlar Dağı'na taşımak gerekiyor o binaları. Aynı yerleri tekrar deprem konutları yaparsak ikinci kez hata yapmış oluruz. Deprem sırasında deprem dalgaları Bayraklı'da yaklaşık 5 kat üst yapıya yansıtmıştır. Yamanlar 1 olarak duyarken, Bayraklı 5 kat büyük duymuştur. Yeniden oraya yapı yapılırsa, gelecekte deprem olması durumunda, Manisa depremi olması durumunda, buralar 5 kat büyüterek duyacaktır. Ölüm oranları çok fazla artacaktır. Bayraklı ve Bornova ovasındaki yapıların hemen hepsi değişen oranlarda, bir boksörün 9'uncu raunttaki yorgunluğunu taşımaktadır. Taşıyıcıların içinde kırıkçıklar oluşmuştur. Bir sonraki depremde bu yapılar yıkılacaktır. Güçlendirmeyle oturmayı kesinlikle önermiyoruz. Geçmişte güçlendirilen Adapazarı evleri 1999 depreminde yıkıldı.”
İzmir’deki Bornova/Bayraklı Ovası, bana göre de işte böyle bir yer, bu tehlikeler var.
İstanbul’da otuz yıldır yaşayan biri olarak, İstanbul için de benzer uyarılar yapmak isterim. Bunu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın DEPREM ile ilgili son bir toplantıda sarf ettiği cümlelerle yapalım. Bu uyarıları, başkanın toplantısına bizzat katılmış olan Millî Gazete yazarı arkadaşımız Adnan Öksüz aktarıyor ve bence de çok ama çok önemli uyarılar.
* “İstanbul Depremi Türkiye’nin bağımsızlık sorunudur. İmzamı atıyorum. 1999 Marmara Depremi Türkiye’ye 2001 krizini getirdi. Feryat ediyorum. Asıl konu kaybedilecek canlar…”
* “Feryat ediyorum!”, “İstanbul’da 50 bin hasarlı bina var!”, “Acil önlem alınması elzem!”
* “Bu işi Cumhurbaşkanlığı, Bakanlık, Büyükşehir Belediyesi çözemez. Bu işi ilçe belediyesi çözemez. Bu işi TOKİ, KİPTAŞ çözemez. Bu işi, hep beraber çözebiliriz.”
* “Deprem ve kentsel dönüşüm konuları siyaset üstü, seferberlik isteyen konular. Bakanlık öncülüğünde bir Deprem Konseyi kurulmalıdır. Kimsenin kafasını kuma sokma hakkı yok.”
Evet… Geçmiş olsun İzmir… Allah korusun İstanbul… Allah korusun Türkiye… İzmir, İstanbul ve bütün Türkiye’de DEPREM ile ilgili bütün yapılması gerekenler derhal yapılmalı…