Bu yazı Fehmi Koru’nun 02.11.2020 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/deprem-korona-ve-trump-uc-tehlikeli-konuyu-birbiriyle-irtibatlayan-ortak-nokta/
İnsan kişi olarak olsun topluluk olarak olsun sorunları çözmekle hayatını geçirmektedir. Sorunları çözerken karşılaşılan sorunların hayatı felce uğratmaması gerekir. Gerek kişilerin gerekse toplulukların varlığı ekonomiye dayanmaktadır. Ekonomi de üretim ile ilgilidir. Eğer sıkıntılı zamanlarda üretim devam ediyorsa sorunlar çözülüyor demektir. Üretim duruyorsa hayat sona eriyor demektir.
Kişiler için üretim zamanla durur hale gelir. Bunun için topluluklar ilk günlerden bugüne kadar dayanışma kurumlarını geliştirmişlerdir. Miras, nafaka hükümleri bu kişi üretiminin durmamasını sağlar. Ayrıca uygarlık aşamasından önce de dayanışma kurumları vardı. Bugün sosyal güvenlik bu kurumlardandır. Akevlerdeki dayanışma ortaklıkları da bunu sağlamaya çalışmaktadır. Kişilerin güvenliği kısmı sağlanmıştır. İzmir depremindeki başarılı kurtarma çalışmaları bunu gösterir.
Toplulukların güvenliği ise yirminci asırda sosyalizmin ve kapitalizmin hâkim olduğu dünyada devletleri borçlandırılarak sağlanmakta idi. Kriz beşerî seviyede olsa bile, savaş olsa bile sonunda çözümler üretilebiliyordu. Bugün ekonomik kriz dünyayı sarmıştır. Korona virüsten çok daha tehlikelidir. Sosyalizm ve kapitalizm iflas etmiştir. Bu anda Türkiye ve dünya uçuruma gitmektedir. Bunun tek çözümü vardı, o da faizli işçilik sisteminden kredileşmeli ortaklık sistemine geçilmesidir. Kur’an bize açık ayetleriyle bunu bildirmektedir.
Asıl tehlike; hala AK Parti’nin Kur’an’ın getirdiği bu çözümlere kulak vermemesi, Türkiye’nin AK Parti dışında bir çözüm yerinin bulunmaması ve dünyanın Türkiye’ye muhtaç hale gelmiş olmasıdır. Herkesin her çarenin, ekonomik çözümde olduğunu bilmesi gerekmektedir. Yazarların bu konuda iktidarları ve dünyayı uyandırması gerekir. Asıl görevini yapmayanlar yazarlardır. Sermaye’nin baskısıyla susmaktadırlar. Yazarların bugün görevi askerlerin cephedeki görevinden daha az değildir. Askerler cepheden cepheye zaferle giderken Türkiye ve dünya basını mezarlarda suskun halde bekliyorlar.