Bu yazı Fehmi Koru’nun 21.10.2020 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/bu-gozler-40-yilda-neler-gordu-bir-bilseniz-siyaset-arenasini-bir-de-benden-okuyun/
Darbe vardır, müdahale vardır. Müdahale iktidarda olan bir askeri birliğin çıkmaza giren sivil bir yönetime yön vermesi, yeniden sivil bir yönetimin oluşmasını sağlamasıdır. Darbe ise iktidarı indirip yerine ordunun kendisini iktidara getirmesidir.
Türkiye’de hep müdahale oldu, hiç darbe olmadı. İstiklal Savaşı’nı yapan askerler Sultan’ı iktidardan indirmediler, Sultan’ın kaybettiği toprakları yeniden kurtardılar ve Cumhuriyet’i kurdular. Daha ilk kurdukları zaman içinde demokratik bir yönetimi getirmeyi denediler. Bunu 20 sene sonra başardılar. 60 müdahalesinden sonrada çok partili anayasayı getirdiler, kısa zamanda sivil yönetime geçildi. 80 müdahalesi ile Türk Ordusu, Türk halkının istediği İslami düzenin Türkiye’ye gelmesini sağladı.
Evren’in anayasası sayesinde Türkiye’de 40 senedir askeri müdahale olmamaktadır. Askerler meclisi dağıtmadan, iktidarı indirmeden sivil yönetimlere etki etmişler ve bugüne gelmiş bulunuyoruz.
Bugün AK Parti iktidardadır. Türkiye’yi hatta dünyayı savaşsız üçüncü bin yıla götürebilecek imkânlara sahiptir. Bütün uyarılarımıza rağmen ısrarla ekonomide gerekli tedbirleri almamaktadır. Şimdilik ekonomide de başarılı adımlar atmaktadır. Başarırsa elbette ordu müdahale etmeyecektir. Başaramadığını ve Türkiye’de üretimin durduğunu farz edelim, ordu da Koru’nun tavsiyesini dinleyerek müdahale etmesin, ne olur? Türkiye Cumhuriyeti devleti Osmanlı İmparatorluğu gibi sona erer.
Osmanlı İmparatorluğu’nda olduğu gibi askerlerin ortaya çıkıp İstiklal Savaşı’nı yapmadığını farz edelim. İktidarını kaybetmiş bu yöneticilere ordu itaat etsin, o zaman ne olur? Bugün Türkiye’de %90 Müslüman %10 azınlık vardır. O zaman Türkiye’de %10 Müslüman bile kalmaz. Batılılar bizim kadar insaflı değiller. Galip geldiler mi kökünü kazırlar.
Bizim tavsiyemiz Türk Ordusunun Milli Güvenlik Kurulunda gerekli uyarıyı yapması ve müdahaleye gerek kalmadan Türkiye’deki yönetimin muhalefeti ile iktidarı ile gerekeni yapmasıdır.
Harp akademilerinin yalnız savaşı değil, barışı da ele almaları gerekir. İlker Başbuğ Genel Kurmay Başkanı iken bunu tavsiye etmişti. Türkiye’deki sivil üniversiteler ve araştırma merkezleri Dolar’ın esiri haline gelmişlerdir. Akevler’e çok yakın bir Profesör YÖK başkanıdır. Bizimle görüşemiyor bile. Bu doğaldır. Harp akademileri ise bağımsızdırlar. Onlarla beraber çalışıyorlar ama askerliğin bir kuralı vardır, her zaman her yerden saldırı gelebilir ona göre hazırlıklı olmak gerekir. Türk Ordusu bin yıllık denemesi ile bunu çok iyi bilmektedir. Harp Akademileri çözümleri üretmeliler milli güvenlik kurulunda ortaya koyup devleti aydınlatmalıdırlar. AK Parti bu husustaki tavsiyeleri en iyi dinleyecek bir partidir. Böylece Türkiye’de darbe olmaz ama müdahaleye de gerek kalmaz. Söyleyeceklerim bunlar…