Bu yazı Fehmi Koru’nun 18.10.2020 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/anayasanin-veya-yasalarin-bazi-maddelerini-begenmiyorum-ne-olacak-sorunu-mu-sordunuz-iste-cevabim/
Peygamberler yasaların ilahi emirler olduğunu ileri sürmüş ve herkesin yasalara uyması gerektiğini telkin etmiştir. Yargıçlar dâhil, yöneticiler dâhil herkes yasalara uymak zorundadır. Tevrat’ta zinaya recm cezası getirilmişti. Cemaati soruyor “Sen zina yapsan seni de mi recm edeceğiz?”, Musa cevap veriyor “Evet, ben zina yaparsam beni de recm edeceksiniz.” diyor. Peygamberlerin insanlara şeriata uyma zorunluluğunu kabul ettirdiği içindir ki binlerce yıldır bu din mensupları tüm saldırılara rağmen varlıklarını sürdürmektedirler. Çin’de komünist uygulamalar durmuştur, ama Budist mabetler bütün yasaklamalara rağmen hala yaşamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nde yasamaya, yargıya baskı yapılmıştır ama meclis kapatılmamıştır. Askeri müdahalelerle kapatılan meclisler daha demokratik bir meclis olmak üzere bir iki sene içinde faaliyete geçmek zorunda kalmıştır. Mahkeme kararları hep uygulanmıştır.
Cumhuriyetin varlığı bu mahkeme kararlarına uyma ile sağlanmıştır. Bugün de öyledir. Mahkeme kararları uygulanmaktadır. Bundan dolayıdır ki düzen ne kadar kötü olsa mahkeme kararları uygulandığı müddetçe o devlet yaşamaya devam eder. Türk askerleri de daima mahkeme kararlarına uymuşlardır, uymaktadırlar da. Hâkimler de adil davranma çabası içindeler.
Bu demek değildir ki Türkiye’de adil yargı sistemi vardır, adil devlet vardır ve Türkiye adalet içinde yaşamaktadır. Tarihi gelişmeler nedeniyle imparatorluk yıkılmış cumhuriyeti de batılıların etkisi içinde kurmuş bulunuyoruz. Sermaye’ye ve batılı güçlere taviz vermek zorunda kaldık ve bugünkü duruma bu tavizlerle geldik. Bugün de hala tavizleri vermek zorundayız. Bu tavizlerden kurtulabilmemiz için devletimiz güçlü devlet haline gelmelidir. Bu da ancak Kur’an’ın dediklerini uygulayacak bir şeriat düzeni sağlamakla mümkündür. Türkiye yasalarının hiçbirinde ne bugün ne de dün şeriat yasağı oldu. Tam tersine meclisimizin adı teşri meclistir, hukuka uygunluğun Türkçedeki ifadesi meşruluktur. Türkiye’de yasaklanan dini hissiyatın devletin temel kurallarına karşı istismar edilmesidir. İslamiyet zaten bunu yasaklamasa da meşru saymaz. İslam dini ve yalnız İslam düzeni laik bir düzendir.